Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi

Eski 01-28-2008   #37
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : Peygamberlerimizin Tarihi



Devlet başkanı olarak Hz Muhammed, toplumda müslümanlar arasında veya İslâm devleti'nin tebeası durumunda bulunan gayr-i müslimler arasında çıkan anlaşmazlıkları, davâ konusu olan problemleri de çözümlüyordu Bu gibi durumlarda davâcıyı olduğu kadar davâlıyı da dinliyor; yerine göre şahitlerin bilgisine başvuruyor, getirilen delilleri değerlendiriyor ve meseleyi fazla uzatmadan, sürüncemede bırakmadan, çoğu zaman hemen o anda, değilse en kısa zamanda çözüme bağhyordu Taraflara hakkaniyet mefhumunun aşılanmasına büyûk hassâsiyet gösteriyor; kendisinin bir beşer olarak yapılan konuşmalara, getirilen delil ve gösterilen şahitlere göre hüküm vereceğini, gaybı bilemeyeceğini, bu durumda aslında haklı olmadığı halde kendisine bir hak verilmiş olanın gerçekte Cehennem ateşini almaktan başka bir kârı olmadığını belirtiyordu Davâların halini bazan ashâbının ileri gelenlerine havale ettiği de olurdu Eyaletlere tayin edilen valiler Hz Peygamber adına idareyi yürütüyor ve adliyeye taalluk eden meselelere bakıyorlardı

Eğitimci Olarak Hz Muhammed Hz Peygamber'in temel görevinin dinî ve dünyevî tüm meselelerde insanları eğitmek olduğu söylenebilir Bu bakımdan bizzat kendisi; "Ben ancak bir muallim olarak gönderildim" buyurmuştur (İbn Mâce, Mukaddime 17) Hz Peygamber'in eğitimi, insanlara her yönde faydalı bilgilerin kazandırılması ve kazanılan bilgilerin kişilerin hayatına yansıyarak faydalı hâle gelmesi esasına dayanıyordu O, bir taraftan Cenâb-ı Hakk'ın emrine uyarak; "Rabbim, benim ilmimi artır!" (Tâhâ, 20/114) diye bilgisinin artırılması için Allah'a yalvarır ve bu uğurda çaba sarfederken, diğer taraftan; "Allahım, bana öğrettiğinle faydalanmayı nasîbet!" (İbn Mâce, Mukaddime 23) diye yakarıyor; "Faydasız ilimden Allah'a sığınırım" (Müslim, Zikr 73) diyerek de bilgiden maksadın faydalanmak ve faydalı olmak olduğunu belirtiyordu

Bu ölçüler içerisinde Peygamber Efendimiz ashâbını Medine'ye hicretten önce Mekke döneminde Dâru'l Erkam'da, Hicretten sonra da Mescidü'n-Nebî'de ve Suffa'da yoğun bir şekilde eğitim ve öğretime tâbi tutmuştu Tabiatıyla eğitim, bütün bir hayatı ilgilendirdiğinden; Hz Peygamber evlerde, çarşıda, pazarda, yolda, bir sefer sırasında, harp halinde iken vesâir durumlarda gerekli olan her yerde, her fırsat ve vesile ile eğitim görevini yerine getiriyordu Eğittiği kişilerin şahsî ihtiyaçları, ferdî farklılıkları, kâbiliyet ve kapasiteleri Hz Peygamber tarafından göz önünde tutuluyordu Peygamber Efendimiz, kendisi hâricinde eğitim ve öğretim için görevliler de tayin etmişti Okuma-yazma, basit matematik, Kur'an tilâveti, temel dinî bilgiler, hayatta uygulanacak pratik mâlumât bu şekilde öğretmenler tarafından veriliyordu O sıralarda Arap Yarımadası'nda okuma-yazma seviyesi son derece düşük olduğundan, yeterli müslüman öğretmenin bulunmadığı ilk yıllarda Hz Peygamber, gayr-i müslim öğretmenlerden istifâde etmekte bir beis görmemişti Meselâ Bedir gazvesinde müşriklerden elde edilen esirler arasında okuma-yazma bilenlerin, hürriyetlerine kavuşabilmeleri için, on müslümana okuma-yazma öğretmeleri şart koşulmuştu İlk yıllarda müslüman çocukları okuma-yazma öğrenmek üzere Medine Yahudilerine ait okullara gönderilmişti Peygamber Efendimiz kadınların eğitim ve öğretimi ile de meşgul oluyordu Haftanın sadece kadınlara ayırdığı bir gününde onlara konuşmalar yapıp ders veriyor, sorularını cevaplandırarak problemleri ile ilgileniyordu Ayrıca Hz Âişe başta olmak üzere Rasûlüllah'ın zevceleri ve Ashâbın âlim hanımları öğretim faâliyetlerinde Hz Peygamber'e yardımcı oluyorlardı Bu bakımdan Peygamber Efendimiz henüı o sırada okuma-yazma bilmeyen zevcesi Hz Hafsa'ya okuma-yazma öğretmek üzere bir görevli tayin etmişti

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla