Yalnız Mesajı Göster

Mimarlık, Mimar Nedir, Mimarlığın Gelişimi, Eski Mısır Mezopotamya

Eski 08-11-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Mimarlık, Mimar Nedir, Mimarlığın Gelişimi, Eski Mısır Mezopotamya



Mimarlık, mimar nedir, Mimarlığın Gelişimi, Eski Mısır Mezopotamya

İnsanlar yüzyıllardan beri barınmak, eğitim, kültür, sağlık, yönetim, savunma, alışveriş türünden işlerini' görebilmek, dinsel etkinliklerini sürdürebilmek için uygun yapılara gereksinme duymuşlardır Bu yapıları kullanışlı, sağlam ve güzel görünümlü yapma sanatına mimarlık denir "Mimar" ise bunları tasarlayan ve yapımını yöneten kişidir Mimarlık dünyanın değişik bölgelerindeki yaşam koşullarına, ekonomik, teknik ve kültürel oluşumlara göre biçimlenerek gelişti Bu bakımdan günümüze ulaşabilen yapılar, üslupları ve yapı gereçleriyle, geçmişte insanların nasıl yaşadıklarına ve kurmuş oldukları uygarlıklara ilişkin önemli bilgiler sağlar

Mimar, bir yapının yeri belirlendikten, türüne karar verildikten ve maliyeti kabaca hesaplandıktan sonra işe başlar Mimarlığın en önemli üç temel ilkesi sağlamlık, işlevsellik ve güzelliktir Bu bakımdan mimar, tasarımına başlarken kullanılacak gereçlerin türünü, iklim, çevre ve ulaşım koşullarını düşünmek zorundadır Çalışmaları sırasında, yapım teknikleri konusunda bilgi ve deneyimleri olan uzmanlara gereksinim duyar Örneğin, inşaat yöntemleri ve gereçleri konusunda inşaat mühendislerine danışır Yapının çevre ve iklim koşullarına uygun ve korunaklı olması, daha tasânm aşamasında düşünülmesi gereken konulardır

Mimarlığın Gelişimi

İnsanlar avcılık ve toplayıcılıkla geçindikleri eskiçağlarda ağaç kovuklarında, mağaralarda ya da otlardan ve ağaç dallarından yaptıkları ilkel barınaklarda yaşardı Göçebe topluluklar ise nereyi uygun bulurlarsa orada barınır ya da kolay taşınabilen çadır türünde barınaklarını yanlarına alırlardı Gerçek anlamda ilk mimari yapılar, tarımsal üretime geçişle birlikte başlayan yerleşik yaşam düzeninde ortaya çıktı İnsanlar sadece ev yapmakla kalmayıp anıtlar, tanrıları için tapınaklar ve Ölüleri için mezarlar da yaptılar

Eski Mısır ve Mezopotamya

İÖ 3000'lerde insanlar daha kalabalık gruplar halinde yaşamaya başladı Bunun sonucunda kasaba ve kentler ortaya çıktı Nil Irmağı kıyısında yerleşmiş olan Eski Mısırlılar evlerin yanı sıra bir anıtmezar türü olan piramit ve tapınak yapımında da son derece ustaydı Kerpiçten evler, kireçtaşı ve granitten tapınaklar, piramitler ve mastaba adı verilen mezarlar yaptılar İÖ yaklaşık 2700'lerde 3 hanedan döneminde Mısır Kralı Zoser, Sak-kara'da ilk kez taştan, basamaklı bir piramit yaptırdı Dünyanın ilk basamaklı piramidi olan bu yapıt Eski Mısır'ın ünlü mimarı ve bilge kişisi imhotep tarafından tasarlanmıştı Luksor'daki yapıların ustası ve kutsal kitapların yazarı olarak kabul edilen İmhotep taş mimarlığının başlatıcısıydı Luksor yakınlarındaki Krallar Vadisi'nde kayalara oyulmuş mezar odaları İÖ 16 ve 13 yüzyıllardan kalmadır Eski Mısır'dan günümüze ulaşabilen bu yapıların görkemli güzelliği, kusursuz mimarisi ve gizemli havası bugün bile uzmanlar arasında şaşkınlık yaratmaktadır {bak MISIR PİRAMİTLERİ)

Mezopotamya'da, Dicle ve Fırat ırmaklarının suladığı bereketli topraklardaysa Eski Mısır'dakinden çok değişik bir mimarlık gelişti Sümerler merdivenler ya da eğimli yollarla çıkılan ve yüksek bir kuleyle son bulan, Babilliler ise genellikle tuğladan, merdivenlerle döne döne tırmanılan ziggurat denilen tapınaklar yaptılar

Mezopotamya'da yaşamış eski devletlerden biri olan Asurlular'dan kalan en önemli yapıtlar ise İÖ 700'lerde Horsâbad'da, İmparator II Sargon'un yaptırdığı 14 metre yüksekliğinde, tuğladan bir taban üzerine oturtulmuş kalesiyle Ninova yakınlarındaki saraydır Sarayın girişinde kanatlı ve insan başlı boğa kabartmaları vardır Daha o dönemde, dar ve uzun odaların çatılarında taşıyıcı olarak kemerlerden yararlanılmış, atık suların boşaltı-labilmesi için suyolları yapılmıştı

İÖ 6 yüzyılda Pers İmparatorluğu döneminde de görkemli saraylar yapıldı Bunlardan birisi, İÖ 522-486 arasında hüküm süren Kral Darius'un başkent Persepolis'te yaptırdığı saraydır 12 metre yüksekliğinde bir tabanın üzerine oturtulmuş olan bu sarayın dev boyutlu, içinde yaklaşık 100 sütunun bulunduğu büyük bir taht salonu vardı Oymalı başlıkları olan sütunların 13'ü günümüze ulaşabildi

O yıllarda savaşlar ve akınlar yoluyla başka uygarlıkları da tanıyan halklar ele geçirdikleri ülkelerin inanç, görenek ve yaşama biçimlerinden büyük ölçüde etkilendiler Bu bakımdan Ortadoğu'da yaşamış ve karşılıklı etkileşim içinde bulunmuş olan eski uygarlıkların kültürleri ve sanat anlayışları ilginç benzerlikler gösterir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla