Yalnız Mesajı Göster

2-El-Bakara//////1

Eski 08-05-2012   #27
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

2-El-Bakara//////1




29-el-ANKEBÛT


Mekke'de nâzil olan bu sûre 69 (altmışdokuz) âyettir "Ankebût", örümcek demektir 41 âyetinde kâfirlerin işleri örümcek ağına benzetildiği için sûre bu ismi almıştır


Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla


1 Elif Lâm Mîm


2 İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?


3 Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır


4 Yoksa kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sandılar? Ne kadar kötü (ne yanlış) hüküm veriyorlar!


5 Kim Allah'a kavuşmayı umuyorsa, bilsin ki Allah'ın tayin ettiği o vakit elbet gelecektir O, her şeyi işiten ve bilendir


6 Cihad eden, ancak kendisi için cihad etmiş olur Şüphesiz Allah, âlemlerden müstağnîdir (O'nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur)


7 İman edip iyi işler yapanların (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz


8 Biz, insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir Eğer onlar, seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme Dönüşünüz ancak banadır O zaman size yapmış olduklarınızı haber vereceğim


9 İman edip iyi işler yapanları, muhakkak sâlihler (zümresi) içine katarız


10 İnsanlardan kimi vardır ki: "Allah'a inandık" der; fakat Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanların işkencesini Allah'ın azabı gibi tutar Halbuki Rabbinden bir nusret gelecek olsa, mutlaka, "Doğrusu biz de sizinle beraberdik" derler İyi de, Allah, herkesin kalbindekileri en iyi bilen değil midir?


11 Allah, elbette (O'na gönülden) iman edenleri de bilir, iki yüzlüleri de bilir (ortaya çıkaracaktır)


12 Kâfirler, iman edenlere: Bizim yolumuza uyun, sizin günahlannızı biz yüklenelim, derler Halbuki onların hiçbir günahını yüklenecek değillerdir Gerçekte onlar, kesinlikle yalan söylemektedirler


13 (Fakat gerçek şu ki) elbette kendi yüklerini (veballerini), kendi yükleriyle birlikte nice yükleri taşıyacaklar ve uydurup durdukları şeylerden kıyamet günü mutlaka sorguya çekileceklerdir


14 Andolsun ki biz Nuh'u kendi kavmine gönderdik de o bin yıldan elli yıl eksik bir süre onların arasında kaldı Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi


15 Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık


16 İbrahim'i de gönderdik O kavmine şöyle demişti: Allah'a kulluk edin O'na karşı gelmekten sakının Eğer bilmiş olsanız bu sizin için daha hayırlıdır


17 Siz Allah'ı bırakıp birtakım putlara tapıyor, asılsız sözler uyduruyorsunuz Bilmelisiniz ki, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, size rızık veremezler O halde rızkı Allah katında arayın O'na kulluk edin ve O'na şükredin Ancak O'na döndürüleceksiniz


18 Eğer (size tebliğ edileni) yalan sayarsanız, bilin ki sizden önceki birçok milletler de (kendilerine tebliğ edileni) yalan saymışlardır Peygamber'e düşen, yalnız açık bir tebliğdir


19 Allah'ın, yaratılanı ilk baştan nasıl yarattığını, (ölümden) sonra bunu(nasıl) tekrarladığını görmediler mi? Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır


20 De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk baştan nasıl yaratmış bir bakın İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır Gerçekten Allah her şeye kadirdir


21 O, dilediğine azabeder, dilediğini esirger Ancak O'na döndürüleceksiniz


22 Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah'ı) âciz bırakamazsınız Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız


23 Allah'ın âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr edenler -işte onlar- benim rahmetimden ümitlerini kesmişlerdir ve onlar için acıklı bir azap vardır


24 Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise: "Onu öldürün yahut yakın!" demelerinden ibaret oldu Ama Allah onu ateşten kurtardı Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardır


25 (İbrahim onlara) dedi ki: Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz Sonra kıyamet günü (gelip çattığında ise) birbirinizi tanımazlıktan gelecek ve birbirinize lânet okuyacaksınız Varacağınız yer cehennemdir ve hiç yardımcınız da yoktur


26 Bunun üzerine Lût ona iman etti ve (İbrahim): Doğrusu ben Rabbim'e(emrettiği yere) hicret ediyorum Şüphesiz O, mutlak güç ve hikmet sahibidir, dedi


27 Ona İshak ve Ya'kub'u bağışladık Peygamberliği ve kitapları, onun soyundan gelenlere verdik Ona dünyada mükâfatını verdik Şüphesiz o, ahirette de sâlihler (zümresin) dendir


28 Lût'u da (gönderdik) O, kavmine demişti ki: Gerçekten siz, daha önce hiçbir milletin yapmadığı bir hayâsızlığı yapıyorsunuz!


29 (Bu ilâhî ikazdan sonra hâla) siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacak mısınız! Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: (Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konusunda) doğru söyleyenlerden isen, Allah'ın azabını getir bize!


30 (Lût
[Resimleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir Üye Olmak İçin Tiklayın]


31 Elçilerimiz İbrahim'e (iki oğul ihsan edeceğimize dair) müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: Biz bu memleket halkını helâk edeceğiz Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir


32 (İbrahim) dedi ki: Ama orada Lût var! Şöyle cevap verdiler: Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz Onu ve ailesini elbette kurtaracağız Yalnız karısı müstesna; o, (azapta) kalacaklar arasındadır


33 Elçilerimiz Lût'a gelince, Lût onlar hakkında tasalandı ve (onları korumak için) ne yapacağını bilemedi Ona: Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de aileni de kurtaracağız Yalnız, (azapta) kalacaklar arasında bulunan karın müstesna, dediler


34 "Biz, şüphesiz, bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık gökten (feci) bir azap indireceğiz"


35 Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır


36 Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik ve Şuayb: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününe umut bağlayın, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın! dedi


37 Fakat onu yalancılıkla itham ettiler Derken, kendilerini bir sarsıntı yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar


38 Âd ve Semûd'u da (helâk ettik) Sizin için, (onların başına nelerin geldiği) oturdukları yerlerden apaçık anlaşılmaktadır Şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterip onları doğru yoldan çıkardı Oysa bakıp görebilecek durumdaydılar


39 Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da (helâk ettik) Andolsun ki, Musa onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı Halbuki (azabımızı aşıp) geçebilecek değillerdi


40 Nitekim, onlardan her birini günahı sebebiyle cezalandırdık Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgârlar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine zulmediyorlardı


41 Allah'tan başka dostlar edinenlerin durumu, örümceğin durumu gibidir Örümcek bir yuva edinir; halbuki yuvaların en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır Keşke bilselerdi!


42 Allah, onlar'ın kendisini bırakıp da hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir O, mutlak güç ve hikmet sahibidir


43 İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir


44 Allah, gökleri ve yeri hak olarak (yerli yerince) yarattı Şüphesiz bunda, iman edenler için (Allah'ın varlık ve kudretine) bir nişâne bulunmaktadır


45 (Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür Allah yaptıklarınızı bilir


46 İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik Bizim Tanrımız da sizin Tanrınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur


47 (Resûlüm!) İşte böylece sana (önceki kitapları tasdik eden) bu Kitab'ı indirdik Onun için, kendilerine kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar Şunlardan (Araplardan) da ona iman eden nice kimseler vardır Âyetlerimizi, ancak kâfirler (inatları yüzünden) bile bile inkâr eder


48 Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın Öyle olsaydı, bâtıla uyanlar kuşku duyarlardı


49 Hayır, o (Kur'an), kendilerine ilim verilenlerin sînelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir Âyetlerimizi, ancak zalimler bile bile inkâr eder


50 "Ona Rabbinden (başkaca) mucizeler indirilmeli değil miydi?" derler De ki: Mucizeler ancak Allah'ın katındadır Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım


51 Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır


52 De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter O, göklerde ve yerde ne varsa bilir Bâtıla inanıp Allah'ı inkâr edenler (var ya), işte ziyana uğrayacaklar onlardır


53 Senden, azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı Fakat onlar farkında değilken, o ansızın kendilerine geliverecektir


54 (Evet) senden azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar Hiç şüpheleri olmasın, cehennem kâfirleri çepeçevre kuşatacaktır


55 O günde azap, onları hem üstlerinden hem ayaklarının altından saracak ve Allah (onlara): "Yaptıklarınızı (cezasını) tadın!" diyecektir


56 Ey iman eden kullarım! Şüphesiz, benim arzım geniştir O halde (nerede güven içinde olacaksanız orada) yalnız bana kulluk edin


57 Her can ölümü tadacaktır Sonunda bize döndürüleceksiniz


58 İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, içinde ebedî kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz (Böyle iyi) işler yapanların mükâfatı ne güzeldir!


59 Onlar, sabreden kimselerdir ve yalnız Rablerine güvenip dayanmaktadırlar


60 Nice canlı var ki, rızkını (yanında) taşımıyor Onlara da size de rızık veren Allah'tır O, her şeyi işitir ve bilir


61 Andolsun ki onlara: "Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir?" diye sorsan, mutlaka, "Allah" derler O halde nasıl (haktan) çevrilip döndürülüyorlar?


62 Allah rızkı kullarından dilediğine bol bol verir, dilediğine de kısar Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir


63 Andolsun ki onlara: "Gökten su indirip onunla ölümünün ardından yeryüzünü canlandıran kimdir?" diye sorsan, mutlaka, "Allah" derler De ki: (Öyleyse) hamd da Allah'a mahsustur Fakat onların çoğu (söyledikleri üzerinde) düşünmezler


64 Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur Keşke bilmiş olsalardı!


65 Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız O'na has kılarak (ihlâsla) Allah'a yalvarırlar Fakat onları sâlimen karaya çıkarınca, bir bakarsın ki, (Allah'a) ortak koşmaktadırlar


66 Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve sefa sürsünler bakalım! Ama yakında bilecekler!


67 Çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken, bizim (Mekke'yi) güven içinde kudsî bir yer yaptığımızı görmediler mi? Hâla bâtıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?


68 Allah'a karşı yalan uyduran yahut kendisine hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalimi kimdir? Cehennemde kâfirlere yer mi yok!


69 Ama bizim uğrumuzda cihad edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir

Alıntı Yaparak Cevapla