Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Sanat Ansiklopedisi - Sanat Sözlüğü

Eski 12-03-2010   #19
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Sanat Ansiklopedisi - Sanat Sözlüğü



Saadet Gözde: Suluboya sanatçımızdırBakını
z resim/

suluboy

a/sanatçılar

Sadberg:
Yüz yaprak; birçok yaprağın oluşturduğu çiçek şeklinde süsleme motifi Atlas çiçeği adıyla da bilinir

Safiha: Düz, yassı yüz; madenî levha Yazma eser başlıklarındaki, çoğunlukla dikdörtgen veya beyzî biçimde, düz yaldız çekilmiş satıhlara da safiha adı verilir Bazen bunlarda eserin adı yazılıdır

Sahaf: Eski devrin kitapçıları Bayezid Camii avlusundan Kapalıçarşı'ya giden yolun iki tarafındaki dükkânlar, eskiden sahaf dükkânı idi Bugün Bayezid Camii bitişiğinde Sahaflar Çarşısı bulunmaktadır

Sahaf kitabı: Eskiden satışı az olup, okuyucuları tarafından saklanan kitaplara verilen ad

Sahtiyan: Cilt yapımında kullanılan keçi derisi Sahtiyan, klâsik usûlde ıslatılıp yumuşatılarak bıçkı ile kâğıt inceliğinde tıraş edilmek suretiyle hazırlanırdı

Sak: Tezhipte çiçek motiflerinin saplarına verilen ad Arapça sak, ağaçlarla bitkilerin kök tarafı veya insanın baldırı demektir

Sakal: Mücellit ve tezhipçilerin altın varaklan tutmak ve yapıştırmak için kullandıkları seyrek tüylü, genişçe fırça Sakala benzediği için bu adı almıştır

Salbek: Eski ciltlerde şemsenin iki ucundaki uzantı süslemeye verilen isimdir XVI yüzyılda en güzel örnekleri görülen salbekler XVII yüzyılda büyümeye başlamış, giderek eski güzelliğini kaybetmiştir

Samur fırça: Müzehhipler için en makbul olan fırça Uzun yanan bir mum alevine benzemesi ve ucunda ancak birkaç telli kıl bulunması şarttır

Sancak Kur'an'ı: Ceviz kabuğunun içine yerleştirilerek gemilerin sancak direğine sancakla çekilen Kur'an Cava kalemi ile yazılırdı Bunlar için klâsik süslemeli, çok güzel mahfazalar da yapılmıştır

Sancak mushafı: Sancak başlarına takılan küçük mushaf

Sap: Tezhipte çiçek sapına benzetilerek yapılan şekiller

Saplama şiraze: Bk Şiraze

Sarılma rûmî: Bk Rûmî

Sarma dal: Tezhipte çiçek ve yapraklı dalların kıvrılarak birbirine sarılmasından meydana gelen süsleme motifine verilen ad

Satarehu: Bk Ketebe

Satırlamak: (mıstarlamak) Üzerine yazı yazılacak kâğıdı mıstar (satırlık) üzerine koyarak hafifçe bastırmak ve böylece kâğıt yüzeyinde kabarık bir iz elde etmek

Savaş Çevik:
Hat sanatçımızdırBakınız geleneksel sanatlar/hat-tezhip/sanatçılar

Sayfa kenarı:
1- Bir kitap sayfasının, yazılı bölümleri çevresinde kalan boşluğu; 2- Bu boş kısma yazılan not, derkenar

Saykal: Cilâcı, cila âleti

Saykal-kâr: Yaldızcı

Saykal-zen: Yaldızcı

Saykallı: Yüzeyi parlatılmış kâğıt

Saykallı âbadî: Uçuk krem veya beyaz parlak kâğıt

Saz kalem: Kamıştan yapılan yazı kaleminin adı

Saz yolu: Uzun dallar üzerine yapılan süslere denilir Kıvrımdal adı da yerilir Daha ziyade çiçekli ye yapraklı olur Rûmî motiflerinin ayrı hatlar hâlinde aralarda kullanıldığı görülü

Sebeb-i te'lif: Yazılış sebebi

Seberg: Üç dilimli yapraklar Bitkisel süsleme motifi olarak kullanılmıştır

Secâvend:
Kur'an-ı Kerim'i mânaya uygun olarak doğru okumak için konulan işaret Mesela kaf; durmayı, sad; geçmeye izni, cim; durma veya geçmenin caiz olduğunu, mim; muhakkak surette durmayı gösterir Kelime, bu işaretleri koyan zâtın memleketi olan Secâvend şehrinden alınmıştır

Secâvend kalemi: Bk Cava kalemi

Secde gülü: Kur'an-ı Kerim'de secde edilecek âyetlerin hizasına, sayfa kenarlarına yapılan yuvarlak, içi boş süsleme Gül şeklinde olduğundan bu adı almıştır

Sedefkâri yazı: Bazı levhalarda görülen, sedef kakma suretiyle yazılan yazı
Selçuklu eğrileri: Bk Selçuklu münhanîleri

Selçuklu münhanîleri: XI - XV yüzyıl boyunca yazma kitap süslemelerinde çok sık karşılaşılan bir üslûptur Genellikle Selçuklular tarafından kullanılmalarına ve kavisli, yumuşak ana yapılarına dayanılarak Ord Prof Dr A Süheyl Ünver tarafından, bu üslûba Selçuklu münhanîleri adı verilmiştir
Genel olarak rûmîlerin ve kuş kanatlarının iç bünyelerinde bulunan ayrıntılardan oluşup, kendine özgü bir renklendirme tekniğine sahiptir Daima birbirinin arkasından çıkacak şekilde çizilerek meydana gelirler Her bir münhanînin daralan kısmı kompozisyonun gerektirdiği belli bir yöne doğru gittikçe incelerek devam eder

Semerkandî kâğıt:
Vaktiyle Semerkant'ta yapılan esmer; kaba fakat sağlam bir kâğıt (Bk Kâğıt)

Ser sûre: Mushaf'ların sûre başlıklarına verilen ad Dikdörtgen şeklinde tezhiplidir Serlevha, başlık da denilir

Sere: Bk Tuğra

Serlevha: Başlık, yazma kitabın tezhiplenen başlık bölümü Bir levha veya kitabın başına yazılan yazı ve yapılan resme de serlevha denilir Fatih devrinde kitap başlıkları, ucu ince tığlarla biten mihrap şeklinde değil, sayfanın enince uzanan uzun dikdörtgenler şeklindedir Bu devirde pembemsi, mavi ve siyah renk; çiçek, dal, yaprak ve filiz motifleri, türlü geçmeler görülür

Serpme: Benek benek serpiştirilmiş olan çiçek, yaprak ve benzeri süslemelere verilen ad

Serpme altın: Serpme suretiyle yapılan ufak ufak aralıklı noktalardan ibaret yaldız süslemenin adı Püskürtme olanına zerefşân denilir (Bk Zerefşân)

Sertâb: Klâsik ciltlerde mıkleple alt kapak arasındaki parça Sayfa kenarlarını korur ve mıklebe hareketlilik sağlar Üzerinde âyet, beyit yazılı olanları vardır

Sevad: Siyahlık, yazı karalama

Sevvedehu: Bk Kelebe

Seyyid Mehmet Şevkî Efendi: (1829-1887) Dayısı hattat Hulusî Efendiden sülüs ve nesihi meşk etmiş ve asla üstadını bırakmamıştır Devamı>>

Sığır dili:
Uzunlamasına açılan kitap ve mecmualara verilen ad Beyazî de denilir

Sırça: Bk Kalem sırçası

Sırmakeş: Gümüşü haddeden geçirerek sırma çeken sanatkâr

Sırt: Ciltte alt ve üst kapağı bağlayan kısım Dip de denir Klâsik ciltlerde sırt yuvarlak değil, düzdür Yazı ya da bezeme yoktur

Sıvama altın: Kat kat sürülen altın Bir kat sürülene sürme altın denir

Sıvama şemse: Zemini altınla kaplanmış olan kitap kaplarının üzerindeki şemse

Sıvama yaldız: Her tarafı yekpare ve som olarak yaldızlanmış süsleme

Silkme: Bir yazı ve motifi aynen bir kâğıda çıkardıktan ve iğne ile dikine olarak deldikten sonra, o kâğıdı asıl yüzey üzerine koyup üstünden içi kömür tozu ile dolu kese geçirerek iz bırakma usûlüne verilen ad

Silkme kalıbı: Silkme işinin yapılması için hazırlanan, iğne ile delinmiş süslemenin bulunduğu kopya Meşhur hattatların silkme kalıplarına günümüzde de rastlanmaktadır

Silkme kesesi: Silkme yapmak için kullanılan kömür tozunun konulduğu gözenekli torba

Silkme tozu: Silkme işinde kullanılan, söğüt kömürünün tozu

Sima' kaydı: Yazma eserlerde kitabı kopya eden kişinin yazdıklarını müellife okuduğuna ve müellifin de bunu dinlediğine dair, yazmaya konulan kayıt

Simdûzî: Deri üzerine gümüş işlemeli cild

Simin kalem: Gümüş kalem Bk Kalem

Siyah mûrekkeb: Eskiden neft, çıra isi, keçi kılı isi veya beziryağı isinden yapılan mûrekkeb

Siyakat: Bir yazı çeşididir Irak'ta Abbasîler zamanında icad edilmiş, Selçuklular zamanında Anadolu'ya girmiştir Resmî ye özellikle mâlî işlerde kullanılmıştır, înce, girift ve genellikle noktasızdır Az yer kaplar ve çabuk yazılır Rik'a ile bir sayfalık bir yazı, siyakatla 4-5 satir tutar
Siyakat noktasız ve nadiren de noktalı olarak iki şekilde yazılmıştır Kolay okunabilen şekli olduğu gibi, ancak uzmanlarca, okunabilenleri de vardır Harfler, kelimeler, satırlar daima birbirine yakın, hatt bitişiktir Asıl ismi erkam-ı divâniye olan siyakat rakamları, siyakat yazısı ile kullanıldıklarından bu adı almışlardır Onlu, yüzlü, binli rakamları okumak zordur

Soğuk damga: Eski cildlerde, süsleme şeklini verecek kalıbın deri üzerine yaldızsız olarak basılması yoluyla elde edilen bezemeye verilen ad

Soğuk iplik: Meşin şemse cildlerin üzerine soğuk iplik demiri ile çekilen çizgiye verilen addır Bu çizgiler altınlamnaz, boş bırakılır

Soğuk iplik demiri: Meşin şemse cildlerin üstüne çekilen çizgiyi yapmakta kullanılan âlettir Balta şeklindedir

Soğuk şemse: Şemse kalıbı, yaldız kullanılmadan, doğrudan doğruya cildin üzerine basılacak olursa buna soğuk şemse denilir Bütün islâm cildleri, XV yüzyıla kadar bu şekilde yapılmıştır Motifler cildin derisi renginde buakdmıştir

Som altın: Kaplama olmayan, yekpare olan altın hakkında kullanılan bir terimdir Parlak veya mat olanları vardır

Somaki ebrusu: Somaki damarları gibi desenli olan ebrulara verilen ad

Stilize: Karakteri kaybolmadan basitleştirilerek tezyînî ve şematik hâle sokulmuş biçim ya da motif Üslûblandırılmış

Su çizgisi: Eski kâğıtların dokusunda bulunan, aydınlığa tutulunca görülebilen çizgi Daha çok enine çizgilerdir

Su damgası: Bk Filigran

Su işareti: Bk Filigran

Su yolu: Bk Su çizgisi

Suhuf: Sayfalar Allah'ın dört kitaptan başka, Cebrail vasıtasıyla bazı peygamberlere yolladığı emirler 100 tanedir;
Âdem'e (10), Şit'e (50), Idris'e (30), İbrahim'e (10) yollanmıştır

Sultani kâğıt: Eskiden ipekten yapılan iyi cins kâğıt Bk Kâğıt

Supara: Eskiden mektep çocuklarının okudukları kitaplara denirdi «Elifba cüzü» yerine «elifba suparası» gibi Az sayfalı demek olan sukuf pare'den bozmadır

Sûre gülü: Genellikle sûrelerin başladığı sayfa kenarına konan, içi boş, b az an da sûrenin adı yazılı yuvarlak süsleme Bk Gül

Sülüs: Eski yazı çeşitlerinden ' biri 2 - 3 mm kalınlığınd kalemle, yazılır, harfler yumuşak ve ahenkli döner Harflerin üçte iki parçası düz, üçte bir parçası ise devirlidir Bu Oran daima korunduğu için sülüs (üçte bir) adını alınıştır Hattın esasını teşkil eder ve hüsn-i hatta sülüs öğrenmekle başlanır Ümmü'l-hat, Mikyasü'l-hat ve mizanü'l-hat diye şöhret bulmuştur Bütün hat çeşit ve kuralları sülüsten çıkmıştır Kur'an, yazma kitap, başlık ve sûre başları, hilyenin besmelesi, çoğu hat levhaları sülüsle yazılmıştır

Sünbülî:
Bir yazı çeşidi

Sürh: Kırmızı mürekkeb Yazma kitaplarda, konu başhklarında ve metin aralarındaki şekillerde kullanılmıştır Bab veya faşd başlıkları kırmızı mürekkeble yazılmış yazma kitaplara da sürh denmiştir Ateş renginde olanlara madenî sürh denir Bu türlü kitapların sayfalarına da siyah, mavi yahut altın cedvel çekilirdi

Sürme altın:
Bir kat sürülen altın Yalınkat olduğu için çok makbul değildir Kat kat sürülene sıvama altın denilir

Sütun: Kitap veya yazmalarda sayfanın yukarıdan aşağıya doğru bölünmüş olduğu kısımlardan her biri, kolon

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla