Yalnız Mesajı Göster

Mardin Hakkında Bilgi

Eski 08-14-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mardin Hakkında Bilgi



Mardin Genel Bilgi


İl topraklarının büyük bir bölümü kuzeydeki Diyarbakır havzası ile güneyde Suriye’nin kuzeydoğusundaki düzlükleri birbirinden ayıran Mardin-Midyat eşiğinin üzerinde yer alır Mardin’in kuzeybatı kesimini Karacadağ’ın güney uzantıları, doğusunu da Cudi Dağı’nın güney bölümü engebelendirir İlin orta kesiminde bulunan alanlardaki dağların yüksekliği 1500 myi aşmaz Bunlardan Mazı Dağları Mardin Ovasını doğudan batıya doğru kat eder Ayrıca Kızıltepe ile Göllü Köyü arasında Abdülaziz Dağı, Ömerli ilçesi Beşikkaya Köyü’nde Maşion Dağları bulunmaktadır İlin güneybatısında Hazar Tepe, il merkezinde Ziyaret Tepe (1160 m), il merkezinin güneyinde Timurlenk Tepe diğer yükseltilerdir Kuzeydoğu, doğu ve güneydoğuda Dicle Irmağı, batıda da Büyükdere ilin doğal sınırlarını oluşturur

lik bir alanı kaplayan Kızıltepe Ovası, il merkezi ve Nusaybin ilçesi arasında 1350 kmlik bir alana yayılmış olan Mardin ve Nusaybin ovaları ilin başlıca düzlük alanlarıdır

İl topraklarını Dicle ile Suriye’de Fırat’a katılan akarsular sulamaktadır Bunun yanı sıra Dicle’ye katılan kuzeyde Savur Çayı, doğuda Hezil Çayı ve Habur Çayı bulunmaktadır Habur Çayı, Türkiye-Irak-Suriye sınırından sonra Dicle’ye karışır Büyükdere, Gümüş Çayı (Rizgan Suyu) ve Çağdaş Çayı da il topraklarından kaynaklanan diğer akarsulardır Mardin’in yüzölçümü 8891 km² denizden yüksekliği 1083 m olan ilin 2000 Yılı Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 835173’tür

Mardin dağlarının, Mazıdağı, Derik, Midyat, Savur ve Nusaybin yörelerine sokulan yüksek kesimlerinde, Meşe ağaçlarından oluşan topluluklara rastlanır

İlin iklimi üzerinde kuzeydeki yüksek dağlar etkili olmaktadır Bölgede kış döneminde oluşan yüksek basınç alanı, kış aylarının soğuk geçmesine yol açar Bir yandan güneydeki çöl ikliminin etkisi altında bulunması, bir yandan kuzeydeki yüksek dağların serin hava kütlelerinin bölgeye girişini engellemesi nedeniyle ilin genelinde yazlar çok sıcak geçerken karasal iklimin tipik özelliği görülür Ancak; Derik, Nusaybin ve Savur İlçelerinde pamuk, fındık ve zeytin gibi ürünlerin yetişmesi Mikro iklim özelliğinin yörede hüküm sürdüğünü göstermektedir

Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler; buğday, kırmızı mercimek, arpa, kavun, karpuz, üzüm, domates, patlıcan, nohut, çiğit, pamuktur Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) Aşağı Fırat havzasındaki sulama tesisleri tamamlandıktan sonra bitkisel üretimde artış olmuştur Yaz aylarını çevre illerindeki yaylalarda geçiren göçebe aşiretlerin hayvancılığın yaygınlaşmasında büyük payı olmuştur Sığır, koyun, kıl keçisi ve Ankara keçisi ön planda gelmektedir Mardin-Midyat Eşiğinde sığır besiciliği yaygındır

Eski çağlardan beri testi, çanak-çömlek, demircilik, bakırcılık, kalaycılık, kuyumculuk, gümüşçülük (telkari), iğne oyası, Midyat el nakışı, tohum iğnesi, yorgancılık, oyacılık, boyacılık (sibbeğ), dericilik (dabbağ), sabunculuk, dokumacılık, şalü şapik (özel bir kumaş dokumasıdır) kilimcilik, halıcılık (yün ve ipek), semercilik, keçecilik, tahta oymacılığı, geçmişten günümüze kadar yapılan el sanatlarıdır Telkari diye adlandırılan altın ve gümüş işleme sanatı Mardin’in el en önemli el sanatlarından biridir Bakırcılık ve kalaycılık ise hala yaşayan el sanatlarındandır

Mardin kalkınmada öncelikli iller kapsamına alındığından bir takım sanayii kuruluşları kurulmuştur Bunların başında çırçır, iplik, halı, yem, şarap, çimento, asbestli çimento, boru, toz kireç ve mıcır fabrikaları gelmektedir Ayrıca Et ve Balık Kurumu’nun Mardin Kombinası, Etibank’ın Mazı Dağı’ndaki fosfat işletmesi bulunmaktadır



Mardin’in kuruluşu ile ilgili çeşitli efsaneler bulunmaktadır Bunlardan birisine göre; Pers hükümdarı Ardeşir’in (226-241) Marde isimli bir kavmi yöreye yerleştirdiği ve şehrin ismi de bu kavimden kaynaklanmıştır Bir başka efsaneye göre, Pers hükümdarlarından birisi, hasta oğlunu iyileştirmek için buraya getirmiş ve şehzadenin Mardin olan ismi yöreye verilmiştir Diğer bir efsaneye göre de şehrin kuruluşu, günümüze ulaşan Mardin Kalesinin olduğu yere yerleşen ve gününü ibadetle geçiren Dîn isimli bir alimin öyküsüne bağlanır Heraklius’un gönderdiği bir komutan Dîn ile önce dost olmuş, sonra da Onu öldürmüştür Komutan buraya bir kale yaptırmış ve zamanla Dîn Öldü anlamına gelen “Mâte Dîn’in” Mardin’e dönüştüğü ileri sürülmüştür Bu efsanelere dayanılarak kente, Süryaniler Süryanice Kale ya da Kaleler anlamına gelen Merdin, Merdi, Merdo, Mirdo, Merde, Marda, Mardin demişlerdir Bizanslılar Maride, Mardia; Ermeniler Merdin; Araplar Maridin; Osmanlılar da Mardin olarak isimlendirmişlerdir

Nitekim halkın çoğu bugün böyle demektedir Merdin adı “Kaleler” anlamına gelmektedir Kentte bir çok kalenin varlığı, bu şekilde isimlendirilmesine neden olmuştur Mardin’in kale kavramlarıyla adının bu kadar sık geçmesinin en önemli nedeni de birbirini koruyup kollayan doğal savunma ve gözetleme görevini üstlenen korunaklı yapıların varlığındandır

Mardin’in ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir Eski Yakın Doğu tarihine göre; şehrin kuruluşu Subarilere dayanmaktadır4500’den itibaren yöreye Subariler, Hurriler, Sümerler, Akadlar, Mitanniler, Hititler, Asurlular, İskitler, Babiller, Persler, Makedonyalılar, Abbasiler, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Selçuklular, Artuklular ve Osmanlılar egemen olmuşlardır Artukoğulları zamanında Meyyafarikinin (Silvan) kolu kurulmuş ve bu dönemde kent büyük bir imar görmüş, gelişmiştir

4500-3500) yaşadıkları burada ele geçen kalıntılardan anlaşılmıştır Gırnavaz Ören yerinde 1982 yılında başlayıp, 1991 yılına kadar sürdürülen arkeolojik kazı ve araştırmalar sonucunda Gırnavaz’ın MÖ4000’den MÖVII yüzyıla kadar sürekli bir yerleşim alanı olduğu anlaşılmıştır

Sümer Kralı Lugarzergiz MÖ2850 yılında Akdeniz’e kadar yaptığı seferinde Mardin’i de egemenliği altına almıştır Şehircilik, sulama ve tarım alanında ileri bir düzeye ulaşan Sümerler Mardin’i Akadlar’a bırakmışlardır (MÖ2820) Akadlar, MÖ2500 yıllarında Sümerler’le anlaşarak yörede Akad-Sümer Devletini kurmuşlardır Bundan sonra Mardin, MÖ2230’lu yıllarda Elam şehri olmuştur Hammurabi, Sümer topraklarını Babil’in idaresi altına alınca bu kez de Babil Devleti’ni kurmuş, ardından Yukarı Mezopotamya’ya saldırınca Mardin’i de istila ederek topraklarına katmıştır (MÖ2200-1925)

1925 yıllarında Mardin’i işgal eden Hititler, bir süre sonra şehri terk etmişlerdir İran’dan gelen Ari ırkından Midiller, Mardin ve çevresini ele geçirmiştir1367 yılında Midiller arasında iç savaş çıkınca, Asur Kralı Asurobalit, Mardin ve çevresini topraklarına katmıştır1190’da Anadolu’dan gelen diğer bazı Ari ırk kavimleri Mardin’i almışlardır Ardından ITıplatpalasır; Sincar, Nusaybin ve Mardin’den geçerek 20 bin Maşiki kuvvetinin koruduğu Kemecin’e saldırıp onları yenmiş, Mardin yöresini yeniden ele geçirmiştir1060’da IAsurnasırbal zamanında Hititler birleşerek Gılgamış yakınlarında Asurlular’ı yenmişlerdir Asurlular yeniden Mardin’i egemenlikleri altına almıştır Böylece MÖ800 yılına kadar Asurlular’ın elinde kalan Mardin, daha sonra Urartu Krallığı’nın egemenliğine girmiştir612 yılına kadar Sityaniler, MÖ618 yılında ise İran’dan gelen Midiller buraları ele geçirmiştir

335 yıllarında Büyük İskender Mısır’ı aldıktan sonra Mezopotamya’ya gelerek İran’a yönelmiş ve bu arada Mardin’i de ele geçirmiştir İskender’in ölümünden sonra komutanları arasında İmparatorluğu paylaşılırken, Mardin de General Sleukos’un payına düşmüştür (MÖ311) Mardin ve çevresi (MÖ131) Urfa Krallığı (Abgarlar) topraklarına katılmıştır MS249’da Roma hükümdarı Filippos, kendisine isyan eden IXAbgar’ı memleketten kovmuştur Bundan sonra Şehrin Valiliğine Hapsioğlu Uralyonos tayin edilmiştir Bu arada Mardin’de Urfa’ya bağlı olduğu için Roma egemenliğine girmiştir

Ömer’in kumandanlarından İlyas Bin Ganem’in Mardin’i işgaline kadar varlıklarını sürdürmüşlerdir Mardin ve çevresi 692’de Emeviler’in, 824’te Halife Memnun zamanında Abbasiler’in hakimiyetine girmiştir Bu dönemde İslamiyet hızla yayılmıştır Mervaniler, 990 yılında Musul’da tutunabilen Hamdaniler’in topraklarının yanı sıra Mardin’i de ele geçirmiştir Bundan sonra Mardin ve çevresindeki çarşıların, camilerin onarılması ve yenilerinin de onlara eklenmesi , ayrıca İpek Yolu’nun da buradan geçmesi şehri ticari açıdan canlandırmıştır

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Türkmen boylarının yapmış olduğu akınlar, Mervanileri zayıf düşürmüştür Nusaybin’de Mervanilerin 1089’da yenilmesi ile yöre Selçukluların egemenliği altına girmiştir Bu arada Artuklular’dan İlgazi Bey Mardin’i 1105’te ele geçirerek Artukoğulları Devleti’nin başkenti yapmıştır Artuklular bölgede büyük bir devlet kurmuş ve yörede 304 yıl egemenlik kurmuşlardır Bu dönemde Mardin ve yöresinde çok sayıda cami, medrese, hamam ve kervansaray yapılmış ayrıca birçok cami, medrese ve manastır da onarılmıştır

yüzyılda güçlenen Karakoyunlular şehri kuşatmış ve 1409’da şehri ele geçirmişlerdir Ardından Karakoyunluları 1462 yılında yenen Akkoyunlular, Mardin Kalesini ele geçirmişlerdir XVIyüzyılın başında Akkoyunlular’ı egemenliğine alan Şah İsmail yörede güçlü bir Safevi Devleti kurmuştur Mardin hakimi, şehri zulme ve yağmalamaya karşı korumak için kalenin anahtarını kan dökmeden Şah İsmail’e teslim etmiştir

Yavuz Sultan selim Mısır seferi sırasında, 1517’de Mardin ve yöresini Osmanlı topraklarına katmıştır Osmanlı döneminde Diyarbekir Beylerbeyliği’ne bağlanmış, uzun süre Diyarbakır-Bağdat ve Musul Sancağı konumunda kalmıştır

IDünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında işgale uğramamıştır Cumhuriyetin ilanından sonra il konumunu sürdürmüştür

430), Mar Yusuf Kilisesi (1864-1894), Mor Şmuni Kilisesi (793), Mor Yakup (Arur) Manastırı (MSI ve IIyüzyıl), Mor İvennis Kilisesi (793), Mor Circis Kilisesi (793), Mor İliye Kilisesi, Mor Yuhannın Kilisesi (370), Mor Babi Kilisesi, Mor Aho Kilisesi, Mor Şemun Kilisesi, Mor Mihayel Kilisesi ve Burç Manastırı (185), Hammara Manastırı (MS326), Mor Barbara Manastırı (XVIIyüzyıl), Mor Efram Manastırı (1884), Meryem Ana Manastırı, Mor Dimet Manastırı, Mor Cırcıs Manastırı, Deyrulumur Manastırı (MS397), Deyr’ül Zafaran Manastırı, Seyde (Meryem Ana) Manastırı (MS326), Mar Yakup Manastırı, Ulu Cami (Cami-i Kebir), Hatuniye Medresesi, Zinciriye Medresesi (1385), Emüniddin ve Necmeddin Külliyesi (XIIyüzyıl), Melik Mahmut Camisi (Babü’s-Sur Camisi) (XIVyüzyıl), Süleyman Paşa Camisi (Molla Hari Camisi) (XIVyüzyıl), Şeyh Çabuk Camisi (XVyüzyıl), Hamid Camisi (XVyüzyıl), Şeyh Ali Camisi (Şeyh Mahmud Türki Camisi), Pamuk Camisi, Kıseyri Camisi, Reyhaniye Camisi, Azap Camisi (Arap Camisi), Şeyh Muhammed ez-Zerrar Camisi (Zairi Camisi) (XVIIyüzyıl), Halife Camisi (Hacı Ömer Camisi), Kızıltepe Ulu Camisi Marufiye Medresesi, Şehidiye Medresesi, Melik Mansur Medresesi, Altunboğa Medresesi, Kasımıye Medresesi, Şah Sultan Hatun Medresesi, Savurkapı Medresesi, Kervansaray, Kayseriyye Çarşısı, Revaklı Çarşı, Firdevs Köşkü’dür Ayrıca kendine özgü mimarisi olan Mardin evleri vardır

Derik’in batısında Buhur Köyü’nde Yer Altı Gölü, Bakırkırı Mesiresi, Nusaybin’de Çağçağ Çağlayanı, Fahriye Bahçeleri, Ravziye Bahçeleri, Zinnar Bahçeleri ilin belli başlı doğal oluşumları ve mesire yerlerindendi

Alıntı Yaparak Cevapla