Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Hazar Hakanlığı

Eski 09-24-2009   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Hazar Hakanlığı



Hazar-Rus ilişkileri





9 yüzyılın ortalarında; Ruslar (Kırmızı), Slavlar (Gri), Gotlar (Mor) ve mavi çizgiyle belirtilen Hazarların egemenlik alanı


Rus-Hazar ilişkileri yıllıklara göre 859'da başlamıştır Yıllıklarda 859 olayları anlatılırken: "Hazarlar, Rus kabileleri olan Polyan, Severyan ve Vyatiçler'den her ev başına bir sincap kürkü ile gümüş para aldılar" şeklinde geçmektedir[48] Rurik'in yerine geçen Novgorod Knezi Oleg bu duruma bir son vermek için 884 yılında Severyanların üzerine gidip, onların Hazarlara vergi ödemelerini istemediğini söylemiştir[48] 884 yılında Ruslar, diğer Slav kabileleriyle birleşerek Hazarlara karşı birlik meydana getirdiler ve Hazarları iyice zayıflattılar 892 yılında Ruslar, 55 gemiyle Hazar Denizi'ne inmişler; Ciyl ve Deylem sahillerine, Taberistan ve Abiskon topraklarına asker çıkarıp, çevreyi yakıp yıkmışlar ve topladıkları ganimetlerle geri dönmüşlerdir Geri dönüşleri sırasında da elde ettikleri ganimetlerin bir kısmını Hazar hakanına vergi olarak vermişlerdir Ancak; Rusların yaptıklarını öğrenen Hazar hakanının müslüman askerleri, hakandan Ruslara saldırmak için izin istemişler ve bu izni alarak Ruslara saldırmışlardır[49]
9 yüzyılın ikinci yarısından itibaren Ruslar, Hazar ülkesinde özellikle ticari alanda etkili olmaya başlamışlardır Rusların sahip olduğu bu rahatlık, Kiev Knezi I İgor'un Kiev şehrini ele geçirerek buraya yerleşmesini sağlamıştır[39] Girdiği uzun mücadeleler sonucunda Dinyeper Nehri üzerinden Karadeniz'e inen büyük ticaret yolunu ele geçirerek, bazı Slav kabilelerini Hazar egemenliğinden almıştır Ruslar, yine bu bölgede Hazar hâkimiyetine son vererek, dağınık bir halde yaşayan Slav kavimlerini bir daire altında toplayarak devlet haline getirmişlerdir Ruslar, ilk defa 913'te Hazar ülkesine bir sefer düzenlemişlerdir


Ona göre bu Rus akını Hazar hakanının izniyle olmuş ve Ruslar elde edecekleri ganimetlerin bir kısmını hakana vermişlerdir Ancak Hazar hakanı 925'te kendisinin izni olmadan Rusların tekrar bir akın düzenlediğini öğrenince, kuvvetlerini göndererek geri dönen Rusların yolunu kesmiştir İgor'un 935'lerde tekrar Tmutarakan şehrine saldırdığı bir sırada Bizans da Rusların yardımıyla Kırım'daki Hazar topraklarına saldırıp bir kısmını ele geçirmişlerdir Hazar kağanı II Aaron, buna 939'da bir misilleme yapmış ve Kırım'ı tahrip etmiştir Hazarlar, İgor'un 941'de Bizans'a yaptığı sefer sırasında da Bizans donanmasını imha etmişlerdir 944'te Ruslar, o dönemde Müslüman Kafkasya'nın merkezi olan Azerbaycan'ın Berde şehrine kadar inerek her tarafı yağmalamışlar, ancak Hazarlar onlara karşı hiçbir tedbir almamışlardır[50] I Svyatoslav, 965'te Hazarlar üzerine yürüdü ve Sarkel'i aldı[51] I Svyatoslav daha güneye inerek Peçenek ve Uzları Hazarlar üzerine saldırttı Sonra Kerç Boğazı'nı ve Kafkasya'nın Kuban sahillerini ele geçirdi

Hazar-Diğer Türk boyları ilişkileri

9 yüzyılın ortalarına kadar gelişmesini sürdüren Hazar Kağanlığı, topraklarında yaşayan Türk kavimleri tarafından 9 yüzyılın sonlarına doğru birtakım saldırılara uğramıştır Doğudan gelen Kıpçak ve Uzların Hazar ülkesine saldırmasına karşın Hazarlar bu saldırıyı durdurdu ancak, onları tam olarak mağlup edemediler[52] 854 yılında Kabarlar, daha sonraları Macarlar ve Bulgarlar, Hazar hakimiyetinden ayrılmışlardır Ayrıca doğudan gelen Peçenek saldırıları da Hazar Kağanlığı’nın zayıflamasında etkili olmuştur Peçenekler 860-880 yılları civarında Uzların baskısından kurtularak Hazar yurdu içinden batıya doğru geçmişler ve İdil Nehri'ni aşarak Don ve Kuban boylarına gitmişlerdir[53]
Volga boylarına yerleşen Macarların Hazarların idaresinde teşkilatlanması sonucu Arpad Hanedanı ortaya çıkmıştır[54][55] 9 yüzyılın sonlarına doğru Bulgarlar ve Peçenekler, Macarlara saldırınca, Hazarların himayesindeki bu devlet yıkılmış ve Macarlar bu olaydan sonra bugünkü Macaristan'a yerleşmişlerdir[54] 9 yüzyılın başlarında Peçenekler, Hazarlara yeniden saldırmışlar, fakat Oğuzların Hazarlara yardım etmesi sonucu Peçenek saldırısı savuşturulmuştur

965'teki Rus seferinden sonra eski gücünü kaybeden Hazarların yıkılmasında Ruslar birinci derecede etkiliyken diğer Türk boyları ikinci derecede etkili olmuştur[52][53] Gerek Peçenek, Uz, Kuman-Kıpçak gibi Türk kabilelerinin saldırıları gerekse 970'ten itibaren Hazarların hakimiyeti altında yaşayan kabilelerin birer birer kopmasıyla Hazarlar büyük bir güç kaybına uğramıştır[56] Hazarların bir kısmı 965'ten sonra Kırım'a; diğer bir kısmı da Hazar Denizi ile Kafkaslar arasındaki bölgeye çekilerek varlıklarını devam ettirmişseler de zamanla Hazarların kontrolünden çıkan topraklardaki Hazarlar arasındaki bağlantı çeşitli Türk boyları tarafından kesilmiştir[50] Doğu kaynaklarının Kıpçak, Bizans kaynaklarınınsa Kuman dedikleri boyların, Batı Sibirya'dan ayrılarak Volga boylarına doğru ilerlemesi, Hazarların Harezm ve Türkistan'la olan ilişkilerini kesmiş ve buralarla olan ticari ilişkilerini bitirmiştir[57] Askeri ve ekonomik yönden buhran yaşayan Hazarlara son darbeyi Kıpçakların indirmesinden sonra Hazarlar, bir müddet daha Kırım’da kalsa da 11 yüzyıl içerisinde bir kısmı Kumanlara bir kısmı da Ruslara karışarak onların içerisinde kaybolup gitmişlerdir Kuman-Kıpçak ülkesi de 1299’da Moğollar tarafından istilaya uğramıştır

Kağanlığın çöküşü




1015 yılında Hazarlar


Bizans ile Hazarlar arasındaki siyasi rekabet, Kırım üzerinde hakimiyet kurma isteğinden dolayı çıkmıştır Hazarlar, I Svyatoslav'ın güneye inerek Kerç Boğazı'nı ve Kafkasya'nın Kuban sahillerini ele geçirmesinden sonra Azak ve Kırım taraflarında varlıklarını devam ettirmişlerdir Bizans kaynaklarına göre, Ruslar ve diğer Türk boylarıyla anlaşıp Hazar Devleti'nin yıkılmasına sebep olmuştur Öyle ki 1016-1019 yılları arasında Bizans'la işbirliği yapan Ruslar, Hazarların Tmutarakan'daki Hazar topraklarına saldırmışlar ve Tmutarakan ile civar topraklar, Bizans imparatoru II Bazil'in gönderdiği donanmanın yardımıyla I Svyatopolk tarafından zaptedilmiştir Bu savaştan Hazarların son hakanı olan Georgius Tzul esir edilmiştir Hakan Hıristiyanlığı kabul ederek Arbon unvanını almıştır


Mstislav bundan sonra Tmutarakan knezi olmuş ve 1022'de ordusuna aldığı Hazarların da yardımıyla Kievdeki kardeşi I Yaroslav'a karşı savaşmıştır 1016'dan sonra egemenliklerini Aşağı İdil boylarında, Azak ve Kırım'da küçük prenslikler kurarak sürdüren Hazarlara son darbeyi 1030 yılında Peçenekler indirmiştir[32] Rus yıllıklarındaki 1095 yılına ait kayıtlardaysa Hazarlar artık Rus knezlerine tâbi olarak zikredilmektedirler[58][59] Hazarlara karşı savaşması için kışkırtılan Bizans imparatoru da, Rus ordusuna yardım etmek üzere Bizans donanmasını göndermiştir Hazar Kağanlığı, Bizans İmparatorluğu'nun da etkileri sebebiyle 11 yüzyılda çökmüştür[44]
Şaban Kuzgun, Hazarların çöküş sebepleri iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılır Dış sebeplerin en önemlisi, Hazarların coğrafi bakımdan son derece önemli bir bölgeyi ellerinde tutuyor olmalarıdır İç sebeplerin başlıcaları ise;
  • Ülkede Hazarların geniş bir alana yayılmasıyla; din, dil, kültü, menfaat ve kader birliğinin yok olması,
  • Ülkede zevk ve sefahatin artması,
  • Askeri sistemle hakanlık müessesinin bozulmasıdır[60]
Golden'a göre, kağanlığın 10 yüzyılın ikinci yarsısındaki beklenmeyen çöküşü kaçınılmazdı Ona göre Hazarların yıkılışı Musevi olmalarından dolayı değil, merkezi olmayan güçlerden oluşan konar-göçer devlet yapısının zayıflıkları ve İtil boylarında değişen ekonomik dengelerle ilgilidir[16] Devletin çökmesinden sonra hemen kaybolmayıp aralarında Macarların da olduğu çeşitli ulusların arasına dağılan Hazarların bir kısmı Macar sınırlarını korumada görev almıştır[61] Timothy Miller, 11 yy civarında Musevi Hazarların Bizans İmparatorluğu'ndaki "Pera Yahudi Cemaati"nin üyesi olduklarını keşfetmiştir

Devlet teşkilatı




Bir Hazar askeri savaş esiriyle birlikte


Hazar Kağanlığı'nın devlet teşkilatı aslında Göktürk Devleti'nin teşkilatının bir devamı olmakla beraber bazı konularda farklılık göstermektedir Hudud ul-'alam adlı esere göre, devletin başında bulunan hakan, Aşina sülalesinden gelmekte ve Türk geleneklerine uygun olarak ilahi kaynaklı sayılmaktaydı Bu yüzden hakan olmak için belirli bir sülaleye mensup olmak gerekliydi[5] Diğer Türk devletlerinde olduğu gibi Hazarlarda da kağanın sihirli bir kudreti olduğuna inanılırdı Halkın başına kuraklık, kıtlık, savaşlarda başarısızlık ve başka uğursuzluklar geldiği zaman, kağan bundan sorumlu tutulur ve bu durum onun ölümüne neden olurdu[63] Kağanın yardımcısına Kündür, onun da yardımcısına çavışgır denmekteydi

Bu 3 kişinin dışında kimse kağanın yanına giremezdi Kağanın düşmana karşı gönderdiği ordu yenilgiye uğrarasa, kaçarak geri dönenler öldürülür, kumandan ve kağan yardımcısı cezalandırılırlardı Hazarlara bağlı diğer kavimler, merkezden gönderilen İl-teber veya tudun denilen kişiler tarafından yönetiliyorlardı[63]
El İstahrî'ye göre, Hazar ordusu 12000 kişilikti Askerin küçük bir kısmı hariç düzenli bir şekilde ücret almaz, maaşlarını uzun vadelerle ve düzenli olmayan aralıklarla alırlardı Hazarların ücretli askerleri yoktu ve şehirlerin savunmaları gönüllüler tarafından yapılırdı Ancak, 9 yüzyılın ortalarında ticaretin gelişmesiyle askerlik mesleğiyle uğraşanların sayısı azalmış ve bu durum, ücretli askerlerin sayısının artmasını da beraberinde getirmiştir[63]

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla