Yalnız Mesajı Göster

Eski 08-21-2006   #7
dehşet
Varsayılan


22 DEĞERLERİN REALİTEDEKİ KÖKENİ

Rasyonel bir ahlakı tanımlamak için atılacak ilk adım, insanın neden bir değerler sistemine sahip olmak zorunda olduğunu kanıtlamaktır
"Değer," bir canlının elde etmek ve/veya muhafaza etmek için uğrunda davrandığı şeydir "Değer" kavramı, irrasyonel ahlaklarda olduğu gibi, boşlukta asılı bir soyutlama değildir, başlıbaşına bir anlam ifade etmez Realitedeki olgulara tekabül eden "değer", daima şu iki soruya verilecek cevaplarla anlam kazanır: bu değer, kime yarayacaktır ve ne elde etmeğe yarayacaktır? Ki bu sorular, bir amaca giderken çıkan alternatifler karşısında davranmaya muktedir bir canlının, biyolojik bir varlığın bulunduğunu varsayar
Evrendeki temel alternatif, varolmak veya yokolmak arasındadır; ve bu alternatif, sadece canlı organizmalar için söz konusudur Cansız maddelerin varoluşu hiçbir şarta bağlı değildir; onlar, şekil değiştirerek de olsa daima vardır Canlıların varoluşu ise, belirli bir davranış tarzı içinde olup olamadıklarına bağlıdır Yiyecek bulamayan hayvan, köklerinden, yapraklarından gerekli maddeleri alamayan bitki ölür; çünkü, yaşamaları için gerekli değerlerden birini (besin) elde edememişlerdir Yaşayan her organizma, sürekli olarak yaşam ve ölüm alternatifiyle karşı karşıyadır Yani, yaşamak canlılar için otomatik bir hadise değil, canlının kendisinin başlatıp sürdürdüğü bir eylemlilik halidir Bir canlı, bu eylemi başaramazsa ölür; elementleri evrende kalır "Değer" kavramını mümkün kılan kavram "yaşam" kavramıdır Bir değerden, şeylerin iyi veya kötü olduğundan bahsedebilmek, sadece canlılar açısından mümkündür
Bir canlının hayatta kalması iki faktöre bağlıdır: birincisi, çevresinden elde ettiği maddeler; ikincisi, bu maddeleri uygun bir şekilde kullanmak üzere kendi bünyesinin ortaya koyduğu eylem Buradaki uygunluk hali, hangi standart açısından söz konusudur? Bu standart o canlının hayatıdır; yani, o canlının hayatta kalması için gerekli olan şeyler uygundur
Bir canlının bu konuda yapabileceği hiçbir seçim yoktur: hayatta kalması için neyin gerekli olduğunu, o canlının tabiatı, yani ne tür bir canlı olduğu gerçeği belirler Tek hücreli bir hayvanın zarı, besin geçirmez hale gelirse ölür veya bir insanın kalbi durursa ölür Her canlının bünyesi, hayatı devam ettirmek için sürekli çalışmak zorundadır; yani hayat, her canlının nihai değeridir
Bütün değerler, nihai değere varmak için bir araçtır Bir başka deyişle, nihai değer, başka bütün değerlerin standardıdır Yani, bir canlının hayatı, o canlının değer standardıdır: hayatını mümkün kılan, geliştiren şey iyidir, hayatını tehdit eden şey kötüdür Hava, bir insan için iyidir, fakat ancak havasız bir ortamda yaşayabilen bir tek hücreli canlı için kötüdür
Nihai bir amaç olmaksızın hiç bir amaçtan bahsedilemez Değerler hiyerarşisinin tamamı, başlı-başına bir amaç olan nihai bir hedef istikametinde kurulur
Bazı felsefelerde, nihai amaçlar ve değerler ile realitedeki olgular arasında hiç bir bağ tesis edilmez Realiteden kopuk, boşlukta gezen değerlerden bahsetme sakatlığı, irrasyonel bir felsefenin alameti farikasıdır Tekrar edelim: canlıların varolması ve yaşayabilmesi olgusu, değerleri gerekli kılar ve nihai değer, canlının hayatıdır
Değerleri, sadece realitedeki olguların gerekli kıldığı gerçeği, değer yargılarının sağlamasını yapabileceğimiz tek referans sistemini belirler: realitedeki olgular Bir canlının ne olduğu olgusu, onun nasıl davranması gerektiğini belirler
İnsan, "değer" kavramını ilk defa nasıl keşfeder? "İyi veya kötü" konusuyla en basit anlamında nasıl tanışır?
İnsan, zevk veya acı olarak tesir bırakan ilk fiziki duyumlar sayesinde "değer" kavramıyla tanışır İnsan bilincinin gelişmesi sürecinde, duyumlar, bilgilenmenin olduğu gibi değerlendirmenin de ilk aşamasını teşkil eder
Zevk veya acı hissetme kapasitesi insanda doğuştan mevcuttur; insanın tabiatının bir parçasıdır Bu konuda yapabileceği bir seçim yoktur: insan mutlaka acı ve zevk duyabilen bir yaratık olarak dünyaya gelir Ayrıca fiziki olarak neyin zevk, neyin acı vereceğinin standardı konusunda da bir şey yapamaz; bu bellidir Nedir bu standart? Hayatı
İnsanın ve bu kapasiteye sahip diğer canlıların vücudundaki acı-zevk mekanizması, organizmanın hayatını koruyan otomatik bir muhafız gibi çalışır Acı hissetmek, tehlikeye işaret eden bir ikaz sinyalidir; organizmanın yanlış bir hareket çizgisi izlediğini gösteren veya gerektiği şekilde işlemesini önleyen bir şeyin varlığını haber veren veya düzeltmesi gereken bir duruma maruz kaldığını bildiren bir mesajdır Bunun en iyi izahını, çok az rastlanan bir hastalıkta görebiliriz Bazı çocuklar, hiç bir ağrı-acı hissetme mekanizmasına sahip olmadan doğarlar; neyin onları yaralayabileceğini kendiliğinden keşfedemezler; hastalıklarda acı duymazlar; bu tür insanlar, genellikle uzun yaşayamaz; çünkü, küçük bir kesik, ölümcül bir enfeksiyona sebep olabilir, önemli bir hastalık artık çok geç olana kadar keşfedilmeden kalabilir

Alıntı Yaparak Cevapla