Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Bizden Gizlenen Gerçekler

Eski 12-16-2010   #13
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Bizden Gizlenen Gerçekler



Sebil Gibi Türk Kanı

5 Mayıs l9l9′da İzmir’i işgal etmek için çıkartma yapan Yunan askerlerini karşılayan metropolit(papaz) Chysosto mos’un askerlere hitaben:
Asker evlatlarım, Elen çocukları! Bugün ecdad topraklarının yeniden fethetmekle İsa’nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz Bu uğurda ne kadar Türk kanı döküp içseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız Ben de bir bardak Türk kanı içmekle onlara karşı olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım” diye tam bir barbara yaraşır şekilde konuşarak binlerce masumun kanının dökülmesine öncülük ettiğini (279)


Ahiret Seferi

Yavuz Sultan Selim’in, Mısır seferinden İstanbula döndüğünde, İstanbul İskenderiye deniz yolunun ortasında çok tehlikeli bir korsan ocağı ola Rodos şövalyelerinin üzerine sefer yapılmasını isteyen vezirlerine:
Bizim şimdiden sonra sefer-i Ahiret’den gayrı seferümüz yoktur” diyerek vefatının yaklaştığını hissedip haber verdiğini ve hakikaten de kısa bir müddet sonra da vefat ettiğini…
(280)


Felç

Yirmiyedinci Osmanlı Padişahı I Abdülhamid(17 25 17 89) döneminde Tuna boylarında Osmanlı-Rus Savaşı devam ederken, savaşın komutanı Koca Yusuf Paşadan padişaha bir mektup gelip, mektupta Özi kalesinin düşmanın eline geçtiği ve 25 bin masumun Ruslar ta-
rafından vahşice katledildiği” haber verildiğini…
Günlerdir, vatanından koparılan topraklardan dolayı içi kan ağlayan müşfik padişahın bu haber üzerine Ah, mel’unlar!” diye bağırarak aniden tahtından yere yıkıldığını ve üzüntüsünden felç gelip Hakk’ın rahmetine kavuştuğunu (281)
Biliyor muydunuz?


Okumaya Doyamadığım En Leziz Eser

Yahya Kemal Beyatlı’ nın biraz midesine düşkün biri olduğunu ve günün birinde sık sık gittiği Abdullah Efendi lokantasında yemek listesini eline alıp:
Tatar böreği… İç pilav… Zeytinyağlı enginar… Kuzu çevirme… Yoğurtlu kebap… Badem tatlısı… Kaymaklı baklava ” gibi yemek isimlerini okuduktan sonra yanında bulunan sofra arkadaşına listeyi gösterip:
İşte, Türkçe’de okumaya doyamadığın en leziz eser! dediğini (282)


Enteresan Belgeler

1938 yılında Ankara’da İngiltere büyükelçisi olarak vazife yapan Percy Lorainenin İngiliz Dışişleri’ne yolladığı Notes on Lea Turkish personalities” (Önde Gelen Türk Şahsiyetiyle ilgili Notlar) ismini taşıyan ve üzerine “Gizli , kaydı düşürülmüş raporunda dönemin Türk büyükleri için:

İsmet İnönü: Kendini Gazinin altında görüyor ve herkesi asmak istiyordu…”
Celal Bayar: şimdiye kadarki karakteri lider olma özelliği göstermiyor ama Sadık bir ikinci kişilik olma özelliği var ” Abdülhalik Renda: Kabinenin Ramazan ayında oruç tutan tek üyesi Anlaşma peşinde koşan yabancı firma temsilcileri tarafından çok sevilir…”
Ahmet Ağaoğlu: Kafkas kökenli bir Yahudi’nin oğludur Rus gizli servisinde çalıştı 1914′de Ruslar adına Bakü ‘de Ermeni katliamını organize etti… “- Ali Fuat Paşa: Berlin kongresinde Türk delegeliği yapmış Alman bir dönmenin torunu… ”

- Edip Tör Gümüşhane milletvekili, Ankara’daki masonların lideri, Açıkgöz ve sivri biri 1926′da Mekke’deki İslam kongresinde Türkiye’yi başına şapka takarak temsil etti
- Celal Nuri Kemalist bir yayın organı olan İleri’ gazetesinin sahibi Saman altından su yürüten biri Kominist eğilimli olduğu düşünülüyor” Falih Rıfkı Atay: Atatürk’ün gözde yazarlarından ateşli bir batı taraftarı Çok içki içer, iyi briç oynar” – Hasan Saka: 1921 1922 arasında Maliye Bakanlığı görevini yürüttü O zamanlar bolşevik sempatizanıydı Büyük konuşan bir külhanbeyi gibiydi ” Kazım Özalp: General, 1922′de Savunma Bakanı poker hastası ” – Saffet Arıkan: İnönü ve Bayar hükümetinde eğitim bakanı Büyük ihtimalle Yahudi kökenli” – Reşit Saffet: Lozan görüşmelerine katılan Türk barış delegasyonunun genel sekreterliğini yaptı Panislamlıktan panturancılığa döndü Karaktersiz bir adam olarak tarif edilebilir İçtiğinde seçkin bayanlara sarkıntılık eder… ” vs
diye yazdığını (283)


Kan Davası

Doğuyu Hristiyanlaştırmak gayesi ile Orta Çağ’da İslam dünyasına misyonerlik faaliyetleri için sefere çıkan Toskar papaz Ricoldo’nun, İslam dünyasında gördüklerini, 1301′de döndüğü Floransa’da kaleme aldığını… Yazdıkları arasında kan davası (kısas) ile alakalı olarak:
Bir Müslüman bilmeden veya kötü niyetle bir başka Müslümanı öldürdüğünde, öldürülenin oğlunun öç alması çok nadir görülür Ölenin ve öldürenin ortak dostları bir araya gelir, cinayeti işleyeni alıp, öldürülenin oğluna götürürler ölenin oğlu, katili, babasının mezarına götürür ve şöyle der Babamı öldürdün, fakat seni öldürmem babamı geri
getirmeyecektir Bir müslümanın kötü bir şeyse niçin iki Müslüman ölsün’ diyerek konuyu Allah’a havale edip, katilin de saçlarını keserek serbest bırakırlar” diye yazdığını (284)

Osmanlı Hukuku

Mohaç Savaşı’nda Türklere esir düşen ve daha sonra Osmanlı ülkesinde gördüklerini Türklerin Gelenek ve Görenekleri” isimli kitapta toplayan Macar asıllı Bartholomaus Georgi- evic’ in, Osmanlı adalet anlayışı ile alakalı olarak:Türkler ve Hristiyanların hakimleri aynıdır Müslümanlar arasından seçilen hakimler ayrım gözetmezler, herkese aynı adaleti uygularlar
Öldüren öldürülür hırsızlık yapan, veya zorla birşey alan asılır Pazarda sütünü satan bir kadının sütünü içen ve parasını ödemeyen bir “lenitzeren”(yeniçeriye) de aynı kaide uygulandı Ben buna Şam’da şahit oldum” diye yazdığını (285)


Avrupa’ da Türkler

Bugün Avrupa’ da yaşayan 2 milyon 420 bin Türk’ün Danimarka nüfusunun
yarısına ve Lüksemburg nüfusunun altı misline tekabül ettiğini…
Günümüzde AET sınırları içinde 44 500 civarında Türk iş adamı bulunduğunu ve bunların 1992 hesaplarına göre kuruluş sermayelerinin 7 milyar markın üzerinde ve yıllık cirolarının da 28 milyar markı bulduğunu…
622 bin Türk gencinin de AET ülkelerinde orta öğretim ve üniversite tahsili gördüğünü… (286)


İnsanlara Takılan At Koşumları

İtalyan kökenli Dominik papazı Ricoldo de Monte Cro ce’ nin doğuyu Hrıstiyanlaştırmak için 13 yüzyılın ikinci yarısında çıktığı seferde, rastladığı Türkler ve Yunanlılar hakkında bilgi verirken :
Güvenilir kaynaklardan öğrendiğimize göre, Yunanlılar Türklerden öyle çekinirlermiş ki, tohum ekmeye, ormanda çalışmaya veya bir başka iş yapmaya giderken birbirlerini bağlayabilecekleri at koşumları olmaksızın kentlerinden ve surlardan dışarı adım atmazlarmış…” diye yazdığını (287)


Vatan Aşkı

Amerikalıların Japonya üzerine iki atom bombası atıp Japonları mağlubiyete uğratması üzerine, Japon halkının kitleler halinde imparatorları Hirohito’nun sarayının önüne gelerek harakiri” yapıp meydanı kan gölüne döndürdüklerini…
Amerikalı general Mc Arthur’ un Hirohito’ nun sarayına koşup Bu saçmalığı durdurun!” demesi üzerine, Hirohito’ nun balkondan halka seslenip:
Ey Japon milleti!
Gerçekten yenildik Bugün önümüzde iki yol var Birincisi harakiri Ben de size katılacağım Ama ikinci bir yol daha var ki, o da şu: Amerikalılarla mücadelemize devam edelim Askeri cenahta yenildik Onlara ekonomik bir savaş açalım ülke ekonomisini canlandırıp doların sırtını yere vuralım Tercih sizin!” dediğini ve Japonların ikinci yolu tercih edip, bugün birçok alanda Amerikalıların sırtını yere getirdiklerini (288)


20 Yüzyıl Japon Amerikan Savaşları

Pearl Harbour baskınından yarım yüzyıl sonra Amerika Birleşik Devletleri ile Japonya arasındaki savaşın bir başka sahada devam ettiğini
Psikoloji profesörü olan ünlü Japon yazarı Shyu Kishida’ya göre Amerikan şirketi battığında, Japonların bir Amerikan uçak gemisi batırmış gibi sevindiklerini…
Amerikan General Motor şirketinin 70 bin işçiyi işten çıkaracağının haberi Tokyo borsasının ekranına yansıdığında genç Japon brokerlerin(simsar) zafer işareti yaptıklarını… (289)


İsim Kültürü

Toplumumuza yerleşmiş isim kültürünün bir parçası olarak göbek adı koymak” diye bir geleneğimizin olduğunu…
Yeni doğan bir bebeğin, eğer yaşamazsa onun kavmiyetin i” belirlemek yani Müslüman olarak ölmesi için kulağına Ezan-ı Muhammedi” okunup esas ismi verilinceye kadar geçerli olmak üzere göbeği kesilirken hemen bir isim konduğunu Bu göbek adının genellikle erkek olursa Mehmed , veya Ali”; kız olursa da Fatma veya Ayşe” konulduğunu (290)


Süleyman

İleride Avrupalı kralların üzengi öpmek için sıraya geçecekleri büyük bir devlet adamı olacak olan Kanuni’nin doğum haberi Yavuz Sultan Selim’e ulaştırıldığında, huşu içinde Kur’an okumakta olan baba Yavuz’un okumakta olduğu Kur’an-ı Kerim’den başını kaldırarak: Adını Süleyman koydum ” deyip Kur’an okumaya devam ettiğini…
Ve o anda okuduğu ayetin mealinin de (Neml Suresi 30 ayet) O muhakkak ki Süleyman’dandır ve O (mektubun ilk satırı) Bismillahirrahmanirrahim,dir” olduğunu (291)


Alparslan’ ın Göz Yaşları

Malazgirt zaferi ile Anadolu kapılarını Türklere açan Büyük Kumandan Alparslan’ ın saray mutfağında hergün elli koyun veya keçi kesilerek fakirlere dağıtıldığını
Sultan’ın divanında sayılamayacak kadar çok fakir kimselerin isimlerinin kayıtlı olup bunlara muntazaman maaşlarının verildiğini
O Koca Sultan’ın bazen tevafuk eseri hasta ve fakir bir
kimseyi gördüğü zaman son derece hassasiyete kapılarak teessüründen ağlayıp derhal yardımına koştuğunu… (292)


Milli Kanunlarımız

17 şubat l926′da İsviçre Medeni Kanunu,nun Türkçeye tercüme edilerek Türk Medeni Kanunu” olarak kabul edildiğini…1 Mart 1926′da da, İtalya Ceza Kanunu’ nun Türkçeye tercüme edilerek Türk Ceza kanunu olarak kabul edildiğini … (293)


Diş Kirası

Osmanlı medeniyetinin güzel ananelerinden biri olarak hali vakti yerinde olan ailelerin Ramazan’da iftara davet ettikleri misafirleri uğurlarken diş kirası ” adı altında bir miktar para veya kıymetli eşyayı hediye ettiklerini…
Tanzimat ricalinden Rıfat paşa ,nın bir Ramazan sonu kahyasının getirdiği diş kirası hesabını tetkik ederken yekünün 5000 altın olduğunu okuyup Çok şükür bu Ramazan’ı ucuz atlattık” dediğini (294)


Cumhurbaşkanlarının Maaşları

Mayıs 1994 para değerlerine göre; 1928 yılında Cumhurbaşkanının maaşı 2800 cumhuriyet altınına (bir cumhuriyet altını: 25OOOOOtl) yani 7 milyar liraya tekabül ettiğini…
1987 yılında ise Cumhurbaşkanının maaşının 12 Cumhuriyet altınına yani 30 milyon liraya tekabül ettiğini… (295)


İstanbul’a Verilen Değer

Çağ açıp çağ kapayan büyük dahi Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’ u fetheder
etmez hemen imar faaliyetlerine giriştiğini…
İstanbul’un en güzel yerlerinden biri olan Haliç’in dolmaması için her iki yakada
da tırnaklı hayvanların otlatılmasını menettiğini
Toprağın yağmurlarla akıp giderek Haliç’i doldurmaması için de Haliç’in kenarlarına(sırtlarına) ağaç ve ayrık kökleri diktirdiğini…(296) Biliyor muydunuz?


Düşmanım Yoktur Benim Nefsimden Gayrı

Hz Mevlananın Mesnevi’sinde anlattığına göre Hz Ömer (ra) ile görüşmeye gelen Rum elçisinin, şehre girer girmez halifenin sarayının nerede olduğunu sorması üzerine halktan birinden :Halifenin sarayı yoktur görüşeceksen işte ileride hurma ağacının altında yatmaktadır” cevabını aldığında hayretler içinde kaldığını… Bu Rum elçisinin Hz Ömer’e getirdiği hediyeler arasında bir şişe çok tesirli bir zehir bulunduğunu ve elçinin, Hz Ömer’e: Bu çok tesirli bir zehirdir Birkaç damlası bile düşmanlarınızı yok eder” demesi üzerine Halife Hz Ömer’in: Benim nefsimden gayri düşmanım yoktur” diyerek elçinin şaşkın bakışları arasında şişedeki zehirin hepsini bir yudumda içtiğini ve Allah’ın izniyle de hiçbir şey olmadığını…(297)

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla