Yalnız Mesajı Göster

7 Kurşuna İstiklal Marşı

Eski 05-10-2007   #1
Ergenekon
Varsayılan

7 Kurşuna İstiklal Marşı



7 KURŞUNLA İSTİKLAL MARŞI

Güneydoğu’nun küçük bir ilçesinde görev yapan bir hakim, ilçe dışındaki
lojmanından görünen karakolun bir gecesini söyle anlatır:

"Lojmanımızın balkonundan o karakol görünürdü Yaklaşık bir aydır her
istihbarat kaynağından karakolun basılacağı haberi geliyordu Üstelik
baskının şimdiye kadar yapılanlardan çok daha büyük olacağı
söyleniyordu
Yakin birliklerden timler getirildi, karakolun etrafına mayınlar
döşendi, ağır silahlarla takviyeler yapıldı ve baskın beklenmeye
başlandı "En son gelen istihbaratta baskının saati ve baskına
katılacak terörist şayisi bile veriliyordu 22:10,
Karakol o gün basılmadı"Bir gün sonra, bildirilen saatte cehennem
başladı Balkonumuzdan izlediğim dehşet dolu manzarada, daire haline
gelmiş teröristlerin, dairenin ortasına, gecenin karanlığında ateşleri
parıldayan silahları ateşlediklerini görüyordum Karakolun, havan ve
roket mermilerinin patladığı yerde olduğunu biliyorduk
Tam anlamıyla çember içine almışlardı Lojmandan ayrılıp doğruca
jandarmanın binasına gittik Karakolun merkezi, telsizle, sürekli
timlerden durumlarını bildirmelerini istiyor; dış emniyette bulunan
timler de bu çağrılara cevap veriyor, havan ve uçaksavar ateşi
istedikleri yerleri de tarif ediyorlardı

"Bir süre sonra telsiz konuşmaları, timlerden birinin üzerine

yoğunlaştı
Timden bir türlü cevap alınamıyordu Üst üste, defalarca çağrı
yapılıyor ancak bir türlü timle irtibata geçilemiyordu Konuşmaları
takip eden askerler timden ümitlerini kesmişlerdi Ama bir yandan da
çağrılar devam ediyordu Bir saat kadar sonra, telsizden bitkin bir
ses duyuldu:
"Yaralılarım var, yaralılarımı alın" Tüylerimiz diken diken
olmuştu Hemen cevap verildi "Tamam, Suat 3, sakin olun, az sonra
birlik çıkacak "İlk yaralı haberi, bu saatlerdir aranan timden
gelmişti Tim komutanı konuşurken arkadan silah sesleri duyuluyordu

Herkes bu sözler üzerine yorum yapıyordu Telsizin başındaki tim
komutanlarından biri, bu timde şehit olduğundan emindi Merkezden
tekrar çağrı yapıldı "Suat 3 , irtibatı kesme Sakin olun!" Cevapta
bir değişiklik olmadı :

"Yaralılarım var Kan kaybediyorlar Yaralılarımı alın!" "Ve tam bir
buçuk saat, beser dakika arayla Suat 3 kodlu timle muhabere aynen bu
sözlerle sürdü : "Yaralılarımı alin" , "Sakin olun, geliyoruz
"Hepimiz o time kimsenin yardıma gidemeyeceğini çok iyi biliyorduk
Karakola düsen mermi sayısında azalma olmuyor, aksine, takviye alan
teröristler baskının şiddetini gittikçe arttırıyorlardı Kimsenin,
değil karakolun dışına çıkmak, mevzi değiştirebilecek fırsatı dahi
olmadığı apaçıktı "Bir süre sonra, Suat 3'ün telsizinden hırs dolu
kelimelerini işittik:

"Hemen gelip yaralılarımı almazsanız, karakola dönüp bölüğü
tarayacağım "Hepimiz sok olmuştuk Hemen tabur komutanı devreye
girdi Hemen hemen Ayni sözcüklerle tim komutanına sakin olma çağrısı
yaptı Ama ise yaramıyordu Tim komutanı "Yaralılarımı alin!" dışında
başka bir şey demiyordu Tabur komutanının da telsizi bırakmasıyla,
bir saat kadar daha tim komutanından ses çıkmadı Birer dakika arayla
yapılan yoğun çağrılara cevap vermedi Hepimiz tim komutanının da
şehit olduğunu düşünüyorduk

İçim burkuluyor, başım dönüyor, tanık olduğum bu anlardan nefret
ediyordum
Telsizin başına tim komutanının okuldan devre arkadaşı geldi Son bir
ümitle eline mikrofonu alıp, cevap beklemeden, telsizin kodlarını da

kullanmadan, konuşmaya başladı: "Devrem ben Hüseyin Geçmiş olsun
devrem
Biraz daha dayan olur mu? Bak destek timleri yola çıktı Sana doğru
geliyorlar Devrem aman pes etme olur mu?"
"Telsizin mandalını bırakıp beklemeye başladı Hepimiz Motorola
marka, duvara monteli telsiz cihazının hoparlör kısmına gözlerimizi
dikmiş bekliyorduk Ve konustu : "Devrem, bölük komutanı nerde?"
Hepimiz derin bir "Oh!" çektik Telsizden, "İzinde devrem" yanıtı
verildi Suat 3 , artik tükenen bir sesle konuşmayı sürdürdü: "Ne olur
yaralılarımı alin Bende yaralıyım "O ana kadar kendisinin de yaralı
olduğunu söylememişti
Hepimiz donup kalmıştık Telsizin başındaki devre arkadaşı da bu
sözü üzerine mikrofonu fırlattı ve odadan çıktı Ben kapının hemen
eşiğinde ayakta duruyor,duyduklarım ve gördüklerimle bir tarihe
tanıklık ettiğimi
düşünüyordum "Ben de yaralıyım" dan sonra yine ses kesildi Sabaha
kadar hiç konuşmadı Yüzlerce kez yapılan çağrılara cevap vermedi

Artik onun şehit olduğuna ben de inanmıştım "Gün ağarırken hepimiz
yorgun düşmüş, telsizden yapılan "Suat 3, Konuşan Suat, Cevap ver!"
Çağrısından bıkmış halde bir kösede yığılmışken,
birden telsizin mandalina basıldığını fark ettik Telsizden silah
sesleri geliyordu Ve on on bes saniye sonra hayatim boyunca
unutamayacağım bir İstiklal Marsı dinlemeye başladım Mandala sürekli
basıldığı için bütün telsizlerin konuşma imkanı durmuştu "Çatışmanın
altında yaralı bir tim komutanının, makamıyla söylediği İstiklal
Marşı’nı dinliyordum Gözlerim dolmuştu O ana kadar duyduğum en
güzel İstiklal Marşı’ydı

Birinci dörtlüğü bitirdi İkinci dörtlükte sesi çatallaştı Kelimeler
uzadı Ama marşı söylemeyi bırakmadı Bozuk bir ses tonuyla, kendini
zorlayarak okumaya devam etti Marsi bitirdiğinde, ben de bitmiştim
Hemen orayı terk ettim"
Bir daha onun sesini hiç duymadım
Toplam 22 şehidin verildiği o baskın gecesinde, vücuduna saplanmış 7
merminin acısıyla söylediği İstiklal Marsı’nı ruhuma isleten tim
komutanının ölmediğine ise hala inanamıyorum"Hakimin anıları burada
sona eriyor İste benim Türk subayından anladığım budur Vücudunda
yedi mermi olduğu halde makamı ile istiklal Marşı söyleyen adamdır

Okuyun Arkadaşlar ve bu VATAN için kanlarını akıtan Kahramanlarımızla
övünün, gururlanın

Alıntı Yaparak Cevapla