Yalnız Mesajı Göster

Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği

Eski 08-02-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şüpheleri Yokeden Tevhid Gerçeği




Aksine Delil Olmadıkça Kişinin Müslümanlığı Devam Eder


O halde İslama intisab eden kimsede aslolan şer’î delil gereği bunun ortadan kalktığı tahakkuk etmedikçe müslümanlığının devam etmesidir Böyle bir kimsenin tekfirinde işi gevşek tutmak caiz değildir Bunun iki büyük sakıncası vardır:
1- Gerek hüküm vermekte, gerekse hakkında hüküm verilen kimse hakkında -kendisini tenzih ettiğimiz niteliği hususunda- yalan ve iftirada bulunmak
Bunun Allah’a yalan ve iftira olduğu açıktır Çünkü Allah’ın kâfir kılmadığı bir kimsenin kâfir olduğuna hükmetmek tıpkı Allah’ın helal kıldığını, haram kılmaya benzer Zira bir kimsenin kâfir olup olmadığına dair hüküm vermek tıpkı bir şeyin haram olup olmadığına dair hüküm vermekte olduğu gibi yalnızca Allah’ın hakkıdır
2- İkinci sakıncaya gelince, bu müslüman bir kimseyi zıt bir vasıf ile nitelendirmektir Böyle bir kimse bu vasıftan uzak olduğu halde onun hakkında kâfirdir denilir Bu şekilde başkasını niteleyen kimseye bu küfür niteliğinin dönüp onu bulması daha uygundur Çünkü Müslim’in, Sahih’inde yer alan rivayete göre Abdullah b Ömer -Allah ikisinden de razı olsun- Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu zikretmektedir: “Kişi kardeşini tekfir edecek olursa, o ikisinden birisini gelip bulur Bir rivayette de şöyle denilmektedir: “Eğer dediği gibi ise mesele yok Aksi takdirde ona döner Yine Müslim’de Ebu Zerr radıyallahu anh’dan gelen rivayete göre Peygamber sallallahü aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
“Bir kimse birisini kâfir diye çağırır yahut ona Allah’ın düşmanı diyecek olur da böyle olmazsa mutlaka o sözü gelip onu bulur Yani o söz ona döner
İbn Ömer’in rivayet ettiği hadisteki “eğer dediği gibi ise” ifadesi yüce Allah’ın hükmünde böyle ise demektir Yine Ebu Zerr’in rivayet ettiği hadiste “böyle değilse” yüce Allah’ın hükmünde böyle değilse demektir
Bu ikinci sakınca yani eğer hakkında kâfir dediği şahıs bundan uzak ise küfür vasfının diyene geri dönmesi gerçekten büyük bir mahzurdur ve kişiyi böyle bir tehlikeye düşmekle karşı karşıya bırakır Çünkü çoğunlukla görülen şudur: Bir müslümanı kâfirlikle nitelendirmekte elini çabuk tutan bir kimse amelini beğenen başkasını küçümseyen bir kimsedir Bunun sonucunda bu şahıs amelinin boşa çıkması sonucunu verebilecek şekilde amelini beğenmek ve yüce Allah’ın cehennem ateşinden azab görmeyi gerektiren kibri bir arada kendisinde toplamış bir kimsedir Nitekim Ahmed ve Ebu Davud’un zikrettikleri bir hadiste belirtildiğine göre Ebu Hureyre radıyallahu anh Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in şöyle buyurduğunu zikretmektedir:
[size="4"]“Yüce Allah buyurdu ki kibriya (büyüklük ve azamet) benim ridamdır, azamet izarımdır Bunların herhangi birisinde kim benimle çekişirse, ben de onu cehennem ateşine atarım


[size="4"] İmam Ahmed, el-Müsned, II, 376; Ebu Davud, Libas, Bab-u ma cae fi’l-kibr, İbn Mace, Zühd, Babu’l-beraeti mine’l-kibr

Alıntı Yaparak Cevapla