Yalnız Mesajı Göster

Arap Müziği ve Araplar'ın müzik anlayışları

Eski 07-09-2010   #19
Şengül Şirin
Varsayılan

Arap Müziği ve Araplar'ın müzik anlayışları



Arap Müziği ve Araplar'ın müzik anlayışları Arap Müziği ve Araplar'ın müzik anlayışları; tarihî, sosyal ve kültürel gelişim süreçleri içerisinde iki ana dönemde ele alınarak incelenmelidir: İslâm öncesi ve İslâm'dan sonraki dönemler İslâm'ın kabulü sonrasındaki dönem de yine aynı şekilde kendi içerisinde alt dönemlere ayrılabilir Ancak bu iki ana dönem Araplar'ın yaşamları, hayat görüşleri, amaçları ve sosyal yapıları bakımından çok ayrı bir değere sahiptir Kabulünden sonra Araplar'ın İslâm'ı yaymak için çeşitli akınlar düzenledikleri, fetihler sonucu Batıya kadar geldikleri görülür Bu fetih ve İslâm'ı yayma çalışmaları, farklı kültürlerle temasa geçmelerine ve bilimsel, sanatsal yönlerde hem etkilenmelerine, hem de etkilemelerine neden olmuştur Müslüman olan ülkelerin, anlatım ve yazın dili olarak Arapçayı seçmeleri ve bu ülkeler ile diğer kültürel, sanatsal alışverişlerin netîcesinde, (ortak) bir İslâm Uygarlığı ortaya çıkmıştır Araplar'ın gelişmeleri, İslâm'ı yayma çabaları ve fetihler sırasında olmuştur

İslāmiyet öncesi Cahilliye Dönemi'nde müzik, Araplar'ın eğlence hayatında önemli bir yere sahiptir ve eğlendirici özellikler taşır Bu dönemde eğlence hayatında kadınlar aktif olarak yer almakta ve müzik gruplarının çoğunun kadınlardan oluştuğu görülmektedir

İslâm'ın ortaya çıkışı ve benimsenmesinden sonra; müzik eğlendirici niteliğinden çok dînî işlevi ile varlığını sürdürür Dînî törenler ve Kur'an makamsal sāde bir ezgi eşliğinde seslendirilir İslâm sonrasında, çalgı müziğinden çok, sözlü müziğin önem kazandığı ve ön plana çıktığı görülür Bu dinsel törenlerin ve ilāhîlerin çalgı eşliğinde okunmamasından ileri gelmektedir

IX ve X yüzyıllarda Arap filozoflarının müzik kuramı ile ilgili çeşitli çalışmalar yapmışlar ve teorik uygulamalarda Arap Alfabesine (Ebced Sistemi) dayalı, daha çok bir tabulatur özelliği taşıyan bir nota yazım sistemi kullanmışlardır Kindî'ye ait "Risāle-i fî Hubri Telif'il Elhan", bu eserlerin eldeki en eski örneğidir

Araplar'ın XIIIyüzyıl ile XIXyüzyıllar arasındaki Türk egemenliği altına girişlerinden sonra, müzikal anlamda pek üretici olmadıkları ama hayatlarının her evresinde müziğin var olmaya devam ettiği anlaşılmaktadır

Arap Müziği'nde en etkileyici dönem bence, XIX yüzyıldan günümüze doğru gelen Modern Dönem'dir Uzun süren duraklamalardan sonra, Arap Müziği'nde dikkate değer bir çıkış ve başarı görülür Arap Müziği, kısa bir sürede yerini alarak, Batılı müzisyenlerin dikkatini çekerek Dünya müzikleri arasında önemli bir yer edinmiştir

Zengin ve melodik bir ritm yapısına sahip Arap Müziği, Doğu kültürlerine ait makamsal ve tek sesli bir yapıya sahiptir Ancak Arap Müziğindeki makamlar, Klasik Türk Müziği'ndeki makamlar kadar çok çeşitli ve zengin değildir Arap ve Türk Müziği'nde benzer, hattâ hemen hemen aynı özellikleri gösteren makamlara rastlanır Bunlar arasındaki tek fark, bu makamların ve kendilerini oluşturan dizilerin değişik adlarla anılıyor olmasıdır

Sözlü müzik formları, āruz veznine uygun usûl kalıplarında bestelenmiştir İslâm sonrası daha ağır ritmik kalıplara yer verildiği görülür Günümüzde, artık çok ağır ritmler pek tercih edilmemekte ve genellikle 10 zamanlı usûllerden daha büyük usûller çokça kullanılmamaktadır


Arap Müziği'nde genel olarak vurmalı ve nefesli çalgıların çeşit olarak fazlalığı dikkat çeker Telli çalgıların özellikle Cahilliye Dönemi'nde azlığı dikkat çeker Bu, Araplar'ın yerleştikleri bölgenin coğrāfî yapısına bağlanabilir Araplar, göçebe ve geçimini çölde deve kervanlarıyla ticāret yapan bir toplumdan gelmektedirler Geniş çöllerde zaten tek tük rastlanan ağaçlar doğal olarak; çalgı yapımı için harcanmamıştır Çöl ikliminde vurmalı ve nefesli çalgı yapacak malzeme kolay bulunmakta ve bu hafîf çalgıların taşınması çok daha kolay olmaktadır Bu nedenledir ki, Arap Müziği, tek sesli makamsal müziğe ve ritmik yapı bakımından zengin bir çeşitliliğe sahiptir Ancak, Araplar'ın daha detaylı ve zengin malzemeye sahip gelişmiş çalgılar kullanması, kalkınma ve modernleşme sürecinde, benzer ve/ya farklı kültürlerden etkilendikleri zamanlara rastlar

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla