Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Tarihmize Şan Verenler

Eski 12-27-2007   #23
RaHaTSiZ
Varsayılan

Cevap : Tarihmize Şan Verenler



Turgut Reis

Avrupalılar 16 Asırda Dragut ismini duyduklarında korkudan titriyorlardı Onlar, Trablusgarb fâtihi, Preveze ve Cerbe deniz muharebelerinin muzaffer amirali, Akdeniz'in hâkimi şanlı denizcimiz Turgut Reis'e Dragut ismini vermişlerdi
Donanmasının başında Akdeniz'de görülmeye başladığında bütün Avrupalıları bir telaştır alıyordu Gelen Turgut Reis'ti Osmanlı Devleti'nin şanlı amirali, yenilmez denizci, Haçlı donanmalarının korkulu rüyası

Osmanlı Devletine harp ilan eden İspanya'nın harp ve ticaret gemileri Akdeniz'de seyredemiyorlardı Çünkü Turgut Ris, donanması ve şehadet kuşağını kuşatmış serdengeçti leventleriyle her an karşılarına çıkabilirdi

Turgut Reis, Katalonya, Balear, Sardunya, Sicilya, Korsika, Güneybatı İtalya kıyılarını vuruyor, İslam düşmanlarının yüreklerine korku salıyordu

Turgut Reis Akdeniz'i bir göl haline getiren şanlı bir devletin kahraman bir kaptanıydı Mevki, makam, şöhret ve dünyalığa beş para ehemmiyet vermeyen, din için, devlet için, halkın huzuru için canla başla çalışan mütevazi, vakur bir yiğitti

Cihadla dolu hayatı

Turgut Reis 1485 yılında Muğla'nın bir köyünde dünyaya gelmiştir Babası Veli isminde çobanlık yapan bir zattı Turgut'un gözü daha küçük yaşından beri denizlerdeydi O, hikayelerini dinlediği, küffâra denizlerde de aman vermemek için canlarını ortaya koyan leventlerin arasına karışmak istiyordu

Henüz çocukluk çağlanndaki Turgut, levent olarak Osmanlıya ait kadırgalarda çalışmaya başlamıştır Az zamanda gözü pekliği, zekası ve mahareti ile dikkatleri çekmiştir

Oruç, daha sonra Barbaros Hayreddin Paşa Turgut Reis'i yanlarına aldılar Hayreddin Paşa'nın yanında kaptan olarak bulunan Turgut Reis oldukça maceralı bu hayati da kendi açısından sıradan bulmuştur

Zaptettiği Avrupa ülkelerine ait gemilerle güçlenen filosunu Batı ve Orta Akdeniz'de dolaştırıp İslam düşmanı devletlerin gemilerini avlamaya başlamıştır Ancak, ihtiyaç halinde Cezayir'e gelerek Barbaros'un donanmasına katılmaktadır

Bütün Akdeniz sahilleri Turgut Reis'in korkusuyla titremektedir Hayreddin Paşa İstanbul'a gittiğinde Turgut Reis'i de beraberinde götürmüş, on dokuz amiralinden biri olarak Kanuni'ye takdim etmiş, Kanuni de kendisine Bahriye sancakbeyliği unvanıın vermiştir Turgut Reis mevki ve makam sevdalısı değildi Riya'dan, gösterişten, yapmacık hareketlerden nefret ederdi Hakkı olsa bile istemek mizacına aykırıydı Protokolden hoşlanmıyordu O sedece hizmeti düşünüyordu, dinine, devletine, milletine hizmeti Denizcilik tarihimizin bu şanlı kaptanı hayatı boyunca uğradığı haksızlıklara bu yüzden ehemmiyet vermemişti

Barbaros'un vefatından sonra herkes onun Kaptan-ı Derya olacağını ümit ediyordu Çünkü ondan daha layık bir kimse görülmüyordu Fakat olmadı Kendisi de istemedi

Turgut Reis'in macera dolu hayatından bazı bölümlere göz gezdirelim:

Turgut Reis'in hayatında üç yıllık bir esaret devresi vardır 1531 yıllarında Korsika'nın kuzey kıyısındaki Jiralana koyunda Salih Reis'le birlikte bulunurlarken Gianetino Doria kumandasında 80 parçalık donanma tarafından sarılır Dövüşürler, fakat neticede Salih Reis'le birlikte esir düşerler Üç yıl forsa olarak esir kalır

En değerli arkadaşlarını düşman elinden kurtarmak için Cenova şehri önlerine gelen Barbaros, arkadaşları teslim edilmediği takdirde şehirde taş üstünde taş, omuz üstünde baş koymayacağını söyler Neticede Barbaros'un dediğini yapacağını ören Cenovalılar Turgut ve Salih Reisleri Barbaros'a teslim ederler

Turgut Reis 28 Eylül 1538'de kazanılan Preveze Zaferinde mühim rol oynamıştır Bu meşhur deniz muharebesinde Turgut Reis ihtiyat filosuna kumanda etmiştir Kesin darbe vurulacağı zaman, düşmanın geri hatlarına sızarak kaçmak isteyen Haçlı gemilerini top ateşiyle batırmıştır Turgut Reis'in hücumları kesin neticenin alınmasını sağlamıştır Turgut Reis, Düşman gemilerini gece de takip etmiş ve yaralı düşman gemilerini zaptetmiştir

Tarihimizin mühim zaferlerinden olan 5 Ağustos 1552'de kazanılan Fonza ve 14 Mayıs 1560'ta kazanılan Cerbe zaferi Turgut Reis'in ustaca kumandası ve kahramanlığıyla kazanılmıştır

Turgut Reis'in üssü Tunus'un güneyindeki Cerbe adasıydı Zamanla bütün Güney Tunus'u ele geçirmiştir Sefere çıkan Turgut Reis İspanya ve İtalya'ya ait sahillerdeki yerleşim merkezlerini teker teker ele geçirmektedir Perişan olan Haçlı dünyası bütün imkânlarını kullanarak Turgut Reis'i ele geçirmeye çalışmışlardır

Güney İtalya ve Sicilya kıyılarını yakarak Cerbe adasına dönen Turgut Reis'i ele geçirmek isteyen Andrea Doria 150 Parçalık gemi ile yola çıkar Turgut Reis'in adada 12 parçalık harp gemileri vardır Diğer gemileri seferdedir

Doria adayı kat kat çembere alarak kuşatır Kendisine göre Tugut Reis'in kaçması imkânsızdır Bu Cenevizli kumandan etrafa haber salarak İtalyan Asilzadelerinin gelmelerini, Turgut Reis'i ele geçirmesini seyretmelerini ister

Çepeçevre kuşatılan Turgut Reis, Fatih'in İstanbul kuşatmasında yaptığını yapmak ister Düşmanın aklının ucundan bile geçiremeyeceği bir harekete girişir El-Kantara deresinin sonu ile Cerbe adasının arka kıyısı arasına, ormandan kestirttiği kerestelerle kızak döşetir Bilahare üzerine bol yağ döktürdükten sonra yerli halkın da yardımıyla gemileri kızaklar üzerinden çektirerek Adanın güney kıyısına indirir

Doria İtalya'dan gelecek seyirci asilzadeleri bekleyedursun Turgut Reis Akdeniz'e açılır ve yakalanışını seyretmeye gelen İtalyan ve İspanyol asilzadeleriyle dolu bir gemiyi esir alır Durumu öğrenen Doria müthiş şaşınr Bu hadiseden sonra Turgut Reis'in Avrupa'daki şöhreti daha da artmaya başlar

Trablusgarb'ın fethi

Osmanlı hakimiyetinde bulunan Libya'nın iç kısımlara ile Bingazi'nin emniyeti için Trablusgarb kıyılarının ele geçirilmesi lüzumlu hale gelmişti Trablusgarb kıyılan Saint-Jean şövalyelerinin elindeydi Ve bu kısım Osmanlı donanmaları için de bir tehlike teşkil ediyordu

Trablusgarb'ın ele geçirilmesine karar veren Kanuni, Donanmayı Hümâyûnun bu sefer için yola çıkmasını ister Donanmaya Turgut Reis kumanda edecektir Kaptan-ı Derya Sinan Paşa da donanmada bulunmaktadır

Bahsettiğimiz gibi Turgut Reis mevki, makam peşinde değildi Onun için hizmet esastı Nitekim en layık kendisi olduğu halde Kaptan-ı Deryalık önce Sinan Paşa'ya ardından Piyale Paşa'ya verilmişti Protokolden hoşlanmayan Turgut Reis'ten ürken bazı devlet adamları onun Kaptan-ı Derya olmaması için çalışmışlar ve bu hususta padişahı ikna etmişlerdi Fakat Kanuni, gerek Sinan Paşa'ya gerekse Piyale Paşa'ya talimat vererek Turgut Reis'in dediklerine harfiyyen uymalarını istemiştir

Yanında yetişen kaptanların yüksek makamlar alması, kendisine hâlâ bir makam verilmeyişi Turgut Reis'in umurunda değildi Fakat Kanunî Trablusgarb fethedildiği takdirde Turgut Reis'i Beylerbeyi yapacağını söylemişti

Trablusgarb Turgut Reis'in donanmayı maharetle idare etmesi sayesinde 15 Ağustos 1551'de fethedilir Kaptan-ı Derya Sinan Paşa, Murad Ağa'yı Trablusgarb Beylerbeyi ilan eder Devletine ve Devlet nizamı içerisinde işleyen hiyerarşiye bağlı olan Turgut Reis tek kelimeyle dahi olsun itiraz etmez

Filosunu alarak Trablusgarb'tan ayrılır Bir de bakar ki bütün Donanmayı Hümayun peşinde Amiraller, Kaptan-ı Derya Sinan Paşa'yı karada bırakarak Turgut Reis'in peşine takılmışlardır Turgut Reis amirallere bu hareketlerinin isyan demek olduğunu, geri dönmelerini söylediğinde onlar geri dönmeyeceklerini ve kendisinden başka Kaptan-ı Derya tanımayacaklarını söylerler Sinan Paşa da Turgut Reis'e yalvararak gitmemesini rica etmektedir Devletin menfaatini düşünen Turgut Reis gitmekten vazgeçer, amiraller de Turgut Reis'in kumandası altında İstanbul'a dönmeye razı olur

Hayatında kendisi için Padişah'a bir defa bile müracaat etmemiş olan Turgut Reis sadece Padişah'ın sözünü yere düşürmemek için müracat ederek Kanuni'ye verdiği sözü hatırlatır Kanunî Turgut Reis'i çok sevmektedir 1556'da kendisini Trablusgarb Beylerbeyi olarak tayin eder Turgut Reis şehadetine kadar bu vazifede kalır

Beylerbeyi olduktan sonra Trablusgarb şehrini baştan başa imar ettirir, pek çok eserler yaptırır, camiler inşa ettirir

Turgut Reis ilerlemiş yaşına rağmen seferden sefere koşmaktadır 17 Ağustos 1553'te Korsika'yı fetheder 1555 yılında da İtalyanlara ait Reggio şehrini zapteder

Piyale paşa ile birlikte Fransa'yı İspanya'ya karşı koruma seferlerine çıkar İspanya'nın tehdidi altında bulunan Fransa, Kanuni'ye elçi göndererek yalvarıp yakarmış, İspanya'ya karşı korunmalarını istemiştir İspanya'nın nüfuzunun genişlemesini istemeyen Kanuni de Fransa'nın imdadına donanmayı göndermiştir

Turgut Reis ve Piyale Paşa, 1557'de Bizerte limanını, 1558'de Balear adalarım fethederler Yine birlikte Cerbe zaferini kazanırlar

Malta Seferi ve Turgut Reis'in şehadeti

Saint-Jean şövalyelerinin elindeki Malta Akdeniz üzerinde Haçlı dünyasının bir kalesi olarak durmaktadır Turgut Reis burası ele geçirilmedikçe Akdeniz'de rahatsız edilmeye devam edileceklerini görerek Divan-ı Hümayun'u Malta fethine zorlamaktadır Kendisi de, 1540, 41, 44, 46, 47 ve 1551'de olmak üzere adaya altı sefer yapmış fakat çok muhkem olan kaleleri ve yalçın kayalıklar yüzünden adayı ele geçirememişti

Divan-ı Hümayun netice'de Malta seferine karar vermişti Mustafa Paşa kara ordularının, Piyale Paşa donanmanın başına getirilmiş ve l Nisan 1565'te İstanbul'dan uğurlanmıştır Divan her iki Paşa'ya kesin talimatını vermiştir: "Zinhar Turgutça Paşa'nın reyine muhalefet etmeyiniz!"

19 Mayıs 1565'te Malta önlerine gelen Donanmayı Hümayun derhal adayı kuşatır Mustafa Paşa, Piyale Paşa'nın muhalefetine ve Turgut Reis gelinceye kadar hiçbir harekette bulunmama teklifini ileri sürmesine rağmen karaya asker çıkartır ve muharebeye başlar 2 Haziran 1565'te Malta önlerine gelen Turgut Reis Mustafa Paşa'nın hareketine kızar Çünkü kendisi yıllardır bu adayı taş taş incelemiştir Zayıf tarafın neresi olduğunu bilmektedir Fakat yine de harp taktiği açısından başlanılan muhasaranın kaldırılmasını uygun görmez Çünkü böyle bir hareket düşmana moral verecektir

Turgut Reis 80 yaşında olmasına rağmen en ön saflarda hücum etmekte, getirdiği tekbirlerle, naralarla askerlere şevk vermektedir 17 Haziran 1565 günü yine şiddetli bir muharebede en ön saflarda vuruşurken başına isabet eden bir şarapnel parçasıyla yaralanır Ak sakalı kana bulanan Bilahare de son nefesini vererek şehadet şerbetini içer

Yalnız bizim tarihimizin değil, bütün dünya tarihinin şahit olduğu eşsiz amirallerden olan Turgut Reis, Trablusgarb'a götürülerek oraya defnedilmiştir Şimdi aynı yerde türbesinde yatmaktadır Malta'da Turgut Reis'in şehit düştüğü yere hâlâ Pointe Dragut, yani Turgut Burnu denilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla