Yalnız Mesajı Göster

Kur'an Fihristi-H

Eski 11-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kur'an Fihristi-H



HÜKÜM - HÜKMETMEK

Dediler ki: "Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok Gerçekten sen, her şeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın" (2/32)
Sizden misak almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik (ve demiştik ki:) "Size verdiğimize sımsıkı yapışın ve onda olanı (hükümleri sürekli) hatırlayın, ki sakınasınız" (2/63)
Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiç bir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız Bilmez misin ki Allah, gerçekten herşeye güç yetirendir (2/106)
Yahudiler dediler ki: "Hristiyanlar bir şey (herhangi bir temel) üzere değillerdir"; hristiyanlar da: "Yahudiler bir şey üzere değillerdir" dediler Oysa onlar, Kitabı okuyorlar Bilmeyenler (bilgisizler) de, onların söylediklerinin benzerini söylemişlerdi Artık Allah, kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri şeyde aralarında hüküm verecektir (2/113)
"Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin" (2/129)
Size, apaçık belgeler (ayetler) geldikten sonra yine ayağınız kayarsa, bilin ki Allah, gerçekten üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir (2/209)
İnsanlar tek bir ümmetti Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi Oysa kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra, birbirlerine karşı olan 'azgınlık ve kıskançlıkları' yüzünden anlaşmazlığa düşenler, o, (Kitap) verilenlerden başkası değildir Böylece Allah, iman edenleri, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe kendi izniyle eriştirdi Allah, kimi dilerse onu doğruya yöneltir (2/213)
Hem dünya (konusun)da, hem ahiret (konusunda) Ve sana yetimleri sorarlar De ki: "Onları ıslah etmek (yararlı kılmak) hayırlıdır Eğer onları aranıza katarsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir Allah bozgun (fesad) çıkaranı ıslah ediciden bilir (ayırdeder) Eğer Allah dileseydi size güçlük çıkarırdı Şüphesiz Allah güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir" (2/220)
İçinizde ölüp de (geride) eşler bırakanlar, (evlerinden) çıkarılmaksızın, bir yıla kadar yararlanmaları için eşlerine vasiyet (bıraksınlar) Ama onlar, (kendiliklerinden) çıkarlarsa, artık onların maruf (meşru) olarak kendileri için yaptıklarından dolayı size sorumluluk yoktur Allah güçlü ve üstün olandır Hüküm ve hikmet sahibidir (2/240)
Hani İbrahim: "Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster" demişti (Allah ona:) "İnanmıyor musun?" deyince, "Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için" dedi "Öyleyse, dört kuş tut Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır Sana koşarak gelirler Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir" (2/260)
Döl yataklarında size dilediği gibi suret veren O'dur O'ndan başka ilah yoktur; üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir (3/6)
Kendilerine Kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında Allah'ın Kitabı hükmetsin diye çağrılıyorlar da, onlardan bir bölümü yüz çeviriyor Onlar, işte böyle arka dönenlerdir (3/23)
Hani Allah, İsa'ya demişti ki: "Ey İsa, doğrusu senin hayatına Ben son vereceğim, seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim" (3/55)
Şüphesiz bu, gerçek bir olayın haberidir Allah'tan başka ilah yoktur Ve şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir (3/62)
Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine Kitabı, hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara: "Allah'ı bırakıp bana kulluk edin" deme (hakkı ve yetki)si yoktur Fakat o, "Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre Rabbaniler olunuz" (deme görevindedir) (3/79)
Allah bunu (yardımı) size ancak bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla tatmin bulsun diye yaptı 'Yardım ve zafer' (nusret) ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ın katındandır (3/126)
Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır Onun kardeşleri varsa o zaman annesi için altıda bir'dir (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır Babalarınız, oğullarınız, siz onların hangilerinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz (Bunlar) Allah'tan bir farzdır Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır (4/11)
Eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, geride bıraktıklarının yarısı sizindir Şayet çocukları varsa, -onunla yapacakları vasiyetten ya da (ayıracakları) borçtan sonra- bu durumda bıraktıklarının dörtte biri sizindir Sizin çocuğunuz yoksa, geriye bıraktıklarınızdan dörtte biri onların (kadınlarınızın)dır Eğer sizin çocuğunuz varsa geriye bıraktıklarınızdan sekizde biri onların (kadınlarınızın)dır (Yine bu hükümler,) Edeceğiniz vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır Mirası aranan erkek ya da kadın, çocuğu ve babası olmayan bir kimse olup erkek veya kız kardeşi bulunursa onlardan her biri için altıda bir vardır Eğer bundan fazla iseler, bu durumda -kendisiyle yapılan vasiyette ya da (varsa) borçtan sonra- üçte bir'de -zarara uğratılmaksızın onlara ortaktırlar (Bu size) Allah'tan bir vasiyettir, Allah, bilendir, (kullara) yumuşak olandır (4/12)
Allah'ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir) İşte Allah, böylelerinin tevbelerini kabul eder Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır (4/17)
Sağ ellerinizin malik olduğu (cariyeler) dışındaki kadınlardan 'evli ve özgür' olanlarla da (evlenmeniz haramdır) Bunlar, Allah'ın üzerinize yazdığıdır Bunların dışında kalanı iffetlerini koruyup fuhuşta bulunmamak üzere mallarınızla (mehir vererek) evlenecek kadın aramanız size helal kılındı Öyleyse onlardan hangi şeyle (veya ne kadar) yararlandıysanız, onlara ücret (mehir)lerini tesbit edildiği miktarıyla ödeyin Miktarın tesbitinden sonra, karşılıklı hoşnud olduğunuz bir şey konusunda üstünüze bir sorumluluk yoktur Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır (4/24)
Allah, size açıklayarak anlatmak, sizi sizden öncekilerin sünnetine iletmek ve tevbelerinizi kabul etmek ister Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (4/26)
Ayetlerimize karşı inkara sapanları şüphesiz ateşe sokacağız Derileri yanıp döküldükçe, azabı tadmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz Gerçekten, Allah, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir (4/56)
Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor! Doğrusu Allah, işitendir, görendir (4/58)
Hayır öyle değil; Rabbine andolsun, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin hükme, içlerinde hiç bir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar (4/65)
Bir mü'mine, -hata sonucu olması dışında- bir başka mü'mini öldürmesi yakışmaz Kim bir mü'mini 'hata sonucu' öldürürse, mü'min bir köleyi özgürlüğüne kavuşturması ve ailesine teslim edilecek bir diyeti vermesi gerekir Onların (bunu) sadaka olarak bağışlamaları başka Eğer o, mü'min olduğu halde size düşman olan bir topluluktan ise, bu durumda mü'min bir köleyi özgürlüğe kavuşturması gerekir Şayet kendileriyle aranızda andlaşma olan bir topluluktan ise, bu durumda ailesine bir diyet ödemek ve bir mü'min köleyi özgürlüğe kavuşturmak gerekir (Diyet ve köle özgürlüğü için gereken imkanı) Bulamayan ise, kesintisiz olarak iki ay oruç tutmalıdır Bu, Allah'tan bir tevbedir Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (4/92)
(Düşmanınız olan) Topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin Siz acı çekiyorsanız, şüphesiz onlar da, sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar Oysa siz, onların umud etmediklerini Allah'tan umuyorsunuz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (4/104)
Şüphesiz, Allah'ın sana gösterdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için biz sana Kitabı hak olarak indirdik (Sakın) Hainlerin savunucusu olma (4/105)
Kim bir günah kazanırsa, o ancak kendi nefsi aleyhinde onu kazanmıştır Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (4/111)
Eğer ikisi ayrılacak olurlarsa, Allah her birine 'genişlik (rızık ve ihsan) kaynaklarından' kazandırır (ihtiyaçlardan korur) Allah, (rahmetiyle) geniş olandır, hüküm ve hikmet sahibidir (4/130)
Onlar sizi gözetleyip-duruyorlar Size Allah'tan bir fetih (zafer ve ganimet) gelirse: "Sizinle birlikte değil miydik?" derler Ama kafirlere bir pay düşerse: "Size üstünlük sağlamadık mı, mü'minlerden size (gelecek tehlikeleri) önlemedik mi?" derler Allah, kıyamet günü aranızda hükmedecektir Allah, kafirlere mü'minlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez (4/141)
Hayır; Allah onu kendine yükseltti Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir (4/158)
Elçiler; müjdeciler ve uyarıcılar olarak (gönderildi) Öyle ki elçilerden sonra insanların Allah'a karşı (savunacak) delilleri olmasın Allah, üstün ve güçlü olandır, hikmet ve hüküm sahibidir (4/165)
Ey insanlar, şüphesiz elçi size Rabbinizden hakla geldi Öyleyse iman edin, sizin için hayırlıdır Eğer inkara saparsanız, şüphesiz göklerde olanların ve yerde olanların tümü Allah'ındır Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (4/170)
Senden fetva isterler De ki: "Allah, 'çocuksuz ve babasız olanın (kelale'nin)' mirasına ilişkin hükmü açıklar Ölen kişinin çocuğu yok da kız kardeşi varsa, geride bıraktıklarının yarısı kız kardeşinindir Ama (ölen) kız kardeşinin çocuğu yoksa, kendisi (erkek kardeşi) ona mirasçı olur Eğer kız kardeşi iki ise, geride bıraktıklarının üçte ikisi onlarındır Ama (mirasçılar) erkekler ve kız kardeşler ise, bu durumda erkek için dişinin iki payı vardır Allah, -şaşırıp sapmayasınız diye- açıklar Allah, her şeyi bilendir (4/176)
Ey iman edenler, akitleri yerine getirin İhramlı iken avlanmayı helal saymaksızın ve size okunacaklar dışta tutulmak üzere, hayvanlar size helal kılındı Şüphesiz Allah, dilediği hükmü verir (5/1)
Hırsız erkek ve hırsız kadının, (çalıp) kazandıklarına bir karşılık, Allah'tan, 'tekrarı önleyen kesin bir ceza' olmak üzere ellerini kesin Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir (5/38)
Onlar, yalana kulak tutanlardır, haram yiyicilerdir Sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir Eğer onlardan yüz çevirecek olursan, sana hiç bir şeyle kesin olarak zarar veremezler Aralarında hükmedersen adaletle hükmet Şüphesiz, Allah, adaletle hüküm yürütenleri sever (5/42)
Allah'ın hükmünün bulunduğu Tevrat yanlarında olduğu halde, seni nasıl hakem kılıyorlar ve sonra bunun peşinden yüz çeviriyorlar? İşte onlar, inanmış değildir (5/43)
Gerçek şu ki, biz Tevratı, içinde bir hidayet ve nur olarak indirdik Teslim olmuş peygamberler, yahudilere onunla hükmederlerdi Bilgin-yöneticiler (Rabbaniyun) ve yüksek bilginler de (Ahbar), Allah'ın kitabını korumakla görevli kılındıklarından ve onun üzerine şahidler olduklarından (onunla hükmederlerdi) Öyleyse insanlardan korkmayın, benden korkun ve ayetlerimi az bir değere karşılık satmayın Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, kafir olanlardır (5/44)
Biz onda, onların üzerine yazdık: Can'a can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün) yaralara (karşılık da) kısas vardır Ama kim bunu sadaka olarak bağışlarsa o kendisi için bir keffarettir Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalim olanlardır (5/45)
İncil sahipleri Allah'ın onda indirdikleriyle hükmetsinler Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, fasık olanlardır (5/47)
Sana da (Ey Muhammed,) önündeki kitap(lar)ı doğrulayıcı ve ona 'bir şahid-gözetleyici' olarak Kitab'ı (Kur'an'ı) indirdik Öyleyse aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen haktan sapıp onların heva (istek ve tutku)larına uyma Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol-yöntem kıldık Eğer Allah dileseydi, sizi bir tek ümmet kılardı; ancak (bu,) verdikleriyle sizi denemesi içindir Artık hayırlarda yarışınız Tümünüzün dönüşü Allah'adır Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir (5/48)
Aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve onların hevalarına uyma Allah'ın sana indirdiklerinin bir kısmından seni şaşırtmamaları için diye onlardan sakın Şayet yüz çevirirlerse, bil ki, Allah bir kısım günahları nedeniyle onlara bir musibeti tattırmak istemektedir Şüphesiz, insanların çoğu fasıklardır (5/49)
Onlar hala cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah'tan daha güzel olan kimdir? (5/50)
Ey iman edenler, siz ihramlıyken avı öldürmeyin Sizden kim onu kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse, cezası, hayvandan öldürdüğünün bir benzeridir Buna da, Kabe'ye ulaşmış bir kurbanlık olarak içinizden adalet sahibi iki kişi hükmedecektir Veya yoksulları doyurmak veya onun dengi oruç tutmak olan bir keffaret vardır Böylelikle işlediğinin vebalini tadmış olsun Allah geçmişte olanı bağışladı Ama kim tekrarlarsa, Allah ondan öc alacaktır Allah üstün ve güçlü olandır, öc sahibidir (5/95)
Bu, İbrahim'e, kavmine karşı verdiğimiz delilimizdir Biz, dilediğimizi derecelerle yükseltiriz Şüphesiz senin Rabbin, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir (6/83)
Onların tümünü toplayacağı gün: "Ey cin topluluğu insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz" (diyecek) İnsanlardan onların dostları derler ki: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlandı ve bizim için tesbit ettiğin süreye ulaştık" (Allah) Diyecek ki: "Allah'ın dilediği dışta olmak üzere, ateş sizin içinde süresiz kalacağınız konaklama yerinizdir" Şüphesiz Rabbin, hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir (6/128)
O'nun üretip-türettiği ekin ve hayvanlardan Allah için bir pay ayırdılar, sonra kendi zanlarınca: "Bu Allah'ındır, bu da ortaklarımızındır" dediler Kendi ortakları için olan (pay), Allah tarafına geçmez, ama Allah'a aid olan kendi ortaklarının tarafına (payına) geçer Ne kötü hüküm veriyorlar? (6/136)
Bir de dediler ki: "Bu hayvanların karınlarında olan, yalnızca bizim erkeklerimize aittir, eşlerimize ise haramdır Eğer o, ölü doğarsa onlar da bunda ortaktırlar" Allah, (bu) düzmelerinin cezasını verecektir Şüphesiz O, hüküm sahibi olandır, bilendir (6/139)
"İçinizden bir grup, kendisiyle gönderildiğim şeye inanmışken diğer bir grup inanmadığına göre, artık Allah, aramızda hüküm verenlerin en hayırlısıdır" (7/87)
"Allah bizi ondan kurtardıktan sonra, bizim tekrar sizin dininize dönmemiz Allah'a karşı yalan yere iftira düzmemiz olur Rabbimiz olan Allah'ın dilemesi dışında, ona geri dönmemiz bizim için olacak iş değildir Rabbimiz, ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır Biz Allah'a tevekkül ettik 'Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında 'Sen hak ile hüküm ver,' Sen 'hüküm verenlerin' en hayırlısısın" (7/89)
Allah, bunu, yalnızca bir müjde ve kalblerinizin tatmin bulması için yapmıştı; (yoksa) Allah'ın katından başkasında nusret (zafer ve yardım) yoktur Hiç şüphesiz Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir (8/10)
Münafıklar ve kalblerinde hastalık olanlar şöyle diyorlardı: "Bunları (müslümanları) dinleri aldattı" Oysa kim Allah'a tevekkül ederse, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir (8/49)
Ve onların kalblerini uzlaştırdı Sen, yeryüzündekilerin tümünü harcasaydın bile, onların kalblerini uzlaştıramazdın Ama Allah, aralarını bulup onları uzlaştırdı Çünkü O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir (8/63)
Hiç bir peygambere, yeryüzünde kesin bir zafer kazanıncaya kadar esir alması yakışmaz Siz dünyanın geçici yararını istiyorsunuz Oysa Allah (size) ahireti istemektedir Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir (8/67)
Eğer sana ihanet etmek isterlerse, onlar daha önce Allah'a da ihanet etmişlerdi; böylece O da, "bozguna uğramaları (için) sana imkan vermişti' Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (8/71)
Nasıl olabilir ki! Eğer size karşı galip gelirlerse size karşı ne 'akrabalık bağlarını', ne de 'sözleşme hükümlerini' gözetip-tanırlar Sizi ağızlarıyla hoşnut kılarlar, kalbleri ise karşı koyar Onların çoğu fasık kimselerdir (9/8)
Onlar (hiç) bir mü'mine karşı ne 'akrabalık bağlarını', ne de 'sözleşme hükümlerini' gözetip tanırlar İşte bunlar, haddi aşmakta olanlardır (9/10)
Ve kalblerindeki öfkeyi gidersin Allah dilediğinin tevbesini kabul eder Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (9/15)
Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktirler; öyleyse bu yıllarından sonra artık Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar Eğer ihtiyaç içinde kalmaktan korkarsanız, Allah dilerse sizi kendi fazlından zengin kılar Şüphesiz Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (9/28)
Siz O'na (peygambere) yardım etmezseniz, Allah O'na yardım etmiştir Hani kafirler ikiden biri olarak O'nu (Mekke'den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: "Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir" Böylece Allah O'na 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti, O'nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkara edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı Oysa Allah'ın kelimesi, yüce olandır Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir (9/40)
Sadakalar, -Allah'tan bir farz olarak- yalnızca fakirler, düşkünler, (zekat) işinde görevli olanlar, kalbleri ısındırılacaklar, köleler, borçlular, Allah yolunda (olanlar) ve yolda kalmış(lar) içindir Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (9/60)
Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir (9/71)
Bedeviler inkar ve nifak bakımından daha şiddetlidir Allah'ın elçisine indirdiği sınırları bilmemeye de onlar daha 'yatkın ve elverişlidir' Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (9/97)
Diğer bir kısmı, Allah'ın emri için ertelenmişlerdir O, bunları, ya azablandıracak veya tevbelerini kabul edecektir Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (9/106)
Onların kalbleri parçalanmadıkça, kurdukları bina kalblerinde bir şüphe olarak sürüp-gidecektir Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir (9/110)
Eğer Allah, onların hayra ulaşmak için çarçabuk davrandıkları gibi, insanlara şerri de çabuklaştırsaydı, mutlaka ecellerine hüküm verilirdi İşte bize kavuşmayı ummayanları biz böylece taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakırız (10/11)
İnsanlar, tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa düştüler Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu (10/19)
De ki: "Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mı?" De ki: "Hakka ulaştıracak Allah'tır Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?" (10/35)
Her ümmetin bir resulü vardır Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar (10/47)
Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir (10/54)
Onlara Nuh'un haberini oku Hani kavmine demişti ki: "Ey kavmim, benim makamım ve Allah'ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah'a tevekkül etmişim Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin (10/71)
Andolsun, biz İsrailoğullarını, hoşlarına gidecek güzel bir yerde yerleştirdik ve temiz şeylerden kendilerine rızık verdik Kendilerine ilim gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmediler Şüphesiz Rabbin, aralarında anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda kıyamet günü hüküm verecektir (10/93)
Sana vahyolunana uy ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret O, hükmedenlerin en hayırlısıdır (10/109)
Elif, Lam, Ra (Bu,) Ayetleri muhkem kılınmış, sonra hüküm ve hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından birer birer (bölüm bölüm) açıklanmış bir Kitap'tır (ki:) (11/1)
Andolsun, Musa'ya kitabı verdik, onda anlaşmazlığa düşüldü Eğer Rabbinden bir söz geçmiş (verilmiş) olmasaydı, mutlaka aralarında hüküm verilmiş olacaktı Gerçekten onlar, bundan (Kur'an'dan) yana kuşku verici bir tereddüt içindedirler (11/110)
"Böylece Rabbin seni seçkin kılacak, sözlerin yorumundan (kaynaklanan bir bilgiyi) sana öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak'a (nimetini) tamamladığı gibi senin ve Yakub ailesinin üzerindeki nimetini tamamlayacaktır Elbette Rabbin, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir" (12/6)
Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik İşte biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz (12/22)
"Sizin Allah'tan başka taptıklarınız, Allah'ın kendileri hakkında hiç bir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın ad olarak adlandırdıklarınızdan başkası değildir Hüküm, yalnızca Allah'ındır O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir Dosdoğru olan din işte budur, ancak insanların çoğu bilmezler" (12/40)
Ve dedi ki: "Ey çocuklarım, tek bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin Ben size Allah'tan hiç bir şeyi sağlayamam (gideremem) Hüküm yalnızca Allah'ındır Ben O'na tevekkül ettim Tevekkül edenler de yalnızca O'na tevekkül etmelidirler" (12/67)
Ondan umutlarını kestikleri zaman, (durumu) kendi aralarında görüşmek üzere bir yana çekildiler Onların büyükleri dedi ki: "Babanızın size karşı Allah adına kesin bir söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda yaptığımız aşırılığı (işlediğimiz suçu) bilmiyor musunuz? Artık (bundan böyle) ben, ya babam bana izin verinceye veya Allah bana ilişkin hüküm verinceye kadar (bu) yerden kesin olarak ayrılamam O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır" (12/80)
(Şehre dönüp durumu babalarına aktarınca o:) "Hayır" dedi "Nefsiniz sizi yanıltıp (böyle) bir işe sürüklemiş Bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır Umulur ki Allah (pek yakın bir gelecekte) onların tümünü bana getirir Çünkü O, bilenin, hüküm ve hikmet sahibi olanın kendisidir" (12/83)
Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar Dedi ki: "Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı Bana iyilik etti, çünkü beni zindandan çıkardı Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, (O,) çölden sizi getirdi Şüphesiz benim Rabbim, dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendi Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi O'dur" (12/100)
İşte böylece biz onu (Kur'an'ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik Andolsun, sana gelen bu ilimden sonra, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir yardımcı, dost, ne bir koruyucu vardır (13/37)
Andolsun, senden önce de elçiler gönderdik, onlara eşler ve çocuklar verdik Allah'ın izni olmaksızın (hiç) bir elçiye herhangi bir ayeti (mucizeyi) getirmek olacak iş değildi Her ecel (tesbit edilmiş süre) için bir kitap (yazı, hüküm, son) vardır (13/38)
Onlar görmüyorlar mı ki, gerçekten biz arza geliyor ve onu çevresinden eksiltiyoruz Allah hüküm verir Onun hükmünün peşine düşecek yoktur Ve O, hesabı pek çabuk görendir (13/41)

Alıntı Yaparak Cevapla