Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (İ Harfi)-Osmanlıca Sözlük (İ Harfi) İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #39
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (İ Harfi)-Osmanlıca Sözlük (İ Harfi) İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (İ Harfi) İMSAKİYE Ramazanda imsak vakitlerini gösteren cetvel
İMSAL Boşuboşuna sarfetme, lüzumsuz yere harcama Har vurup harman savurma
İMSAS (Mass dan) Emdirme, emdirilme * Tıb: Suda erimiş ilâcı şırınga etmek
İMSAS Değdirmek Elle tutmak Meshetmek
İMŞEB f Bu gece
İMTAR Yağdırma veya yağdırılma
İMTAR-I AHCÂR Taş yağdırma
İMTAR-I MATAR Yağmur yağdırma
İMTİDAD Uzanmak Uzayıp gitmek Gerilip ve çekilip uzanmak * Boy Tul Uzunluk * Feza, uzay
İMTİDAH (Medh den) Medhetme, övme
İMTİDAH Aşma, taşma
İMTİHA' (Mahv dan) Mahvolma, perişan olma, yok olma
İMTİHA' Bileme veya bilenilme, yahut da bilenme
İMTİHA-Yİ SEYF Kılıcın bilenmesi, keskinleştirilmesi
İMTİHAK Bozulma
İMTİHAN Deneme, Tecrübe etmek * Bir şeyin hakikatına ıttılâ peyda etmek için çok dikkatle düşünmek * Salâhiyet veya salâhiyetsizliğini anlamak için yapılan teftiş ve tecrübe(Hakîm-i Ezeli, inâyet-i sermediye ve hikmet-i ezeliyenin iktizası ile, şu dünyayı, tecrübeye mahal ve imtihana meydan ve esmâ-i hüsnâsına âyine ve kalem-i kader ve kudretine sahife olmak için yaratmış ve tecrübe ve imtihan ise neşv ü nemâya sebeptir O neşv ü nemâ ise, istidatların inkişafına sebeptir O inkişaf ise, kabiliyetlerin tezahürüne sebeptir O kabiliyetlerin tezahürü ise, hakaik-ı nisbiyenin zuhuruna sebebtir Hakaik-ı nisbiyenin zuhuru ise, Sâni-i Zülcelâlin esmâ-i hüsnâsının nukuş-u tecelliyatını göstermesine ve kâinatı mektubat-ı Samedaniyye suretine çevirmesine sebeptir İşte bu sırr-ı imtihan ve sırr-ı teklif iledir ki; ervâh-ı âliyenin elmas gibi cevherleri ervâh-ı sâfilenin kömür gibi maddelerinden tasaffi eder, ayrılırİşte, bu mezkur sırlar gibi daha bilmediğimiz çok ince, âli hikmetler için, âlemi bu surette irade ettiğinden şu âlemin tegayyür ve tahavvülünü dahi o hikmetler için irade etti Tahavvül ve tegayyür için zıtları birbirine hikmetle karıştırdı ve karşı karşıya getirdi Zararları menfaatlara mezcederek, şerleri hayırlara idhal ederek, çirkinlikleri güzelliklere cem'ederek, hamur gibi yoğurarak şu kâinatı tebeddül ve tagayyür kanununa ve tahavvül ve tekâmül düsturuna tâbi kıldı Vaktaki meclis-i imtihan kapandı Tecrübe vakti bitti Esmâ-i Hüsnâ hükmünü icra etti Kalem-i kader, mektubatını tamamiyle yazdı Kudret, nukuş-u san'atını tekmil etti Mevcudat, vezaifini ifa etti Mahlukat, hizmetlerini bitirdi Herşey, mânasını ifade etti Dünya, âhiret fidanlarını yetiştirdi Zemin, Sâni-i Kadir'in bütün mu'cizat-ı kudretini, umum havârık-ı san'atını teşhir edip gösterdi Şu âlem-i fena, sermedi manzaraları teşkil eden levhaları zaman şeridine taktı O Sâni-i Zülcelâl'in hikmet-i sermediyyesi ve inayet-i ezeliyyesi; o imtihan neticelerini, o tecrübenin neticelerini, o Esmâ-i Hüsna'nın tecellilerinin hakikatlarını, o kalem-i kader mektubatının hakaikını, o nümune-misal nukuş-u san'atının asıllarını, o vezaif-i mevcudatın faidelerini, gayelerini, o hidemat-ı mahlukatın ücretlerini ve o kelimat-ı kitab-ı kâinatın ifade ettikleri mânaların hakikatlarını ve istidat çekirdeklerinin sünbüllenmesini ve bir mahkeme-i kübra açmasını ve dünyadan alınmış misalî manzaraların göstermesini ve esbab-ı zâhiriyyenin perdesinin yırtmasını ve herşey doğrudan doğruya Hâlik-ı Zülcelâline teslim etmesi gibi hakikatları iktiza etti ve o mezkur hakikatları iktiza ettiği için, kâinatı dağdağa-i tagayyür ve fenadan, tahavvül ve zevalden kurtarmak ve ebedileştirmek için o zıtların tasfiyesini istedi ve tagayyürün esbabını ve ihtilâfatın maddelerini tefrik etmek istedi Elbette kıyameti koparacak ve o neticeler için tasfiye edecek İşte şu tasfiyenin neticesinde cehennem, ebedî ve dehşetli bir suret alıp, taifeleri $ tehdidine mazhar olacak Cennet; ebedî, haşmetli bir suret giyerek ehli ve ashabı $ hitabına mazhar olacak S)
İMTİHAN Hor ve zelil kılmak
İMTİHAZ Hâlis, katıksız ve saf olma Durulanma
İMTİKÂR (Mekr den) Oyuna kanma, aldanma
İMTİLA' Dolma Dolgunluk * Tıb: Kan durma, kan toplanma
İMTİLA-İ MİDE Mide dolgunluğu
İMTİLAL Bir millete karışma
İMTİNA' Feragat edip geri durma * Muvafakat etmeme Çekinme İstememe Yapmama * İmkânsızlık, mümkün olmayış
İMTİNA-İ ÂDİ Bir şeyin olması âdeta mümkün olmamak
İMTİNA-İ HAKİKİ Bir şeyin mümkün olmamasının aklen zaruri olması (Meselâ: Bir kimse kendinden yaş bakımından büyük olan başka bir kimse hakkında: "Bu benim oğlumdur" diye iddia etse, dâvâsı dinlenmez Çünkü, kendinden yaşça büyük bir adamın, kendisinin neslen oğlu olması aklen muhaldir)
İMTİNAN Minnet Kendine minnet etmek Birisine yaptığı ihsan ve iyiliği başına kakmak * Memnun olmak * Birisinin çok iftiharla sevdiği ve mâlik olduğu şeye nâil olmak
İMTİRA' Çıkarma, ihrac etme, dışarı atma * Şüphelenme, kuşkulanma * Tereddüt, mütereddidlik, kararsızlık

Alıntı Yaparak Cevapla