Yalnız Mesajı Göster

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )

Eski 11-04-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tefhimu'l Kuran Tefsiri - Bakara Suresi Tefsiri ( Mevdudi )



39- "Küfredip de ayetlerimizi yalanlayanlar ise;(54) onlar, ateşin halkıdırlar ve orada süresiz kalacaklardır"(55)
40- Ey İsrailoğulları,(56) size bağışladığım nimetimi anın ve ahdime bağlı kalın, ki ben de ahdinize bağlı kalayım Ve yalnızca benden korkun

AÇIKLAMA

54 Burada "vahiy" olarak tercüme edilen Arapça âyât kelimesi, sözlükte "işaret" veya bir şeyi belirten "sembol" anlamlarına gelen ayetin çoğuludur Kur'an bu kelimeyi dört farklı anlamda kullanmıştır Bazı yerlerde, sadece işaret veya sembol anlamına gelir Bazı yerlerde tabiat hadiseleri, Allah'ın ayetleri olarak nitelenmiştir; çünkü, her hadise bu perdenin altında gizlenen Hakk'a işaret eder Peygamberlere verilen mucizelere de ayet denir; çünkü bu ayetler, onların Alemlerin Rabbinin elçileri olduklarını gösterirler Bazı yerlerde Kitab'ın bölümleri de ayet olarak nitelenir; çünkü bunlar, sadece Hakk'a ve Gerçeğe değil, Kitab'ın Sahibi'ne de işaret ederler Sadece Kitab'ın konusu değil, kelimeleri, ifade tarzı ve üslûbu da O'nun sahibine işaret eder Belli bir yerde kullanılan âyât kelimesinin hangi anlamı kasdettiği, konunun gelişine göre açığa çıkar
55 Hidayetle ilgili 38-39 ayetlerde yer alan Allah'ın kanunu, insanın yaratılışından beri yürürlüktedir ve Kıyamet'e kadar sürecektir Bakara 27'de ise ahid diye nitelenir Bundan amaç, insanı kendi kendine yeni bir hayat tarzı icat etmemesi ve Rabbinden gelen Hidayet'e uyması için uyarmaktır; çünkü o, Allah'ın kulu ve halifesidir Bunu bilmenin ise iki yolu vardır: Ya kişi doğrudan Allah'tan vahiy alır, ya da vahyi kendisine vahyolunan bir başka kişiden öğrenir
Bu nedenle, bundan başka her yol yanlış olduğu kadar isyan anlamına da gelir ve kişiyi ebedî azaba sürükler İnsanın yaratılış kıssası Kur'an'da altı farklı yerde daha anlatılmıştır: A'raf: 11-25, Hicr: 26-48, İsra: 60-65, Kehf: 50, Tâ-Hâ: 116-123, Sad: 71-85
Aynı hikâyeyi Eski Ahid'den okumak da faydalı olacaktır (Tekvin: 1-3) Kur'an ile Kitab-ı Mukaddes'in bu konuyu ele alışları karşılaştırıldığında, Kur'an'ın saf, orijinal ve Allah'tan vahyolunduğu şekilde kaldığı, Kitab-ı Mukaddes'in ise değiştirildiği hemen anlaşılır
Burada, Kur'an'da, meleklerle Allah arasında geçen karşılıklı konuşma ile, Talmud'da geçen konuşmayı karşılaştırmak da ilginç olacaktır Talmud'daki bu bölüm sadece ruhsal değerlerden yoksun değil, aynı zamanda saçmadır Talmud'a göre melekler Allah'a niçin insanı yaratacağını sorduklarında, Allah yeryüzünde iyi insanlar doğacağı için bunu yaptığı cevabını verir Güya Allah, meleklerin insanın yaratılması için verdikleri izinden (!) vazgeçmemesi için kötü insanların dünyaya geleceğini onlara bildirmemiştir
56 "İsrail" Allah'ın kulu anlamına gelir Bu, Allah'ın Hz İbrahim'in (as) torunlarından ve Hz İshak'ın (as) oğullarından biri olan Hz Yakub'a (as) bahşettiği isimdi Onun torunları İsrailoğulları adını aldı 39 ayete kadar bu, bütün insanlara hitap eden bir girişti 40 ayetten, 121 ayete kadar ise özellikle İsrailoğulları'na hitap eden bir bölüm yer alır Bazı yerlerde Hıristiyanlara, Arap müşriklerine ve müslümanlara da hitap eder Bu hitabı tam anlayabilmek için aşağıdaki noktaları gözönünde bulundurmak gerekir:
a) Bu bölüm, Hz Muhammed'in (sa) yönelttiği daveti anlayıp kendilerini düzeltme imkânına sahip olan daha önceki peygamberlerin takipçilerini etkilemek ister Bu nedenle Kur'an'ın mesajının daha önceki peygamberlerin getirdiği kitapların mesajıyla ve Hz Muhammed'in (sa) görevinin de diğer peygamberlerle aynı olduğu belirtilir Şöyle denmek istenir: "İlk önce mesajı pratikte uygulayıp, diğer insanları da onu kabule davet etme görevi size emanet edilmişti Fakat siz bu görevi yerine getirmek bir yana, Hidayet'i arkanıza atıp bozulmaya başladınız Halkınızın geçmişteki tarihi, sizin bugünkü ahlâkî ve dinî çöküşünüz, size karşı canlı bir şahittir Şimdi Allah aynı mesaj ve aynı görevle birlikte başka bir kulunu gönderdi Bunda size garip ve yabancı gelecek hiçbir şey yoktur Bu nedenle Hakk'ı bile bile inkâr etmemelisiniz Sizin için en hayırlı şey O'nu kabul etmek ve bir zamanlar size emanet edilen görevin aynısını yerine getirmeye çalışanlarla aynı safta olmaktır"
b) Bu bölüm aynı zamanda Yahudilerin hatalı durumlarına karşı çıkmayı ve onların dinî ve ahlâkî dejenerasyonlarını açıkça gözler önüne sermeyi amaçlar
Bu nedenle onların İslâm'a karşı tutumlarının tamamen yanlış olduğunu ispatlar Çünkü onlar, İslâm'ın temel ilkelerinin kendi dinlerinin temel ilkeleri ile aynı olduğunu, Kur'an'ın öğretilerinde, Tevrat'ın öğretilerinden farklı veya onlara ters düşen hiçbir nokta olmadığını bildikleri halde O'na karşı çıkıyorlardı Bu bölüm onların kendilerine verilen hidayete uymadıklarını ve kendilerine emanet edilen liderlik görevini tam olarak yerine getiremediklerini de gösterir Bunu ispatlamak için de inkâr edemeyecekleri olaylar nakledilir Bununla birlikte bu hitap, onların Allah'tan geldiğini bildikleri halde Hz Peygamber'in (sa) görevini baltalamak için yaptıkları planları, yaydıkları şüpheleri, geliştirdikleri çarpık iddiaları ve kurdukları tuzakları da açığa çıkarmaktadır Samimiyet ve doğruluktan yoksun olan ve önyargı, inatçılık ve nefse tapmaktan kaynaklanan "dindarlık"larını da ortaya koyar Onların fazilete kavuşmak istemediklerini de açıkça bildirir
Bu vurgular istenilen etkiyi yaratmıştı: Yahudilerden iyi olanların gözlerini açmış ve dinî liderlerinin Medine ve çevresinde varolan manevî otoritelerini sona erdirmişti Bunun yanısıra, kendileri gözler önüne serilince o denli dehşete kapılmışlardı ki, İslâm'a cesurca açıktan karşı çıkmamayı tercih etmeye başlamışlardı
c) Bundan önceki ayetlerde bütün insanlık, Allah'tan gelen Hidayet'i kabule davet edilmişlerdi Burada ise Hidayet'e tâbi olmamanın ne gibi sonuçlar doğurduğunu göstermek üzere İsrailoğulları'nın kıssası anlatılıyor İsrailoğulları'nın bir örnek olarak ele alınmalarının nedeni, tarihlerinin son dört bin yılı boyunca dünyadaki bütün milletlere yaşayan bir örnek oluşturmalarıdır Bu hikâyede ilâhî hidayete tâbi olmaları veya ayrılmalarına bağlı olarak yaşadıkları iniş ve çıkışlar gözlenebilir
d) Hitap Yahudileri gözönüne almasına rağmen, önceki peygamberlerin ümmetlerinin düştüğü durumlara karşı müminleri de uyarmayı amaçlar Bu nedenle bir taraftan Yahudilerin ahlâkî zayıflıklıkları, din hakkındaki yanlış kanaatleri, çarpık düşünce şekilleri ve bâtıl hayat tarzlarına teker teker değinilirken, diğer taraftan müslümanların hak yolu açıkça görüp, sapık yollardan sakınmaları için gerçek dinin ne olduğu gözler önüne serilmektedir
Hz Peygamber (sa) ilâhî bir ilhamla müslümanların bu bölümde anlatılan yollardan teker teker geçeceklerini biliyordu Bu nedenle, bir hadise göre, Hz Peygamber (sa) müminlerin Hidayet'ten ayrılıp önceki peygamberlerin ümmetlerinin, yani Hıristiyan ve Yahudilerin sapık yollarına adım adım uyacaklarını bildirmiştir Ne yazık ki müminler bu uyarıyı gözönünde bulundurmamış ve bozulmaları sırasında aynı yollardan geçmişlerdir

Alıntı Yaparak Cevapla