Yar'e
|
Cevap : ~~Yar'e'me Özel~~
“Aşkı taşıyan her kalbin muhkem olduğunu zannediyordum oysa
Meğer aşk, indiği kalbi ihya ediyordu ya, ihya edemezse yok ediyordu
Kazasız belasız kurtulmanın imkânı yoktu”
Nazan Bekiroğlu
*****
Yar! Yüreğim yar
Yunus
____________________
"Kutuplarda ayı avcıları buzların içine jilet kadar keskin bir baltayı yerleştirir, keskin tarafın üzerine biraz kan sürerlermiş Bunu bilmeyen ayı gelip kanı yalarken dili kesilirmiş
Ama kanın tadından dilinin acısını fark edemez, kendi kanını yalamaya başlarmış Damarlarındaki kan tükenince, olduğu yere yığılırmış Avcı da gelip derisini yüzermiş
Avcılar ayıları kurşunlarla vururlarsa, ayının postu delineceği ve çok para etmeyeceği için bu yolu denerlermiş
Dilimi kesen o keskin bıçağın ne olduğunu anlamaya kalkışmadığım için, varoluşumun o arka bahçesine hep gözlerimi kapattım Küçük bir inanç yeterdi yaşamam için, ihtiyacım olan kendimi aldatma inancı
Bu küçük ve zavallı inanç, kendi kanımı emerken kendimi unutmama yeterdiBöyle yaptım"
"Mutlu görünme oyunu çok yorucudur"
"Tekrarı yoksa yaşadıklarımızın, hata mı, yaptığımız hatalar"
"Sürpriz değilim kendime Sınırlarımı tekrar tekrar kanatmaktan tükendim"
"Ben seni bu hayatın yetim bırakılmış bir sırrı gibi sevdim sevgili Ben seni, hikmetinden umut kesilmiş, bütün mucizeler gibi sevdim Ben seni bize öğretilen her şeye veda eder gibi sevdim, sevgili!"
Cezmi Ersöz
Hiçbir Şey Senden Eski Değil
____________________
Lale ile acı gerçekler mutlu düşlere,
paslı demirler parlak gümüşlere,
yavuz bakışlar tatlı gülüşlere döner birden;
lale ile uğruna can verilecek bir sevgili yaşar içimde
Lale, bağıma taç ve ben ona muhtaç
Kapa gözlerini ve dinle saki,
bir İstanbul lalesinin çığlıklarını duyuyor musun?!
İstanbul'a çıkmayan bir lale yolu,
Laleye çıkmayan bir İstanbul kadar kayıptır, yitiktir
Rüzgarlan toplayan hüzünler, aşklar yoksa İstanbul bahçelerinde;
yas tutar gibi laleler ağlar seher vakitlerinde
Uyan sakî, lale devrindeyiz!
İskender Pala \ Katre-i Matem
____________________
İnsanın canavarlaşmasının nedenlerini belki de kalpsizliğinde aramak gerekiyor
Ve ihanetlerin sebebini…
Hitlerin kalbi olsaydı bu kadar canavarlaşır mıydı? Frankeştaynların türemesinin nedeni akılsızlığın değil, kalpsizliğin sonucu değil mi?
Brütüsün kalbi olsaydı, ihanet etmezdi
Kalp öyle bir yer ki, Leyla'nın aşkı da sığıyor, Mevla'nın aşkı da… Ve tabi Brütüsün ihaneti de… Firavunun zalimlikleri de…
Önce ihanet eder insan; aşkına ihanet eder, arkadaşlarına, dostlarına, vatanına, milletine, davasına ve hatta kendisine ihanet eder İhaneti insanlıktan uzaklaştırır; insanlıktan uzaklaştıkça zalimleşir, zalimleştikçe insanlığını unutur Kör döngü, karanlığın dehlizlerine çeker; o karanlık kalbin kararması ve katılaşması demektir Kalp katılaşınca insan ölmüştür, insanlık ölmüştür
Canavarlık önce ihanetle başlar; sevgiye ihanetle, sevgiliye ihanetle…
Kalbinizde her şeye yer olabilir, ama ihanete asla yer olmamalıdır!
İhanetin nedeni olmaz… Bedeli olur!
Sen! Sol yanımdasın; hep yanımdasın!
____________________
Meylettiğinin nazar kıldığı yönde olabilmek çabasıdır, sevmek
Meylettiğinin odaklandığı vasfa ermek gayretidir
Sevmek, sevdiğinin gözünde yücelmeyi diletir yüreğe;
katında değerli olmayı diletir
Sevilen kullar bunun için tanımayı dilerler “yar” bildiklerini;
tanıdıkları nispette severler; bunun için O’ndan ancak O'nu hakkıyla tanıyanlar korkar…
Sevilen kullar korkarlar sevdiklerini üzmekten;
O’nun gazabını üzerine almaktan; O’nun kem nazarıyla muhatap olmaktan
Korkarlar sevdiklerini kaybetmekten;
bunun için sevdiklerinin baktığı yön olmaya talip olurlar; sevdiklerinin göz bebeği…
Sevmek, sevdiğinde güzel’i aramayı gerektirir; sevdiğinle güzel’i aramayı gerektirir
Sevmek, tercihi ondan yana kullanmayı ve onu üzen ahvali terk etmeyi gerektirir
Onunla huzura ermeyi, onda sükun bulmayı gerektirir
ve…
hayat, meylettiklerine erme yolundaki gayretten ibarettir
ve…
Sevmek, gayrettir!
Güzel’i sevmek de gayretini sevaba dönüştürmektir; gayreti israf etmemektir!
____________________
Ruhumuzu Yüzümüze mi Taşı(rı)yoruz
Cerrah sessizce ağlıyordu
Gözlerinden taşan birkaç damla yaş yanağına doğru süzüldü
Bu arada, gözyaşının nedenini açıklamaya çalıştı, uzun uzun anatomiden ve fizyolojiden söz etti
‘Melek’ bu açıklamadan tatmin olmamışa benziyordu
‘’ Belki de, ‘’ diye başladı cerrahın gözlerinin içine bakarak,
‘’ ruhun bedenine sığmıyordur da, dışarı sızıyordur’’
____________________
Ey içimdeki çocuk!
Ey aynamın ardındaki resim, resmin önündeki siluet! Ey sen, ey ben, ey benden de ben olan! Zindandayım şimdi… Sen içimin sokaklarında özgür dolaşırken, ben dünyanın sokaklarında zindandayım… Gel kurtar beni, içimdeki şehirden çık, boğulduğum şehre gel!
Sin gibi keskin, nûn gibi suskun gel! Sin’e üstün ol, nûn’a cezm ol gel! Elif gibi yalnızım ben, he gibi ağlarım, mim gibi baş eğerim… Yeter ki gel sen! Çeyrek asrı devirdiğim gün, çeyrek asrın beni devirdiği gün olmasın yeter ki…
Biliyorum… Beni kurtaracak olan sensin… Çünkü sen biraz da bensin…
____________________
Kendisinden başka herkesin unuttuğu bir anadilin sahibi olmakla gönenirken ben,benden başka hiç kimsenin anlayamayacağı gün gibi ortada bir lisanın karşısında lâl ü ebkem kesildim
Yaşanan,yaşanmamışlığın tanığını yekdeğerinde bulunca baş başa vermiş iki suretten biri diğerine aşkın kelimesini sordu ;
diğeri gülümsedi ve ona aşkın,
bu dünyadan olmayan bir zamanda bütün ruhların toplandığı mekanda,ruhun sözleştiği tanışını bu dünyada hatırlaması olduğunu anlattı
Ama,dedi biri,
hesapta ruhun,tanışını bu dünyada hiç bulamaması ona rastlayamaması var
Diğeri,
buldum zannedip de yanılmak var,diye ekledi
Bulup da tanıyamamak var,dedi biri
Ve ki bulup da onun tarafından hatırlanmamak var,diye tamamladı diğeri
____________________
Gün gelir ufak bir imla hatası gibi silip attıklarınla karşılaştığında anlarsın Keşkeleri belkilerle değiştiremediğinde
Bir öyküye, üç dizeye, iki satıra dökülebilenler için döktüğün göyaşlarının hesabını kaybettiğinde, noktayı koyduğun halde paragraf sonuna çoktan, yüreğin defteri kapatıp sayfayı çeviremediğinde
Ve yazdığın ve okuduğun onca hikaye yer ederken içinde, yine de yaşadıkların birbirine benzediğinde, anlarsın
Hayat yazıya benzemez
____________________
Sevgili Dost!
Tahterevalliye tek başına binen
Aşağıda durmayı hak eder
Sevgili Dost!
Gel ve yüksel
____________________
“Birer birer iplerini kesen, elbette kurtulabilir bütün bağlarından…
Fakat o zaman, kalır sahnenin önünde; bir yığın tahta olarak!”
"Kahraman olmak; gönlünü iplere bağlı tutmaktır…
Ve elini
Belini
Dilini
Her yerini!”
“Ve her ip bir değere bağlar seni…
Değerlerin yoksa değerin ne ki?”
|