Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi

Eski 01-28-2008   #11
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi



Hz DAVUD (as)

Kur'ân-i Kerim'de adi geçen israilogullari peygamberlerinden biri Yahuda kabilesinden isa (Yasa)'nin sekizinci ogludur insanoglu yoldan çikip da batakliga düstükçe, yüce Allah, onlara peygamberler göndermistir Onlar bu peygamberler vasitasiyla uyarilmistir israilogullarina da peygamberler gönderilmistir Onlar, umumiyetle bu peygamberlere isyan hatta ihanet etmislerdir
Hz Musa'nin vefatindan sonra, yine israilogullari isyanin karanligina daldilar Azginlik yaparak Hz Musa'nin Allah'tan getirdigi akîdeyi terk etmeye basladilar Cenâb-i Allah, onlarin üzerlerine baska bir kabîleyi musallat etti

Hz Musa'nin vefatindan sonra israilogullarinin idaresi Yusa'ya kaldi israilogullarini çölden çikararak onlari dedelerinin ülkesine yerlestirdi Bu ülke, Hz Yakub'un yasadigi Ken'an bölgesi olup, israilogullari için mukaddes ülke sayilir

israilogullari Hz Musa'nin vefatindan sonra Filistin çevresine yerlesmis bulunan Amâlika Kabilesi ile karsi karsiya geldiler israilogullari Amâlika ile yaptiklari bir savastan maglup çiktilar Kendilerini toparlayarak yeniden bu düsman ile çarpismak istediler Yüce Rabbimiz onlarin bu durumunu söylece anlatmaktadir: "israilogullarindan bir cemaat Musa'dan sonra peygamberlerine: "Bize bir hükümdar gönder ki, Allah yolunda savasalim" dediler Peygamber "Size muharebe farz olunursa korkarim ki, savasmazsiniz" dedi Onlar: "-Niçin Allah yolunda savasmayalim? Yurdumuzdan ve evlatlarimizin yanindan çikarildik" dediler Onlara farz kilindiginda, birazi müstesna olmak üzere, savastan yüz çevirdiler " (el-Bakara, 2/246)

"Peygamberleri onlara: Allah, Teâlâ size hükümdar olarak gönderdi dediginde, onlar: O, bize nasil hükümdar olur? Biz hükümdarliga ondan daha layikiz Onun mali da çok degildir dediler Peygamber "Allah onu, sizin üzerinize namaz kildi Ona ilimde ve cisimde fazlalik (üstünlük) verdi Allah, mülkü diledigine verir " (el-Bakara, 2/247)

israilogullari tarafindan kutsal kabul edilen bir sandik vardi Kur'ân-i Kerim'de bu sandiga "Tâbût"* adi verilmektedir Amâlikalilarla yapilan savas sonucunda bu sandik Câlût (Golyat)'in eline geçmisti israilogullari bunun acisini duyuyorlar, fakat Tâlût'un da hükümdarligina itiraz etmekten geri kalmiyorlardi

"Peygamberleri onlara söyle dedi: Onun hükümdarligina alamet; size, içinde Rabbiniz tarafindan sekînet ve Musa ailesi ile Harun ailesinin mirasi bulunan Tâbût'u meleklerin yüklenip getirmesidir Eger siz iman edenlerdenseniz, bunda sizin için ibret ve mûcize vardir " (el-Bakara, 2/248) Tâbût'un israilogullarinin eline geçmesi onlari yüreklendirdi Yeniden toparlanarak Amâlika kabilesi üzerine yürüdüler Tâlût, israilogullarina ögütte bulundu Onlara söylece seslendi: "Allahu Teâlâ sizi bir nehir ile imtihan ediyor O nehirden içen benden degildir Ondan eli ile ancak bir avuç içen bendendir" dedi Onlarin pek azi müstesna, digerleri içti Tâlût ile iman edenler nehri geçtiklerinde: Bugün Câlût ve askerlerine karsi duracak takat bizde yoktur dediler Allah'a kavusacaklarini bilenler Nice az bir topluluk vardir ki, Allah'in izni ile daha çok olana galip gelmistir Allah, sabredenlerle beraberdir ' dediler " (el-Bakara, 2/249)

Amâlika ordularinin basinda Câlût (Golyat) bulunuyordu Câlüt'un ordusuyla karsi karsiya gelen mümin kitle söyle dua etti: "Ya Râb, üzerinize sabir ve sebat ihsan eyle, ayaklarimizi sabit kil ve kâfir kavme karsi bize yardim et " (el-Bakara, 2/250)

Tâlût'un ordusunda Dâvûd (as) bulunuyordu Dâvûd (as), Hz Yakub'un neslinden idi israilogullarindan olan Dâvûd, daha küçük yasta bir delikanli iken, hak davanin amansiz düsmani, zorba ve güçlü ordulara sahip olan Câlût ile yaptigi mücadeleyi kazanmis ve bu savasta Câlût'u sapan tasiyla öldürmüstü Bu olayda Allah'a tevekkül eden müminlerin zalimleri nasil yendigi gösterilmektedir

Câlût, zalim zengin ve korkunç bir hükümdardi Onun açikça belli olan büyük üstünlügü vardi Fakat Allahu Teâlâ, o zaman islerin yalniz zahiriyle meydana gelmeyip, gerçek anlamiyla vukû buldugunu göstermek istedi islerin hakikatini sadece O bilir Her seyin ölçüsü yalniz O'nun elindedir Aslinda insanlara güçlü görünenin zayif, zayif görünenin de Allah'in yardimiyla güçlü oldugu ölçüsü Allahu Teâlâ'ya aittir insanlar ise vazifelerini yerine getirmek, Allah'u Teâlâ' ya verdikleri ahitlerini ifa etmekle yükümlüdürler Bundan sonra Allah'in istedigi seyler istedigi sekilde olur insanlara, kendilerini korkutan zâlimlerin zayif, çok zayif olduklarini, Allah onlarin ölmesini istedigi zaman küçücük delikanlilarin bile maglup edebilecegini göstermek için bu zalim diktatörün ölümünü, daha genç bir bir delikanli iken Hz Dâvûd'un eline verdi Burada Allah'u Teâlâ'nin tahakkukunu istedigi gizli baska hikmetler de vardi Allah, Tâlût'dan sonra mülkü Hz Dâvûd'un almasini ve onun yerine oglu Süleyman (as)'i varis kilmayi istedi Bu sebeple Hz Dâvûd (as)'in gücü, Câlût'u öldürmesiyle gösterilmis oluyordu

"Allah'in izniyle, onlari hemen hezimete ugrattilar Dâvûd da Câlût'u öldürdü Allah ona mülk ve hikmet verdi Dilemekte oldugu seylerden de ona ögretti" (el-Bakara, 2/251)

Câlût'un öldürülmesiyle Amâlikalilar bozguna ugradilar, darmadagin oldular Bu olaydan sonra halk, Hz Dâvûd (as)'a daha çok sevgi ve saygi göstermeye basladi

Tâlût'un ölümünden sonra yerine Dâvûd (as) geçti Ona hem yönetim, hem peygamberlik verildi; "Dâvûd'a daglari ve kuslari boyun egdirdik Onunla beraber tesbih ediyorlardi Biz (bunlari) yapariz" "Ona, sizi savasin siddetinden korumak için zirh yapmayi ögretmistik Ama siz, sükrediyor musunuz ki?" (el-Enbiya, 21/78, 80)

"Andolsun Dâvûd'a tarafimizdan bir üstünlük verdik Ey daglar, onunla beraber tesbih edin ve ey kuslar (siz de) Ve ona demiri yumusattik", "Genis zirhlar yap, dokumasini ölçülü yap ve (hepiniz) iyi isler yapin Çünkü ben, yaptiklarinizi görmekteyim diye vahyettik" (Sebe, 34/10-11) Hz Dâvûd (as) hakkinda Kur'ân-i Kerim'den gelen rivâyetler; Dâvûd'un çok güzel bir sesi oldugunu, kendisine verilen Zebur'u okumaya baslayinca, daglarin ve kuslarin onu dinlemek üzere etrafinda toplandiklarini bildirmektedir Zebur dört büyük semâvî kitaptan birisi olup, yüzelli sûreden ibarettir Bu kitap, ser'î hükümleri tasimadigi için Hz Dâvûd, Hz Musa'nin serîati ile hükmetmistir

Yahudi kaynaklarinda Hz Dâvûd'un, Mizmar denen bir musiki âleti çaldigi kayitlidir Kur'ân'da da: "(Her taraftan) gelen kuslar da ona icabet ederler, hepsi onun nagmesine katilirlardi ", "Onun mülkünü kuvvetlendirmistik Kendisine hikmet ve açik konusma, güzel konusma vermistik " (Sad, 38/19-20) buyuran Allah, ayni sûrenin 21 âyetinde, Hz Dâvûd (as) zamaninda olan bir hâdiseyi de, Hz Muhammed (sas)'e söyle haber vermistir: "Dâvûd'un yanina gelmislerdi de, onlardan korkmustu Korkma dediler, Biz, iki davaciyiz Birimiz ötekinin hakkina saldirdi simdi sen aramizda hak ile hükmet Zulmetme Bizi yolun ortasina (adalete) götür " (Sad, 38/22)

Kur'ân'da anlatildigina göre bunlar iki kardestiler Birisinin doksandokuz koyunu, ötekinin bir tek koyunu vardi Böyle iken doksandokuz koyunu olan öteki kardesinin tek koyununu ister, aralarinda tartisma çikar Tek koyunu olani bu tartismayi kaybeder Hz Dâvûd (as)'a müracaat ederler O, davaci olanlardan birini dinler, ötekini dinlemeden hükmünü verir Bunu da Allah'u Teâlâ'nin kendisini imtihani sanir Ancak bu yaptigi hareket sebebiyle Allah'dan magfiret dileyip secdeye kapanir, tövbe eder Allah, onu affettigini bildirir ve ona su vahyi indirir: "Ey Dâvud, biz seni yeryüzünde (senden öncekilerin yerine) hükümdar yaptik insanlar arasinda adaletle hükmet, keyfine uyma Sonra seni Allah yolundan saptirir Allah'in yolundan sapanlara, Allah'in hesap gününü unuttuklarindan dolayi, çetin bir azap vardir " (Sad, 38/26)

israilogullari, Hz Dâvûd zamaninda en parlak dönemlerini yasamislardir Dâvûd (as) Kudüs'ü fethetmis, kendisine baskent yapmisti

Hz Dâvûd, hem hükümdar, hem peygamberdi Bir nimet olarak bu iki özellik ona verilmisti O, israilogullarini kirk yil yönetti ve Rabbine kavustu Hz Dâvud (as)'in yerine oglu Hz Süleyman (as) geçti ve ona da peygamberlik geldi Hz Dâvûd, bir gün oruç tutar, bir gün yerdi

Abdullah b Amr'dan rivâyetle, Abdullah, her gün gündüzleri oruç tutar, geceleri de (nâfile) namaz kilardi Onun bu durumu Rasûlullah'a bildirildiginde Hz Peygamber onu çagirdi ve söyle buyurdu: "Bir gün oruç tut, bir gün iftar et iste bu Dâvûd (as)'in orucudur"

Bir baska rivayette ise, Rasûlullah (sas) söyle buyurmustur: "Allah'u Teâlâ ya en sevimli oruç, Dâvûd (as)'in orucudur O, bir gün oruç tutar, bir gün iftar ederdi Allah'a en sevimli namaz da Dâvûd namazi idi O, her gecenin yarisinda uyur Üçte birinde (nafile) namaz kilardi Altida birinde de yine uyurdu" (Müslim, Siyam, 183; Nesâî, Siyam, 69)

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla