Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı?

Eski 03-25-2008   #129
bukettt
Varsayılan

Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı?



25 MART - MARCH 25
Tarihte Bugün - Today in History




1915 Çanakkale
1925 - Şeyh Sait’e bağlı kuvvetler Silvan’ı ele geçirdi
1923 - Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber Ankara'ya dönüşü
1922 - Franklin Bouillon'un, Paristen -Yusuf Kemal Bey aracılığıyla- Atatürk'e mektubu
1921 - İkinci İnönü Zaferi (
Yunan kuvvetleri Bozöyük, Bilecik, Dumlupınar ve Sapanca'yı ele geçirdi
Mart sonu 1919 -
Atatürk'ün, İstanbul'da, İtalya Yüksek Komiseri Kont Sforza ile görüşmesi (Kont Sforza'nın isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir Olayların seyrine göre, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir Atatürk'ün yaveri Cevat Abbas (Gürer), hatıralarında, bu görüşme için şunları söylemektedir: "Atatürk, İstanbul'da bulunduğu ayların sonlarına doğru İtalya Mümessili Kont Sforza ve Papaz Mister Frew ile de ayrı ayrı ve fasılalı tarihlerde görüşmüştü Aldığı kanaat acı idi; ağırdı"
Mart sonu 1919 -
Atatürk'ün, İstanbul'da, Rahip Frew ile görüşmesi (Rahip Frew'un isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir Olayların seyrine gore, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir)
1916 - Atatürk'ün, günü Mardin'de geçirişi
1915 (24-26) - Alman General Liman von Sanders Çanakkale’de V Ordu komutanı oldu
Sanders'in Gelibolu'ya gelmesi, yeni savunma planı yapması, Atatürk'ün komutanı olduğu 19 Tümeni ordu ihtiyat kuvveti olarak kendine bağlaması
1912 - Türk Ocağı, resmen 25 Mart 1912'de İstanbul'da kuruldu
Türk Ocağı 1912'de kurulup birkaç defa kapanıp açılmasından sonra günümüze kadar gelen dernek

Türk Ocağı'nın kuruluş çalışmaları 1911 yılında Askeri Tıbbiye öğrencileri arasında "190 Tıbbıye'li Türk Evladı" adına kaleme alınan beyanneme ile başlamıştır Önce Balkan Savaşları ve hemen ardından başlayan I Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan hava içerisinde kurulmuştur Türk Ocağı dönem itibariyle güncel siyasetle ilgilenmekten ziyade "millilik" üst fikrinde birleşmiştir İlk tüzüğünde de "Ocak zinhar siyasetle iştigal etmez" şeklinde kesin bir ilke yer almış ve "Ocak maksadını tahsile çalışırken sırf milli ve içtimai bir vaziyete kalacak, asla siyasetle uğraşmayacak ve hiçbir vakit siyasi fırkalara hadim olmayacaktır" denilmek suretiyle siyasi duruş açıkça ifade edilmiştir
Türk Ocağı, beyannamenin yayınlanmasından sonra, öğrenci temsilcileri dönemin önde gelen milliyetçi aydınlarıyla görüşmeler yaparlar ve bir milli teşkilatın kurulmasını teklif ederler Ön görüşmeleri takiben 20 Haziran 1911 tarihinde Ahmet Ağaoğlu'nun evinde yapılan toplantıda bu amaçla bir derneğin kurulması uygun görülür ve Dr Fuat Sabit Ağacık'ın teklifiyle adının "Türk Ocağı" olması kararlaştırılır
Ocak, resmen 25 Mart 1912'de İstanbul'da kuruldu İlk başkanlığı Ahmet Ferit Tek, başkan yardımcılığını ise Yusuf Akçura üstlendi 1913'de başkanlığına Hamdullah Suphi Tanrıöver getirildi Derneğin önde gelenleri arasında Halide Edip Adıvar, Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Ağaoğlu, Ziya Gökalp, Mehmet Fuad Köprülü gibi isimler vardı
1919 yılına kadar Turancı bir çizgide devam eden dernek "Büyük Turan" ülküsüne kısa sürede ulaşılamayacağını anlayarak Misak-ı Milli'ye yöneldi Mondros Mütarekesinden sonra işgallere karşı İstanbul'da ünlü "Sultanahmet Mitingleri" gibi eylemler düzenledi İstanbul'da direniş eylemlerinin örgütlenmesinde önemli rol oynadı İşgal altındaki İstanbul'da baskılar artınca üyelerinin çoğu Anadolu'ya geçerek Kurtuluş Savaşı içerisinde aktif görevler aldı Türk Yurdu ve Yeni Mecmua dergilerini çıkaran Türk Ocağı kısa sürede 100'den fazla şube açtı
1925'de Hamdullah Suphi Tanrıöver başkanlığa getirilirken Mustafa Kemal ve Latife Hanım da fahri başkanlığa seçildi 1931'de yerine Halkevleri kuruldu 1949'da merkezi Ankara'da olmak üzere yeniden açıldı 12 Eylül 1980'de her dernek gibi kapatıldı 1986'da yeniden faaliyete geçti
Kaynak: "Türk Ocağı," Vikipedi http://trwikipediaorg
* * *
Türk Ocağı'nın kuruluş çalışmaları 1911 yılında Askeri Tıbbiye öğrencileri arasında başlamıştır Osmanlı Devleti bünyesindeki çeşitli milliyet mensuplarının varlıklarını korumak, geliştirmek ve kabil olursa bağımsızlıklarını elde etmek amacıyla yaptıkları faaliyetleri müşahede eden ve Türk varlığını bu gelişmeler karşısında tehlikede gören Tıbbıye'li öğrencilerin, aralarında yaptıkları faaliyetleri müşahede eden ve Türk varlığının bu gelişmelere karşısında tehlikede gören Tıbbıye'li öğrencilerin, aralarında yaptıkları toplantılardan sonra hazırladıkları beyanname, Türk Ocağı'nın kuruluş dayanağı oluşturmuştur "190 Tıbbıye'li Türk Evladı" adına kaleme alınan bu beyannamede "Türk kavminin hayatı inkıraz yaşadığı" belirtilir ve buna "selefleri gibi lakayt kalamayacakları" ifade edilir
Beyannamenin yayınlanmasından sonra öğrenci temsilcileri dönemin önde gelen milliyetçi aydınlarıyla görüşmeler yaparlar ve bir milli teşkilatın kurulmasını teklif ederler Ön görüşmeleri takiben 20 Haziran 1911 tarihinde Ahmet Ağaoğlu'nun evinde yapılan toplantıda bu amaçla bir derneğin kurulması uygun görülür ve Dr Fuat Sabit Ağacık'ın teklifiyle adının "Türk Ocağı" olması kararlaştırılır
Aralarından seçilen geçici idare heyetinde, Mehmet Emin Yurdakul (Başkan), Dr Fuat Sabit Ağacık (Veznedar) olarak görev alırlar
Fiili kuruluştan yaklaşık dokuz ay sonra, 25 Mart 1912 tarihinde gerekli hazırlıklar tamamlanarak resmi kuruluş gerçekleştirilir
* * *
Mehmet Emin Yurdakul (Türk Ocağı Kurucusu)
Mehmet Emin Yurdakul, Cumhuriyet dönemi Türk şairlerdendir Türk Milli Edebiyat akımının öncü şairleri arasında yer almıştır

Türk milletinin yüceliğini şiirlerinde haykıran ve "Millî şair" sıfatını alan Mehmet Emin Yurdakul, 1869'da İstanbul'da doğmuştur
Temiz ve doğru olarak kullandığı Türk dili ile yazdığı şiirleri, Türk milletine, özellikle savaş dönemlerinde destek olmuştur MEmin Yurdakul ülkü sahibi insan vasfında olduğu için memuriyet döneminde sık sık yeri değiştirilmiştir "Türk Yurdu" dergisinde kuruculuk yapmış, ancak Erzurum'a gitmesiyle dergiyi Yusuf Akçura'ya bırakmıştır Birinci Dünya Savaşı sonunda hüznünü "Türk Hukuku" adlı düz yazıdan oluşan eseriyle dikkatleri çekmiştir M Emin Yurdakul, Türkçülük boyutundaki eserleriyle "Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur" diyerek fikirlerini ifade etmiştir Savaş sırasında kahramanlık ve millî şuura dayanan şiirleriyle halka cesaret vermiştir M Emin Yurdakul'un şiirlerinin günümüzde de okunmasının ve sevilmesinin nedeni kullandığı saf Türkçedirc

Alıntı Yaparak Cevapla