Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Soğuk Savaş Dönemi (1945-1960)

Eski 06-21-2009   #17
KRDNZ
Varsayılan

Cevap : Soğuk Savaş Dönemi (1945-1960)



Sosyalist Blokta Sarsıntılar
Sovyet diktatörü ve 1924 yılındanberi Rusya'nın dizginlerini elinde tutan Jozef Vissarionoviç Stalin 74 yaşında iken 5 Mart 1953 günü Moskova'da öldü Stalin'in ölümü ile Sovyet Rusya'da dört yıl sürecek olan bir iktidar mücadelesi başladı Stalin'in ölümü ve iktidar mücadelesi, Sosyalist ülkelerde hem komünist rejimlere karşı ve hem de Moskova'ya karşı ayaklanmaların ve patlamaların ortaya çıkmasına sebep oldu Blok içindeki bu sarsıntılar, gerek Blok-içi münasebetlere ve gerek Sovyet Rusya'nın dış politikasına da tesir etmiştir Bu gelişmeler neticesi, her iki alanda da bazı yumuşamaların meydana geldiği bir gerçektir


20 Kongre

Stalin'in ölümü Sovyet Rusya'nın tarihinde bir dönemi kapatıp yeni bir dönemi açmıştır Stalin 1924'ten 1953'e kadar 29 yıl boyunca Sovyet Rusya'nın kaderine hakim olmuş ve gerek Sovyet dış politikasına, gerek Sovyet sistemine kendi damgasını vurmuştur Bir halde ki, Marksizm ve Leninizm'den sonra bir de Stalinizm ortaya çıkmıştır Stalinizm, esasında, Marksizm ve Leninizm gibi gerçek anlamda bir doktrin veya Marksizmin yeni bir yorumu olmaktan ziyade, komünizmin bir tatbik şekli olmuştur ki, bu şeklin temel unsurunu da Stalin'in kişisel diktatörlüğü teşkil etmiştir

Stalin'den sonrakilerin hiç biri kişisel diktatörlüklerini kurma yetenek ve gücüne sahip olmadıkları için, önce kollektif liderlik kavramını ortaya atmışlar, ondan sonra da iktidar mücadelesine girişmişlerdir Bu mücadelede Kruşçev galip çıkmıştır Fakat bir başkası da çıkabilirdi Ne var ki, bu oldukça uzun süren iktidar mücadelesi, Stalin'in yakın çalışma arkadaşları ile, yine Stalin devrinin önde gelen isimlerinden pek çoğunu sahneden silmişti Şimdi yeni liderin ve ekibinin kendisini kabul ettirme meselesi ortaya çıkıyordu Halbuki bir "Stalin Putu" mevcut olduğu sürece, bu iş kolay olmazdı O halde önce bu "Put"un yıkılması gerekirdi İşte Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin 20 Kongresinin görevi bu oldu "Put" yıkıldıktan sonra, Sovyet Rusya'nın iç ve dış politikasının tatbikatında da bir takım değişiklik yapmak kolaylaşmıştır

Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin kongreleri umumiyetle dört veya beş yılda bir yapılırdı 19'uncu Kongre 1952 Ekiminde yapılmıştı 20'inci Kongre ise 14-25 Şubat 1956 günlerinde yapıldı Kongre'nin en mühim hadisesi, Kruşçev'in 25 Şubat 1956 günü bir gizli oturumda yaptığı konuşma olmuştur Gizli oturuma sadece Parti delegeleri alınmış, yabancı komünist partilerinin temsilcileri alınmamıştır

Kruşçev bu uzun konuşmasında Stalin'i yerden yere vurmuş, politikasını hatalarla dolu olarak göstermiştir Stalin'in yaptığı işkenceleri, zulmü ve rakiplerini bertaraf etmek için nasıl adam öldürttüğünü uzun uzun anlatmıştır Stalin idaresinin kötülüklerini ve ülkeye ve Parti'ye yaptığı zararları anlatmıştır Stalin'in sadece kişisel diktatörlük kurmuş olduğunu ve bir "kişiye tapma" (Cult of the Individual, Personnality Cult) yarattığını söylemiştir

Kruşçev konuşmasında Stalin'in yaptıklarını anlatırken, delegeler zaman zaman Stalin aleyhine gösteriler yapmışlar ve tepkiler göstermişler ve konuşmanın sonunda da Kruşçev'i ayakta uzun uzun alkışlamışlardır Bununla beraber, Stalin aleyhtarlığı kamu oyuna, basın ve yayın organları tarafından yavaş yavaş yayılmaya çalışılmıştır

20'inci Kongre'nin getirdiği yeniliklerden biri de, milletlerarası münasebetlerde "Barış İçinde Birarada Yaşama" (Peaceful Co-existence -Coexistence Pacifique) prensibinin kabulüdür Esasında bu prensip 20'inci Kongre'nin bir icadı değildir Daha önce, 1954 Temmuzunda Hindiçini meselesi için Cenevre'de yapılan konferanstan dönen Çin Başbakanı Chou En lai, Yeni Delhi'de Hindistan Başbakanı Nehru ile görüşmelerde bulunmuş ve iki başbakan, iki ülke arasındaki münasebetlere Beş Prensip'in (Panch Shela) hakim olmasına karar vermişlerdir Bu Beş Prensip şöyle idi: Birbirlerinin toprak bütünlüğü ve egemenliklerine karşılıklı saygı, Saldırmazlık, Birbirlerinin içişlerine karışmama, Eşitlik ve karşılıklı fayda ve barış içinde bir arada yaşama


Barış içinde birarada yaşama politikası, Stalin'in sertlik politikasından milletlerarası politikada bir yumuşamaya doğru gidişin bir işaretini taşımaktaydı Kruşçev'i böyle bir politikaya iten en mühim sebep, ekonomiktir Sovyet Rusya'nın ekonomik kalkınması hızlandırma arzusudur Zira devamlı bir savaş psikozu, çabaların ekonomik kalkınmaya yönelmesini önleyecekti Halbuki Sovyet komünizmi ekonomik refahı gerçekleştirmedeki üstünlüğünü göstermek zorunda idi Sovyet komünizminin ekonomik üstünlüğü gerçekleşecek olursa, bu diğer ülkelere de tesir edebilirdi Dolayısiyle, barış politikasında Sovyet Rusya'nın menfaati vardı

1961 Ekimindeki 22'inci Kongre'de taktik ve stratejileri daha ayrıntılı bir şekilde geliştirilen ve daha muhtevafı hale getirilen Barış İçinde bir arada Yaşama politikası, ister istemez Marksizm-Leninizm'e ters düşmekteydi Bir defa Doktrine göre, Kapitalizm ile Sosyalizmin birarada yaşaması mümkün değildi Çünkü Sosyalizmin varlığı Kapitalizmi ortadan kaldırmak içindi Kapitalizm var oldukça Sosyalizmin varlığı tehlikede idi

İkincisi, Marksiz-Leninizme göre, Kapitalizm var olduğu sürece savaşlar kaçınılmazdı Barış, ancak kapitalizm ortadan kalktığı zaman mümkün olabilirdi

Şimdi Sovyet Rusya bu yeni politikası ile, Marksizm-Leninizm'in bu iki temel kavramından vaz mı geçiyordu? Şüphesiz ki hayır Esasında bu politika, Kruşçev'in milletlerarası komünizm hareketi için benimsemiş olduğu bir takım yeni taktiklerdir başka bir şey değildi 22'inci Kongre'de kabul edilen Parti Programında şöyle deniyordu:

"Barış İçinde birarada yaşama, sosyalizm ile kapitalizm arasında sınıf mücadelesinin özel bir şeklini teşkil etmektedir" Kruşçev de Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin 21 Haziran 1963 günlü toplantısında yaptığı konuşmada, meseleye daha fazla açıklık getirmiş ve şöyle demiştir: "Farklı sosyal sistemlere sahip devletler arasındaki barış içinde birarada yaşama, milletlerarası plandaki sınıf mücadelesinin gevşetilmesi demek değildir Sınıf mücadelesi devam ederken, ideoloji alanında barış içinde birarada yaşama imkansızdır Kim ki ideolojik barış içinde birarada yaşamaya taraftar olur, o sosyalizme ihanet ediyor demektir, komünizme ihanet ediyor demektir"

Daha ilerde göreceğimiz gibi, Sovyetlerin barış içinde bir arada yaşama politikası va bununla ilgili olarak Marksizm-Leninizme getirdikleri yeni yorumlar, Çin Komünist Partisi'nin sert tenkitlerine, hedef olacaktır

20'inci Kongre'nin getirdiği bir üçüncü yenilik de, sosyalizmi gerçekleştirmede farklı ve çeşitli yolların varlığının kabul edilmesidir Bu görüş Yugoslavya ile ilgili olarak ortaya atılmıştır Kruşçev, Yugoslavya'nın Kominform'dan çıkmasında da Stalin'in hatası olduğunu söylemiş ve bu vesile ile sosyalizme ulaşmada farklı yolların olabileceği kabul edilmiştir Tabiat ile bu ideolojik değişiklikte, bir yandan Yugoslavya ile münasebetleri düzeltmek arzusunun, diğer yanda da bilhassa Batı sömürgelerindeki milliyetçi hareketlere ve diğer sosyalist hareketlere şirin görünme gayretinin rol oynadığından şüphe yoktur
Lakin Stalin Putu'nun devrilmesi, Stalin'in kötülenmesi ve sosyalizm için farklı yollar kavramları, diğer ülkelerden önce, Polonya ve Macaristan gibi uyduları harekete geçirdi 20'inci Kongre'nin hemen arkasından Polonya ve Macaristan ayaklanmaları patlak verdi

__________________

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?




Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
Alıntı Yaparak Cevapla