Yalnız Mesajı Göster

Bursa Ve Güzellikleri

Eski 11-04-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bursa Ve Güzellikleri



Bursa Cami ve Mescitleri 4

İbrahim Çelebi Camisi (Mudanya)

Mudanya Kaymakoba Köyündeki İbrahim çelebi Camisinin kitabesi günümüze ulaşamamıştır Ayrıca vakıf kayıtlarında yalnızca ismi geçtiğinden ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir

Büyük olasılıkla İbrahim Çelebinin yaptırdığı bu cami kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır Üzeri ahşap çatı ile örtülü caminin güney duvarında yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır Mihrap nişinin iki yanında duvarlar boyunca uzanan bir seki vardır Güney batı köşesinde de minberi vardır Cami kuzey ve güney duvarlarında üçer pencere ile aydınlatılmaktadır

Caminin sıvalı olan duvarları içerisinde yer yer, tavan eteğinde, pencere çevresinde ve mihrap nişinde kalem işi bezemeler bulunmaktadır

Ahmet Ağa Camisi (Mudanya)

Mudanya Mirzaova Köyünde bulunan Ahmet Ağa Camisinin kitabesi bulunmamaktadır Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında bu caminin yalnızca ismi verilmiştir Yanındaki çeşmede ise 1812-1813 tarihi okunmaktadır Büyük olasılıkla bu cami çeşme ile birlikte XIXyüzyılın başlarında yapılmıştır

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap çatılıdır Kuzeydoğu köşesinde de kare kaideli minaresi bulunmaktadır Kuzey cephesindeki giriş kapısı çift kanatlı olup, üzerinde ve iki yanında birer küçük penceresi vardır Girişin karşısındaki altı sıra mukarnaslı mihrap, yarım yuvarlak olup, batı köşesinde de minber bulunmaktadır Cami batı, güney ve kuzey yönünde altlı üstlü kemerli ikişer pencere ile aydınlatılmaktadır

Caminin duvarları moloz taş ve kerpiçten yapılmıştır Ayrıca batı ve kuzey cephelerinde de beş yatay hatıl ile duvarlar kuvvetlendirilmiştir Minare kare kaideli olup, oldukça alçak boylu ve yuvarlak gövdelidir

Fatih Camisi (HStephanos Kilisesi) (Mudanya)

Mudanya, Zeytinbağı bucağında olan fatih Camisi aslında bir Bizans kilisesidir TEvangelidise göre 720-730 yıllarında yapılmıştır Giriş kapısının hizasında saçak altında bulunan beş satırlık mermer kitabesinde Hacı Hasan tarafından 1560-1561 yıllarında Fatih Camisi ismi ile camiye dönüştürüldüğü belirtilmiştir

Cami doğu-batı doğrultusunda olup, narteksi son cemaat yerine çevrilmiştir Ayrıca bunun önüne dört direğin taşıdığı ikinci bir giriş eklenmiştir İbadet mekanının ortasındaki dört sütun yüksek kasnaklı kubbeyi taşımaktadır Kapalı Yunan haçı planındaki bu yapıda kubbenin dışında kalan bölümler tonozlarla örtülmüştür Kilisenin absidi dışa taşkın ve iki bölümlü olup, bunlardan bir tanesi mihrap olarak kullanılmaktadır Absit üstte üç yuvarlak kemerli pencere ile dışa açılır Bunun dışında kapalı haçın kollarında sivri kemerli dörder pencere ile içerisi aydınlatılmıştır

Cami, düzgün tuğla sıraları, moloz taşlar ve yer yer de kesme taşlardan örülmüştür Pencere ve hafifletme kemerleri tuğladandır Sütunlar, başlıklar, kapı söve ve lentoları mermerdendir Cami içerisinde dikkati çeken bir bezeme bulunmamaktadır

Hamza Bey Camisi (Mustafakemalpaşa)

Hamza Bey camisinin yapım tarihini belirten bir kitabe günümüze ulaşamamıştır Bununla beraber caminin güneyindeki türbenin kuzey cephesinde ve giriş kapısı yanında iki kitabe bulunmaktadır Bu kitabelerde de Murat beyin oğlu Hamza Beyin 1462-1463 yılında bazı vakıflarda bulunduğu yazılıdır Ekrem Hakkı Ayverdi, Hamza Beyin Lala Şahin paşanın torununun çocuğu veya torununun torunu olduğunu belirtmiştir Buna dayanılarak yapının Fatih döneminde (1451-1481) yapıldığı sanılmaktadır

Bu cami 1950 yılında tamamen yenilenmiş ve özelliğini kaybetmiştir Yeni yapılan caminin planı ile eski caminin planı arasında hiçbir bağlantı bulunmamaktadır

Lala Şahin Paşa Külliyesi (Mustafakemalpaşa)

Mustafakemalpaşadaki Kirmasti Çayının yanında yer alan külliyeden minare, türbe ve medrese kalıntısı günümüze gelebilmiştir Lala Şahin Paşanın 1384 tarihli vakfiyesinde Kirmastide (Mustafakemalpaşa) bir cami ve karşısında zaviye yaptığını belirtmiştir Bu vakfiyede lala Şahin paşanın Bursadaki medresesi belirtmişse de Mustafakemalpaşadaki medreseden söz edilmemiştir Günümüzde türbenin kuzeydoğusunda ne zaman yıkıldığı bilinmeyen caminin minaresi, güneydoğusunda da medresesi bulunmaktadır Bu yapının kitabesi olmadığından kesin bir tarih verilememektedir Bununla beraber Ekrem Hakkı Ayverdi bu yapıların Orhan Gazi döneminde (1324-1362) yapıldığını ileri sürmektedir Bu külliye, Mustafakemalpaşa civarındaki bir kalenin yakınında olan Yalak Abad Savaşı sırasında elde edilen ganimetle yapılmıştır

1787 tarihli bir kadı siciline göre caminin duvarlarının 114 m kalınlığında ve 682 m yüksekliğinde ve 12 penceresinin olduğu yazılıdır Günümüze gelen minare kaidesinde bulunan kitabeye göre 1823 tarihinde onarılmıştır Ekrem Hakkı Ayverdiye göre yalnızca minare gövdesi onarılmış kaidesi eskiden kalmadır Bu minarenin evvelce Kirmasti Çayının kenarında olduğu, sonradan yerinin değiştirildiği ileri sürülmüştür Minare köşeli taş kaideli, silindirik gövdelidir Kaidesi bir sıra kesme taş, üç sıra tuğla ile örülmüştür Gövde kısmı tuğladandır Ayrıca kaidede yer yer devşirme parçalardan da yararlanılmıştır

Şeyh Müftü Camisi (Mustafakemalpaşa)

Şeyh Müftü Camisinin giriş kapısı üzerinde yer alan üç satırlık mermer kitabesinde bu caminin Naip Şefik Beyin yardımı ile 1894-1895 yılında yapıldığı yazılıdır

Cami kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, sonraki dönemde kuzey yönüne bir son cemaat yeri eklenmiştir Batı cephesinin kuzey köşesine de minare yerleştirilmiştir İbadet mekanının ortasında dört sütunun taşıdığı bir kubbe, bunun dışında kalanlar da ahşap çatı ile örtülüdür Güney duvarı ekseninde bulunan mihrap beş cepheli olup, iki yanına simetrik üçer pencere açılmıştır Güney, doğu ve batıdaki pencereler sivri kemerli, dışa doğru daralmaktadır Ayrıca kuzey duvarındaki giriş kapısı yanında da iki pencere görülmektedir

Batı cephesinin güneyinde yer alan minare kare kaideli, kesme taştan, silindirik gövdeli ve tek şerefelidir Cami moloz taş ve tuğladan yapılmış, köşelerde kesme taş kullanılmıştır Caminin içerisinde bezeme olarak kıvrık dal, rûmi ve hatayilerden meydana gelen kalem işleri bulunmaktadır Ayrıca ahşap tavanda da geometrik süslemeler görülmektedir Caminin yanında Şeyh Müftünün türbesi bulunmaktadır

Ayas Köyü Camisi (Mustafakemalpaşa)

Mustafakemalpaşa Ayas Köyünde bulunan bu caminin girişi üzerinde bulunan üç satırlık mermer kitabede minarenin 1899-1900 yıllarında yapıldığı, banisinin de Muhammed isimli bir kişi olduğu belirtilmiştir:

Ne dikleş sürete girmiş binâsı bu minârenin
Sanurmısın olur bihûde mesâisi bâninin
Muhammed eyledi refik çünki hasbeten lillâhdır sayi
“Vel-bâkıyâtus-sâlihât”dır müjdesi anın
Atâyi hakkıile târihin didin “âbd-i muhtâr”
Aranur ise bilinsün vakt-i inşâsı bunun 1317

Caminin minaresi orijinal olup, onun dışında kalan bölümleri tamamen yeni ve hiçbir özellik taşımamaktadır Kare kaideli yuvarlak gövdeli tek şerefeli minare taştan yapılmıştır

Caminin yanında Hamza Bin Aysa Beyin türbesi bulunmaktadır

Tatkavaklı Köyü Camisi (Mustafakemalpaşa)

Mustafakemalpaşanın Tatkavaklı Köyünde bulunan bu caminin kapısı üzerindeki mermer kitabeden 1905-1906 yıllarında yapıldığı belirtilmiştir Vakıflar Genel Müdürlüğündeki kayıtlarda da 1887-1888 tarihi yazılıdır Cami 1965 yılında tamamen yenilenmiş ve orijinal özelliğinden uzaklaşmıştır Yalnızca son cemaat yerinin batı duvarındaki kübik kaideli silindirik gövdeli ve tek şerefeli minaresi orijinaldir Şerefe korkuluğundaki bezemeler dışında başka bir özelliği bulunmamaktadır Bu bezemelerde kesme taş üzerine kabartma tekniği ile geometrik bezemeler ve ibrik motifleri yapılmıştır

Hacı Hasan Camisi (Mustafakemalpaşa)

Mustafakemalpaşa, Kestelek Köyündeki bu cami yeniden yapılmıştır Yalnızca avlusunda 33x66 cm boyunda üç satırlık mermer kitabesi eski camiye aittir Bu kitabede caminin 1886 yılında yapıldığı belirtilmiştir:

Bedolundu işbu câmi-i şerîf imârına
Üç senede çün nasib oldu bunun itmâmına
Ger hulûs ile muvaffak olduk ise bu işe
Olmadık ise ne yüzle varuruz dizarına (didarına)
Li hamsetun utfiu bihâ harral-vebâl-hâtuıma
El-Mustafâ vel-Murtazâ vebnâhumâ vel-Fâtıme
Sene 1304 (1886) Muharrem

Yenice Köyü Camisi (Mustafakemalpaşa)

Mustafakemalpaşa Devecikonağı bucağındaki yenice Köyü Camisinin 51x62 cm ölçüsündeki mermer kitabesinden Hızır Paşa tarafından 1901 yılında yaptırıldığı yazılıdır

Cami kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, buna sonradan bir de son cemaat yeri eklenmiştir Ahşap çatı ile örtülü olan caminin güney duvarının ortasında yarım yuvarlak mihrabı, kuzey kapısında da giriş kapısı bulunmaktadır Caminin güney duvarından altlı ve üstlü ikişer, doğu ve batı duvarında ikişer alt, üçer üst, kuzey duvarında da iki alt pencere ile aydınlatılmıştır Bu pencerelerden alttakiler yuvarlak kemerli üsttekiler de dikdörtgendir

Kilise Camisi (HParaskeva Kilisesi) (Mustafakemalpaşa)

Mustafakemalpaşa Söğütalan, Akçapınar Köyünde bulunan bu caminin orijinal yapısı kilisedir Giriş kapısı üzerindeki kitabede de camiye çevrildiği 1928 tarihi yazılıdır

Yapı bazilika planlı olup, doğu batı doğrultusundadır İbadet mekanı (naos) ahşap sütunlarla üç nefe ayrılmıştır Doğu duvarında bugün mihrap olarak kullanılan yarım yuvarlak apsit ve iki yanında da birer dikdörtgen niş bulunmaktadır Yapının güney duvarında üç basık kemerli büyük bir pencere, batıda da kare pencere, kuzey duvarında da üç basık kemerli pencereler yer almaktadır Yapı oldukça harap durumdadır

Erenler Köyü Camisi (Orhaneli)

Bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden, vakıf kayıtlarında bununla ilgili bir belgeye rastlanmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap çatı ile örtülmüştür Kuzeydeki son cemaat yeri de doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlı ve ahşap tavanlıdır İbadet mekanının güney duvarında yarım yuvarlak mihrap nişi, üzerinde de yuvarlak kemerli iki penceresi bulunmaktadır Caminin doğu duvarında dört, üzerinde yuvarlak kemerli iki küçük penceresi; kuzey duvarında ibadet mekanına açılan kapının doğusunda kareye yakın dikdörtgen bir pencere bulunmaktadır Batı duvarında da zeminden yaklaşık 180 m yüksekliğinde yuvarlak kemerli üç penceresi bulunmaktadır İbadet mekanının duvarları ve mihrap dışında bitkisel motifli kalem işleri vardır

Mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır

Harmancık Merkez Camisi (Hacı Osman Alan Mescidi) (Orhaneli)

Orhaneli Harmancık bucağındaki bu caminin minare kaidesi üzerindeki bir kitabeden 1904 yılında yaptırıldığı öğrenilmektedir Caminin banisi bilinmemekle beraber bu kitabede yalnızca ustaların ismine yer verilmiştir

Cami kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, üzeri çatı ile kapatılmıştır Güney duvarının ortasında yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır Caminin doğu ve batı duvarlarında yaklaşık eşit ölçülerde ve eşit aralıklarda pencereler sıralanmıştır Doğu duvarında 7, batı duvarında da 5 pencere bulunmaktadır Batı duvarındaki ikinci pencerenin yerine de minare kapısı açılmıştır Ayrıca kuzey duvarındaki giriş kapısının yanında iki pencere vardır Caminin son cemaat yeri ile ibadet mekanı arasında seviye farkı bulunmakta ve bu yüzden buraya basamakla çıkılmaktadır İbadet mekanının güneyinde, köşede vaiz kürsüsü ve minberi bulunmaktadır Kare kaideli minare caminin batı cephesine bitişiktir

Hacı Mehmet Camisi (Orhaneli)

Orhaneli, Çakmak Köyündeki Hacı Mehmet Camisinin de kitabesi bulunmamakta ve vakıf kayıtlarında onunla ilgili bir belge olmadığından ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Büyük olasılıkla banisi Hacı Mehmet isimli bir kişidir

Cami, kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen planlı ahşap çatılıdır Güneyde yarım yuvarlak mihrabı bulunmaktadır Yapının kuzeyinde doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlı, üzeri tavanla örtülü bir son cemaat yeri vardır

Mihrap nişinin doğusunda bir altlık ve üstlük, batısında da yalnızca bir üstlük pencere bulunmaktadır Doğu duvarında ise iki altlık ve üstlük pencere vardır

Murat Çelebi Camisi (Cuma Camisi) (Orhaneli)

Orhaneli ilçesinin Nalbant Köyünde bulunan Murat Çelebi Camisinin kitabesi bulunmadığından ve vakıf kayıtlarında da bununla ilgili bir bilgiye rastlanmadığından kimin tarafından ve ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir

Cami, kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen planlı ahşap çatılıdır Son cemaat yeri iki katlıdır İki sütun ve bir ahşap desteğe oturmaktadır İbadet mekanı düz tavanlı olup, tavanı taşıyan iki destek bulunmaktadır Güney duvarı ekseninde yarım yuvarlak bir mihrap nişi, batısında da bir minber bulunmaktadır Cami doğu ve batı duvarlarında birbirlerine eşit ikişer pencere, kuzeydeki giriş kapısı yanında birer pencere ile aydınlatılmaktadır

Orhan Gazi Camisi (Orhangazi)

Orhan Gazi Camisinin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber Orhan Gazi dönemi (1324-1362) eserleri arasındadır

Cami kareye yakın dikdörtgen planlı ve ahşap çatılıdır Caminin önünde iki yanlı merdivenle çıkılan bir son cemaat yeri bulunmaktadır İki katlı son cemaat yeri dört sütunlu olup, üzeri ahşap çatı ile örtülüdür Girişin sağ ve solunda iki mihrapçık ve iki de pencere bulunmaktadır Ayrıca sağ köşesine minaresi yerleştirilmiştir Kare planlı olan ibadet mekanının güney duvarında yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır Mihrap dokuz sıra testere dişi ile bezelidir Mihrabın iki yanında iki, doğu ve batı duvarlarında da üçer pencere ile içerisi aydınlatılmıştır Dikdörtgen çerçeveli bu pencereler iki katlı olup, bunlardan bazıları dıştan örülerek nişe dönüştürülmüştür Mihrabın kuzey köşesine de minberi yerleştirilmiştir Girişin sağ ve solunda ikişer ahşap sütunun taşıdığı kadınlar mahfeli bulunmaktadır

Caminin yapımında moloz taş kullanılmış, köşelerde kesme taş kullanılmıştır Yer yer ahşap hatıllar görülmektedir Saçak altına rastlayan yerlerde tuğladan testere dişleri ile hareketli bir görünüm verilmiştir Cami içerisinde yer yer kalem işi kalıntıları görülmektedir Bunlar kıvrık dal ve yapraklardır

Minare dikdörtgen prizma kaideli olup, silindirik gövdeli ve tek şerefelidir Şerefe altı dört sıra testere dişi ile bezenmiştir
Merkez Camisi (Büyükorhan)

Büyükorhan Kayapa Köyündeki bu caminin kuzey cephesinde üst üste iki kitabe bulunmaktadır Bunlardan birinci kitabede 1759-1760 tarihi ile Hacı Mehmet Ağanın ismi yazılıdır İkinci kitabede 1806-1807 tarihi ve Hacı Mustafa Ağanın ismi yazılıdır Ayrıca caminin orijinal minaresinin kaidesinin üç cephesinde de birer mermer kitabe bulunmaktadır Bu kitabelerin birincisinde 1757-1758, ikincisinde 1759-1760 tarihleri olup, minarenin Hacı İbrahim tarafından yaptırıldığı yazılıdır Üçüncü kitabede ise hayır sahibi Hacı Hüseyinin ismi geçmektedir Caminin kuzeybatısındaki çeşmede ise, çeşmenin İstanbullu Hacı Osman Efendi tarafından 1654-1655 tarihlerinde yaptırıldığı yazılıdır

Caminin giriş kapısı üzerindeki ilk kitabede ismi geçen Hacı Mehmet Ağanın bu camiyi yaptırdığı sanılmaktadır Büyük olasılıkla da kitabedeki 1759-1760 tarihinin caminin yapım tarihi olduğu sanılmaktadır Belirli zamanlarda onarım geçirdiğinden orijinal durumundan uzaklaşmış basit bir köy camisidir

Tahtalı Köyü Camisi (Nilüfer)

Nilüfer ilçesi Tahtalı Köyündeki bu caminin eski minare kaidesinden kalma beş satırlık mermer kitabesinde minarenin 1855-1856 yılında Halil Ağa tarafından yaptırıldığı belirtilmiştir Bunun dışında caminin yapımı ve banisi hakkında da bir bilgi bulunmamaktadır

Minare kitabesi;

Şâd ola Hazret-i ol rûh-ı Bilal-i Habeşi
Hams evkâtda şehâdetle okundukça ez3an
Buyturub hakk-ı müezzinde hadis-i fahr-i rusül
Didi etvâl görünür nâsa o yevmul-miân
Rûh-ı pâkine salât ile selâm it şeb (ü) rûz
Mahzar-ı afv (Ü) şefâat olasın ande hemân
O kerem kânı Halil Ağa olubdur bâni
Sayini hayra muvaffak ide dâim Mennân
…… Söyle dua tarz-ı mücevher târih
Tanrıyâ sakla hatâdan bu menârı elân 1272 (1855-56)

Hacı Recep Camisi (Nilüfer)

Nilüfer Akçalar Köyündeki bu caminin kitabesi günümüze gelememiştir Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında da bu köyde yalnızca El-Hac Recep Camii Şerifi ismi geçmektedir Minare kaidesinin kuzey cephesinde de 1767-1768 tarihi bulunmaktadır

Cami kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, ahşap çatılıdır Kuzeydeki son cemaat yeri batı-doğu doğrultusunda olup, dikdörtgen planlı ve ahşap çatılıdır Bu bölüm kuzeyde dört, batıda da bir ahşap sütunla desteklenmiştir Kuzeydoğu köşesine de kare kaideli silindirik gövdeli ve tek şerefeli bir minare eklenmiştir Cami altta üç büyük yuvarlak kemerli, üstte de üç yuvarlak kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır Duvarları ve mihrabı kalem işleri ile bezenmiştir Güney duvarında da mihrap nişi yuvarlak olarak dışarıya çıkıntılıdır

Gölyazı Köyü Camisi (Nilüfer)

Nilüfer ilçesinin Gölyazı Köyündeki bu caminin kitabesi bulunmamaktadır Ancak Vakıflar Genel Müdürlüğünde Gölyazıdaki bir camiye ait vakıf kaydı bulunmaktadır

Cami bilinmeyen bir tarihte doğuya doğru genişletilmiş ve buraya sonradan iki katlı bir son cemaat yeri eklenmiştir Doğu-batı yönündeki dikdörtgen planlı ibadet mekanı, doğu duvarında iki, batı ve güney duvarında da üçer pencere ile aydınlatılmıştır Güney duvarına beş cepheli mihrap yerleştirilmiştir Bu bölümün doğusunda beş cepheli minare bulunmaktadır İbadet mekanının üzeri düz bir tavanla örtülmüştürCami mimari yönden bir özellik taşımamaktadır

Hacı Mustafa Ağa Camisi (Nilüfer)

Nilüfer ilçesi, Hasanağa Köyündeki bu camiyi, kitabesinden öğrenildiğine göre Hacı Mustafa Ağa 1852-1853 yılında yaptırmıştır

Üç satırlık kitabesi;
Sahibül hayrat vel hasenat
Mütevelli oğlu el-hac Mustafa Ağa 1269 (1852-53)

Cami mimari yönden bir özellik taşımamaktadır

Babasultan Camisi (Kestel)

Kestel Babasultan Köyündeki Babasultan Camisi, Geyikli Baba Camisi ismi ile de tanınmaktadır Caminin yanında ayrıca türbe ve hamam da bulunmaktadır Osmanlı kaynaklarına göre bu cami ve türbenin banisi Orhan Gazidir (1324-1362) Aşıkpaşazade tarihi Orhan Gazinin Geyikli Baba ismi ile tanınan bir dervişin üzerine kubbe, yanına tekke ve bir de mescit yaptırdığını yazmaktadır XVIyüzyıl Osmanlı tarihçilerinden Neşrî de Orhan Gazinin bu derviş öldükten sonra türbe, dergâh ve bir de cami yaptırdığını belirtmektedir Vakıflar Genel Müdürlüğündeki bir vakıf kaydı Geyikli Babanın Bursanın fethi sırasında İnegölde Keşiş Dağı (Uludağ) yöresine yerleştiğini belirtmektedir Asıl ismi bilinmeyen bu derviş, Baba İlyasın müritlerinden olup, Osman Gazinin yakın dostluğunu kazanmış ve bu arada da Orhan Gazi ile de tanışmıştır

Baba Sultan Camisi, iki ayrı mekandan yapılmış olup, bunlardan batıdaki bölüm XIXyüzyılın sonlarına aittir Cami ve türbe Vakıflar Genel Müdürlüğünce 1958de Bursa Eski Eserleri sevenler Kurumu tarafından da 1963-1964 yıllarında onarılmıştır

Caminin doğudaki bölümü kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır Kuzeyindeki son cemaat yeri iki yuvarlak kemerle üç bölüme ayrılmış ve bunların üzeri aynalı tonozlarla örtülmüştür İbadet mekanı kare planlı olup, üzeri Türk üçgenlerinin taşıdığı bir kubbe ile örtülmüştür Güney duvarının ortasında yarım yuvarlak mihrap ve ona simetrik iki altlık ve iki üstlük pencere bulunmaktadır Ayrıca doğu duvarının güneyinde biri altlık ve biri üstlük olmak üzere birer; kuzeyinde de türbeye açılan bir pencere bulunmaktadır Bu bölüm 474 m genişliğindeki yarım yuvarlak bir kemerle batı mekanına bağlanmıştır Batı bölümünün kuzey duvarında yuvarlak kemerli giriş kapısı, güney duvarı ekseninde de yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır Burası da güney ve kuzeyinde iki, batısında da dört pencere ile aydınlatılmıştır Doğu mekanı ile türbe arasına minare yerleştirilmiştir Bu minare silindirik gövdeli ve tek şerefelidir

Cami tuğla ve taştan yapılmış olup, iki sıra tuğla ve bir sıra taş dizisi peş peşe kullanılmıştır Ayrıca kapı ve pencerelerin kemerleri de tuğladandır Yapının üzeri kırma bir çatı ile örtülmüştür

Vani Mehmet Efendi Camisi (Kestel)

Kesteldeki Vani Mehmet Efendi Camisi, kuzeydeki giriş kapısı üzerinde bulunan dört satırlık mermer kitabeden Şeyh Mehmet Vani tarafından 1673-1674 yıllarında yaptırıldığı öğrenilmektedir

Vani Mehmet Efendi, Sultan IVMurad (1623-1640), Sultan İbrahim (1640-1648) ve Sultan IVMehmed (1648-1687) döneminde yaşamış, İstanbulda Bozğaziçindeki Vaniköye yerleşmiştir Müderris ve Vaiz olan Mehmet Vani Efendi IIViyana kuşatmasına ordu vaizi olarak katılmış, kuşatmanın başarısız olmasından ötürü Kestele sürülmüş ve orada 1684-1685 yılında ölmüştür Kesteldeki cami, medrese ve imaretini sürgün edilmeden önce yaptırmıştır

Cami, kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, ahşap çatılıdır Yapının kuzey ve doğu cephesinde L şeklinde bir son cemaat yeri uzanmaktadır Son cemaat yerinin kuzeyinde giriş kapısı ve bunun çevresinde de dokuz penceresi bulunmaktadır İç mekanın kuzeyinde mahfil, güney duvarı ekseninde de yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır İbadet mekanı güney duvarında, mihrabın iki yanında birer, doğusunda dört, batısında üç ve kuzeyinde de giriş kapısının iki yanında birer tane olmak üzere on bir pencere ile aydınlatılmıştır Caminin içerisi bitkisel ve geometrik motiflerin oluşturduğu kalem işleri ile bezenmiştir

Minare kaidesi bir sıra kesme taş, iki sıra tuğla olmak üzere yapılmıştır Minare yuvarlak gövdelidir

Cumalıkızık Köyü Camisi (Yıldırım)

Cumalıkızık Köyü Camisinin kitabesi günümüze ulaşamadığından ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Vakıflar Genel Müdürlüğünde, Cumalıkızık Köyünde ismi belirtilmeyen bir cami olduğuna işaret eden bir kayıt bulunmaktadır Yörede yaşayanların söylediğine göre bu cami, 1916 yılında onarılmış, 1950-1955 yıllarında yapılan bir başka onarımla doğu yönüne doğru genişletilmiş, ahşap tavanı da tamamen yenilenmiştir Bu onarım sırasında da caminin ilk yapısına ait güney duvarında mihrap nişi bulunmuş ancak üzeri kapatılmıştır

Cami, doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlı üzeri çatı ile örtülü bir yapıdır Güney duvarında dışarıya çıkıntılı yarım yuvarlak bir mihrap nişi bulunmaktadır Caminin iki giriş kapısı vardır Bunlardan biri doğu, diğeri de batı duvarının kuzeyindedir Bu girişlerin önüne de revaklar eklenmiştir Yol seviyesinden ötürü merdivenle bu girişlere çıkılmaktadır Batı yönündeki minaresi 1972-1973 yıllarında yapılmıştır

İbadet mekanı ahşap bir tavanla örtülü olup, kuzey-güney eksenindeki bir paye üzerine oturan kemer burasını ikiye ayırmaktadır Mimari yönden herhangi bir özelliği bulunmamaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla