Yalnız Mesajı Göster

Göğe Asılı Şehir Mardin - Resimlerle Mardin

Eski 08-14-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Göğe Asılı Şehir Mardin - Resimlerle Mardin






SAVAŞLARIN SEBEBİ: RUHANİYET EKSİKLİĞİ
- Mardin'deki bu kaynaşmanın Ramazan'daki yansımaları nasıl oluyor? İftarlara davet ediyorlar mı sizi?
- Mutlaka çağırıyorlar Hatta zaman zaman biz de burada iftar veriyoruz Mesela Ramazan'ın üçüncü gününde Mardin müftümüzle bir araya geldik Birlikte iftar açtık Hem Ramazan iftarını yaptık hem de aramızda sohbet ettik Mardin'in güzelliklerini dile getirdik Eksiğimiz varsa onu da kendi içimizde özeleştiriyle dillendirdik Bunları hep konuşuruz Eksiğimiz nerede ve ne yapmamız lazım? Bunları konuşarak, danışarak hallederiz
- Ramazan bu konuşmaların artmasına bir vesile mi oluyor yani?
- Biliyorsunuz, bu ruhani mevsimler insanın maneviyatta daha da güçlenmesi için İnsanlar ruhani anlamda birbirine daha yakın hissederler kendilerini Ramazan da bir vesile oluyor
- Barışı pekiştiriyor ve güçlendiriyor
- Size önemli bir ayrıntıdan söz edeyim Dünyada cereyan eden savaşlar maalesef genelde insanların ruhsal işlerden ruhaniyetten, maneviyattan uzak kalması nedeniyle oluyor Ruhaniyetleri ve maneviyatları güçlü olursa insanların birbirleriyle sevgi, saygı ve barış içinde yaşama şansları daha çok olur
- Oruç tutmayanlara yönelik bir önyargı yok mu Mardin'de?
- Mardin ahalisi, Müslüman olsun Hıristiyan olsun, birbiriyle o kadar çok kaynaştı ki artık birbirimizin hassasiyetlerini iyi biliyoruz Bu hassasiyetleri dikkate alırız
- Yani Hıristiyanlar olarak siz, Müslüman ahaliyi rahatsız edebilecek davranışlardan kaçındığınızı mı söylüyorsunuz? Onlar da aynı hassasiyeti gösteriyor mu?
- Biliyorsunuz, oruç tutan ya da perhiz yapan kendisi için yapar Biz hiçbir zaman bu tür konularda birbirimize baskı yapmamalıyız Dini konularda Hıristiyanlar da Müslümanlar da birbirine baskı yapmamalı Oruç tutuyorsa tutuyor ya da perhiz yapıyorsa yapıyor Bu konuda saygı esastır Bütün dinlerin mensupları diğer dinlerin mensuplarının hassasiyetlerine saygı göstermeli Birbirimizi incitmemeliyiz






ÇAKMA TELKARİYE DİKKAT EDİN
Daracık sokaklarda dolaşırken yılların 'telkari' ustası Suphi Hindiyerli'yle karşılaşıyoruz; namıdiğer 'Süryani Usta' Hindiyerli, 20 yıla yakın İstanbul Kapalıçarşı'da kuyumcu ustalığı yaptıktan sonra memleketine dönmüş
Dönüş amacı bu sanatı yaşatmak Telkari, Mezopotamya'da doğan ama esas değerini Mardin'de bulan bir işleme sanatı Saf gümüşten yapılıyor Bütün parçalar elle oluşturulup birbirine yapıştırılıyor
Prens Charles'tan tutun da, dünya jet-setinin pek çoğunun ilgisini çekmeyi başarmış bir sanat bu Süryani Usta'nın yaptığı çalışmalar Kültür Bakanlığı'nın dikkatini çekmiş ve kendisi bakanlık tarafından kültür elçisi tayin edilmiş
Dünyanın çeşitli ülkelerindeki fuarlara Türkiye'yi temsilen gitmiş Halen de memleketi Mardin'de kurslar düzenleyip çıraklar yetiştirmeyi sürdürüyor Usta'nın çok dertli olduğu bir konu var
Hatta öfkeli bu konuda Son yıllarda Mardin merkezindeki kuyumcu ve gümüşçülerde uzakdoğu mamülü dökme gümüşler telkari adı altında satılıyor ve özellikle yabancı turistler kandırılıyormuş
"Hiç kimsenin döküm yapıp telkari diye satmaya hakkı yok," diyor ve Kültür Bakanlığı'nı göreve çağırıyor "Acilen tedbir alınmazsa binbir güçlükle canlandırdığımız bu sanat, kârsızlık nedeniyle yavaş yavaş terk edilecek
Mardin'e döküm gümüş ithal etmek ne acil bir ihtiyaç ne de bir ilaç Mutlaka yasaklanmalı" Bunlar onun sözleri Yanından ayrılırken "Biz telkariyi kitaplara, dizilere hatta Avrupa'nın vitrinine sokmaya çalışıyoruz ama bu ithalat konusu bizim elimizi kolumuzu bağlıyor," diye yakınıyor



Alıntı Yaparak Cevapla