Yalnız Mesajı Göster

Şanlıurfada Bulunan Tarihi Yerler - Şanlıurfanın Tarihi Mekanları

Eski 08-14-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şanlıurfada Bulunan Tarihi Yerler - Şanlıurfanın Tarihi Mekanları



Hamamlar

Urfa, İstanbul, Bursa, Edirne ve Erzurum’dan sonra Osmanlı Dönemi'nden kalma sekiz adet hamamı ile Türkiye’de dördüncü sırayı almaktadır Son kırk- elli yıl içersinde yıktırılan 7 adet hamam dikkate alındığında, Urfa’nın Osmanlı hamam mimarisi bakımından ne denli önemli bir şehir olduğu anlaşılacaktır

Şanlıurfa hamamları, soğukluk, sıcaklık ve ılıklık bölümleri ile klasik Osmanlı hamamları planındadır Cıncıklı, Vezir, Şaban, Veli bey, Eski Arasa, Serçe, Sultan ve Keçeci hamamları günümüzde mevcut hamamlardır Bunlardan Keçeci esnafı tarafından keçe pişirmek amacıyla kullanılan Keçeci Hamamı ve depo olarak kullanılmakta olan Eski Arasa Hamamı hariç diğer hamamlar hizmet vermektedirler

Velibey Hamamı


Dabakhane Mahallesi, Mithat Paşa Sokakta bulunur Aynı mahalle sakinlerinden Mahmut oğlu Veli Bey, 1693 tarihli vakfiyesinde bu hamamı kendisinin yaptırdığını kaydederek mütevelliliğine de oğlu Malkoç Bey'i tayin ettiğini belirtmiştir Giriş kapısı üzerindeki kitabe silik olduğundan, tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemektedir

Vezir Hamamı


Yusuf paşa Mahallesi, Sarayönü Semtindeki bu hamam 1703 tarihinde Urfa Mutasarrıfı Arapkirli Yusuf Paşa tarafından Yusuf paşa Camii'ne vakfiye olarak yaptırılmıştır Vezir Hamamı, dikdörtgen bir plana sahiptir Doğu kısmında kadınlar, kuzey kısmında erkekler kapısı olmak üzere iki girişi vardır

Cıncıklı Hamam


Şehrin Karaburç Mahallesi, Hızanoğlu Sokağındaki kitabesi bulunmayan bu hamamın ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber 1729 tarihinde tamir görmüş olan Hızanoğlu Camii ile aynı tarihlerde yapılmış olabileceği düşünülmektedir Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde bu hamamdan bahsetmesi, yapının XVII yüzyılın ikinci yarısında mevcut olduğunu göstermektedir

Sultan Hamamı


Kazancı Mahallesi, Şişli Sokaktaki bu hamamın kuzey cephesindeki giriş kapısı üzerinde yer alan kitabe silinmiş olduğundan ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmiyor Halk arasındaki yaygın bir söylentiye göre Osmanlı Padişahı IV Murat, Bağdat Seferi sırasında bu hamamda yıkandığından hamama Sultan Hamamı adı verilmiştir Ancak, hamamın ilersinde bulunan Sultan Bey Camii, III Murat zamanında 1586 yılında Sultan Ahmet Bey adındaki bir zat tarafından yaptırılmış olması, bu hamamın da o dönemde yapılmış olma ihtimalini arttırmaktadır

Serçe Hamamı


Su meydanı mevkiindeki bu yeraltı hamamının kitabesi olmadığından kesin olarak inşa tarihini söylemek mümkün değildir Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde geçen "Samsat Kapısı Hamamı" nın bu hamam olduğu tahmin edilmektedir Serçe Hamamı'nı Şanlıurfa'daki diğer hamamlardan ayıran en önemli özelliği 5 eyvanlı bir sıcaklık bölümünün olmasıdır

Arasa Hamamı

İsotçu Pazarı mevkiindedir Kitabesi bulunmayan ve inşa tarihi bilinmeyen bu hamamın adının Evliya Çelebi Seyahatnamesinde geçmesi, yapının 17 yüzyıl ortalarında mevcut olduğunu göstermektedir Soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümünden oluşan klasik Osmanlı hamamları planındadır

Çarşılar

Şanlıurfa'nın Osmanlı döneminden kalma iş hanları ve çarşılarından oluşan eski ticaret merkezi Gümrük Han civarında yoğunluk göstermektedir Kazaz Pazarı (Bedesten), Sipahi Pazarı, Koltukçu Pazarı, Pamukçu Pazarı, Oturakçı Pazarı, Kınacı Pazarı, Bıçakçı Pazarı, Kazancı Pazarı, Neccar Pazarı, İsotçu Pazarı, Demirci Pazarı, Çulcu Pazarı, Çadırcı Pazarı, Saraç Pazarı, Attar Pazarı, Tenekeci Pazarı, Kürkçü Pazarı, Eskici Pazarı, Keçeci Pazarı, Kokacı (Kovacı) Pazarı, Kasap Pazarı, Eski Kuyumcu Pazarı, Boyahane Çarşısı, Kavafhane Çarşısı, Hanönü Çarşısı, Hüseyniye Çarşıları Gümrük Hanı civarında yer alan ve günümüzde de tarihi özelliklerini koruyan önemli alış veriş yerleridir

Bu çarşılardan sekiz adedi kapalı çarşı, bir adedi de yeraltı çarşısıdır Şanlıurfa; İstanbul, Bursa ve Edirne'den sonra kapalı çarşı bakımından Anadolu'nun önde gelen illeri arasında yer almaktadır,

Kazzaz Pazarı (Bedesten)


Gümrük Hanı'nın güneyine bitişik olarak 1562 yılında inşa edilmiştir 1740 tarihli Rızvan Ahmet Paşa Vakfiyesi'nde Bezzazistan adıyla geçen bu çarşının tamir ettirildiği yazılıdır Kapalı çarşı şeklindeki Bedesten düzgün kesme taşlardan yapılmıştır Doğuda Han Önü Çarşısı'na açılan ana kapısı, Sipahi Pazarı'na açılan Batı kapısı, Pamukçu Pazarı'na açılan güney kapısı ve Gümrük Hanı'na açılan kuzey kapısı olmak üzere 4 kapısı bulunmaktadır Batı kapısının, sipahi pazarındaki bir dükkânın bozulmasıyla açıldığı vakfiyesinden anlaşılır

Çarşıda sağlı sollu iki sıra halinde uzayan dükkânlar bir metre yüksekteyken 1998 yılındaki Şanlıurfa Kültür, Sanat ve Araştırma Vakfı (ŞURKAV)’nın yaptığı yenileme sırasında yer seviyesine indirilmiştir Yapı günümüzde yöresel giysi ve aksesuarların satıldığı çarşı olarak kullanılmaktadır Şanlıurfa Bedesteni Anadolu'da otantik değerini yitirmeyen ender çarşılardandır

Sipahi Pazarı


Gümrük Hanı'nın batısına bitişik olarak inşa edilmiş, kapalı bir çarşıdır Gümrük hanı ile aynı tarihte hana gelenlerin hayvanlarının barınması için yaptırılmış olduğu tahmin edilmektedir Düzgün kesme taşlardan inşa edilmiş kuzey-güney istikametinde beşik tonozla örtülüdür Dört kapısı vardır, Kazaz Pazarına açılan kapının bir dükkânın bozulmasıyla gerçekleştirildiği 1741 tarihli Rızvan Ahmet Paşa Vakfiyesi’nden anlaşılmaktadır

1997 yılında Şanlıurfa Valiliğince restore edilen çarşı günümüzde Halıcılar Çarşısı olarak kullanılmaktadır

1997 yılında Şanlıurfa Valiliğince restore edilen çarşı günümüzde Halıcılar Çarşısı olarak kullanılmaktadır

Hüseyniye Çarşıları (Bakırcılar Çarşısı)


Çadırcı Pazarı ile Kazancı Pazarı arasında, kuzey güney yönünde birbirine paralel olarak uzanan ve her biri 15'er çapraz tonozla örtülü iki kapalı çarşıdır Çarşı, 1887 yılında Hartavizâde Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmıştır Çarşılarda sağlı sollu dükkânların kapılarının üzerinde karşılıklı olarak aydınlatma pencereleri yer alır

İnşa edildiği yıllarda halı, kilim, keçe ve benzeri yaygıların satıldığı yer olarak kullanılmıştır Bir ara yemenici Pazarı olarak kullanılmış ve son olarak Bakırcı esnafına tahsis edilmiştir Çarşılardan biri bakırcılar diğeri ise kuyumcular tarafından kullanılmaktadır

Kınacı Pazarı


Mençek Hanı’nın batısında yer alan ve kuzey gü¬ney istikametinde uzanan bu çarşının kuzey kesimi beşik tonozla örtülü, güney kesiminin üzeri açıktır

Pamukçu Pazarı


Kınacı pazarının batısına paralel olarak uzanan, beşik tonozla örtülü bir çarşıdır Kuyumcu ve elbi¬seci esnafı tarafından kullanılmaktadır

Boyahane

Pamukçu Pazarı'nın batısına paralel olarak uza¬nan yeni boyahâne çarşısının altında bulunan bir yeraltı çarşısıdır Boyahane çarşısının adına H1153 (M1740) tarihli Rızvan Ahmet Paşa Vakfiyesi'nde rastlanılmış olması yapının o tarih¬lerde mevcut olduğunu göstermektedir

Ortasından Halil-ür Rahman su¬yunun aktığı bu çarşı rutubetli olması, iplik ve ku¬maş boyama sanatının terk edilmesi nedenleriyle 40 yıl kadar önce kapatılmıştır

Köşk - Konak Ve Evler


Mahmud Nedim Konağı (Şanlıurfa Kurtuluş Müzesi)

Devlet Hastanesi yakınındadır 1903 tarihinde inşa edilmiştir Avrupai tarzda konak mimarisi ile geleneksel tarzda Urfa evi mimarisinin kaynaştığı bir özelliğe sahip olan ve oldukça geniş bir alana yayılan konak, haremlik ve selamlık bölümlerindeki düzgün kesme taş yapılardan meydana gelmiştir

Urfa Kurtuluş Savaşı'nda Fransız işgaline uğramıştır Duvarlarında o günlerden kalan top ve mermi izlerini görebilmek mümkündür Bu bağlamda Şanlıurfa Valiliği tarafından onarımı gerçekleştirilmiş ve 11 Nisan 2009 yılında “Şanlıurfa Kurtuluş Müzesi” olarak hizmete sunulmuştur

Sakıbın Köşkü


1796–1876 yılları arasında yaşayan Şair Sakıp Efendi tarafından yaptırılan bu konak, Halepli Bahçe içersinde bulunur Mahmut Nedim Konağı gibi haremlik ve selamlık olarak geniş bir alana yayılır

1985’te Şanlıurfa Belediyesi’nce onarımı ve çevre düzenlemesi yapılan Sakıp Ağa Köşkü, günümüzde Belediye Park ve Bahçeler Müdürlüğü olarak kullanılmaktadır İki katlı köşk, doğu batı yönünde dikdörtgen planlıdır İkinci katın doğusunda yer alan odanın duvarlarını Sakıp Efendinin mavi boyalı ahşap üzerine 1263 tarihli(M 1845) Ta’lik hattıyla yazılmış şiiri dolaşır Köşkün bu tarihte yapıldığı tahmin edilmektedir Köşkün avlusunun batısında soğuklu, sıcaklı ve külahlı küçük bir hamam bulunur

Çardaklı Köşk (Yusufoğlu Evi)

Halil ür-Rahman Camii ve Gölü’nün kuzeyinde bulunan tarihi bir evdir Arazi şekline göre biçimlendirilmiş bu ev üç avluludur Evin birkaç kattan oluşması ve her katta "Çardak" tabir edilen tipte odalar bulunması yapıya "Çardaklı Köşk" denmesine sebep olmuştur

1992 Yılında ŞURKAV tarafından Mehmet Yusufoğlu’ndan satın alınarak restore edilmiştir Restorasyon çalışmaları 1997 yılında başlayıp, 1999 yılında tamamlanmıştır Restore edilen tarihi ev yöreye özgü yemeklerin sunulduğu lokanta olarak hizmet vermektedir

Akyüzler Evi


Kurtuluş Mahallesi, Tarakçılar Sokak’ta yer alan ev, Urfa'nın konut mimarisi değerlerini tamamıyla içeren ender örneklerden biridir Kapı üzerindeki kitabede H1284 (M1867) tarihi vardır

Akçarlar Evi


Balıklıgöl civarında bulunan ve kesin inşa tarihi bilinmeyen bu ev, haremlik ve selamlık olarak iki bölümden oluşur Yapım tarihi bilinmeyen ev, yüzey şeklinin iyi kullanılmasıyla beş katlı olarak inşa edilmiştir Bir alttakinin terası, üstteki bölümün avlusunu oluşturur 493 m2 alan üzerine kurulu olan tarihi yapı, 1993 yılında Harran Üniversitesi tarafından satın alınarak restore edilmiştir

Akçarlar Evi 12 Ekim 2001 tarihinde “Harran Üniversitesi Kültür Evi” olarak turizmin hizmetine sunulmuştur Restorasyon sırasında bazı odalara tuvalet ve banyo eklenerek misafirhane fonksiyonu verilmiştir Her katında ayrıca birer su kuyusu mevcuttur Halen “Harran Üniversitesi Uygulama Oteli ” olarak hizmet vermektedir


Meclis Evi (Şahap Bakır Evi – İsa Beden Evi)


Arabizade Reşit Efendi evi olarak ta bilinen bu ev Pınarbaşı Mahallesi Köleler sokaktadır

Bu eve bir tetirbe (çıkmaz sokak) sonundaki kapıdan girilir Kapısı geleneksel Urfa evlerinin birçoğunda olduğu gibi çift çenetlidir (çift kanatlı) Kapı üzerindeki madalyon şeklindeki kitabede yer alan H1192 (M1778) tarihi büyük olasılıkla evin yapılış tarihidir Haremlik ve selamlık bölümlerinden oluşan tarihi ev kapı arası, hayat, havuz, çiçeklik, zerzembe (kiler), tandırlık, camhane (duvara gömme nişler), eyvan, haremlikle selamlık arasında yemek servisini sağlayan dönme dolap gibi Urfa evlerinin tüm unsurlarını taşımaktadır

Şanlıurfa Merkezde mülkiyeti Özel İdare’ye ait olan 2 katlı ve 2 bölümden oluşan Meclis Evi, Valilik Makamının uygun görüşü ile İlimizde oluşturulan “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu”na tahsis edilmiştir

Hacı Hafız Ahmet Efendi Evi (Devlet Güzel Sanatlar Galerisi)


Divan yolu postane bitişiğindedir İki avlulu evin, selamlık kapısı üzerindeki kitabeden 1888 tarihinde inşa edildiği anlaşılmaktadır Düzgün kesme taşlardan yapılmış olup haremlik ve selamlık bölümü geleneksel Urfa evlerinin en güzel örneklerindendir Kapı ve pencere kanatlarındaki ağaç işçiliği ile odalarda göz tabir edilen ahşap raflardan oluşan nişler Urfa evlerindeki ağaç işçiliğini yansıtır

1979 yılında Kültür Bakanlığınca kamulaştırılarak restore edilip 1998 yılında Devlet Güzel Sanatlar Galerisi olarak hizmete açılmıştır Şanlıurfa’da kamulaştırılan ilk tarihi yapıdır

Gülizar Konukevi


Yusufpaşa Mahallesi İrfaniye Sokaktaki Osmanlı dönemine ait bu yapının haremlik bölümü Urfa evlerinin güzel örneklerindendir

1999 yılında restore edilerek otel-restoran fonksiyonu verilen yapının tonozlarına onarım sırasında renkli kalem işleri işlenmiştir Düzgün kesme taştan inşa edilmiştir


Çeşmeler

Şanlıurfa’da, Yusuf Paşa Çeşmesi, Kadıoğlu Çeşmesi, Firuz Bey, Adile Hanım, Hafız Süleyman Bozan Efendi, Haydar Ağa, Hekim Dede, Hüseyin Ferideddin, Hüseyniye, Mencekzade, Sütçü Abdurrahman Efendi, Şehbenderiye, Şeyh Saffet, Ebeler Sokak Çeşmesi, Yıkık Sokak ve Yıldız Meydanı adlarında Osmanlı dönemine ait 12 adet çeşme günümüze ulaşmıştır

Hekim Dede Çeşmesi


Hekim Dede Camisi'nin kuzeybatı köşesine bitişik olarak inşa edilmiştir Kare planlı ve beşik tonozlu bu çeşme iki cephelidir Bu özelliği ile Şanlıurfa'da tek örnektir Güney cephesinde yer alan kitabesi oldukça siliktir Bu kitabe üzerinden sadece h 1120 (m 1708) tarihi okunabilmektedir Çeşmenin her iki cephesi yivli ve mukarnas başlıklı köşe sütunceleri ile süslenmiştir

Firuz Bey Çeşmesi


Yıldız meydanındaki 1781 (H1196) tarihinde yapılan Nakıbzade Hacı İbrahim Efendi medresesinin güney duvarına medrese ile aynı tarihte Firuz Bey tarafından yaptırılmıştır Kitabede çeşme nişinin kemeri ve köşe sütunları taş süslemedir

Şeyh Saffet Çeşmesi


Şeyh saffet Çeşmesi, Ellisekiz Meydanındaki Şeyh Saffet Tekkesi'nin batı cephesinde yer alır Çeşmenin kitabesinde H 1309 (M 1891) tarihinde Şeyh Saffet tarafından yaptırıldığı yazılıdır

Emencekzâde Çeşmesi


Emencekzâde Çeşmesi, Kadıoğlu Camii avlu girişinin doğusuna bitişik olarak yapılmıştır Çeşmenin kitabesinden H 1138 (M1723) tarihinde Emencekzâde lakaplı bir hayırsever tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır Bu çeşme aynı zamanda Karakoyun Deresi üzerindeki su kemeri vasıtasıyla şehre gelen Kehriz Suyu'nun çevredeki cami, hamam ve evlere dağıtımının yapıldığı "Taksimiye" görevini de görmekteydi

Kaynak:tatilselicom

Alıntı Yaparak Cevapla