Yalnız Mesajı Göster

Antakya (Hatay) Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Antakya (Hatay) Genel Tanitimi



Hatay Manastırları

Aziz Symeon Stylites Manastırı (Samandağı)


Antakyadaki Hıristiyan azizlerinden Symeon Stylites Manastırı kentin 18 km batısında, Nahırlı Köyü yakınında, Âsi Nehrinin yatağına bakan bir tepe üzerindedir

Samandağının en yüksek tepesinde MSVyüzyılda yaşayan Terk-i Dünya tarikatının öncülerinden Aziz genç Symeon Stylites (MS389-459) manastırının günümüze ulaşan kalıntılarının ortasındaki sütun üzerinde, biraz soluk alabilmek için bütün dünya nimetlerinden elini ayağını çekip, otuz yıl Tanrıya dua ederek geçirmiştir

Suriye ile Kilikyanın birleştiği yerde dünyaya gelen Genç Symeon Antakyada yaşamış, sonra kendisini bir hücreye kapatmıştır Üç yıl sonra hücresinden çıkmış, yakınındaki dağa kendisinin çizdiği bir daire içerisine zincirlemiştir Aziz Symeon Stylitesin sabrı, dayanıklılığı ve inancı çevrede duyulmuş, Hıristiyan dünyasının her tarafından gelen hastalar, dertliler Ona başvurmuşlardır İnsanlardan kaçma umudunu yitirdiğinden yükseklere çıkmayı yeğlemiştir Söylentiye göre de papaz unvanını sütunun üzerinde yaşarken almıştır
Başlangıçta üç büyük taştan oluşan sütun yavaş yavaş yükseltilmiş ve sonunda 20 mye ulaşmıştır Söylentiye göre de Aziz zaman zaman buradan kuş gibi uçmuştur Aziz Symeon Stylites 7 yaşından 20 yaşına kadar “Johnun Manastırı” olarak isimlendirilen bu yerde Stylite eğitimi almıştır Ölümünden sonra İmparator ILeon (457-474) buraya onun adına bir manastır yaptırmıştır

Araştırmacılar Antakyanın 45 km doğusunda, bugün Suriyenin sınırları içerisinde, genç Symeon Stylitesden yaklaşık 100 yıl önce yaşamış, aynı ismi taşıyan bir azizden söz etmişlerdir Bu arada Daniel Stylites (409-493) isimli İstanbulda yaşayan bir diğer aziz Suriyedeki Symeon Stylitesi ziyaret ederek dönüşünde Anaplousde (Kuruçeşme) Boğaziçine karşı bir sütunun üzerinde 30 yıldan fazla yaşamıştır Ayrıca Kapadokyada aynı ismi taşıyan bir azizin de sütun üzerinde yaşadığı söylenmiştir


Eski kaynaklarda “Cebel-Mar Seman” veya “Dar Seman” denilen Genç Symeon Stylitesin Manastırı başlangıçta ona inananlar tarafından yapılmıştır Kaynaklarda yapının mimarının ismine rastlanmamıştır Ancak Aziz manevi gücünden şifâ arayanlar ile onların yakınları buraya gelerek yapım çalışmalarına yardımcı olmuşlardır Bu arada manastır plânının bir melek tarafından çizildiğine de inanılmıştır

Manastırın doğu-batı yönünde 160 m, kuzey-güney yönünde 130 mlik bir plânı vardırÜç ayrı girişi olan manastırın ortasında Azizin yaşadığı taş bulunuyordu Manastırın ilk bölümü 551 yılında tamamlanmıştır Günümüze son derece iyi bir konumda gelen yapının duvarları içerisine kayalara oyulmuş oturma yerleri dikkati çekmektedir Mozaik döşemeli zemin kaçak kazılar sonucu yok edilmiştir Manastırın tapınak kalıntıları, sarnıçlar, aziz odaları, mahzenleri ve onlara ait mimari parçalar çevreye dağılmış durumdadır Aziz Symeon Stylitesin de üzerinde yaşadığı sütunun 13 m Uzunluğunda 2 m2 genişliğindeki bölümü günümüze ulaşabilmiştir

Yayladağı Barleam Manastırı (Yayladağı)


Yayladağının en ünlü tarihi yapısı olan Barleam Manastırı 1316 m Yüksekliğindeki Keldağında küçük bir teras üzerindedir Burasının Hititler döneminden itibaren mabed olarak kullanıldığı sanılmaktadır Seleukos INicador burada Zeus adına bir mabet yaptırmıştır

MSIVyüzyılda Aziz Barleam buraya gelerek mabedin bulunduğu yerde bir manastır ve onun güney-doğu köşesine de VIyüzyılın başlarında bir kilise yaptırmıştır Manastır 1268 yılına kadar keşişleri bir araya toplamış, Arap akınlarından sonra da terkedilmiştir

Barleam Manastırını ilk kez 1832 yılında gezginler fark etmiş ve 1963 yılında WDjobadze burada bir kazı yaparak manastırın ana hatlarını ortaya çıkarmıştır Buradaki yapının ilk defa MSV-VIyüzyıllarda kullanıldığı XIIIyüzyıllarda da manastıra dönüştürüldüğü bilinmektedir Günümüze 5550x60 m Genişliğindeki avlusu ile temel kalıntıları, kuzey yönündeki mezarları gelebilmiştir

Manastırın kilisesi dikdörtgen plânlı olup 2 neflidir Bezemeleri daha çok geometrik, örgü, geçme, palmet ve sitilize edilmiş bitkisel motiflerdir Bu motifler Bizans üslubunu yansıtmamaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla