Yalnız Mesajı Göster

Z Harfi İle Başlayan Deyimler Ve Anlamları

Eski 01-19-2011   #45
Şengül Şirin
Varsayılan

Z Harfi İle Başlayan Deyimler Ve Anlamları



Z HARFİYLE BAŞLAYAN DEYİMLER

Zahmet çekmek: Sıkıntı, güçlük, yorgunluk ve eziyetlere katlanmak”Senin adam olman için az zahmet çekmedim ben


Zahmete sokmak: Birine sıkıntı, güçlük ve yorgunluk vermek; masraf ettirmek”Adamcağızı durup dururken zahmete sokmuşsunuz


Zaman kazanmak: Birini oyalayarak ihtiyacı olduğu zamanı mümkün olduğunca uzatmaya çalışmak


Zaman kollamak: 1 Uygun bir fırsat beklemek 2 Bir işin sırasını beklemek”Zamanını kolla öyle gir işe, zamansız girip de rezil olma


Zaman öldürmek: Kimi şeylerle uğraşarak belli bir zamanın geçmesini sağlamak, boş şeylerle vakit geçirmek”Burda beklemekle zaman öldürüyoruz beyler


Zaman vermek: Bir iş için belli bir süre ayırmak”Bana biraz zaman verirseniz gidip onu çağırabilirim


Zaman zaman: Belli olmayan zamanlarda, ara sıra”Zaman zaman o da aramıza katılırdı


Zamane çocuğu: Eski nesile göre hayli yadırganacak davranışlarda bulunup sözler sarf eden kimse”Zamane çocuğu ne olacak


Zar tutmak: Tavla oyununda istediği sayıyı getirmek için, atmadan önce, zarlara parmaklar arasında belli bir biçim verip öyle atmak


Zart zurt etmek: Bağırıp çağırarak, yükseklerden atıp tutarak çıkışmak; kendini büyük göstererek kaba kuvvet gösterisinde bulunmak


Zar zor: 1 Güçlükle, zorla 2 “Ucu ucuna, kıt kanaat, istenilen ölçüye ancak yaklaşabildi” anlamında kullanılır”Zar zor getirdik adamı


Zehir etmek: Bir şeyin tadını kaçırmak, iyiyken kötü duruma sokmak”Yediğim şu yemeği zehir ettiniz bana


Zehir zemberek: İnsanın içine işleyen, onurunu zedeleyen çok acı söz

Zembereği boşanmak: 1 Saatin zembereği kurulmaz duruma gelmek 2 Kendini tutamayarak uzun uzun gülmek


Zemheri zürafası (gibi): Kışın ince elbise giyip gezenler için söylenir


Zemin hazırlamak: Bir işin gerçekleştirilmesi için uygun ortam hazırlamak, meydana getirmek


Zemzemle yıkanmış olmak: Biri, ötekine göre çok daha iyi nitelikte olmak


Zerre kadar: Hiç denecek kadar az”Onu zerre kadar sevmiyorum


Zevahiri kurtarmak: Bir işi gereği gibi değil de üstünkörü yapmak ve böylece söz gelmesini önlemek, görünüşü kurtarmak”Bu girişimimizle zevahiri kurtardık, daha ne istiyorsun?”


Zeval bulmak: Son bulmak, bozulup yok olmak, çökmek


Zeval vermemek: Zarar ziyan vermemek, korumak”Allah kimseye zeval vermesin

Zevkten dört köşe olmak: Çok mutlu olduğu anlaşılmak, çok sevinip keyiflenmek ve aşırı zevk duymak”Takımı galip gelince zevkten dört köşe oldu


Zevkine varmak: Bir şeyin tadını alabilmek, çıkarmak ve duymak; inceliklerini görebilmek”O sabah, manzaranın zevkine vardık


Zevkini çıkarmak: Bir şeyin tadından, güzelliğinden olabildiğince yararlanabilmek”Gelin şu gezinin zevkini çıkaralım


Zeytinyağı gibi üste çıkmak: Bir konuda haksız olduğunu kabullenmeyerek kurnazlıkla kendini haklı ya da suçsuz çıkarmaya çalışmak


Zıddına gitmek: Karşısındakini sinirlendirmek, sinirini bozmak; bir şeyin tersine hareket etmek”Niçin devamlı benim zıddıma gidiyorsun


Zılgıt yemek: Azarlanmak, paylanmak”Senin yüzünden öğretmenden zılgıt yedik


Zınk diye durmak: Birdenbire, aniden durmak”Önümdeki adam zınk diye durunca ne yapacağımı şaşırdım


Zırnık (bile) vermemek: Az da olsa, en ufak bir şey de olsa vermemek”Ona bu mirastan zırnık bile koklatmayacağım


Zıvanadan çıkmak: 1 Çok sinirlenip öfkelenmek, taşkınca hareketlerde bulunmak 2 Delirmek, aklını oynatmak”Biraz daha konuşup da beni zıvanadan çıkarmayın!”

Zihin açıklığı: İyi, sağlıklı düşünebilme gücü”Sana Allah`tan zihin açıklığı dilerim

Zifiri karanlık: Çok karanlık”Zifiri karanlıkta yola çıktık

Zihni bulanmak (karışmak): Sağlıklı düşünemez olmak, olaylar arasındaki bağlantıyı kaybetmek, ne yapacağını şaşırmak”Bir anda zihnim bulandı, saçmalamaktan korkup konuşmayı yarıda kestim


Zihnini bulandırmak: 1 Kuşkulandırmak 2 Düşünemez hâle getirmek


Zihnini çelmek: 1 Bir kimseyi yanıltmak 2 Kandırıp baştan çıkarmak


Zihnini kurcalamak: Aklına takılan bir şeyi anlamaya, kavramaya çalışmak”Akşamki mesele zihnimi kurcalayıp duruyor


Zihnini oynatmak: Çıldırmak, aklını yitirip delirmek”Sen zihnini mi oynattın?”


Zil takıp oynamak: Çok sevinmek


Zimmetine geçirmek: 1 Kendine mal etmek 2 Bir hesabı birinin borcuna eklemek”Devletin onca malını zimmetine geçirmiş


Zincire vurmak: Prangaya vurmak (mahkûmu)”Bütün esirleri zincire vurup zindana atmışlardı


Zindan kesilmek: 1 Çok karanlık duruma gelmek 2 Yaşanılan yer çok sıkıntı verici, yaşanılamayacak derecede kötü hâle gelmek


Ziyafet çekmek: Konukları yemek vererek ağırlamak”Düğünümde bir ziyafet bile çekemedim


Ziyan etmek: Yersiz, boş yere harcamak”O kadar ekmeği ziyan etmeye utanmıyor musun?”


Ziyanı yok: “Önemli değil, önemi yok!” anlamında kullanılır


Ziyaret etmek: Birini görmeye, biriyle görüşmeye, bir yeri görmeye gitmek”Hastaları ziyaret etmek görevlerimiz arasındadır

Zokayı yutmak: Aldatılıp zarara sokulmak


Zora binmek: İş güçleşmek, ancak zor kullanarak halledilecek hâle gelmek”Bir yolunu bulun, sakın işi zora bindirmeyin


Zora gelmemek: Sıkıntıya ve baskıya katlanamamak, güçlüğe sabredememek”Zora gelemem ben, lütfen ısrar etmeyin!”


Zorun ne?: “Ne istiyorsun, amacın ne?” anlamında kullanılır


Zoru olmak: Kendisini zorlayan bir sıkıntısı, derdi olmak”Adamın bir zoru olduğu yüzünden belliydi


Zurnanın zırt dediği yer: Yapılmakta olan işin en hassas, en önemli, en can alıcı noktası


Züğürt tesellisi: Kötü bir işte en önemli şeyi kaybettiği zaman bazı önemsiz, iyi olmayan bir yan bularak sevinmek ve kendini avutma


Zülfüyâra dokunmak: İşle ilgili olanı, hatırlı ve güçlü kimseyi veya yüksek bir makamı kimi söz ve davranışlarla gücendirmek, darılmasına yol açmak”Hayır geri duramam, zülfüyâra dokunsa da söyleyeceğim



__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla