Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...

Eski 09-10-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (E Harfi)-Osmanlıca Sözlük (E Harfi)Osmanlı Terimleri Sözlüğü...



RE: Osmanlıca Sözlük (E Harfi) EDÂ'
Yerine getirmek Ödemek Borcunu vermek Vazifesini yapmak * Tarz Üslub * Şive * Tekebbür * Fık: Namazı vaktinde kılmağa "Eda" ve vakit geçtikten sonra kılınan namaza da "Kaza" denir (Bak: Kaza)

EDA-İ FERÂİZ
Allah'ın (CC) farz olarak emrettiklerini yerine getirmek Farz vazifelerini ifa etmek

EDA-YI DEYN
Borç ödeme

EDA-YI SALÂT
Namazı vaktinde kılma

ED'AC
Gözleri kara renkte ve büyükçe olan * Pek siyah şey

EDAKK
En dakik, pek ince, çok mühim

EDAKK-I UMUR
İşlerin en mühimmi

EDALL
(Bak: Adall)

EDÂMALLAH
Allah (CC) dâimî eylesin (mealinde duâ)

EDANİ
(Ednâ C) Ednâlar, en deniler, en alçaklar Alçak, pek bayağı ve aşağılık kimseler

EDAT
Sebep Âlet Avadanlık * Gr: Kendi başına mâna ifade etmeyip, kelime veya fiillerle birlikte mâna ifade eden kelime veya harf İsim ile fiilden gayri kelime

EDB
Ziyafet verip, halka yemek yedirmek

EDBAR
(Dübür ve Dübr C) Ard ve arka taraflar Herhangi bir şeyin sonları ve akibetleri

EDBAR-ÜN NÜCUM
Fecirden evvel kılınan iki rek'at nafile namaz

EDBAR-ÜS SÜCUD
Akşam namazından sonra kılınan iki rek'at nafile namaz

EDBES
Rengi ne kızıl, ne siyah olan hayvan

EDD
(C: Üdüd) Kuvvet * Yetişmek * Ric'at etmek

EDDAİ
Mâlum bir duâcı Duâcınız Hayrınızı isteyen meâlinde imza yerine yazılan bir tâbir

EDEB
Terbiye Kavlen, fiilen insanlara lütuf ile muamele etmek Güzel ahlâk Usluluk Hayâ * Ist: Sünnet-i Resul'e (ASM) uygun hareket etmek * Utanılacak şeylerden insanı koruyan meleke; kuvve-i râsiha-i nefsiye * Edebiyat ve ondan bahseden ilim(Kur'anın edebi ise: Öyle bir hüznü verir ki, âşıkane hüzündür Yetimâne değildir Firak-ul ahbabdan gelir Fakd-ül ahbabdan gelmez Lemeat)

EDEB-İ KELÂM
Söz güzelliği, söz zarifliği * Edb: İfade arasında bayağı ve çirkin tabirlerin bulunmaması İfadenin güzel oluşu

EDEB-İ MUÂŞERET
(Bak: Âdâb-ı muaşeret)

EDEB-AMUZ
Edeb öğreten

EDEBÎ
Edebe dâir Güzel söylenmiş yazı Edebiyata âit Ehl-i edebe, terbiyeli, ahlâklı ve edebli olanlara dâir ve edebe mensup ve müteallik

EDEBİYAT
Düşünce, duygu veya herhangi bir hakikatı veya herhangi bir fikri yazı veya sözle, manzum veya nesir halinde güzel şekilde ifâde san'atı Bu san'atla uğraşan ilim kolu * Edebiyata âit yazıları toplayan kitapEdebiyatın sözlük anlamından biri de edebe, yani terbiyeye uygun söz söylemektir Demek ki edebiyatçı edepli olmalı, edepsizce söz ve yazılar edebiyat olamaz(Edebiyatta vardır üç meydan-ı cevelân; onlar içinde gezer, haricine çıkamaz: Ya aşkla hüsündür, ya hamâset ve şehâmet, ya tasvir-i hakikat İşte yabani edebse hamâset noktasında hakperestliği etmezBelki zâlim nev-i beşerin gaddarlıklarını alkışlamakla kuvvet-perestlik hissini telkin eder Hüsün ve aşk noktasında, aşk-ı hakiki bilmezŞehvet-engiz bir zevki nefislere de zerkeder Tasvir-i hakikat maddesinde, kâinata san'at-i İlâhî suretinde bakmaz;Bir sıbga-i Rahmanî suretinde göremez Belki tabiat noktasında tutar, tasvir ediyor; hem ondan da çıkamazOnun için telkini aşk-ı tabiat olur Maddeperestlik hissi, kalbe de yerleştirir; ondan ucuzca kendini kurtaramazYine ondan gelen, dalâletten neş'et eden ruhun ıztırabatına, o edepsizleşmiş edeb (müsekkin, hem münevvim); hakiki fayda vermez S)

EDEBİYAT-I CEDİDE
1896 - 1901 tarihleri arasında Avrupa te'siri ile meydana gelen edebiyat cereyanına verilen isim Yeni edebiyat Servet-i Fünun Edebiyatına verilen ad

EDEBİYAT YAPMAK
Mc: Güzel ve uzun uzun sözlerle mevzu dışına çıkarak konuşmak

EDEBİYYUN
Edebiyatçılar Edebiyatla uğraşanlar

EDEME
Derinin iç yüzü (Dış yüzüne "beşere" derler)

EDEVAT
(Edat C) Aletler Takımlar, parçalar * Gr Fiil veya isimlere eklenen küçük kelime veya harfler Edatlar

EDEVAT-I KİTABET
Yazı vasıtaları

EDEYAN
f Çok koşan hayvan

EDFA
(Edfâk) Beli kamburlaşıp bükülmüş kimse * Uzun boynuzlu keçi * Kanadı uzun kuş

EDFER
İğrenilen, tiksinilen, nefret edilen şey

EDGAM
Yüzü ve dudaklarının etrafı siyah olup, sâir bedeni başka renk olan at

EDHAK
Daha uzak, daha ırak

EDHAN
(Dühn C) Sürülecek güzel kokulu yağlar

EDHAR
Eb'ad ve erzel kimse

EDHEM
(C: Dühem-Edâhim) Karayağız at

EDHİNE
(Duhân C) Duhanlar, dumanlar, sisler * Tütünler

EDİ
Küçük ve şerir (adam) * Küçük kap

EDİB
Edebiyatçı Güzel ve san'atlı söz söyleyen veya yazan * Edebli, terbiyeli(Edibler edebli olmalı, hem de edeb-i İslâmiye ile müteeddib olmalı Ve onların sözleri, kalb-i umumi-i müşterek-i milletten bitarafane çıkmalı Ve matbuat nizamnamesini, vicdanınızdaki hiss-i diyânet ve niyet-i hâlisa tanzim etmeli İk M)

EDİB-İ BÎ-MÜDANÎ
Eşsiz edebiyatçı

EDİBÂNE
f Edibe yakışır, terbiyeli bir surette Edebiyatçı gibi

EDİLLE
(Delil C) Deliller, işaretler Alâmetler Rehberler İsbat vasıtaları

EDİLLE-İ AKLİYE
Akıl ile bulunan isbat vâsıtaları, akli deliler

EDİLLE-İ ASLİYE
(Bak: Edille-i erbaa)

EDİLLE-İ ERBAA
(Edille-i şer'iye) Fık: Fıkıh ilminin istinad ettiği deliller: Kitab (yani Kur'an-ı Kerim'deki deliller), sünnet, icma-ı ümmet ve kıyas-ı fukaha (Usul-ü erbaa ve edille-i asliye tabirleri de aynı mânada kullanılır)

EDİLLE-İ KATI'A
İtiraz edilmeyecek derecede kat'î ve sağlam deliller

EDİLLE-İ KAVİYYE
Sağlam deliller

EDİLLE-İ ŞER'İYE
(Bak: Edille-i erbaa)

EDİLLE-İ TÂLİYE
Huk: Örf, âdet, teâmül, istishab, asıl ve amel, maslahat-ı mürsele, kaide-i külliye, âsâr-ı sahabe ve âsâr-ı kibar-ı tabiîn gibi deliller

EDİM
Sahtiyan, tabaklanmış deri * Satıh, yüz, zemin

EDİM-İ ARZ
Yer yüzü

EDİMME
Derinin ikinci tabakası

ED'İYE
(Duâ C) Duâlar

ED'İYE-İ HAYRİYE
Hayırlı dualar

ED'İYE-İ ME'SURE
Peygamberimiz (ASM) ile, sahabelerden naklolunan te'sirli ve makbul duâlar

EDİYYE
Az, kalil

EDKEN
Bulanık, * Rengi siyaha yakın olan

EDLEM
Karayağız, siyah adam * Kara eşek * Uzun yanaklı * Uzun boylu

EDM
Üns tutmak * İttifak etmek, birleşmek * Islâh etmek

EDMAS
Kaşlarının üç kısmı ince ve dipleri kalın; başının kılları ise az olan kimse

EDMEN
f Hâlis ve katıksız misk

EDMİGA
(Dimağ C) Beyinler, dimağlar

EDMU'
Göz yaşları Aberat

EDNA
Pek aşağı, en alçak Pek az, pek cüz'i * Çok yakın

EDNANÎ
(Denâvet den) Beni yaklaştırdı (meâlindedir)

EDNAS
(Denes C) Pislikler, necisler, kirler * En aşağılar, âdi ve bayağı kişiler

EDNEF
Burnu kısa olan adam

EDNİK
Çengel

EDRA'
Vücudu beyaz, başı siyah olan at * Hecin

EDRED
Dişsiz, dişi çıkmamış veya dökülmüş kimse

EDREM
Topukları etli kimse (ki, topuğu etten belli olmaz) * Dişleri dökük adam * Düz şey

EDREM
f Eğerin altına konulan keçe

EDRENG
f Sıkıntı, içdarlığı Musibet, belâ, felâket, âfet

EDSAK
Ağzı büyük olan adam

EDSEM
Çok yağlı (şey)

EDSER
Gaflette bulunan, gafil adam

Alıntı Yaparak Cevapla