Yalnız Mesajı Göster

Osmanlı Ordusunda Yürüyüş Usul ve Kaideleri

Eski 04-17-2009   #9
KRDNZ
Varsayılan

Osmanlı Ordusunda Yürüyüş Usul ve Kaideleri



Osmanlı Ordusunda Yürüyüş Usul ve KaideleriOsmanlı orduları her savaş için yığınaklarını tamamlar tamamlamaz hemen yürüyüşe geçerlerdi
Kosova savaşı için yığınağını FİLİBE’DE yapan Osmanlı ordu­su, KOSOVA savaş alanına Filibe-Sofya- Niş-Kroşovaç-Kurşunlu gibi düz, yürüyüşe ve ağırlıkların hareketine çok elverişli güzergâhı hem uzun hem de düşman ülkesinden geçtiği için emniyetsiz görmüş Filibe-Ahlıman-Köstendil-Komonova-Piriştine yolunu üs­tün tutmuştur Bu yol kısa idi Arızalı olduğu için güçlükle geçil­mişti Ama yanları ve gerisi emin idi Selanik hareket üssünden ya­rarlanılıyordu Osmanlı ordusu yürüyüşlerini düşmana rastlayın­caya kadar sürdürürlerdi II MEHMED (Fatih) AKKOYUNLU Devletiyle yapacağı OTLUKBELİ Meydan Savaşı için yürüyüşle­rinde, KARAHİSAR Kalesi önüne gelince; sadrazam Mahmud Pa­şa’nın,
—Padişahım şu kaleyi alalım- teklifine; Fatih Sultan Mehmed;
—Ben hisar almağa gelmedim, bana düşman ordusunu bulun, şeklinde verdiği cevap çok önemlidir Napolyon Bonapart’ın oldu­ğu söylenen ve strateji kaidesi olarak kitaplara geçen (asıl hedef düşman ordularıdır) sözü; ondan yüzyıllarca evvel Türkler tarafın­dan kullanılan ana kaidelerdendi
Osmanlı ordusunda yürüyüşler çok süratli ve uzun olurdu O devrelerde düşman orduları günde ancak 10 Km yürürken Osman­lı orduları 20- 25 Km yürürlerdi Bu çabukluk, düşman orduları­nın gecikmelerine karşılık, Osmanlı ordularının üstünlüğünü sağ­lardı VARNA Meydan Muharebesinden evvel II MURAD’ın pa­dişahlığı çocuk yaştaki oğlu II Mehmed’e bırakmasından faydala­narak, hazırladıkları haçlı ordusu ile Osmanlıları Avrupa’dan at­mak için Edirne genel yönünde yürüyüşe geçtiler Düşman ordula­rı yol boyunca Osmanlıların elindeki kaleleri almakla uğraşmasa­lardı, oyalanmadan yürüyüşlerine devam etselerdi, Osmanlı ordu­ları toplanmadan Edirne önlerine gelebilirlerdi Osmanlı ordusunu hazırlıksız yakalar ve belki de emeline kavuşurdu Ama daima haçlı orduları toplanmada gecikirlerdi Yürüyüşte ağır olmaları ve bir de uygun gördükleri mevzilere yerleşip, Osmanlı ordusunu beklemeleri, Osmanlıların çabuk toplanmalarına fırsat verirdi Ay­rıca Osmanlı orduları düşmanı gördükleri yerde taarruza geçerler­di
Ne yazık ki; bu gün Avrupalı komutanların buluşları olarak gösterilen Bu stratejik kurallar, yüz yıllarca evvel, Osmanlı başkomutanları tarafından yapılıyordu
Osmanlı orduları başkomutanları; batıdaki düşmanlarına karşı Kullandıkları bu savaş kaidelerini doğudaki düşmanlarına karşı da tatbik etmişlerdi Yalnız doğudaki düşmanları da, Osmanlılar gibi Türk aslından geldiklerinden, savaş usul ve kaidelerini onlar da bi­liyorlardı
Yıldırım Bayezid’in Osmanlı ordusu, Türk Timur ordularına Ankara meydan savaşında yenilmişti Yine Türk asıllı birkaç düş­man ordusuyla savaşmak zorunda kalan Osmanlı ordusu, karşısın­daki ordunun da aynı savaş kaidelerini uygulaması yüzünden zor durumlara düşmüşler, ancak, Osmanlı orduları, başkomutanlarının dehası ve ordularının daimi ve eğitimde üstün oldukları için zafe­re ulaşabilmişlerdi Uygulanan stratejik ve taktik kaideleri aynı idi ve atadan gelme Türk malı idi

Yürüyüşte sevk ve idare kaideleri şu sıra ile özetlenebilir:
a) Yığınak biter bitmez, derhal düşman yönüne yürüyüşe baş­lanmalıdır Bunun adı stratejik taarruzdur
b) Düşmanın kuvvetinin ne kadar olabileceği daima göz önün­de tutulmalıdır Bu, keşifle meydana çıkarılır
c) <!--[endif]-->
Hedef yalnız düşman ordusu olmalıdır
d)<!--[endif]-->
Arızalı da olsa yolun kısası, düzü, emniyetli olanı seçilme­lidir
e) Düşman kuvvetleri harekette ön almışsa, çok seri bir yürü­yüşle bu üstünlük ortadan kaldırılmalıdır
f) Lazımsa ve yollar elverişli ise, yürüyüş bir kaç kolla yapıl­malıdır
g) İcab ediyor ve mümkün oluyorsa, bütün gidiş yolu üzerinde
h) Ordu geri hizmet noktaları hazırlanmalıdır





__________________

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?




Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
Alıntı Yaparak Cevapla