Yalnız Mesajı Göster

Bize AnLatılmaYaN AtaTürk !!

Eski 09-13-2009   #1
sudenaz
icon111

Bize AnLatılmaYaN AtaTürk !!



"Tarihi yazmak, tarih yapmaktan daha zordur" demiş meşhur Jan Jak Rousso

Malesef Atatürk'ü bilmiyoruz, öğrenmiyoruz, ezberliyoruz"

İlk okuldan beri bizlere öğretilen, Atatürk'ün doğduğu ev olarak bilinen bu ev , Atatürk'ün doğduğu ev değildir O ev, Zübeyde Hanım'ın ikinci kocası, yani Atatürk'ün üvey babası Ragıp Bey'in evidir (Fikriye Hanım'ın da amcası)



Atatürk bu evde , Manastır Askeri İdadisi'nden izinli çıktığı zamanlar gelip orada kalmış, fakat orada doğmamıştır

O evin arkasında bulunan, elli küsur yıl önce de Selanik Belediyesi tarafından yıktırılan, daha küçük bir evde doğmuştur!

Fakat "resmi tarihçilerimiz", bu ikinci evi daha fiyakalı bulduklarından, doğduğu ev diye bunu tanıttılar!


Bomba atanların ya da "tavaf turları" düzenleyenlerin kulakları çınlasın


ATATÜRKÜN DOĞUM TARİHİ


Atatürk'ün 1881'de doğduğu da kesin değildir, bu tarih 1880 de olabilir
Çünkü Atatürk, 1296 tevellütlüdür! Rumi tarihle

Rumi 1296 yılı, miladi 13 Mart 1880 günü başlar, 12 Mart 1881 günü biter (İstanbul'daki darbe girişiminin tarihi olan rumi 31 Mart'ın miladi 13 Nisan'a denk geldiğini bilemeyip, gericilere karşı protesto gösterilerini iki hafta erken yapan "şaşkaloz solcuların" da kulakları çınlasın)

Nitekim Atatürk'ün doğum yılı, 1934 Soyadı Kanunu'na, kendisine yeni bir nüfus kâğıdı verilene kadar hep 1880 kabul edilmiştir! Basında ve kitaplarda böyle yer almıştır
Kafalar o kadar karışmıştır ki, Atatürk'ün ölümünden tam bir yıl sonra, 10 Kasım 1939'da çıkarılan bir hatıra pulunda bile doğum tarihi 1880 olarak gösterilmiştir

ATATÜRKÜN BABASI

Bir diğer bizlere yalnış öğretilen konu ise Atatürkün babasıdır
Atatürk'ün babası fotoğrafdaki kişi , Ali Rıza Efendi değildir!

O kişi, 1876'da, anayasanın ilanı üzerine Selanik'te kurulan Asakir-i Milliye taburunda görev alan gönüllü subaylardan, bilinmeyen birisidir
Şimdi içinizden 'Peki Atatürk köşelerinde gördüğümüz o fesli, bıyıklı adam kim o zaman?, diye sorduğunuzu duyar gibiyim

Elde hiçbir Ali Rıza Efendi resmi bulunmadığından, "resmi tarihçilerimiz" bu adamı gözlerine kestirmişler ve onu Atatürk'ün babası yapıvermişlerdir

Hevesinizi kursağınızda bırakmak istemem ama o fotoğraftaki kişinin 'Atatürk'ün babası' olduğu tezi, doğrudan doğruya bir İnönü devri yutturmacasıdır

Nitekim bizzat Atatürk'ün kendisi, Falih Rıfkı'ya, "bu bizim peder değil" demiştir!

Falih Rıfkı, Atatürk'ün bunu "alaycı bir dille" söylediğini de anlatıyor



Tarihten sonra kitaplarda o zamana kadar Mustafa Kemal'in soyunu tek başına temsil eden Zübeyde Hanım'ın yanına yeni bir fotoğrafın yerleşmeye başladığı görülür Bu tavırdan, Tek Parti dönemi muhafazakârlığına denk düşen 'iyi aile çocuğu' Atatürk imajının zihinlere kazınmak istendiğini çıkartmak zor olmasa gerek

Mesela en muteber kaynaklardan sayılan Şevket Süreyya Aydemir, “Kırmızı Hafız”ı Ali Rıza Bey'in amcası yaparken (“Tek Adam”, I, 1969, s 31), Prof Şerafettin Turan babası yapmaktadır (“Kendine Özgü Bir Yaşam”, 2004, s 20) Yine Prof Turan, Atatürk doğduğunda babasının Evkaf idaresinde çalıştığını yazarken (s 20), Erol Mütercimler kereste tüccarlığı yaptığını iddia etmektedir (“Fikrimizin Rehberi”, 2009, s 39) Oysa Atatürk, 1922 Ocak'ında Ahmet Emin Yalman'a verdiği röportajda kendisi okula başlarken babasının “rüsumat”ta, yani gümrük idaresinde memur olduğunu söylemiştir
Bu durumda Ali Rıza Efendi'nin bütün hayatı alt üst oluyor Önce Evkaf'ta kâtiplik yapıyor, sonra kereste tüccarlığı, 6 yıl sonra ise gümrük memurluğu Oysa doğru sıralama, önce Evkaf, sonra Rüsumat idaresi ve en son memurluktan istifa ettikten veya emekli olduktan sonra kereste ticareti yaptığı şeklinde olacaktı (ölümünden önce bir ara tuz ticareti yaptığını Makbule Hanım anlatmıştır)

Üstelik Atatürk'ün babasının hangi yılda öldüğü de bilinmez Rakamlar kitaptan kitaba, üstelik 5-6 yıla kadar oynuyor Kimisi 1893'te öldü diyor, kimisi 1887 veya 1888'de İnkılap tarihinin duayenlerinden Prof Enver Ziya Karal, “babası genç yaşta öldü”, diye yazıyor Yahu üstad, eğer Ali Rıza Efendi 1839'da doğmuşsa ve ölüm tarihi 1893 ise öldüğünde 54 yaşındadır ve bu nasıl “genç” ölmektir?

Gördüğünüz gibi Atatürk'ün babasının kimliği konusunda karanlıklar içinde yol bulmaya çalışan ressam Brüghel'in körleri gibiyiz


Aaa son olarak Hani herşeyi "tarihçilere bırakmaya" pek meraklıyız ya
Ülkenin "resmi tarihçileri" böyle bilgiler veriyorsa, daha açık söyleyeyim bir insanın babasının fotoğrafını bile kafalarına göre değiştirebiliyorlarsa, bu resmi tarihçilerin tarih diye önümüze sunduğu diğer tarihi konular ne kadar doğrudur?

Resmi tarih ile doğup büyüyen ve bu tarihten başka bir tarih bilmeyenler, elbette öğretildikleri tarihe inandıkları için gerçekleri görebilmeleri çok zor oluyor çünkü bazıları gerçekten "zor anlıyor" ama onlara da hak vermek gerekir
Çocukluğundan beri "pembe köşklü bir evde doğdu" diye öğrenen birine bunun böyle olmadığını söylemek sanırım yıllar sonra elvatlık olduğunu öğrenen bir insana benziyor Bu bu kadar zor olsa gerek ki Atatürkçüler her şeyi reddediyorlar


Peki bundan daha vahim konularda gerçekler ortaya çıkarsa ne olacak?