Yalnız Mesajı Göster

Turizm İle İlgili Herşey

Eski 08-19-2012   #24
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Turizm İle İlgili Herşey



Mardin Kültür Turizmi

Müzeler ve Örenyerleri
Mardin Müzesi
Mardin Müzesinde, Eski Tunç, Orta Tunç, Geç Tunç, İlk Demir Çağı, Assur, Urartu, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı devirlerine ait seramikler, damga ve silindir mühürler, sikkeler, kandiller, figürinler, gözyaşı şişeleri, takılar ve vazolar sergilenmektedir Müzede arkeoloji ve etnografya sergi salonları, kütüphane, konferans ve dinlenme salonları yer almaktadır

Dara Ören Yeri
Mardin’in 30 km güneydoğusunda bulunan Oğuz köyünde yer almaktadır Eski Mezopotamya'nın en önemli kentlerinden birisi olan Dara, bugün küçük bir köy yerleşmesi haline gelmiştir Büyük İskender’le Pers İmparatoru Darius’un savaşına sahne olmuş bu antik yerleşim İran Hükümdarı ünlü "Darayuvaşi" tarafından kurulmuş ve çeşitli dönemlerde İranlılarla Romalılar arasında el değiştirmiştir Kent, 7 yüzyıl sonlarına doğru Emevilerin, daha sonra Abbasilerin, 15 yüzyılda da Türklerin hâkimiyetine girmiştir Kalıntılar arasındaki büyük kesme taşlar ve bulunan sikkelerden Dara'nın geçmişte büyük ve görkemli yapılara ve zengin hazinelere sahip olduğu anlaşılmaktadır

Kaya içine oyulan yapılardan oluşan Dara kenti, çevresi ile birlikte geniş bir alana yayılmakta olup, kentin doğusunda yer alan kaya mezarları Kuruçay'a kadar uzanmaktadır Çevresi 4 km’lik bir surla korunan kentin güney ve kuzeye açılan iki kapısı bulunmaktadır İç kale, kentin kuzeyinde ve 50 m yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulmuştur Kent içinde kilise, saray, çarşı, zindan, tophane ve su bendi kalıntıları halen görülebilmektedir Köyün kuzeyinde, güneye doğru inen kayalar oyularak görkemli bir su bendi inşa edilmiş olup, bentte bugün bile su bulunmaktadır Ayrıca köyün etrafında tarihleri Geç Roma dönemine kadar giden mağara evlere rastlanmaktadır

Gırnavaz Höyüğü
Nusaybin’in 4 km kuzeyinde, Habur Nehri kollarından biri olan Çağ Deresi’nin doğusunda takriben 300 m çapında ve 24 m yüksekliğinde, höyük karakterinde bir yerleşim yeridir Arkeolojik bir merkez olarak ilk kez 1918 yılında bilim dünyasına tanıtılan Gırnavaz, daha sonraki yıllarda çeşitli araştırmalara konu olmuştur 1991 yılına kadar yürütülen çalışmalarda Gırnavaz’ın MÖ 4 binden MÖ7 yüzyıla kadar sürekli yerleşim yeri olarak kullanıldığı ortaya çıkarılmıştır Kazılar sonucu ortaya çıkarılan mezarlarda paha biçilmez metal silahlar, süs eşyaları, vazolar, kandiller, mühürler ve tabletlere rastlanılmıştır

Kaleler
Mardin Kalesi
10 yüzyılda Hamdaniler tarafından inşa edilen kale, 1 km uzunluğunda, 30-150 m genişliğindedir Çeşitli zamanlarda Mardin’e uğrayan gezginlerin verdikleri bilgilerden kalede çok sayıda yapı olduğu anlaşılmaktadır Mardin'e hâkim bir manzaraya sahip kalenin bir başka özelliği de, doğal kaya üzerine çok az eklentilerle müstahkem bir hale getirilmiş olmasıdır

Fafih Kalesi
Ömerli’nin 8 km güneydoğusunda, Beşikkaya köyü yakınındadır Kalenin bulunduğu yer aynı zamanda eski bir yerleşim bölgesidir

Rabbat Kalesi
Derik ilçesinin 15 km batısında, Hisaraltı köyü sınırları içindedir Köyün kuzeyinde yer alan dar bir vadide yükselen bir tepenin üstünde kurulmuş olan Rabbat Kalesi, Artuklu devrinin en büyük eserlerinden birisidir

Marin - Merdis Kalesi
Nusaybin ilçesinin 15 km kuzey doğusunda Eskihisar köyünde yer alan Marin Kalesi, eski Merdis şehrinin içinde yüksek bir kayalık üzerinde inşa edilmiştir Kalenin çevresi yaklaşık 1500 m olup, 12 kule ile desteklenmektedir Kalenin kimler tarafından yapıldığını gösterir herhangi bir buluntu yoksa da, inşa tarzı Bizans yapımı olduğuna işaret etmektedir

Aznavur Kalesi
Nusaybin ilçesinin 14 km kuzey doğusunda yer alan Aznavur Kalesi, geniş bir vadide yükselen iki tepe üzerinde kurulmuştur 970 yılında Abdullah Bin Hamdan tarafından inşa ettirilen kale 400 m uzunluğunda ve 30-60 m genişliğinde olup, 14 burç ve 2 gözetleme kulesi ile tahkim edilmiştir

Camii - Medrese ve Külliyeler
İnanç Turizmi

Şeyh Çabuk Camii
Cumhuriyet Alanındadır 15 yüzyıla tarihlenen yapının ana mekanı çarpık bir plana sahiptir Bahçesine basit, sivri kemerli kapıdan, ana mekana ise kuzeybatıdaki kapalı bölümden girilir Güneyinde türbe ya da zikir yeri olduğu düşünülen çapraz tonozlu mekan yer alır

Hamit Camii
Savur Kapısı’na giden yol üzerindedir En erken 15 yüzyıla tarihlenebilen yapı 19 yüzyıl sonlarında onarımını yaptıran kişinin adıyla anılmaktadır Kuzeydeki basit bir kapıdan avluya girilir

Şeyh Mahmud Türki (Şeyh Ali) Camii
Necmeddin Mahallesi’ndedir 15 yüzyıl Artuklu yapısı olduğu sanılmaktadır Dıştan basit bir ev görünümünde olan yapı minaresizdir; ancak kuzeydeki kalıntının minare kaidesi olduğu öne sürülmektedir

Pamuk Camii
Medrese Mahallesi’nde, ana caddededir Yapının altındaki depoda yağ küpleri bulunduğundan bir Bizans şapelinin üstüne yapıldığı sanılmaktadır 11 yüzyıl kayıtlarında ise yapıyı Şeyh Mehmed Dinari adlı kişinin yaptırdığı yazılıdır

Yapının ana mekanı, ortada çapraz tonoz, yanlarda ise beşik tonozla örtülüdür

Reyhaniye Camii
Çarşı içinde, Ulu Cami ile Şehidiybe Medresesi arasındadır Yazıtlarının 19 yüzyıldan olmasına rağmen 1540 tarihli vakıf kayıtlarında adı geçmektedir Reyhaniye Camii’nin 15 yüzyıl sonunda ya da 16 yüzyıl başlarında yapıldığı, 19 yüzyılda da onarıldığı tahmin edilmektedir Ana mekan, yörede çokça rastlanan mihrap önü kubbeli yapıların gelişmiş bir örneğidir Kare kaideli, sekizgen gövdeli minarenin şerefeden sonrası silindirik biçim alır ve sivri külahla son bulur

Arap (Azap) Camii
Savur Kapısı’na giden yol üstündedir Yapım tarihi bilinmemekte birlikte, 16 yüzyıl kayıtlarında adı geçen Azaplar Ağası Mescidinin bu yapı olduğu sanılmaktadır Dikdörtgen planlı, beşik tonozlu caminin girişi batıdadır

Zairi (Şeyh Muhammed Ezzerar) Camii
Necmeddin Mahallesi’nin güneyindedir Giriş kapısı üstündeki yazıtta 17 yüzyıl sonunda yapıldığı yazılıdır Avlunun güneyindeki kareye yakın planlı ana mekan Geç dönem ekleriyle geniş bir alanı kaplamıştır Yapı minaresizdir

Hacı Ömer (Halife) Camii
Diyarbakır Kapısı’na doğru, ana caddenin güneyindeki sokak içindedir Mimari biçimi, yeni sıvanın altında kabartma olarak beliren 1724/1725’in yapım tarihi olabileceğini düşündürmektedir Avlusu ve ekleri ile dikdörtgen bir alan kaplayan cami moloz taştandır Ana mekan kuzeydeki basit bir kapı ile girilen, beşik tonozlu dikdörtgen planlı bölümdür

Ulu Cami (Cami-i Kebir)
Mardin’deki camilerin en eskisidir Altı paye üzerine oturan kubbe bütün mekana hâkimdir Çapraz tonozlu revaklardan yalnız kuzeyde beş bölüm kalmış, diğerleri kaybolmuştur Burada revaklar arasında küçük bir eyvan dikkati çeker


Minaresi, Artuklu Hükümdarı Kudbeddin İlgazi zamanında inşa edilmiştir (1176) Artuklu hükümdarlarından Melik Salih bir kısım malını bu camiye vakıf yapmıştır Bunlar 38 dükkan, 1 hamam, Bab-ı Cedid civarında bir bahçe ve Mardin köylerinde birçok bağdan oluşur Mardin’in en önemli ibadet merkezlerinden biri olan Ulu Cami, devasa yapısıyla tarihin ihtişamını günümüze taşımaktadır

Abdüllatif (Latifiye) Camii
Cumhuriyet Alanı’nın güneyindedir Taçkapı yazıtından 1371’de Artuklu sultanlarından ikisinin döneminde görev almış Abdüllatif’in yaptırdığı anlaşılmaktadır Günümüzdeki minareyi 1845’te Musul Valisi Gürcü Mehmet Paşa yaptırmıştır Caminin bulunduğu avluya, doğu ve batıdaki kapılardan girilir Doğudaki taçkapı Mardin’deki kapıların en iyi korunmuş olanıdır Caminin güneydeki avluya geçiş yerleri geç dönemlerde küçültülmüş ya da kapatılmıştır Günümüzdeki yapıya doğudan açılan kapıdan girilmektedir Minber ve mahfil, geç dönem Selçuklu ahşap işçiliğinin özgün örnekleridir


Melik Mahmut Camii
Savur Kapı’da bulunmaktadır Yatık bir dikdörtgen alanı kaplayan ve yanlardan dar sokakların ayrıldığı, taş işlemeli ana girişi küçük bir meydana açılmaktadır


Kitabesinden 1312-1362 yılları arasında Artuklu Hükümdarı Melik Salih tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır Halk arasında bu camiye Melik Mahmut Camii adı verilmekte olup, bu adın Artuklu Hükümdarı Melik Mahmut'un burada bulunan kabrinden kaynaklandığı düşünülmektedir

Şehidiye Camii ve Medresesi
Şehidiye Mahallesi’ndedir Katip Ferdi, bu yapının Sultan Melik Nasruddin Artuk Aslan tarafından 1201-1239 yaptırılıp kendisinin de buraya gömüldüğünü bildirmektedir Araştırmacılar, medreseyi genellikle 13 yüzyıl başına tarihlendirmektedir Her iki durumda da medrese 13 yüzyılın ilk yarısında kurulmuş olmalıdır 1916 yılında camiye bu gün ayakta duran minaresi ilave edilmiştir

Kızıltepe Ulu Cami
Kızıltepe ilçe merkezinin kuzeybatısındadır Mihrap üstündeki yazıttan 1204’te tamamlandığı anlaşılmaktadır Yapı kesme taş ve tuğladandır Avlu dikdörtgen planlıdır Avlunun doğusunda ve batısında benzer mekanlar yer almaktadır Dış duvarlardaki çıkıntılar temel izleridir Cami, dikdörtgen planlı ve üç neflidir Ana mekandaki zengin taş işlemeli mihrap nişi dikkat çekicidir

Eminüddin Külliyesi
Kentin güneybatısında, Mesken Mahallesi’ndedir Artuklu Sultanı Necmeddin İlgazi (1108-1112) ile kardeşi Eminüddin yaptırmıştır Eminüddin’in başlatıp ölümünden sonra kardeşi Necmeddin İlgazi’nin tamamlattığı yapılar topluluğu cami, medrese, hamam, çeşme, bimaristan (hastane) yapılarından oluşmaktadır Mimarı bilinmemektedir

Şeyh Kasım Halveti Türbe ve Mescidi
Yeni Kapı Hamamı yakınında, evler arasındadır 15 yüzyıldan sonra yapıldığı tahmin edilmektedir Hazireli, namazgahlı küçük bir yapıdır Son yıllarda onarılarak avlunun kuzeyine eyvan ve ekler yapılmıştır


Zinciriye Medresesi
Medrese Mahallesi’nin kuzeyinde yer almaktadır 1385 yılında Melik Necmeddin İsa tarafından yaptırılmıştır “Sultan İsa Medresesi” adı ile de tanınır Timur ve ordusuyla mücadele etmiş olan Melik İsa bir süre bu medresede hapsedilmiştir

Girişindeki taş işlemeler ve dilimli kubbeleriyle dikkat çeken medrese iki avlulu ve iki katlı olup, avluların dışında kalan mekanlar iyice yayılmıştır Medresede Sultan İsa Türbesi ve birçok eski kitabe mevcuttur Medrese aynı zamanda rasathane olarak kullanılması dolayısıyla yüksekte kurulmuştur Bu yapı, geçmişte müze olarak da kullanılmıştır

Sıttı Radviyye (Hatuniye) Medresesi
1177 yılında Kutubeddin İlgazi’nin annesi tarafından Sıtraziye Camii ile aynı tarihte inşa ettirilen Hatuniye Medresesi, iki eyvanlı ve revaklı avlulu, iki katlı bir yapıdır Ana eyvanın yanında, içi rölyef bezemeli tromplu kubbesi ile türbe yer alır

Cami içinde Hz Muhammed’e ait olduğu kabul edilen ayak izi mevcuttur Lahitler bu yöredeki Artuklu eserlerinin en önemlilerinden biri olan bu medreseyi ayrıcalıklı bir konuma sokar

Şah Sultan Hatun Medresesi
Akkoyunlu Hükümdarı Kasım Bin Cihangir’in yeğeni İbrahim Bey tarafından yaptırılmıştır Medrese, Tekke Mahallesi’nde bulunmaktadır

Melik Mansur Medresesi
Artuklu eseri olan bu yapı, Gül Mahallesi’nin kuzeydoğusundadır İçinde lahitlerin bulunduğu bu medrese günümüzde mescit olarak kullanılmaktadır

Altunboğa Medresesi
Yapı, merkez ilçede bulunmaktadır 13 yüzyıl sonu ile 14 yüzyıl başında yapılan medresenin günümüzde çeşme olarak kullanılan bölümü sağlamdır

Kasımiye Medresesi
Mardin kentinin güneybatısındaki tepelerin altında yer alan yapının inşasında düzgün kesme taş kullanılmıştır Yapının mimari tarzından, Artuklu devrinde yapımına başlandığı ve Akkoyunlular döneminde tamamlanmış olduğu anlaşılmaktadır Plan özellikleri, taş işçiliği ve süsleme motifleri, devir özelliklerine uygun olmasa da, bu anıtsal yapının Mardin’deki Artuklu devrinin son eserlerinden birisi olduğunu söylemek mümkündür

İki teras üzerine iki katlı olarak inşa edilmiş medrese, cami ve türbe ile birlikte külliye şeklindedir

Alıntı Yaparak Cevapla