Yalnız Mesajı Göster

Diyarbakır Hakkında Bilgi

Eski 08-14-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diyarbakır Hakkında Bilgi



HAZRO


GENEL DURUM:

Silvan'ın kuzeybatısında ve yakın zamana kadar Silvan'ın bir bucağı olan Hazro ilçemiz son yıllarda giderek büyümektedirDiyarbakır'la ilişkisini dBakır-Siirt şosesinden sağlar İlçede Tercil Kalesi,Şahabuddun ve Şapur

Türbeleri ve Derebeyi Saray kalıntıları önemli tarihi zenginliklerdir

Bu tarihi zenginliği yanında bölgenin taşkömür ihtiyacını karşılayan önemli bir kömür bölgesi vardırİlçenin çevresinde zengin petrol,demir ve kükürt yatakları bulunuyor

İlçenin köyleri daha çok ilçenin orta kesimindeki dağ eteklerinde toplanmıştırİlçe merkezi engebeli bir alanda Uzuncaeski Dağı eteğinde kurulmuşturHazro belediyesi 1943'te kurulmuştur

TARİHÇESİ:

Kuruluş tarihi çok eski olan Hazro'nun Asur tarihindeki adı "Hataro" idi Daha sonra "Hacra " denilmeye başlanmıştırBugün "Hazro" şeklini almıştır

İlçe sınırları içinde yer alan Tercil Kalesi bir zamanlar bölgenin en önemli yeriydi Diyarbakır Bölgesi Osmanlı Devletine katıldığında Hazro,bu eyalete ait 24 sancaktan biriydi1871 Diyarbekir Salnamesi'nde Hazro, Silvan'a bağlı bir bucak olarak görünüyordu1945'te ilçe olan Hazro için Şemseddin Sami şunları yazmıştır:

"Diyarbakır İl Merkez Sancağı'nda, Silvan İlçesine bağlı bucak merkezi,80 köyü olan bir bucaktır"

Hazro Bucağı 1954'te ilçe olmuştur Hazro ilçesinin bağlı bulunduğu Diyarbakır merkez ilçeye olan uzaklığı 72km dir

İlçeye bağlı 24 köy ve 36 mezrası mevcut olupnahiyesi yoktur



KOCAKÖY


Kocaköy'ün ne zaman kurulduğu bilinmemektedir Bunu doğrudan ya da dolaylı olarak anlayabileceğimiz bir araştırmadan da haberdar değiliz Esasen civardaki bazı buluntulardan yörede Kalkolitik Çağdan beri meskun yerlerin bulunduğu anlaşılmaktadır Pamukçay'ın seri Kaniyan/ Pınarlarbaşı "Karazlar Mağaraları" mevkiinde 60-70 hanelik bir mağara-köy kalıntısı, Kafiran ve Arduç kale/koruganları, Şaklat köyündeki kaya mezarları Anbar Vadisindeki haçar Köşkü, Kartalkaya ve Percere kralı mezarları, yine Anbar Vadisindeki oyma ahır, Karma Höyüğü, Aşağı Höyük, Anbar köyündeki Müslüman ve Kafir höyükleri, Til Tapan ve Çatepe Höyükleri, Anbardaki kabartma ve oyma şekiller, Kortık ören yerleri, selam Mağarası ve civarı, Kortık'taki bir Karain, bir beldibi olabilecek Uyuz Mağara, bu görüşümüzü destekleyen tarihi ören yerleri arasında sayılabilir Ancak ne yazık ki; sayılan bu yerlerin hiç birinde en ufak bir resmi araştırma yapılmamıştır Dolayısıyla buralar çok hızlı tabiat ve insan tahribatına açıktır
Yörede Urartu, Hitit, Asur (Bırklyn Mağarası'ndaki Assur Banipal steli), Karduk, İskit, Med, Pers, Makedon, Selevkos ve Roma-Bizans hakimiyeti yaşanmıştır Emevi döneminden sonra Müslüman arap, Malazgirt'ten sonra ise aralıksız Türk hakimiyetinde olan yörenin tarihi, müstakil ve ayrntılı olarak araştırılmadığından, genel tarihlerden takip edilebilecek bu dönemi burada uzatmak yersizdir

Malazgirtten sonar Selçuklu, İlhanlı, Artuklu, Mervanlı, Kara Koyunlu, Celayirli, Akkoyunlu ve Safavi hakimiyetlerini yaşayan yöre, bir arada Timur İmparatorluğu'na bağlanmıştır Nihayet 1514-1518 yılları arasında sürdürülen diplamasi ve antlaşmalarla Osmanlı İmparatorluğuna katılmıştır

Kocaköy'ün 1860'larda Palu ilçesine bağlı büyükçe bir köy olduğu bir tapu senedinden anlaşılıyor

I Dünya savaşı ve Kurtuluş Savaşında 94 şehit veren kasabamız sonradan Lice ilçesine bağlanmıştır1972 yılında Merkez ilçeye bağlanan, 6 Haziran 1976 tarihinde belediye teşkilatına kavuştu 7 Eylül 19802de mahalle muhtarlıkları oluşruruldu 12 Mart 1983'te elektriğe kavuştu Bugün şehirler arası ve milletler arası tam otomatik telefon santraline sahip olan kasaba, 20 Mayıs 1990 tarihinden itibaren, diyarbakır ilinin 13 İlçesi olarak, hayatının en parlak dönemine girmiş bulunmaktadır

Kocaköy ilçesi Diyarbakır şehir merkezinin kuzey-doğu'sunda olup, Diyarbakır-Bingöl karayolunun 65 kilometresinde kurulmuş bir yerleşim merkezidir İlçe merkezinin; Kaya, Yenişehir, Şeyh şerafettin, Kokulupınar ve Şerifoğulları isminde 5 mahallesi mebcuttur1977 yılında belediye teşkilatına kavuştu 1990 tarihinde de ilçe Statüsüne geçerek tarihinin en parlak dönemine girdi 264000 metrekarelik bir alana sahiptir

İlçeye 13 köy bağlı olup, bu köylerinde 15 mezrasu mevcuttur Özekli beldesinin; Pider Baba ve Yunus Emre isminde 2 mahallesi vardır


KULP


Kulp Diyarbakır'ın en uzak ilçesidir Silvan'ın kuzeyinde yer alan bu ilçemiz kış aylarında uzun süre kar kar altında kalır Volkanik ve birinci derecede deprem bölgesi olan sarp bir bölgede kurulan Kulp, eski bir yerleşim merkezidir Ürettiği nefis ballarıyla tanınan Kulp, Kafrum Kalesi, Kanikan Mağaraları, Kale-i Ulya, Ciksi Kalesi, Büyük Kaya, İmamı Gazali Türbesi ve çok eski olduğu sanılan Bahemdan Köyü gibi eski eserleriyle de geniş bir tarihi zenginliğe sahiptir Halk arıcılık, tarım ve hayvancılıkla geçinir
TARİHÇESİ :

Çok eski bir ilçe merkezidir 1540 tarihli tahrir defterinde Kulp'u Diyarbekir eyaletine bağlı 11 Ocaktan biri olarak görmekteyiz Daha eskilerde Muş vilayetine bağlı kalmış, 1297 yılına dek Lice sancağına bağlı bir bucak iken, aynı yıl ilçe haline gelmiştir Eski adı Pasur idi "Pa" baş anlamındaydı Pasur'un anlamı da Başkale olarak anlaşılıyor Kulp adı ise mahalli söylentilere göre vaktiyle Kafrom Kalesi'nde oturup, bölgeye egemen olup "KULPO" isimli bir derebeyinden kalmadır

Tarihin ilk çağlarında bu bölgeye Sümerler yerleşmiş, daha sonra bir süre de Etiler egemen olmuşlardır Ardından konuklar ve Kimriler yerleşmişlerdir Bölgede bu dönemden itibaren egemen olan Asurlular'ın egemenliği MÖ 606'da son bulunca önce Medler'in, sonra Persler'in eline geçmiştir MS 226'da Romalılar'IN, 637 yılında ise Halid bin Velid tarafından işgal edilmiştir Bir süre Cizre'ye, sonra Diyarbakır'a ve Silvan'a bağlanmış, Şeyhoğulları , Büveyhoğulları, Mervanoğulları eline geçmiş, 1515 yılında burayı Osmanoğulları işgal etmiştir

Kulp ilçesinin bağlı bulunduğu Diyarbakır merkez ilçeye olan uzaklığı 127 km olup, yılın her mevsiminde ulaşım rahatlıkla sağlanabilmektedir

Kulp ilçesi; Merkez, Yeni; Yeşilköy ve Tepecik Mahallelerinden oluşmaktadır Bu mahallelerin muhtarlıkları da ayrı ayrıdır

Kulp ilçesi, ilçe merkezi haricinde bir belde (Ağaçlı), 3 bucak (Ağaçlı, Hamzalı, Aygün) 50 köy ve 89 mezradan oluşmaktadır Ancak resmiyette yer almayan yerleşim birimi olarak 46 adet mezra bulunmaktadır



LİCE


Diyarbakır'ın kuzeydoğusunda olan Lice, önceleri yoldan yosun ve kenarda kalmış bir ilçeyken şimdi DBakır-Bingöl Karayoluyla günden güne hızla gelişmektedir Çok eski bir yerleşim yeri olan Lice'de Belediye 1867 yılında kurulmuştur Yenişehir yönünde güzel yapılaşma gelişmektedir
Lice, görkemli Birkleyn Mağaraları, Çepe, Mele ve Atak kaleleri, Fis Ovası'ndaki Dakyanus Harabeleri, Eshab-ı Kehf Mağarası, Artuklu Valisi Melik Adil'e ait Minare, Çeper Köyü'ndeki 4 Murat Kervansarayı, efsanevi Geyik Çobanı Şeyh Bilal Türbesi, Sıtmalılara iyi gelen (Kani Atan)Çeşmesi ve diğer pek çok yeriyle ölmez bir turistik değere sahiptir

Halkı tarım ve hayvancılıkla geçinir En çok tereyağı ve badem ihraç ederler

TARİHÇESİ :

İlk tarihi bilgilere göre ilçenin bundan önce dört kez deprem felaketine uğradığı anlaşılmaktadır

Şehrin bilinen ilk egemenleri Asurlular'dır Daha sonra Urartular, İskitler, Medler, Persler, Mekedonyalı Büyük İskender, Partlar, Romalılar, Sasaniler, Akkoyunlular, Bizanslılar, Müslüman Araplar (Emeviler, Abbasiler) sırasıyla bu şehire egemen olmuşlardır

İlçe 1042 yılında Antak (Kabakkaya) merkezine bağlı bir köydü 1071 yılında Türklerin eline geçti 1515 yılında da Osmanlı Egemenliğine girdi Antak merkezine bağlı bir köy iken daha sonra İlçe Merkezi oldu Diyarbakır sancağına bağlandı Bucak olarak da Hani, Lice'ye bağlandı 1900'de yayınlanan bir salname ile Keraz (Kocaköy) de bucak olarak buğlandı Bu durum 1924'e dek sürdü

6 Eylül 1975 yılında çoğumuzun hatırladığı korkunç depremden sonra şehir, daha eteklere yerleşti


SİLVAN


Geçmişte Meyyafarikiyn, Mafarkin, mafyropolis adlarıyla bilinen ilçe, Asurlular zamanında kurulmuş, Ortağın önemli bir merkezi olmuştur
Söylenceye göre, Martiropolis'in, ilk kurucusu Marusu Layuta'dır Bir Urartu dönemi kentidir Bir başka söylence ise, bu kentin aslında bir Asur Yertleşim merkezi olduğunu ileri sürmektedir Moltke ise, ilk önce Romalı komutan Lukullus sonra da Nero'nun komutanı Karbulo (Corbulo) döneminde ele geçirilen ve VIIyy sonlarına değin önemini koruyan, Büyük Tigran'ın İÖ 80'lerde kurduğu Tigranokerta kentinin Mayyafarikin ile aynı kent olduğunu yazmaktadır Silvanlı tarihçi İbn ül-Ezrak ise, Silvanlı piskopos Mar Maruthan'ın (Marusa) Bizans İmparatoru ve İran Hükümdarı Yezdiğirt'ten aldığı izinle Hristiyan şehitlerini bu yöreye gömerek bir kent kurduğundan ve kentin Martyropol (Şehitler Kenti) olarak adlandırıldığından söz etmektedir Kent, VIyy'da Bizans İmparatoru Justinianus'ın en önemli askeri merkezlerinden biri durumundaydı

İslamiyet Dönemi'nde, Halife Ömer'in komutanlarından İyaz bin Ganem'ce alınan Meyyafarikin, sonraki dönemlerde Hamdaniler, Büveyhoğulları ve Mervaniler'ce ele geçirildi Kent, Artukoğulları yönetiminden sonra 1260'a değin eyyubiler'inm elinde kaldı 1241'de Moğullar'ın saldırısı sonucu yıkılan Meyyafarikin, Diyarbakır seferi sırasında Timur ordularının eline geçti Şah İsmail yönetimindeyken Çaldıran yenilgisi sonunda Osmanlı egemenliğine girdi

Şemseddin Sami Silvan'a ilişkin şunları yazmaktadır: "Diyarbekir İli, Merkez Sancağı'na bağlı bir ilçe olup merkez kasabası Meyyafarikin'dir"

GENEL BİLGİLER :

Kuruluş tarihinin Diyarbakır kadar eski olan Meyyafarikin uygarlığının beşiği olan Silvan'dayız şimdi En büyük ilçemiz, şehir nüfusu kırsal nüfustan fazla olan tek ilçemiz, dünyanın önemli eserlerinden Malabadi Köprüsü, Silvan Kalesi, Kulfa Kapısı ve çeşitli tarihi camilerin sahibi ilçemiz tepeden tırnağa tarihle dolu bir güçlü abidedir

Diyarbakır-Siirt Karayolu üzerinde kurukudur 1500 metreyi bulan Herbat Dağları Silvan'ın arkasındasır

Halkı tarımla geçinir Tütün ve pirinci ünlü, özellikle tütünü çok değerlidir

İlçede köyler yol boyunda ve ilçenin orta kesiminde toplanmıştır 100kilometrekareye ortalama 5 köy düşer İlçede nüfus yoğunluğu 70kişi/kilometrekare'dir Ortalam köy nüfusu 712'dir

1-İlçenin Tarihi İle İlgili Kısa Bilgi:

Silvan ilçesi eski medeniyetlerin yaşam sürdüğü yörelerden birisidir Yontma taş devrinden günümüze kadar bir çok milletler burada hükümran olmuştur

Sasaniler devrinde Romalılarla İranlılar arasında çıkan savaş sonucunda (MS) 387 yılında ölen hiristiyanların kemiklerinin Silvan'a gömülmesi neticesinde Bizanslılar'ın bu kente Şehit Kenti anlamında " Matripolus " adını verdikleri Osmanlı İmpararorluğu döneminde ise " Meryyafarikin " olarak isimlendirildiği bilinmektedir

İlçenin etrafı tarihi surlarla çevrilidir İlçemizde Atatürk'ün ikamet ettiği Attatürk evi, Yatılı İlköğretim Bölge Okulu bahçesindeki saat kulesi, Malabadi köprüsü ve Selahattin Eyyubi Camii tarihi ve turistik eserlerimiz arasındadır

Silvan İlçesi batısında; Diyarbakır merkez ilçe ve Hazro, güneyinde; Bismil, Kuzeyinde; Lice ve Kulp ilçeleri, Doğusunda; Batman ili ile komşudur Yüzölçümü1379 km karedir Arazi genellikle engebelidir Albat dağları ova boyunca ilçeyi doğudan batıya keser Batman çayından başka önemli bir akarsuyu yoktur Ova kesimi tamamen çıplak, dağ kesiminde ise yer yer meşe ve yabani meyve ağaçları ile kaplıdır İklim yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlıdır

Merkez ilçeye olan uzaklığı, 82 km'dir İlçede 11 mahalle bulunup adları şunlardır: Konak Mahallesi, Feridun Mahallesi, Tekel Mahallesi, Selahattin Mahallesi, Yenişehir Mahallesidir

İlçemize bağlı 75 köy,82 mezra ve belde bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla