Yalnız Mesajı Göster

Yalova Hakkında Bilgi

Eski 08-14-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yalova Hakkında Bilgi



Yalova Genel Bilgi


Yalova Armutlu Yarımadası’nın Marmara Denizi’ne doğru çıkıntı yapan batı ucundaki Bozburun’dan doğudaki Karamürsel yakınlarına kadar uzanır Yalova’nın topraklarını Samanlı Dağı engebelendirir Armutlu’nun doğusundaki Daz Dağı da ilin en yüksek noktasıdır (921 m) Bu engebeli alanların dışında kalan yerler, kıyı şeridindeki küçük ovalar halindedir Bu topraklar akarsu vadileri ile parçalanmıştır

Tarıma açık olan il topraklarındaki, akarsu boylarında uzanan irili ufaklı ovalar, Çınarcık, Gökçedere, Kirazlı, Kılıçköy ve Taşköprü ile deniz arasındaki alanda yer almaktadır

Hersek Burnu ve Bozburun ilin başlıca çıkıntılarıdır Kuzey Anadolu Fay hattının bir kolu Yalova’nın kuzey kıyılarını izleyerek Marmara Denizi’ne ulaşır 17 Ağustos 1999’da bu fayın bir bölümünün kırılması sonucunda Kocaeli depremi meydana gelmiş ve Yalova’da da büyük can kaybına ve tahribata yol açmıştır

İl topraklarından kaynaklanan sular Marmara Denizi’ne dökülür Bunlar; Kocadere, Karpuz (Teşvikiye) Deresi, Lale dere, Sarısu Deresi, Safran Deresi ve Sellimandıra (Samanlı) dereleridir Çınarcık’daki Kocadere Köyü yakınlarındaki Delmece yaylasında bulunan Dipsizgöl ilin tek gölüdür İlin su gereksinimini Sellimandıra Deresi üzerindeki Gökçe Baraj Gölü sağlamaktadır Bu barajın suları aynı zamanda tankerlerle taşınarak İstanbul’un su ihtiyacını karşılamaktadır

yükseklikteki Yalova’nın yüzölçümü 839 km2dir 2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre toplam nüfusu 170259’dur

İlin bitki örtüsünü makiler ve ormanlar oluşturmaktadır Samanlı dağlarının kuzey ve güneyinde vadi içlerinde bulunan makiler, bu kütlenin etekleri boyunca kesintili şeritler ve parçalar halinde bulunurlar Yalova’nın güneyindeki dik yamaçlar orman örtüsü ile kaplıdır Ormanlık alanlarda kayın, meşe, gürgen, kızılcık, kestane ve ıhlamur ağaçları bulunmaktadır

Yalova’nın iklimi makro - klima tipi olarak, Akdeniz ve Karedeniz iklimleri arasında bir geçiş özelliği taşımaktadır İlde yazlar sıcak ve kurak kışlar ılık ve bol yağışlıdır

İlin ekonomisi tarım, turizm ve sanayie dayalıdır Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında; buğday, yulaf, arpa, zeytin, elma, şeftali, kiraz, erik ve sebze gelmektedir Sebzelerden özellikle domates, salatalık, marul yetiştirilir İlde son yıllarda seracılık gelişmiştirYalova ve çevresi tarım ürünleri yönünden İstanbul’a yöneliktir Hayvancılık ve balıkçılık da yapılmaktadır İlde sanayi tesisleri olarak, kimya ve kağıt sanayii dallarında büyük faaliyet gösteren fabrikalar ve küçük ölçekli imalat atölyeleri vardırGıda sanayii, içki sanayii, tekstil ve giyim sanayii, kağıt ve kağıt ürünleri sanayii, kimya ve plastik sanayii, metal eşya donanım ve makine sanayii, kereste ve kereste ürünleri sanayi bulunmaktadır

Atatürk’ün Yalova Kaplıcalarında kalması, ilin kaplıca turizmi açısından gelişmesine neden olmuştur Armutlu, Çınarcık ve Esenköy sayfiye merkezleridir

Yalova’nın tarihi MÖVIIIyüzyıla kadar inmektedirVIII-VIIyüzyıllarda Yunanistan’dan gelen Koloni kavimleri Yalova’nın bugünkü bulunduğu yerde Pythia isimli bir yerleşim yeri kurmuşlardır DrNezih Fıratlı ve Rüstem Duyuran’ın Baltacı Çiftliği ile Göztepe’nin doğu eteklerinde yaptıkları kazılarda MÖ3000 yıllarına ait buluntular ele geçmiştir Buna dayanılarak yörenin Tunç Çağı’ndan sonra yerleşime açık olduğu anlaşılmaktadır Antik Çağlarda buradan Pythiai Thermai olarak söz edilmiştirIIIyüzyılda yöre Bithynia Krallığı’na bağlanmıştır1200 yıllarında Frigler Anadolu’ya bu bölgeden geçmiş ve bir süre de burada hüküm sürmüşlerdir700’de Kimmerlerin akınları ile zayıflayan Friglerin yerini yörede Bithynialılar almıştır Bundan sonra MÖ74’te Romalılar buraya hakim olmuş, ardından Bizans’ın Optimaton Themasının sınırları içerisinde kalmıştır DrNezih Fıratlı ve Rüstem Duyuran’ın yörede yaptıkları kazılarda, MSIV ve Vyüzyıllara ait Bizans Nekropolü ortaya çıkarılmıştır Bunun yanı sıra Atatürk’ün isteği doğrultusunda ProfDrArif Müfit Mansel’in 1932 yılında Termal’de yapmış olduğu kazıda IIIustinianus zamanından kalma bir Bizans yapısı da gün ışığına çıkmıştır Bizans döneminde Yalova Kaplıcalarının önemi artmış burada çeşitli yapılanmaya gidilmiştir
Yalova’da bir saray yapılmış, kilise ve hastane binası onarılmıştır İmparatoriçe Theodora’nın 525 yılında 4000 kişilik maiyeti ile birlikte buradaki kaplıcalara gittiği ve konakladığı Bizans kaynaklarından öğrenilmektedir Iustinianus zamanından sonra Bursa kaplıcaları daha ön plana çıkmış ve Yalova kaplıcası önemini yitirmiştir

Bu köyde din uğruna ölen Lukianus isimli bir aziz gömülü idi Aynı zamanda da IConstantinius’un annesi Helena’nın bu köyde doğduğu söylenmektedir Bu yüzden de bu yerleşime Helenapolis ismi verilmiştir Bu köyün bulunduğu yer tartışmalı olup, JVHammer ve CTexier Helenapolis’in bugünkü Yalova’nın olduğu yerde olduğunu iddia etmişlerdir Ancak yörede yapılan yeni yapılanma sırasında ve temel kazılarında eski yerleşimle ilgili kalıntılara rastlanmamıştır Bazı iddialara göre de bu yerleşim Hersek Köyü’nün bulunduğu yerdedir

Haçlı seferleri sırasında Yalova ve çevresi büyük zarar görmüştür Bunun ardından İznik Niceia Devleti buraya egemen olmuştur Haçlı seferlerinden sonra 1261’de Bizanslılar yeniden yöreyi ele geçirmişlerdir

XIVyüzyılın başlarında Osmanlı Devleti’nin Bizanslılarla giriştiği mücadeleler sonucunda Gazi Abdurrahman tarafından yöre Osmanlı topraklarına katılmıştır Osmanlı dönemi Yalova’sı hakkında Evliya Çelebi Seyehatnamesi’nde; “Bursa sancağına bağlı 700 haneli kasaba idi Osman Gazi’nin emri ile bu toprakları fetheden Kara Yalovaçoğlundan ismi gelmiştir” diye söz etmektedir Bununla beraber devlet salnamelerinde Yalova’nın 1867’de Hüdavendigar vilayetinin Bursa sancağına, 1899’da Karamürsel kazasının nahiyesi olarak müstakil İzmit sancağına bağlı olduğu yazılıdır Yalova 1901’de kaza yapılmıştır

yüzyılın sonlarında Osmanlı-Rus savaşları nedeniyle Kafkas’ları terk eden göçmenlerin bir bölümü buraya yerleştirilmiştir Mondros Mütarekesi’nden sonra 1920’de Yunanlılar yöreyi işgal etmişlerdir Yerel milis güçlerinin direnişi sonucunda Yalova ve çevresi 19 temmuz 1921’de işgalden kurtarılmıştır Bu arada Yalova ve köyleri büyük zarar görmüştür

Osmanlı döneminde Yalova kaplıcaları bakımsız ve harap bir durumda idi İlk defa Sultan Abdülmecit döneminde (1839-1861) kaplıcalar onarılmış, Abdülmecit’in annesi Bezmialem Valide Sultan burada tedavi görmüştür Bu yüzden de Valide Sultan’ın banyo yaptığı kaplıcaya Valide Hamamı ismi verilmiştir Sultan IIAbdülhamit döneminde (1876-1909) kaplıcalar yeniden onarılmıştır Bu dönemde kaplıcaların çevresinde otel ve gazinolar yapılmıştır

Cumhuriyetin ilanından sonra 1926’da nahiye haline getirilen Yalova, Kocaeli vilayetinin Karamürsel kazasına bağlanmıştır 1929’da çıkarılan bir başka kararnameye göre de İstanbul vilayetinin kazası konumuna getirilmiştir Atatürk Yalova yöresini gezmiş ve burasının ilçe yapılarak İstanbul’a bağlanmasını, haftada dört gün yapılan vapur seferlerinin her gün yapılmasını sağlamıştır Bundan sonra Yalova kaplıcaları onarılmış, yolları yapılmıştır Ayrıca Baltacı ve Millet Çiftliklerinin arazilerinin bir bölümü göçmenlere ve köylülere dağıtılmıştır Buradaki bataklıklar kurutulmuş, Atatürk için kaplıcalarda Baltacı ve Millet Çiftliğinde birer köşk yaptırılmıştır

Bu yasaya göre; Yalova il konumuna getirilmiş ve yeni ilçeler de buraya bağlanmıştır

Yalova’da tarihi eser olarak; Çiftlikköy’de Karakilise (MSVIyüzyıl), Altınova’da Kale Kalıntısı ve Köprü, Altınova hersek Köyü’nde Hersekzade Ahmet Paşa Camisi (1865) ve Çeşmesi Yalova Kaplıcaları bulunmaktadır Ayrıca Hasanbaba Korusu, Paşaköy ve Üvezpınar Köyü’nde Sudüşen Şelalesi ve çevresi ilin mesire ve piknik alanlarıdır

Alıntı Yaparak Cevapla