Yalnız Mesajı Göster

A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi

Eski 10-09-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi



E

* Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane
* Ecel geldi cihane,baş ağrısı bahane
* Ecele çare bulunmaz
* Ecele çare olmaz
* Eceli gelen fare kedi taşağı kaşır
* Eceli gelen it cami duvarına siyer
* Eceli gelen köpek cami duvarına işer
* Eceli gelen sıçan kedinin taşaklarını kaşır
* Edebi,edepsizden öğren
* Edebi edepsizden öğren
* Eden bulur, inleyen ölür
* Eden bulur,inleyen ölür
* Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını
* Ekici ol, bilici olma
* Ekincinin karnını yarmışlar; kırk bu yılcık, kırk bıldırcık çıkmış
* Ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır
* Ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil
* Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver
* Ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur
* Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur
* El ağzına bakan, karısını tez boşar
* El denince, ağıza yel dolar (Sivas-Zara-Tödürge köyünden, 1951’li Abdülaziz Özserçe’den naklen Said Dağdaş, 2810200 ! “El derken dudak açılır, birbirin derken birleşir!” atasözü (Denizli-Dodurgalar kasabası) ile benzer anlamda…
* El el ile, değirmen yel ile
* El el için ağlamaz; başına kara bağlamaz
* El el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz
* El elden kalmaz, dil dilden kalmaz
* El elden üstündür
* El eli yıkar yüzü
* El elin aynasıdır
* El elin eşeğini türkü çağırarak arar
* El elin nesine, gülerek gider yasına
* El ile bozgun düzgün
* El ile gelen düğün, bayram
* El için ağlayan gözden olur,
* El için kuyu kazan, evvela kendi düşer
* El için yanma nare ara
* El kazanı ile aş kaynamaz
* El kesesinden sultanım, develer olsun kurbanım
* El terazi, göz mizan
* El yarası onulur , dil yarası onulmaz
* El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır
* El öpmekle ağız aşınmaz
* El üstünde gömlek eskimez
* Elde bulunan beyde bulunmaz
* Eldeki yara, yarasıza duvar deliği
* Elden gelen övün olmaz, o da vaktinde bulunmaz
* Elden yiyen börkmüş, keseden yiyen çökmüş
* Eli boşa ağa uyur derler; eli doluya ağa buyur derler
* Elifin hecesi var, gündüzün gecesi var
* Elin ağzı torba değil ki büzesin
* Elmas çamura düşse yine elmas
* Elmayı havaya at, düşünceye kadar Allah kerim
* Elmayı soy da ye, armudu say da ye
* Elmayı çayıra, armudu bayıra
* Elti eltiden kaçar, görümceler bayrak açar
* Elti eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz
* Elvergisi, gönül
* Elçiye zeval olmaz
* Emanet eşeğin yuları gevşek olur
* Emanete hıyanet olmaz
* Emek olmadan yemek olmaz
* Emmim, dayım kesem; elimi soksam yesem
* En kolay iş yemek, çiğnemeden yutulmaz
* Er ek, geç ek, tava ek
* Er ekmeği, meydan ekmeği
* Er gönülü ibrişim, dolaşırsa açılmaz
* Er kocar, gönül kocamaz
* Er lokması er kursağında kalmaz
* Er olan ekmeğini taştan çıkarır
* Er oyunu üçe kadar
* Erenlerin sağı, solu olmaz
* Ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma
* Ergene karı boşaması kolay
* Ergene var ergene, kaygısız gir yorgana
* Erikenin başına kar yağar
* Erim er olsun da yerim çalı gibi olsun
* Erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını
* Erkek arslan arslan da dişi arslan arslan değil mi?
* Erkek koyun kasap dükkanına yakışır
* Erkek sel, kadın göl
* Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır
* Erken kalktım işime, şeker kattım aşıma
* Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer
* Erkeğin şeytanı kadın
* Esirgenen göze çöp batar
* Eski diye atma kürkünü; gerek olur bürünürsün bir günü
* Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
* Eski düşman dost olmaz
* Eski kaçmış; iğne iplik geri getirmiş
* Eski çamlar bardak oldu
* Eskisi olmayanın yenisi olmaz
* Eskiye itibar olsaydı bitpazarına nur yağardı
* Esmere al bağla, karşısına geç ağla
* Esrik devenin çulu eğri gerek
* Et kanlı gerek, yiğit canlı
* Et kokarsa tuzlanır; ya tuz kokarsa ne yapılır?
* Et ne kadar arık olsa ekmek üstünde yaraşır
* Et ola, it ola
* Et tırnaktan ayrılmaz
* Eti ciğer eden de avrat, ciğeri et eden de
* Etin çiği et getirir, ekmeğin çiği dert getirir
* Etle deri, yemekle diri
* Etme bulma dünyası
* Ev alma, komşu al
* Ev dememişler, evran demişler
* Ev sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi
* Evdeki hesap çarşıya uymaz
* Evden bir ölü çıkacak demişler, herkes hizmetçinin yüzüne bakmış
* Eveceğizim evceğizim, saklar benim halceğizim
* Evi ev eden avrat
* Evine göre pişir aşını; erine göre bağla başını
* Evladı ben doğurdum, ama gönlünü ben doğurmadım
* Evladın var mı, derdin var
* Evlenenle ev alana Allah yardım eder
* Evli evinde köylü köyünde gerek
* Evlinin bir evi var, evsizin bin evi var
* Evvel can, sonra canan
* Eğilen baş kesilmez
* Eğreti ata binen tez iner
* Eğretinin canı berk olur
* Eğri otur , doğru söyle
* Eşek, kalağı kesilmekle küheylan olmaz
* Eşek bile bir düştüğü yere bir daha düşmez
* Eşek büyümekle tavlabaşı olmaz
* Eşek eve gelmiş, yorga yolda kalmış
* Eşek eşeği ödünç kaşır
* Eşek hoşaftan ne anlar?
* Eşek kocamakla tavla başı olmaz
* Eşek kocamakla tavlabaşı olmaz
* Eşek çamura çökerse sahibinden gayretlisi olmaz
* Eşeğe altın semer vursalar yine eşektir
* Eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış
* Eşeğe kaç gün yol gidersin demişler; onu bizlengiç bilir demiş
* Eşeğe marifetini göster demişler, yıkılıp ağnamış
* Eşeğe rakı içirmişler; çulunu bahşış vermiş
* Eşeği dama çıkaran yine kendi indirir
* Eşeği düğüne çağırmışlar, ya odun eksik, ya su demiş
* Eşeği sahibinin dediği yere bağla da varsın kurt yesin
* Eşeği süren osuruğuna katlanır
* Eşeğin gönlüne kalsa bir bağ maydanozu götürmez
* Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa
* Eşeğin yorulduğu yere han yapılmaz
* Eşeğin ölümü köpeğe düğündür
* Eşeğini sağlam bağla, sonra Allah’a ısmarla
* Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane 16032007
* Ecele çare olmaz
* Eceli gelen sıçan kedinin taşaklarını kaşır
* Eceli gelen keçi, çobanın ekmeğini yer
* Eceli gelen köpek cami duvarına işer
* Eceli gelen köpek cami duvarına siyer
* Edebi,edepsizden öğren
* Eden bulur,inleyen ölür
* Edene eden bulunur (Bölge ağzı, Ufuk Takvimi, 26112001):
* Eğer ile meğeri evlendirmişler, keşke diye nur topu gibi bir çocukları olmuş (Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin ÇELİK’den naklen, Yeni Şafak, 2012006, s 1 !
* Eğilen baş kesilmez
* Eğreti ata binen tez iner
* Eğri ağaca yayım, her gördüğüne dayım deme
* Eğri oturalım doğru konusalım
* Ehvence ölüm, yaylanca geçit (Anası Leyla Baz’dan naklen, Hatice Mengi, 1341’li, Dodurga, 1772003)! Ölümün kolayca gelmesi, ahiret hesabının da kolay verilmesi temennisi
* Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını
* Eken biçer, konan göçer
* Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur
* Ekmeğin katığı açlıktır (Bölge ağzı, Ufuk Takvimi, 26112001):
* Ekmeğin kestiğini kılıç kesmez
* Ekmeğini kuru yiyeceğine, yoğurdunu duru ye (F Dağdaş, 1472000)! Dengeli davran anlamında…
El eli yıkar,el yüzü yıkar (AvHakan İKİZLER) ( Küçük olumluk, büyük olumluluk sağlar anlamında)
* El ağzı ile çorba içilmez
* El arif olur, hiyallar (Fatmana Dağdaş): El çabuk anlar
* El derken dudak açılır, birbirin derken birleşir (1303 doğumlu Aynımah Ünlü’den naklen Sebahat Ünlü, (1945), 22062002) Birlik ve beraberliği kısaca açıklayan bir atasözü
* El deveyi kulağından yeder: Başkası duyduğunu hiç olmadık yere çeker
* El elin eşeğini türkü çağırarak ararmış:
* El elliğini, çay deliliğini eder (Fatmana Dağdaş): Her zaman akraba olmayandan iyilik görülmeyebilir
* El ettim ellisi, ağzı yüzü bellisi (Fatmana Dağdaş, Nisan 1980): Evlenecek kız aday çok, hem de gösterişli, güzel
* El gücü, sel gücü (Selahaddin Kusekenani, İran, Şarki Azerbaycan Eyaleti, (6 Haziran 1999, Beyşehir): Bir elin nesi var, iki elin sesi var anlamında Selahaddin Bey bu ata sözünü “Birlikte bir iş görer, yahşidir Hatmin, adam muvaffak ola” şeklinde Azeri Türkçesi ile açıklamıştır (Said Dağdaş)
* El kıyıdan bakar! (F Dağdaş, 232003)
* El olan yerde, ellik eksik olmaz! Toplulukta, başkalarının bulunduğu ortam/ortamlarda dedikodu eksik olmaz (F Dağdaş, 972001)
* El yetmez, güç yetmez, sarp kayada yolum var! : Çaresizim anlamında (F Dağdaş, 22052001)
* El atına binen yaya kalır
* El deliye, bende akıllıya muhtacım
* El elden üstündür
* El elin eşeğini türkü çağırarak arar
* El içinde vasiyet ettik, ölmemek olmaz
* El kazanı ile aş kaynamaz
* El, kıyıdan bakar ! (F Dağdaş’dan naklen Said dağdaş, 232003)
* El yarası onar, dil yarası onmaz
* El yetmez, güç yetmez, sarp kayada yolum var! :Çaresizim anlamında (F Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, 22052001)
* El yumruğu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz sanır
* Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz {Rahmetli anneannem Emine Çoban (Burdur, Eskiyere Köyü) söylemişti Ekleyen: Cengiz Özdemir, 26 Nisan 2008 Antalya}
* Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde gelmez (Fatmana Dağdaş): Elden umma! Her zaman arzu ettiğini temin edemezsin
* Elden kalan, elli gün kalır (1950’li Ayşe Yaman’dan naklen Celil Yaman, 592005)! Not: El kelimesindeki «e» harfi açık «e»dir Zamanında yapılmayan iş, kalır gider «Demir tavında yapışır!» atasözü ile benzer anlamdadır…
* Eli dar olanın, dili kısa olur
* Eli doluya: ağa buyur, eli boşa: ağa uyur
* Eli ile köfte yuvarlıyor, gözü kırık kovalıyor
* Elimin ettiğini, ağzım bilir (1852007, 1950’li Ayşe Yaman’dan naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)! Bu elden çıkanı bu ağız bilir Elin, yabancının pişirdiğini de anlamak kolaydır anlamında…
* Elin iyisi olmaz, gavurun dayısı olmaz:
* Elin hamuru ile erkek işine karışma
* Elin ile koymadığını kaldırma
* Elmanın dibi göl, armudun dibi yol (olmalı)
* Elmayı soy da ye, armudu say da ye
* Emanet ata binen, tez iner
* Emanet eşeğin yuları gevşek olur
* Emanetin kuskunu yokuşta koparmış (F Dağdaş)!
* Emanetin yüreği yufka olur! (Celil Yaman, 19042007)!
* Emekten olsa, sarı öküze bıçak vurulmaz! (Durak Başer, Yozgat, Sorgun, 06 1983)
* En akıllısı Deli Bekir, o da kösteğiyle yatar (Mehmed Baz, H Fevzi Zeren-Dodurgalar)):
* Enik için köpek beslenir (1012000, F Dağdaş): Sağlayacağı faydadan dolayı, o kişiye katlanılır anlamında
* En iyi hafıza bile silik bir mürekkepten daha güçlü değildir
* Engelden döngel köhnümüyor (23102007, 1964’lü Hüseyin Yaman’dan naklen 1979’lu, Bartın-Ulus’lu Celil Yaman’dan naklen Said Dağdaş)! :Öne çıkan engel/engeller sebebiyle hedefe/başarıya ulaşmak zor veya erteleniyor… “Senin evine de hala gelemedik Engelden döngel köhnümüyor ki…„
* Erek mi, görek mi? (3112000, F Dağdaş): Kimbilir bana nasip olur mu, ömrüm yeter mi, görür müyüm anlamında Yaşım 75, erek mi görek mi bundan sonra?
* Erkek arslan arslan da, dişi arslan arslan değil mi?
* Erkek koyun kasap dükkânına yakışır
* Erken evlenen döl alır, erken kalkan yol alır
* Erken kalkan nasibine kalkar (F Dağdaş, 121979): Erken kalkanın, erkenden işine başlayanın kazancı bol olur
* Erken kalkan yol alır, küçükten evlenen döl alır (F Dağdaş, 12 1980): Erkenden yola çıkan menziline erken ulaşır, erken evlenen de çor çocuk sahibi olur
* Erken evlenen yanılmamış
* Esirgenen göze çöp batar
* Eski çamlar bardak oldu
* Eskiden, bir devenin yürüyüşü kaldı… (1282004, 1929′lu M Baz’dan naklen Said Dağdaş): Zaman ve şartlar, anlayışlar değişti Yeni şartlara göre kafa yormak lazım anlamında
* Eşeğin canı acırsa, atı geçermiş (Hamit Erdal, 1964’lü, 712005, Kırıkkale-Delice-Hacıobası köyünden): Kişinin canı yanmaya görsün Bütün gücünü kullanır ve daha güçlü olanı da saf dışı bırakabilir
* Eşeğine eremeyen, semerini dövermiş (912006, M Baz, 1936’lı):
* Eşek olana binen çok olur (Yüksel Erdoğan, 1967’li, 9102003, Beyşehir-Gölyaka, Or Müh! Kendi kişiğini öne çıkarmayıp daima bir başkasının etkisinde kalan insanlar için kullanılır
* Eşek hoşaftan ne anlar Suyunu içer, denesi kalır
* Eşek kocamakla tavla başı olmaz
* Eşek olduktan sonra semer vuran çok olur
* Eşek sıçtı, gönül geçti
* Eşekler çalışır, atlar yer
* Eşekten at olmaz, ciğerinden aş olmaz
* Et tırnaktan ayrılmaz
* Et iyiliği dök denize, balık bilmezse Halik bilir (Fatmana Dağdaş): Kötülük görsen de iyilik yapmaktan geri durma

Alıntı Yaparak Cevapla