Yalnız Mesajı Göster

Cevap : =>İslami Sözlük

Eski 01-02-2008   #21
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : =>İslami Sözlük



OTUZ ÜÇ FARZ:
Her müslümanın öncelikle bilmesi ve yapması lâzım olan îmân ve ibâdet bilgileri
Otuz üç farz meşhûr olup şunlardır:
Îmânın şartı altı İslâm'ın şartı beş Namazın farzı on iki Abdestin farzı dört Guslün (boy abdestinin) farzı üç Teyemmümün farzı üç (Teyemmümün farzına iki diyenler de vardır Böylece hepsi otuz iki farz olur) (Kutbüddîn İznikî)
İslâm nikâhını yaptıracak olan dâmât ve gelin, otuz üç farzı bilmeli ve bunlara inanmalıdırlar Eğer bilmiyorlarsa nikâh kıyacak kimse, Besmele, hamd ve salevât (Peygamber efendimize duâ) okuduktan sonra, bu otuz üç farzdan; îmânın ve İslâmın şartlar ını münâsib bir yolla dâmât ve geline öğretmelidir (S Abdülhakîm Arvâsî)


ÖDÜNÇ VERMEK:
Çarşıda misli yâni benzeri bulunan her şeyi, belirsiz bir zaman sonra, misli geri verilmek üzere verme (Bkz Karz-ı Hasen)
Bir müslümana Allah rızâsı için ödünç veren kimseye, her gün için sadaka sevâbı verilir (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet)
Ödünç vermek, tasadduk etmekten (sadaka vermekten) on sekiz derece daha fazîletlidir (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet, Ey Oğul İlmihâli)
Ödünç alan kimse, hakkıyla ödemeği niyet ederse, borcunu ödemesi için melekler ona duâ eder (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet)
Ödünç vermek çok sevâbdır Îcâb ve kabûl ile (aldım, verdim gibi sözleşme ile) sahîh (geçerli) olur Bir altın ödünç alan bir altın öder Değeri değişti diyerek önceki veya sonraki değerde gümüş veya kâğıt lira veremez Ev, dükkan, elbise gibi kıyemî olan yâni misli (benzeri) bulunmayan şeyleri ödünç vermek fâsittir Kullanılması harâm olur (Muhammed Mevkûfâtî)
Ödünç verirken, zaman tâyin etmemeli Çünkü, zaman tâyin ederse, malı, misli (benzeri) ile veresiye satmış olur Bu ise fâiz olur Senede ödeme târihi koymamakla, ödünç veren verdiğini geri almak hakkına her zaman sâhib olmakta, belli bir zamânı bekl emek zorunda kalmamaktadır Zaman tâyin etmeksizin ödünç vermeli ve arzû ettiği zaman isteyip geri almalıdır (Hamzâ Efendi)
Çok malı olmayan veya çoluk, çocuğu sıkıntıya sabredemediği hâlde bunların ihtiyâçlarını karşılayacak maldan fazlası bulunmayan veya kendisi muhtâc olan kimsenin ödünç vermesi isrâf olur (İbn-i Âbidîn)
Ödünç verirken bir menfaat şart koşmak fâiz olur (Süleymân bin Cezâ)

ÖFKE:
Kızma, sinirlenme, hiddet (Bkz Gadab)
Cennet, Allahü teâlâdan korkanlar için hazırlandı Bunlar az bulunsa da, mallarını Allah yolunda verirler Öfkelerini belli etmezler Herkesi affederler Allahü teâlâ ihsân edenleri sever (Âl-i İmrân sûresi: 133)
Kızdığı zaman öfkesini yenerek yumuşak davranan kimseyi Allahü teâlâ sever (Hadîs-i şerîf-İsfehânî)
Hiç kızmamak değil, öfkesini yenmek fazîlettir (Hadîs-i şerîf-Berîka)
Öfkesini yenen, kendisine yapılan kötülüğü affeden kimseyi Allah korur ve düşmanını ona boyun eğdirir (Hadîs-i şerîf-Buhârî)
Dostunu günâhlarından dolayı mâzur gör Kusurlarını ört Sefîhlerin verdikleri sıkıntıyı, zamânın cefâlı işlerini sabır ve metânetle karşıla Zâlimlere karşı mukâbelede bulunma Onları Allahü teâlâya havâle et Bil ki, halîmlik, yâni yumuşaklık öfkel i olmaktan hayırlıdır (İmâm-ı Mâverdî)

ÖLÜM:
Rûhun bedene olan bağlılığının sona ermesi, rûhun bedenden ayrılması, mevt
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Her nefs (canlı) ölümü tadacaktır (Âl-i İmrân sûresi: 185)
İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar (Hadîs-i şerîf-İhyâu Ulûmiddîn)
İnsanlara vâiz olarak (öğüt ve ibret verici, nasîhat edici olarak) ölüm yetişir Zenginlik isteyene, kazâ ve kadere îmân etmek yetişir (Hadîs-i şerîf-Beyhekî ve Taberânî)
Ölümü çok hatırlayınız Onu hatırlamak, insanı günâh işlemekten korur ve âhirete zararlı olan şeylerden sakınmağa sebeb olur (Hadîs-i şerîf-Berîka)
Ölümden sonra olacak şeyleri bildiğiniz gibi, hayvanlar da bilselerdi, yemek için semiz hayvan bulamazdınız (Hadîs-i şerîf-Berîka)
Gece ve gündüz ölümü hatırlayan kimse, kıyâmet günü şehidler yanında olacaktır (Hadîs-i şerîf-Berîka)
Beş şeyden evvel beş şeyin kıymetini bil: İhtiyârlık gelmeden önce gençliğin, hasta olmadan önce sıhhatin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin, meşgûliyetten önce boş vaktin ve ölmeden önce hayâtın (Hadîs-i şerîf-Buhârî ve Müslim)
Ölümden korkuyor ve hazırlığımız yok diyorsak ne duruyoruz? Ne yapacaksak bir an önce yapalım Yarın vakit el verir mi, bunu bilmiyoruz Giden günler sermâye-i ömürden gidiyor Sonra bu sermâye âniden tükenir de haberimiz bile olmaz (Ali Hâfız) İsterse bu dünyâ hep senin olsun, Şân ü şöhret şerâfetinle dolsun, Halk-ı zaman hep emrinde bulunsun Âhiri ölümdür ne hayaldesin
(Alvarlı Muhammed Lütfi)

ÖMR (Ömür):
Hayat, yaşama, yaşayış İnsanın doğumundan ölümüne kadar geçen zaman
Kur'ân-ı kerîmde Allahü teâlâ meâlen buyuruyor ki:
Herkesin ömrü ve ömürlerin kısalması hep yazılıdır (Fâtır sûresi: 11)
Allahü teâlâ ezelde insanları yaratırken; ecellerini, ömürlerini ve rızıklarını takdir etmiştir (Hadîs-i şerîf-Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Kazâ-ı muallakı hiçbir şey değiştirmez Yalnız duâ değiştirir ve ömrü yalnız ihsân, iyilik artırır (Hadîs-i şerîf-Mektûbât)
İnsanların en iyisi, ömrü uzun, ameli güzel olan kimsedir İnsanların en kötüsü, ömrü uzun, ameli kötü olandır (Hadîs-i şerîf-Et-Tergîb vet-Terhîb)
Kıymetli ömrü lüzumsuz mübâhlara (dinde izin verilen şeylere) bile harcamamalıdır Haramla geçirmemek ise elbette lâzımdır (İmâm-ı Rabbânî)
Bir kimse binlerce sene ibâdet etse, ömrünü nefsini temizlemekle geçirse ve güzel huylar ile yanındakilere ve keşfettiği âletler ile bütün insanlara faydalı olsa, Muhammed aleyhisselâma tâbi olmadıkça, uymadıkça seâdete, mutluluğa kavuşamaz (İmâm-ı Rabbânî)
Kıyâmet günü makbûl olanlardan, kurtulanlardan olmak istiyorsanız, Allahü teâlânın râzı olduğu, beğendiği iyi işleri yapınız! Sünnet-i seniyyeye, yâni Resûlullah'ın sallallahü aleyhi ve sellem yoluna sarılınız Bu yola uymayan hiçbir şey yapmayınız! Ömrünüzü lehv ve la'b ile yâni oyun ve eğlence ile ziyân etmeyiniz; çocuklar gibi top oynamakla vaktinizi elden kaçırmayınız! (İmâm-ı Rabbânî)
İnsan ömrü, çölde bir kerecik esen rüzgâr gibidir Çok çabuk geçer (Şeyh Sâ'dî-i Şîrâzî)
Yavrularım ömür çok kısadır Oyun ve eğlence zamânı değildir Yakında yaptıklarınıza pişman olursunuz (Ali bin Şihâb)
Bir kimsenin ömründen bir saati, Allahü teâlânın beğenmediği bir şeyde geçerse, ne kadar çok pişman olsa, üzülse yeridir Bir kimse kırk yaşını geçtiği halde, onun hayırlı işleri, yâni sevapları, kötü işlerinden yâni günahlarından ziyâde olmadı ise C ehennem'e hazırlansın (İmâm-ı Gazâlî) Ömür tamam olup defter dürülür, Sırat köprüsü ve mîzân kurulur, Hakk'ın dergâhında elbet durulur, Buyruğu tutulur ferman eğlenmez
(Azîz Mahmûd Hüdâyî)

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla