Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (İ Harfi)-Osmanlıca Sözlük (İ Harfi) İle İlgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (İ Harfi)-Osmanlıca Sözlük (İ Harfi) İle İlgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (İ Harfi) İBTİZAZ
İhtiyacdan dolayı zillet ve hakaretlere tahammül etme

İBYİZAZ
Beyazlama, ağarma

İBZA'
Bir kimseyi sıkıntı ve kedere boğma Mahvetme

İBZA'
Kötü söyleme, fena söyleme

İBZAL
Esirgemeyip bol sarfetme, bol kullanma

İBZAZ
Yağlanma, şişmanlama, semirme

İBZAZ
Bir şeyi istenilen miktardan veya gerektiğinden az verme

İCA'
(Veca dan) Ağrıtma, veca verme

İCAA
(Cu dan) Yemek içmek için hiçbir şey vermiyerek aç bırakma

İ'CAB
Şaşırtmak Hayran etmek Hayrete düşürmek * Hodpesendlik Kendini beğenmişlik

İCAB
Lâzım Gerekli Lüzum Sebeb olmak * Ist: Akitlerde ilk söylenen söz Bir mal sahibinin müşteriye karşı, "Bu malımı sana şu kadar paraya sattım" demesidir Müşterinin de kabul etmesine dair olan sözüne "kabul" denir Şer'i ıstılahta buna "icâb ve kabul" denir

İCABAT
İcablar Gerekenler Lüzum edenler

İCABE(T)
Kabul olmak Kabul etmek * Râzı olma, rızâ gösterme, muvafakat etme

İCABE-İ DUÂ
Duânın kabul olması Duâya cevap verilmesi Muvafakat edilmesi (Bak: Dua)

İCABETGÂH
f Kabul etme yeri

İCABÎ
Müsbet İcaba âit, icaba dair * Lâzım, gerekli, zarurete müteallik

İCAD
Vücuda getirmek Yeniden bir şey meydana getirmek Yoktan var etmek (Bak: İbda')(şu zamanda çok ileri giden feylesoflar diyorlar ki: "Hiçten, hiçbirşey icad edilmiyor ve hiçbirşey idam edilmiyor; yalnız bir terkip bir tahlildir ki, Kâinat fabrikasını işlettiriyor"Elcevap : Nur-u Kur'an ile mevcudata bakmayan feylesofların en ileri gidenleri bakmışlar ki, tabiat ve esbab vasıtasiyle bu mevcudatın teşekkülât ve vücudlarını -sabıkan isbat ettiğimiz tarzda- imtina derecesinde müşkilâtlı gördüklerinden, iki kısma ayrıldılarBir kısmı, Sofestaî olup, insanın hassası olan akıldan istifa ederek, ahmak hayvanlardan daha aşağı düşerek, Kâinatın vücudunu inkâr etmeyi; hatta kendilerinin vücudlarını dahi inkâr etmesini dalâlet mesleğinde esbab ve tabiatın icad sahibi olmalarından daha ziyade kolay gördüklerinden; hem kendilerini, hem Kâinatı inkâr edip, cehl-i mutlaka düşmüşlerİkinci güruh bakmışlar ki; dalâlette esbab ve tabiat mucid olmak noktasında, bir sinek ve bir çekirdeğin icadı, hadsiz müşkilâtı var Ve tavr-ı aklın haricinde bir iktidar iktiza ediyor Onun için bilmecburiye icadı inkâr ediyorlar, "yoktan var olmaz" diyorlar ve idamı da muhal görüyorlar, "var yok olmaz" hükmediyorlar Yalnız, harekât-ı zerrât ile, tesadüf rüzgârlariyle bir terkib ve tahlil ve dağılmak ve toplanmak suretinde bir vaziyet-i i'tibariye tahayyül ediyorlar İşte sen gel, ahmaklığın ve cehaletin en aşağı derecesinde, en yüksek akıllı kendini zanneden adamları gör; ve dalâlet, insanı ne kadar maskara ve süfli ve echel yaptığını bil; ibret al! Acaba her senede, dört yüzbin envâı birden zemin yüzünde icad eden ve Semavat ve Arzı altı günde halkeden ve altı haftada, her baharda, kâinattan daha san'atlı, hikmetli zihayat bir kâinatı inşa eden bir Kudret-i Ezeliye, bir İlm-i Ezelî'nin dairesinde, plânları ve mikdarları taayyün eden mevcudat-ı ilmiyeyi göze göstermiyen bir ecza ile yazılan ve görünmeyen bir yazıyı göstermek için sürülen bir ecza misillü, gayet kolay o mâdumât-ı hâriciye olan mevcudat-ı ilmiyeye vücud-u hârici vermeği o Kudret-i Ezeliyeden uzak görmek ve icadı inkâr etmek; evvelki güruh olan Sofestâilerden daha ziyade ahmakane ve cahilânedir Bu bedbahtlar, âciz-i mutlak ve yalnız bir cüz-i ihtiyariden başka ellerinde olmayan; firavunlaşmış kendi nefisleri, hiçbir şeyi idam ve yok edemediklerinden ve hiçbir zerreyi, bir maddeyi, hiçten, yoktan icad edemediklerinden ve güvendikleri esbab ve tabiatın ellerinde hiçten icad gelmediği cihetle, ahmaklıklarından diyorlar: "Yoktan var olmaz, var da yok olmaz" deyip, bu bâtıl ve hatâ düsturu, Kadir-i Mutlak'a teşmil etmek istiyorlar Evet, Kadir-i Zülcelâl'in iki tarzda icadı var Biri; ihtira ve ibda' iledir Yâni; hiçten, yoktan vücud veriyor; ve ona lâzım her şey'i de hiçten icad edip eline veriyor Diğeri; inşâ ile, san'at iledir Yâni; kemal-i hikmetini ve çok esmasının cilvelerini göstermek gibi, çok dakik hikmetler için, kâinatın anasırından bir kısım mevcudatı inşa ediyor Her emrine tâbi olan zerratları ve maddeleri, Rezzakıyet kanunuyla onlara gönderir ve onlarda çalıştırır Evet Kadir-i Mutlak'ın, iki tarzda; hem ibda' hem inşâ suretinde icadı var Varı yok etmek ve yoğu var etmek; en kolay, en sühuletli, belki daimî, umumî bir kanunudur Bir baharda, üçyüz bin envâ-i zihayat mahlukatın şekillerini, sıfatlarını, belki zerratlarından başka bütün keyfiyat ve ahvallerini hiçten var eden bir kudrete karşı, "yoğu var edemez!" diyen adam, yok olmalı!L)(Eğer desen: "Delil-i İhtiraî i'tâ-i vücuddur İ'tâ-i vücud ise; i'dam-ı mevcudun refikidir Halbuki: Adem-i sırftan vücudu ve vücud-u mahzdan adem-i sırf-ı aklımız tasavvur etemiyor" Cevaben derim: Yahu! Sizin bu istis'âbınız ve şu mes'elenin tasavvurundaki istiğrabınız, bir kıyas-ı hâdi'in netice-i vahimesidir Zira icad ve ibda-i İlâhiyi, abdin san'at ve kesbine kıyas edersiniz Halbuki abdin elinden bir zerreyi imate veyahut icad etmek gelmez Belki yalnız umur-u itibariye ve terkibiyede bir san'at ve kesbi vardır Evet, bu kıyas aldatıcıdır, insan kendini ondan kurtaramıyorElhasıl : İnsan kâinatta mümkinatın öyle bir kuvvet ve kudretini görmemiş ki, icad-ı sırf ve i'dam-ı mahz etsin Halbuki hükm-i aklîsi de daima üss-ül-esası, müşahedattan neş'et eder Demek âsâr-ı İlâhiyeye mümkinat tarafından bakıyor Halbuki: Hayret-efza âsârıyla müsbet olan kudret-i Sâni'in canibinden temaşa etmek gerektir Demek ibadın ve kâinatın umur-u itibariyeden başka tesiri olmayan kuvvet ve kudretlerin cinsinden olan bir kudret-i mevhume içinde Sânii farz ederek o noktadan şu mes'eleye temaşa ediyor Halbuki Vacibü'l-vücud'un canibinden, kudret-i tâmmesi nokta-i nazarından bu mes'eleye temaşa etmek gerektir RN)

İCAD
(Ücâd) Kapı ve pencerelerin üstlerinde bulunan kemer

İCADE
İyi yapma, iyi işleme

İCADGERDE
f İcad olunmuş

İC'AF
Yere düşürme, yıkma

İ'CAF
Devamlı olarak hastaya bakma * Zayıflatmak

İCAH
Örtü, perde

İ'CAL
Acele ettirme, çabuk yaptırma * Öne geçme

İCAL
Korkutmak

İCALE
(Cevelan dan) Dolaştırma, cevelan ettirme

İCALE-İ ESB
Atı dolaştırma

Alıntı Yaparak Cevapla