RaHaTSiZ
|
Cevap : Tarihmize Şan Verenler
Sultan Meliksah
Alparslan'ın oğlu Sultan Melikşah, Selçuklu Devletini ihtişamın zirvesine çıkarmış bir idarecidir Yirmi yllık saltanatı esnasında ilim ve adalet güneşi devlet semalarında yükselmiş, tarihte ender görülen bir huzur, refah ve saadet devri yaşanmıştır
Melikşah 6 Ağustos 1055'te dünyaya geldi Babası Alparslan tarafından ihtimamla yetiştirildi Devrin âlimlerinden dinî ilimler tahsil etti Tanınmış bahadırlardan harp dersleri alarak usta bir asker olarak yetişti Henüz 8 yaşlarındayken devlet idaresiyle yakından ilgilenmeye başladı 10 yaşında iken babasıyla birlikte Gürcistan seferine iştirak etti ve ordugâhta babasına vekâlet etti Bizanslıların müdafaa ettiği bir kaleyi Nizamülmülkle birlikte fethetti Ani yakınındaki Meryem Nişin Kalesi'nin muhasarasında ısrar etti ve kalenin fethinde mühim rol oynadı
Alparslan; cesareti, idarecilikteki kabiliyeti ve İslama bağlılığı ile dikkatleri çeken ve herkesin sevgisini kazanan Melikşah'ı veliaht olarak göstermiş ve bunu her vesile ile ilan etmiştir Alparslan 1066'da Melikşah'ı resmen veliaht ilan etti Malazgirt savaşı öncesinde de bu arzusunu açıkladı 1072'deki şehadetinden sonra da henüz 17 yaşında olan oğlu Melikşah yerine Sultan oldu
Sultan Melikşah, saltanatının ilk iki senesini iç kavgaları yatıştırmak ve hudutları müdafaa etmekle geçirdi Mahir bir idareci olan Nizamülmülkü geniş selahiyetlerle kendisine vezir yaptı Devleti tehdit eden Karahanlı ve Gaznelilere karşı koydu ve onları mağlup etti
Melikşah'ın en büyük ideali, bütün müslüman devletleri bir bayrak altında toplamak, İslam Birliği'ni tesis etmekti Bu gaye için çalışmağa başladı Halife Kaim bin Amrülah ile sıkı münasebet tesis etti Halife, Melikşah'a, "Mu'izze'ddin" ve "Celâlüddevle" unvanları ile birlikte o vakte kadar hiçbir hükümdara verilmemiş olan ve hilafet makamının en büyük yardımcısı mânasına gelen "Kasım Emire'l Mü'minîn" lakabını verdi
Melikşah devrinde Anadolunun fethinin tamamlanması hareketi süratle devam etti Süleyman Şah'a yaptığı yardımlarla Anadolu bir İslam beldesi haline geldi Vermiş olduğu emirle, Anadolu Selçuklu Devleti kuruldu
Devlet teşkilatını ve orduyu intizama sokan Melikşah fetih hareketlerine babasının bıraktığı yerden devam etti Kutalmışoğulları Süleymanşah ve Mansur ile, Türkmen reislerinden Artuk Bey, Tutak ve Alp İlig gibi namlı kumandanlar Anadolu'da zaferden zafere koşuyor, önlerine çıkan Bizans ordularını bozguna uğratıyorlardı
Anadoludaki Hıristiyan halk, Bizans idaresinden bunalmıştı Saray hileleri ve umumî idaresizlik yüzünden derebeyleri Anadoluyu kasıp kavuruyorlardı Sık sık kendilerini imparator ilan ederek merkeze yürüyen kumandanların baskısına maruz kalıyorlardı Bu yüzden kendilerine adaletle muamele eden ve gittikleri yere huzur ve refahı da birlikte götüren Müslümanları sevinçle karşılıyorlardı
Türkmen birlikleri Yeşilırmak, Kelkit ve Çoruh havzalarını ele geçirmişler, Alaşehir'i fethederek Ege sahillerine kadar uzanmışlardı Diğer bir kol da Urfa ve Nizip civarında Bizans ordularını yenerek Güney ve Güneydoğu'da fetihler yapmışlardı
Süleyman Şah İznik'i fethetmiş, Üsküdar'a kadar ilerliyerek bütün Boğaziçini kontrol altına almıştı
Kısa zamanda Mardin ve Diyarbakır ile civarındaki otuzdan fazla kale ve şehir fethedildi Ayrıca Siirt, Bitlis ve Ahlat gibi mühim yerler de fethedilerek Büyük Selçuklu İmparatorluğuna katıldı
Melikşah devrinde fethedilen yerlerden bazıları şunlardır: Musul, Kudüs, Dimeşk, Haleb, Lazkiye, Gence, Kafkasya, Kars, Oltu, Erzurum Gürcü Kralı tarafından ele geçirilen bu bölgeler 1080'de fethedilmiştir), Trabzon, Azerbaycan, Buhara, Semerkand, Hicaz Bölgesi (Mekke-Medine), Yemen
Ömrünü İslama faydalı icraatlar yapmaya adayan Melikşah her zaman şu şekilde dua etmektedir:
'Ya Rab, eğer İslama ben faydalı olacaksam, bana yardım et, muzaffer kıl! Eğer karşımdaki hasmım faydalı olacaksa, ona yardım et, onu muzaffer kıl!"
Sultan Melikşah, 20 Kasım 1092'de 37 yaşında-iken vefat etti Cenazesi İsfahan'a götürüldü ve kendisinin yaptırdığı medresesinin yanındaki türbeye defnedildi
Yirmi yıllık saltanatı esnasında Büyük Selçuklu Devletini Kaşgar'dan Boğaziçine, Kafkas'lardan Yemen ve Aden'e kadar genişletmek suretiyle devrin en büyük siyasî gücü haline getiren Melikşah, bu koca Devlette adaleti mülkün temeli yapmaya muvaffak olmuştur Bu yüzden kendisine "Sultanü'l Âdil" denilmiştir Saltanatı müddetince mağlubiyet yüzü görmediği için de "Ebu'l Feth" lakabı verilmiştir
Melikşah zamanında, Nizamülmülk'ün de himmeti ve gayreti ile gayet muntazam bir divan (hükümet) teşkilatı ve yarım milyonu bulan muntazam bir şekilde yetiştirilmiş daimî ordu kurulmuştur
Fakirleri, ilim ve san'at adamlarını korumak için devlet bütçesine ödenek koydurulmuştur
Âlimleri ve san'atkarlan himaye etmiş, onlara büyük alâka göstermiş, ilim sahibi zatları bizzat ziyaret ederek, onların ilmine ve şahsiyetlerine hürmet göstermiştir Devrinde, İmam-ı Gazali, Kaşgarlı Mahmut, Cürcânî gibi âlimler yetişmiştir
Mühim bölgelere Nizamiye Medreselerini kurdurmuş, yollar, çeşmeler, medreseler, camiler inşa ettirerek ülkeyi mâmur hale getirmiştir
İlim ve adaletin büyük itibar gördüğü ülkesinde huzur ve refah hâkim olmuş, şaşaalı bir İmparatorluk tesis edilmiştir
|