Yalnız Mesajı Göster

Benden Alınıp Sana Verilen

Eski 08-26-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Benden Alınıp Sana Verilen




'beni sevmene asla izin vermeyeceğim' diye yazmıştın kapımdaki not defterime kendi kapımı çalmak zorunda kalmıştım içerde olmadığımı bile bile gövdeni hatırlıyorum ansızın bu kış ormanında işte uzun, büyük, parlak siyah ve vahşi! parçalayacak kadar siyah ve onarabilecek kadar vahşi! sanki aşka hayattan daha fazla özen gösteren, çocuksu ama hep parçalanmış, hırpalandıkça palazlanmış bir ziyaretçi! gövde'nin tarihi'nde yan yana dururdu yalnızlıklarımız plastik ve acımasız, zehirli ve karmaşık kısaca, birbirlerine sevgiyi öğretmeye çalışırken birbirlerine kan içirdiklerini anlayan iki serseri aşık! ellerini saklamaya çabaladığı o şehir gecesi başın omzumda, gözlerin kapalı, saçların açık giderken citroen: dudaklarını döven neon gazı dudaklarındaki kazı tozu, 'ölelim mi? ' demiştin bak şimdi tam sırası! dağlarda bir çin lokantasıydık senle ben müşterisiz mütemadiyen ağlamaklı için için eğlenceli temiz çevresinde çizgifilm hayvanlarının oynaştığı bir çin lokantasıydık dağlarda senle ben bir tahta masa, iki iskemleyle sınırlıydı ülkemiz! mesela yeni pişmiş pirinç pilavı dilinin üstünde yürürdü kokarca ve sağ kulağındaki halka küpeden atlardı çığlık çığlığa tenimdeki yüm yabanil bitki örtüsü biz birbirimizin çatalı, bıçağı biz birbirimizin incecik hırsızı, gönül süsü ayrılık, bir yutulmaz lokma gibi kaldı boğazımızda! sevgilim, sevdanın sevdaya ettiğini etmez et, kemiğe sarayın çıkışlarını tutarken uyuşturucu ve kaftan merdivenlere yığılıp ölen son şehzade son fırsat, kaçınılmaz son düet, son soytarının son yemini son sonsuzluğa dokunan küstah kızıl kanaviçe! dağlar, dersini verir acının kuşkusuz aslolan, savruk ruhlara yakışan sahici ölümler bulmakta yoksa kimin kimin tabutunu çakacağı mühim değil! gecenin koynuna ihanet, bir ors gibi sokulmakta! işıktan ışığa geçen o tenha yolda o karanlık nefes alışta ve o darmadağın boğulmada seni sevmeme asla izin vermediğin o kör noktada o hırçın, o fazla erkek, fazla kadın noktada tanımadığım tanımaya kalkışmadığım izahı zor, kavranması imkansız bir hastalık gibi ilerledim gövdenin gövdemi bulandırdığı şaha kaldırdığı boşluklarda! iz sürmedim ad sormadım dönüp bakmadım ardıma! hatırla sevgilim, mutlaka sen de hatırla o kadar çok kovaladık ki hayat içersinde kendi kendimizi mecali kalmadı hayatların başka hayatları yakalamaya! 'beni sevmene asla izin vermeyeceğim' diye yazmıştın kapımdaki not defterine ben de eklemiştim altına: 'aşkı dövmek lazım kalbe terbiyesizlik ettiğinde! '





Alıntı Yaparak Cevapla