Şengül Şirin
|
N Harfi İle Başlayan Deyimler Ve Anlamları
N HARFİYLE BAŞLAYAN DEYİMLER
Nabza göre şerbet vermek: Birinin hoşuna gidecek, eğilimlerine cevap verecek biçimde davranmak”Nabza göre şerbet vermeyi iyi biliyorsun”
Nabzını yoklamak: Eğilimini, niyetini, düşüncelerini, arzularını anlamaya çalışmak”İşçilerin nabzını yoklayın da zam konusunu öyle düşünelim”
Nalıncı keseri gibi kendine yontmak: Hemen her işte kendi çıkarını düşünerek hareket etmek
Nam almak: Tanınmak, ünü her yerde duyulmak
Namus belâsı: Namusunu, şerefini, itibarını korumak için katlanılan sıkıntılı durum,
kabullenilen zarar ziyan”Namus belâsına az kaldı canından oluyordu delikanlı”
Nane molla: 1 Dirençsiz, güçsüz kimse 2 Çok sık hastalanan, sağlıksız kimse 3 Üşengeç, bir iş yapmaktan kaçınan”Ne nane molla bir adamsın, kalk da biraz çalış”
Nara atmak: Yüksek bir sesle haykırmak, kabadayıca bağırmak”Birahaneden çıkan sarhoşlar edepsizce nara atmaya başladılar”
Nato kafa nato mermer: “Söz anlamaz, söz dinlemez taş gibi kafa” anlamında kullanılır
Naza çekmek: Kendini ağır satmak, bir isteği yerine getirmekte yapmacıklı davranışlarla isteksiz gibi davranmak”Kendini naza çekmeye bayılır bizim kız”
Nazı geçmek: İstediklerini yaptıracak kadar hatırı sayılır olmak”Babası, kasabada oldukça nazı geçen bir insandı”
Ne akar ne kokar: Kimseye ne faydası ne de zararı dokunan pısırık, çekingen kimseler için kullanılır
Ne çare: Çaresi yok, elden bir şey gelmez”Ne çare ki onu durdurmamız mümkün değil”
Ne çıkar: 1 Ne zararı var? 2 Bir sonuç vermez 3 Ne fayda, ne zarar umulur”Biraz sert konuşmuşsam, ne çıkar bundan?”
Neden sonra: Bir süre geçince, her şey olup bittikten sonra, çok zaman sonra”Neden sonra babam da geldi”
Ne de olsa: Ne denli eksiği, kusuru olursa olsun; böyle olmakla birlikte
Ne dese beğenirsin?: “Nasıl, beklenmeyen bir söz söyledi biliyor musun?” anlamında kullanılır
Ne fayda: Artık neye yarar
Nefes aldırmamak: Dinlenmesine fırsat vermemek, sıkıştırmak, rahat bırakmamak”Nefes aldırmadı bize, sabaha kadar çalıştırdı”
Nefesi kesilmek (tıkanmak): Güç soluk alacak duruma gelmek veya soluğu büsbütün durmak”Bir yumrukta nefesini kesti adamın”
Nefes nefese gelmek: Koşarak, sık sık soluyarak, heyecanlı ve yorulmuş bir şekilde (gelmek)”Kapıdan içeri nefes nefese girdi”
Nefes tüketmek: Bir şeyi anlatmaktan çok yorulmak”Boşuna nefes tüketiyorsun, baksana anlamıyor”
Nefsine yedirememek: Kendine yakıştıramamak, o şeyi yapmayı kendisi için onur kırıcı, ağır bulmak”İki yüzlülüğü bir türlü nefsine yediremiyordu”
Nefsini körletmek: Birtakım yollarla iştah duygusunu dindirmek”Nefsini körletmeden iyi bir kul olamazsın”
Ne güne duruyor?: “Şimdi yapmazsa, ne zaman yapacak” anlamında kullanılır”Gitsin istesin kızı, daha ne güne duruyor?”
Nefsini yenmek: Arzularının, ihtiraslarının önüne geçebilmek
Ne günlere kaldık!: “Eskiden daha iyiydi, zaman değişti, düzen ve usuller başkalaştı, çok kötü günler geçiriyoruz” anlamında kullanılır
Ne hâli varsa görsün!: Uyarılara, öğütlere kulak asmayan insanlar için “ne yaparsa yapsın, beni ilgilendirmiyor” anlamında kullanılır
Ne idiği belirsiz: Ne olduğu, niteliği, soyu sopu, nereli olduğu bilinmeyen”Ne idiği belirsiz bir yığın insan hükümette yer almış”
Ne mal olduğunu anlamak: Asıl niteliğini, işe yaramaz oluşunu, kötü niyet beslediğini anlamak”Onun ne mal olduğunu şimdi anlarız”
Ne mene: Ne türlü, nasıl, ne çeşit?
Ne od var ne ocak: Aşırı yoksulluğu, geçim darlığını anlatmak için kullanılır
Ne oldum delisi olmak: Beklemediği bir duruma yükselip şımarmak, ölçüsüz hareketler yapmak”Dikkat et, ne oldum delisi olan insanlar gibi olma”
Ne olur: “Yalvarırım, rica ederim, lütfen” anlamında kullanılır”Ne olur beni de götürün köye!”
Ne olur ne olmaz: Her ihtimale karşı, ne olacağı belli değil”Şemsiyeni al, ne olur ne olmaz, yağmura yakalanabilirsin”
Ne pahasına olursa olsun: Her türlü sıkıntı ve tehlikeyi göze alarak, ne kadar büyük fedakârlık isterse istesin”Ne pahasına olursa olsun ben bu işi bitireceğim”
Nerede akşam orada sabah: “Gece kalacağı bir yeri yok, neresi rast gelirse orada kalıp yatar” anlamında kullanılır
Nereden nereye: 1 Uzak, dolaylı bir ilişki ile 2 Şaşılacak şey, olacak gibi değil!”Nereden nereye, kim derdi ki biz karşılaşacağız!”
Ne şiş yansın ne kebap: “İki taraf da korunsun, gücendirilmesin, ikisinin de zarar görmeyeceği bir yol bulunsun” anlamında kullanılır
Ne tadı var ne tuzu: Hoşa gidecek, zevk alınacak, beğenilecek bir şey değil”Ne tadı var ne tuzu yaptığım işin”
Nevri dönmek: Çok öfkelenmek, sinirlenip kızmak ve bu sebeple rengi değişmek”Saygısızca konuşmaya başlayınca nevri döndü, öfkeyle elini kaldırdı”
Ne yardan geçer ne serden: İstediği şey fedakârlığı gerektirdiği hâlde, fedakârlığa yanaşmayan ama istediğinden de vazgeçmeyen kimseler için kullanılır
Ne yer ne yedirir: Kimsenin yararlanmasını istemez, kendi de yararlanmaz
Neye uğradığını bilememek: Beklenmedik bir durumla karşılaşıp hiçbir şey yapamamak, şaşırıp kalmak”Ocak birden alev alınca neye uğradığını bilemedi”
Niyet etmek: Bir şeyi yapmayı zihninde tasarlamak, düşünmek”Ona hediye almaya niyet etmişti”
Niyeti bozuk: Kötü bir davranışta bulunması beklenen, kötülük düşündüğü sezilen”Niyeti bozuk bunların, sakın ilişmeyin”
Noktası noktasına: Tastamam, eksiksiz, tamamen, birbiriyle tıpatıp aynı”Noktası noktasına hatırlıyorum o kavgayı”
Not düşmek: Yazılı metnin bulunduğu sayfanın bir köşesine, konuyla ilgili birkaç cümle yazmak
Notunu vermek: Kıymetini tespit etmek, ne nitelikte bir kişi olduğu konusunda kanıya varmak”Hâlâ notunu veremedin mi o adamın?”
Nuh der peygamber demez: Son derece inatçıdır, düşüncelerini bir türlü değiştirmez, söylediklerinde ve inançlarında direnir
Nuh Nebi`den kalma: Çok eski modası geçmiş, köhnemiş (eşya, bina)”Nuh Nebi`den kalma bir koltukta oturuyordu”
Numara yapmak: Bir hareketi yalandan yapmak, bir şeyi gerçekmiş gibi söyleyerek karşısındakini aldatmak”Ona öyle bir numara yapacağım ki şaşkına dönecek”
Nur topu: Gürbüz, sağlıklı, çok güzel ve temiz çocuklar için söylenir
Nutku tutulmak: Korkudan, üzüntüden, heyecandan konuşamaz olmak”Katili karşısında görünce nutku tutuldu”
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|