Prof. Dr. Sinsi
|
İlahi Armağan -62- Meclis
Sonra Geylâni Hazretleri bağırarak ayağa kalktı, yüzünü elleri ile kapadı ve “Ey ateş, selâm ve serin ol!” dedi Daha sonra dua etti: “Allah’ım, ayıplarımızı yüzümüze vurma ”
Daha sonra oturdu ve öğütlerine devam etti Daha önce anlattığı gibi, Süfyân-ı Sevri'nin, Fudayl b İyaz'a söylediği: “Gel, oturalım, Hak katında bilinen hâlimizi düşünelim ve ağlayalım!” sözünü anlattı Sonra, öğütlerine devam etti:
Onlar, Hak'tan çekinir ve korkardı Hak onlara neler verdi ise, onlar da onu dağıtırdı Kalpleri daima hüzünle dolar ve taşardı Onlar, yaptıkları işin kabul olmayacağını düşünür ve ağlardı Son nefeslerinin iyi geçmeyeceği üzüntüsüne kapılır, sızlarındı İmam-ı Ahmed son nefesle değişen âlemi anlatırken şöyle derdi: “O bir başka libastır, bir başta taamdır ve günler gayet azalmıştır ”
Ey evlat! Halka minnet kapısını ört, göreceksin ki, o dem Hakk'ın iyilik kapısı sana açılacak![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Geylâni Hazretleri ayağa kalktı; sağa, sola hafif hafif sallandı ve öne doğru eğildi; elini göğsüne koydu ve bastırdı Sonra oturdu ve devam etti:
Ey gözsüz, işte kapı açık, içeri gir Kapılar ancak iki tanedir Onların biri açık, öbürü de kapalıdır Şu açık kapıdan gir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Peygamber (s a v) Efendimiz’in sünnetini ihya için sebepleri bırakma Bu yoldan yürü ve sebeplerin sahibini bulmaya bak Bunu yaparken Peygamber’e (s a v) uyduğunu bil; onun hâlini benimsediğini sez Çalışmak onun âdeti, sebepleri bırakıp sahibine karşı tevekkül göstermek ise, onun hâlidir Bunları yaptıktan sonra, varlığını atmaya gücün yeterse yap Sebepleri bir yana at Hâli bırak, işlerini Hakk'a ısmarla; o sana yeter Seni yükseltir, yakınlığını verir Ve anlamadığın şeyleri sana anlatır Her şeyi Allah bilir, hâlbuki siz bilemezsiniz Onun kader dalgalarına teslim ol Artık nerede kalsan, ilâhî fazlı orada bulursun Ne yana dönerseniz, ilâhî tecelli oradadır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
O'na dön, dönmek iste; yakınlığını, ünsünü ve şefkatini görürsün![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Maddi bir zenginin misali, bir âmânın misalidir Yemeği gelir, yer, ama nereden geldiğini bilemez Geldiği yeri öğrenince o tarafa bakar Yalnız kısmetinin geldiği ciheti açar, öbür yönleri kapar İç varlığından, mana zenginliğinden haberi olmayan zengin de âmâ gibidir Alır, yer fakat hazinesini bilmez![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Kul, aslında manen zengindir Hazinesi vardır Ama ondan haberi olmadığı için sadece önüne geleni alır Manevi gözleri açılmadığı için ötesini göremez Eğer bir kul, her şeyi kolaylaştıran, rahatlık veren, ihsan eden ve kendi varlığına çevirenin yalnız Allah olduğunu anlayabilse, kalbini O'na bağlar, başkalarını bırakır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Nefsine âşık oldun Onun sana düşmanlığını anlasaydın, ona uymazdın, yanlış hareketlerine karşı yanardın Onu öldürücü düşman olarak tanımış olsaydın, yemek, içmek bile vermezdin Ancak hakkı olan miktarı verir, ötesinden mahrum bırakırdın![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Sana bugünkü hâlinle zaviye yaramaz Bir köşeye çekilip oturmak seni ıslah edemez Çünkü sen sokaklardan hoşlanırsın Bu hâlinde de sana Hakk’ın sırrı verilmez Hakk'ın sırrına ittilâ peyda eden kimse, dilsiz olur Sır saklamayana, sır verilmez![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Sırrını saklamaya güçlü olmayan, halka uzak durmalı; mağaralara, sığınaklara kaçmalı Sahillere, ovalara, yabanlara gitmeli![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
İlmin ve hikmetlerin asasını bulamayan, her ikisini benliğinde saklama gücüne sahip olmayan, şahın sopasına düşer; ilâhî kamçı ile terbiye alır Açlık Hakk’ın kamçısıdır İşler hükme göre yürütülmezse Allah kıtlık verir; şiddetin ve darlığın zuhuru kulların hatasından ileri gelir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Yazık, ilâhî sevgiyi iddia edersin, ama dünyalık ararsın ve âhiretin güzelliğine talip olursun![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Ey ahmak, bir taraftan Hakk'a bağlılığını ve sevgini iddia ederken öbür taraftan da O'ndan küçük işler talep edersin Bir zorluk gelince ondan sızlanmaya başlar, iyiliğin gelmesini dilersin Sen, Allah yolcularından olamazsın; onlara yanaşma Bu hâlinle onlardan uzak ol İyi olmak için onlar gibi hareket etmen icap eder Sen halkın kulu ve kölesisin Nefse taparsın; boş arzuların ardından gidersin Şehvet duygularını benimsemektesin![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Yanımızda, sizin durumunuzu ölçebilecek âlet var Nakkadımız var Kalp ve bozukluğunuzu meydana çıkaracak kuvvetimiz mevcut Hâlinizi tahlil eder, size anlatabiliriz![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Ey iddiacı, iş iddia ile bitmez Söylediğin şeylerin hiçbiri yerinde olmuyor Her şeyin kendine has bir zamanı var Dua için durumun müsait olması, konuşmak için hâlin olması gerekir Sessizlik için de daha başka şey gerek Ona nazar için hâl gerek Ona karşı göz yummanın da, ayrı bir manası var Nerede her şeyi yerli yerince yapan zatlar ki, onlarla sohbet edelim Bu sözümüz, doğruların bulunmadığı manasına gelmez Doğru iş tutanlar, her zaman mevcuttur; hatta zamana göre artar bile Onlar için ibadet her hâlde vaciptir Nimeti gönderene şükür için ibadetten ayrılmazlar Onlar her nimeti şükürle Çarşılar, taatle mukabele ederler![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Bu yol, sana helâlin azını almayı emreder Bugün, içinde bulunduğun helâli azalt Çoğaltırsan herkesin müşterek işi olan mubaha dalarsın; senin bir özelliğin kalmaz Ona da dalınca, şüphelere girmen ihtimal dâhiline girer Şüphelinin sonu ise, insanı harama iter Haramın sonu ateştir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Asıl zâhidlik, helâl işlerde kendini gösterir Zaten haramda, herkes zâhid sayılır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Her bakımdan kemal yolunu arayan zatın kalbine bazı varidat gelir O varidatı almak kolay olmaz Doğum anında, sancıların verdiği acı neticesi üstünü başını yırtan ananın hâline benzer Akıl onu kolayca idrak edemez O anda gelen sese dayanılmaz ve onun getirdiği vecde kolay tahammül edilmez![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Bizim hâlimiz, ilâhî vaadi intizardır Halka karışır, dua ederiz, ama kalbimiz Hakk'a bağlıdır O'nun vaadini gözetiriz Ta onun fazilet taamını tadmcaya ve orada sebat buluncaya kadar hâlimiz böyle devam eder![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Hakk'ın arzusuna uyma bahsinde zafer umuyorsan, arzularını bırak, dileğini terk et Sevginin şartı, şahsi iradeden ve arzudan geçmektir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Hâlin yukarıda anlatıldığı gibi olursa, dilin söz ettikçe, kulakların ses aldıkça, gözlerin gördükçe ilâhî lütuflar ve keremler sana gelmeye başlar Ve ruh âleminin temizlik haberi, meyveler ve cevherler hâlinde süzülür gelir Hizmeti ve hizmetçileri bulursun Her şey sana hizmet eder ve her şey seni över Hak Teâlâ, senin iyiliğini bütün varlığa ilân eder![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Hak Teâlâ buyurdu: “Peygamber’in getirdiğini alınız, yasak ettiği şeylerden kaçınınız ” (el-Haşr, 59/7)
Allah'ın ve Peygamber’in emirlerine yapışınız, onlarla amel ediniz Bu yolda benlik davasına kapılmayınız Hakk'ın emrine uyunuz Bu yolda ben ve biz yok, Sen, Sen var Evvel, âhir, zahir, bâtın, hep O![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Hak Teâlâ: “Sema ve yolcusuna yemin olsun ki!” buyurur![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Bu âyetteki sema malûm Yolcusu da Peygamber (s a v) Efendimiz’dir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Peygamber (s a v) Efendimiz, yedinci kat semaya kadar yükseldi ve Hak Teâlâ'yı baş gözü ile gördü Kalbi ile bütün varlığı ile gördü Ve Rabb’i ile orada kelâm etti![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Peygamber (s a v) Efendimiz yükselmeden evvel yeryüzünde onu kalbi ile gördü Çünkü kalbi sahih olan zatlar, Hak Teâlâ'yı kalpten görür Perdeler aralanır, semaların varlığı silinir Hakk'ın Zât’ı kalır O dem, himmetler yürür, sırlar yola revan olur![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Doğruların kalbi, âlemleri Yaratan’ın nuru ile parlar Onların sinesi kâinata ışık saçar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
“Mü'minin ferasetinden sakınınız!” mealine gelen hadis-i şerif bunu anlatır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Kalp, Hak yakınlığını bulursa sema olur Orada ilim yıldızları parlar ve marifet güneşi doğar Onlardan hâsıl olan nurdan melekler ışık bulur![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Üzerinde Hak tarafından bir muhafızı olmayan şahıs yoktur, O muhafız, şeytanın kapmasını önler Bazı fertler vardır ki, onların muhafızı saflar hâlinde durur ve yabancıya kapılmalarını önler Hak, onların sahibi olup bütün hâllerini kuşatır, başarı ihsan eder![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Güzel konuşmak ve iyi laf etmek evini yıktın Daima yerinde saymakta ve dar çemberin içinde dönmektesin Değirmen devesine benzersin Mihverini aşmadan orada dur bakalım; sonun ne olacak? Galiba bazı veli kulların intizarını almışsın Basiret gözün kör olmuş Hakk'ı unutmuş bir hâlin var O, seni bir yana bırakmış Gayret yolun, sabit bir yol olmuş; hep aynı şeyi bilirsin Boşuna olan gayretin artmış Maksat kanatların kopmuş Dünya ile âhiret arasında bir et parçası hâlinde kalmışsın Seni duası ile diriltecek gerçek ere ihtiyacın var Onun hayır duasını almak için perişan hâlini itiraf etmelisin![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Hakikaten Allah yolcuları ile ülfete devam et Sonra meleklere karış, ülfet edersin Bunlara karışıp anlaşınca, başka kapılar açılır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Halka karışır, insanlarla sohbete, ülfete devam edersen, neticede onları bırakır, cin tayfası ile ünsiyet yolunu bulursun Bunun sonunda da, mülke düşer, onların tabii havasında boğulursun![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Kâinatın içinde mevcut olan eşya aslında hiçbir iş yapmaya kadir değildir Ateş kendi başına bir şeyi yakamaz; su insanı kandıramaz; ancak Allah'ın onlara verdiği kuvvet sayesinde vazifelerini yapabilirler Nitekim Nemrut'un ateşi İbrahim Peygamber’i yakmadı, Ebû Müslüm-i Havelâni'yi ateşe attıkları zaman yanmadı Ateşin içinde yaşayan semender böceği ateşte yanmaz![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Yaptığın işlerde ihlâs olursa, halkın şerrinden halâs bulur, kalbini onların arasından çıkarırsın Zaten Hakk'a vasıl olman, halkın arasından manen sıyrılmana bağlıdır; Aziz ve Celil olan Hakk'ı talebine dayanır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Senin Hakk'ı araman bir garip kişinin hâline benzer O, bir sokağa girdi, dostunu arıyordu Sokağın bir yanından öbür ucuna gidip gelmeye devam ediyordu, bir türlü kapıyı bulamıyordu Hâli, dostun kapısını tanımamaktan ibarettir Hâl böyle iken dostu onu gözetliyordu; şaşkınlığını ve hayretini görünce içini sevgi kapladı Çıktı, yanına gitti, başını başına dayadı ve ona sarıldı Yusuf Peygamber de, kardeşi Bünyamin'e aynı şeyi yapmış ve demişti ki: “Ben senin öz kardeşinim ”
Allah, kalp zeminini marifet ve ilim karargâhı kıldı Hak Teâlâ o zemine gece gündüz üç yüz altmış nazar kılar Eğer, orası marifet ve ilim karargâhı olmasaydı, az zamanda parçalanır ve dağılırdı![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Kalp sıhhat bulup Hak yakınlığına erdiği an, yollarından ırmaklar coşar, hikmetler aşar ve yaratılmışlar ondan faydalanır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Allah'ın büyük kıldığı insanlar vardır Onlar dini ayakta tutarlar Onların en büyüğü Peygamber (s a v) makamına yakın, en küçüğü ise Sahâbe derecesine yetişkindir Arta kalanlar ise, tabiin zümresine dâhil sayılır Onlar, söyledikleri her şeyle amel ederler Sözle işi birleştirirler Onlar için gizli ve aşikâr aynıdır Peygamber’ler onlara bakar, sürür duyarlar Hak Teâlâ onları, meleklere karşı över O büyük zatlara uyana saadetler ola Dünya ve ayal yükünü onlardan alana ne mutlu!
Bir kısım cemaat vardır, onlar kazanç yoluna pek gitmez, halkın iyiliği için koşarlar Halk, onlar için evlat sayılır Onlar, dünyaya bağlanmaz Dünya, nefsini onlara arz etse de kabul etmezler, kaçarlar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Bugün elinde bulunan senin değildir, müşterektir Komşuların dahi bir nevi ortaklarındır Elinde bulunan kazanç sorguyu mucip olduğu gibi elinden alınır da Allah yolcuları, bugün onların yerine saklamakta olduğunuz şeyleri dağıtmışlardı Aslında her şey Hakk'ındır, sizin nice iş tutacağınıza bakar Elinde olandan, az da olsa komşularına dağıt, muhtaçlara ver Doğruların evi dıştan dar olsa dahi içi geniştir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Nerede o kimse ki, halka açılan kapıyı kapadı, Hakk'ın kapısına durdu ve bütün dertlerini Yaratan'ına ısmarladı![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Sebepleri kes, putları temizle, sonra neler göreceksin, bekle O'-nun kapısına dur; sabrı, sıkıntılar üzerine yastık kıl O'nun kaza ve kaderi keser, fakat sen üzülme Bunlar olunca hikmetli şeyler görürsün Tekvin sıfatı, hâli ne yapıyor, görürsün Rahmet eli seni nasıl büyütüyor, anlarsın Sevgi hâli seni nasıl yükseltiyor, bakarsın![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Dönüp dolaşılacak, sonunda gelinecek tek nokta: Sükût Bu sükûn, maddi ihtiyacın hitamında başlamalı, zaruret hâsıl olmadan konuşmamalı Lüzumsuz laf etmemeli Kulun lüzum dışı laf etmemesi Hakk’ın seveceği hâldir Kul bu hâli benimsedikten sonra Hak Teâlâ, ona halk sütünü emzirmez, sebepleri siler, onu yakınlığa götürür![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Hakk’ın lütuf kucağından ilettiği ulvi koku sana kâfi Üzüntü anlarında oradan gelen güzellik sana yeter O'nun rahmeti seni içine alır Senin için elbette dar anlarında imdada koşan daha hayırlıdır, başkası daha hayırlı olabilir mi? O'na dua et, darda kalınca O'na yalvar, sana yetişir O, duada ısrar etmeyi sever, Zât’ına her an yalvarılmasını arzular![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Kapıların yüzüne kapanmasına darılma Hak Teâlâ, sana yakınlık kapısını açmak için bunu yapar O'nun kapısında devamlı kalman için maddi yönleri örter Sevenler, O'nun kapısını daima açık olarak bulurlar Yabancılar, oradan içeri giremez Bir ana evladı için hazırladığı şefkat kucağını başkasına açar mı? Bu da ona benzer Hak Teâlâ, sevdikleri için hazırladığını başkalarına vermez Yavrusuna tutkun ana, komşulara tembih eder Yavrusunu içeri almamalarını ister Çünkü kendine dönmesini arzular O yavru, bu hâlde evden kaçsa cümle kapıları kapalı bulur Ağlar, sızlar, yine anasına dönmek zorunda kalır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Hak Teâlâ, bazen kulunu dara atar Bundan maksadı, kulun kalbi, yaratılmışlara bağlanmasın ve Zât’ına dönsün![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
İçi doğru olan fakir kişiye gerekir ki, nefsine hadden fazla yumuşak davranmasın Nefsi için bir şeyler bulması icap ediyorsa, yeteri kadarını bulup almalı![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Sana bir sıkıntılı hâl geldiği zaman nimet bil ve Yaratan'a ibadet et Aksi hâlde Hak seni onların içine iyice sokar; bir daha da kurtulman kabil olmaz Hakk’ın yakınlık duygusu o dar hâllerin içinde gizlidir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Maddi eşyaya fazla düşkün olma Onlara gönül kaptırırsan işlerin karışır Her hâlde Hak yakınlığını ara Şunu bil ki, O'na yakınlık derecen güç hallerdeki sabrınla ölçülür![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Allah'tan korkmayanın aklı yoktur Tuzsuz ülkede yaşamak kabil olmaz Çobansız sürü yutulur Din korkudan ibarettir Korkan, hemen sahibinin yoluna çıkar Hiçbir yerde durmaz, yoluna devam eder Allah yolcularının son durağı Hak yakınlığıdır Burada anlatılan yolculuk, bir köy ve kasabaya taşınma gibi değil, kalp yolculuğudur Sırların yolculuğudur Asıl yolculuk O'nun yolculuğudur![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Kalp ve sır Hak yolculuğuna çıkıp o yüce kapıya varırsa, içeri girme iznini sır ister, izin verilir Sonra o âlemde, aldığı ülfet neticesi kalbi de içeri aldırır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
İnsan her hâlini, Peygamber’e (s a v) benzetebilmeye çalışmalı O'nun kalbinde yıldızlar ay, ay da güneş olmuştu İçindeki nurlar, dışa vurmuş, gizli hâlleri açık olmuştu Her yan ve yön ona göre tekti![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
İnsan, benliğine dikkat etmelidir, o daima bir med ve cezir halindedir İyilik hâlleri çoğalırsa mana âlemi açılır, aksi olunca kapanır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Büyük insanlar, başlarını yakasına eğip sır yuvasına dalınca, bütün varlığı seyre dalar Deniz dibindeki mevcudu görür ve elini uzatır Yanındakilere işaretle der ki: “Sen şunu al ” Sonra öbürüne döner: “Şu da senindir, al ” der![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Onlar, sultanlardır Semanın ve zeminin sultanı onlardır Hakk’ın kuvvet ve kudret eli önünde dururlar O'na vekil ve halife olmuşlardır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Ben de şahın kapısındayım O büyükleri gözetirim Uykuda ve ayıklık hâlimde size de bakarım Bu şehirde zahmet çeker, sıkılırım Onların güç işleri altında sabra çalışırım Karanlığı ışıkla açmaya bakarım O ışıkla gamı, kederi gidermeye gayret ederim Bir sürü fikir zahmeti ve susuzluktan ötürü peyda olan yorgunluğa rağmen, yılmadan olanlara tahammül ederim Ara sıra kaçıp kurtulmayı arzularım, fakat attığım her adım geri çevrilir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
İbrahim Edhem'in, çok ağlamaktan gözleri yorgun düşüp kapanmıştı Hak Teâlâ ona ilham yollu şu duayı okumasını emretti: “Allah'ım, kazana rıza yolunu göster Belana karşı sabrımı arttır Nimetlerine şükrü kalbime alıştır Nimetlerin dahasını, afiyetin tümünü isterim Sevgi işinde bana sebat ver ”
Peygamber (s a v) Efendimiz hani o zaman kalbinde bir ses işitmişti Ehline haber verdi ve Hira dağına doğru koştu O dağ, Sina dağından bir parça idi![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Orada vahiy nesiminin kokusunu almaya başladı Orada bir mağara vardı; içinde bir âbid dururdu İsmine Ebû Kebşe derlerdi![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Peygamber’imiz orada ibadete devam ederken, rüya gibi bir şey gördü Sanki ortalığa sabah aydınlığı yayılıyormuş gibiydi Ve şu nida geliyordu: “Yâ Muhammed, yâ Muhammed ”
Bu sese dayanamadı; kaçtı kaçtı Evine geldi Orada olanlara: “Beni örtünüz, her yanımı sıkıca kapayınız Ben ‘Yâ Muhammed’ diye, hatiften -gizliden- bir ses duydum ”
Allah dilediğini yapmaya güçlüdür O örtünmenin ve bürünme-rıin ne faydası olabilir ki?
|