Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi

Eski 11-04-2012   #37
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi



T Harfi

TEŞABÜH Benzeşme Birbirine benzeme
TEŞABÜK Şebekelenme Karışık, dolaşık hâl alma
TEŞABÜR Birbiriyle karışlarını ölçmek * Kavga etmek için birbirine karşı gelmek
TEŞACÜR (şecer den) Sopalarla vuruşma Birbirine girme kavga, dövüş
TEŞAFF Kap içinde olan suyu içmek
TEŞAHH Bahillik edişmek
TEŞAHHUB Akmak, seyelan etmek
TEŞAHHUM (Şahm dan) Yağlanma, semirme, şişmanlama
TEŞAHHUS (C: Teşahhusât) Şahıslanma, belirlenme Tarif edilebilir hâle gelme
TEŞAHUS Deprenmek Muhtelif etmek, çeşitli yapmak
TEŞAHÜD Hazır olmak
TEŞAKİ (Şekvâ dan) Birbirinden şikâyet etme * Dertleşme
TEŞAKK Muhalefet edişmek, uyuşamamak * Zor ve meşakkatli olmak
TEŞAKKUK (Şakk dan) Yarılma, ikiye ayrılma
TEŞAKÜL (şekl den) şekil ve suretçe bir olma Birbirine uyma
TEŞAKÜS Husumet edişmek, düşmanlık yapmak
TEŞAM Yılışmak, gülüşmek * Koklaşmak
TEŞAMUH (şemh den) Yüce, büyük, yüksek olmak Yükselmek
TEŞANÜ´ Buğz edişmek, kin gütmek
TEŞARÜK Ortaklık etme Birbirine ortak olma
TEŞA´ŞU´ Şaşaalanma, parıldama
TEŞATÜM (şetm den) Sövüşme
TEŞA´U´ Fiz: Işığın merkezden etrafa doğru dalgalanması
TEŞAUB Şubelenme Ayrılıp kol kol olma Çatallaşma Kısımlara ayrılma
TEŞA´UB Perâkende ve kol kol olup bölükler ve şubeler sahibi olma * Bozuk bir şeyin düzelmesi * Iraklaşmak
TEŞA´UB-U AKVAM Kavimlerin kısım kısım, şube şube olması
TEŞA´UBÂT (Teşa´ub C) Şubeler Bölük bölük, kısım kısım olmalar
TEŞA´UL (şu´l den) Parlama, tutuşma
TEŞAUR şâirlik taslamak Kendini şâir gibi göstermek
TEŞA´UR (Şa´r dan) Kıllanma, tüylenme
TEŞA´US Tozlu topraklı olmak Kirlenmek Paslanmak
TEŞAÜM şom tutmak
TEŞAÜN Eskimek
TEŞAVÜR (Şurâ dan) Danışma, müşâvere etme
TEŞAVÜS Gururlanıp gözücuyla bakmak
TEŞAYU´ Birbiriyle yâr olmak
TEŞBİ´ Karnını doyurma
TEŞBİB Saç ve sakal ağarmak * Ateş yakma * Kasidede mahbubdan bahsetme
TEŞBİH (C: Teşbihât) Benzetmek, benzetilmek Benzetiş Bir vasıfta vehmetmek (Bak: Müşebbihe) *Edb: Aralarında maddi veya mânevi bir münasebet bulunan iki şeyi birbirine benzetmek san´atı Erkân-ı teşbih: (Teşbihin rükünleri) : 1- Müşebbeh (Benzetilen), 2 - Müşebbehün bih (Kendisine benzetilen), 3 - Vech-i şebeh (benzetme ciheti), 4 - Edât-ı teşbih (Teşbih edatı) Birinci ve ikinciye (Yâni, müşebbeh ve müşebbehün bih) "tarafeyn : İki taraf" denir Meselâ: "Nuri şecâatte Hazret-i Ali gibidir" denildiğinde: "Nuri" müşebbeh, "şecâatte" vech-i şebeh, "Hazret-i Ali" kelimesi ise müşebbehün bih´dir "Gibi" kelimesi ise edat-ı teşbihtir Edât-ı teşbih olanlar: "gibi, meselâ, misâl, sanki, meğerki, mesel, mânend, andırır, âdetâ, çü, çün, tek, benzer, zannolunur, veş" (gibi kelimelerdir)(Pekçok teşbih ve temsiller bulunuyor ki, mürur-u zamanla veya ilmin elinden cehlin eline geçmesiyle hakikat-ı maddiye telâkki ediliyor Hatâya düşer Meselâ: "Sevr" ve "Hut" isminde ve âlem-i misâlde sevr ve hut timsâlinde berri ve bahri hayvânat nâzırlarından iki melâiketullah, âdeta bir koca öküz ve cismani bir balık zannedilerek Hadise ilişilmiş Hem meselâ: Bir vakit huzur-u Nebevide derin bir ses işitildi Resül-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti ki: "Bu gürültü, yetmiş senedir yuvarlanıp ta ancak bu dakika cehennemin dibine düşen bir taşın gürültüsüdür " İşte bu Hadisi işiten, hakikata vâsıl olmıyan inkâra sapar Halbuki, yirmi dakika o Hadisten sonra kat´iyyen sabittir ki: Biri geldi Resül-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm´a dedi ki: "Meşhur münafık, yirmi dakika evvel öldü " Yetmiş yaşına giren o münafık cehennemin bir taşı olarak bütün müddet-i ömrü tedennide esfel-i sâfiline küfre sukuttan ibaret olduğunu gayet beligane bir surette Resül-i Ekrem Aleyhissalâtü vesselâm beyan etmiştir Cenâb-ı Hak, o vefat dakikasında o sesi işittirip ona alâmet etmiştir S)(Teşbih ve temsiller, havastan avama geçtikçe, yani ilmin elinden cehlin eline düştükçe, mürur-u zamanla hakikat telâkki edilir RN)
TEŞBİHÂT (Teşbih C) Benzetmeler, teşbihler, benzetilmeler
TEŞBİH-PERESTLİK Kelâmda lüzumundan fazla teşbihe yer vermek
TEŞBİH Yassı ve enli yapmak
TEŞBİK (Şebeke den) Şebekeleştirme, ağ biçimine koyma
TEŞBİR Karışlama * Ölçme
TEŞBİT Bir kimseyi işinden geciktirme, mani olma
TEŞBİT Dağıtmak, perâkende etmek
TEŞCİ´ Şecâatlandırma, cesaret verme Bahadırlık etme
TEŞCİR (Şecer den) Ağaçlandırma
TEŞDİB Arıtmak, temizlemek * Tımar etmek
TEŞDİD Şiddetlendirme, sağlamlaştırma, kuvvet verme * Gr: Harfi iki defa okuma Harfi şeddeli okumak
TEŞDİH Baş yarmak
TEŞEBBU´ Tok değilken kendini tok göstermek
TEŞEBBÜB şap haline gelme, şaplaşma
TEŞEBBÜH Benzemek, müşâbehet etmek Zorla benzemeğe çalışmak
TEŞEBBÜH-Ü Bİ-L VÂCİB (Bak: Aristo)
TEŞEBBÜK (Şebeke den) Ağ şeklini alma Şebekeleşme * Parmaklarını birbirine giriştirmek
TEŞEBBÜS Bir işe girişmek Bir işi ilk olarak teklif etmek * Sağlam bir niyetle bir şeye başlamak * El ile yapışıp bırakmamak
TEŞECCU´ Bahâdırlık göstermek, kahramanlık yapmak
TEŞECCÜR Ağaçlanma, ağaçlaşma
TEŞEDDUK Ağzın köşesiyle konuşmak
TEŞEDDÜD Sertleşme Kuvvet ve dayanıklık kesbetme Şiddetlenme Çok şiddetli olma * Keskinleşme
TEŞEFFİ Rahatlamak Şifâ bulmak * Öc almak Öc veya intikam almakla yüreği soğumak(Tenkidin sâiki ya nefretin teşeffisidir veya şefkatin tatminidir Dostun veya düşmanın ayıbını görmek gibiRN)
TEŞEFFİ-İ GAYZ Öfkesinin öcünü alarak rahatlamak İntikam alarak yüreğini soğutmak
TEŞEFFU´ şafiî mezhebine geçmek şafiî olmak
TEŞEHHİ Hırsla istemek İştahlanmak
TEŞEHHUT Maktulün kan içinde yuvarlanması
TEŞEHHÜD Şehadet getirmek * Namazdaki şehadet miktarı oturmak ve "Et-tahiyyât" okumak
TEŞEKKİ (C: Teşekkiyât) Şekvada bulunma Kötü ahvalini ihbar ile şikâyet etme
TEŞEKKÜK şek ve şüphe etme
TEŞEKKÜL şekillenme şekil alma * Meydana gelme
TEŞEKKÜLÂT (Teşekkül C) Teşekküller şekillenmeler * Kuruluşlar
TEŞEKKÜLÂT-I ARZİYE Dünyanın ilk yaratılışı( $Ey Arkadaş! Bu âyet, arzın semadan evvel yaratılmış olduğuna delâlet eder ve $ $ âyeti de semavatın arzdan evvel halkedildiğine dâlldir Ve $ âyeti ise ikisinin bir maddeden beraber halkedilmiş ve sonra birbirinden ayırd edilmiş olduklarını gösteriyor Şeriatın nakliyatına nazaran, Cenab-ı Hak bir cevhereyi, bir maddeyi yaratmıştır, sonra o maddeye tecelli etmekle bir kısmını buhar, bir kısmını da mâyi kılmıştır; sonra mâyi kısmı da, tecellisiyle tekâsüf edip köpük kesilmiştir; sonra arz veya yedi küre-i arziyeyi o köpükten halketmiştir Bu itibarla, herbir arz için hava-i nesimiden bir sema hasıl olmuştur; sonra o madde-i buhariyeyi bastetmekle yedi kat semavatı tesviye edip yıldızları içine zer´etmiştir; ve o yıldızlar tohumuna müştemil olan semavat, in´ikad etmiş, vücuda gelmiştirHikmet-i cedidenin nazariyatı ise şu merkezdedir ki: Görmekte olduğumuz manzume-i şemsiye ile tâbir edilen güneşle ona bağlı yıldızlar cemaati, basit bir cevhere imiş; sonra bir nevi´ buhara inkılâb etmiştir; sonra o buhardan, mâyi-i nâri hasıl olmuştur; sonra o mâyi-i nâri, bürudet ile tasallüb etmiş, yani katılaşmış; sonra şiddet-i hareketiyle bazı büyük parçalarını fırlatmıştır, o parçalar tekâsüf ederek seyyarat olmuşlardır; şu arz da onlardan biridir Bu izahata tevfikan, şu iki meslek arasında mutabakat hasıl olabilir Şöyle ki:"İkisi de birbirine bitişikti, sonra ayrı ettik" mânasında olan $ nın ifadesine nazaran, manzume-i şemsiye ile arz, dest-i kudretin madde-i Esiriyeden yoğurmuş olduğu bir hamur şeklinde imiş Madde-i Esiriye, mevcudata nazaran akıcı bir su gibi mevcudatın aralarına nüfuz etmiş bir maddedir $ âyeti, şu madde-i Esiriyeye işarettir ki: Cenab-ı Hakk´ın Arş´ı, su hükmünde olan şu Esir maddesi üzerinde imiş Esir maddesi yaratıldıktan sonra, Sâniin ilk icadlarının tecellisine merkez olmuştur Yani Esiri halkettikten sonra, cevâhir-i ferd´e kalbetmiştir Sonra bir kısmını kesif kılmıştır ve bu kesif kısımdan, meskûn olmak üzere yedi küre yaratmıştır Arz, bunlardandır İşte arzın, hepsinden evvel tekâsüf ve tasallüb etmekle acele kabuk bağlıyarak uzun zamanlardan beri menşe-i hayat olması itibariyle hilkat-i teşekkülü semavattan evveldir Fakat arzın bastedilmesiyle nev´-i beşerin taayyüşüne elverişli bir vaziyete geldiği semavatın tesviye ve tanziminden sonra olduğu cihetle, hilkatı, semavattan sonra başlarsa da, bidayette, mebde´de ikisi beraber imişler Binâen alâhâzâ, o üç âyetin aralarında bulunan zahirî muhalefet, bu üç cihetle mutabakata inkılâb eder İİ)
TEŞEKKÜR Yapılan iyilikten memnun kalındığını bildirmek için söylenen şükür ifadesi * Şükür etmek * Birisine karşı "Sağ ol, var ol, ömrüne bereket" gibi söylenen minnet sözleri
TEŞEKKÜRÂT (Teşekkür C) Teşekkürler
TEŞELŞÜL (C: Teşelşülât) Suyun yüksek bir yerden aşağı şarıltı ile dökülmesi, çağlayan oluşturması * Soğuk su banyosu yapma, duş yapma
TEŞEMMÜL İhrama bürünme
TEŞEMMÜM (şemm den) Koklama
TEŞEMMÜR İşe hazırlanma
TEŞEMMÜS (Şems den) Güneşleme, güneşe çıkma * Güneş çarpması
TEŞEMMÜT Hayırla ve bereketle duâ etmek
TEŞENNÜC (Şenc den) (C: Teşennücât) Buruşuk olma, buruşma * Adalelerin gerilip büzülmesi, kasılması * Korkmak * Titremek
TEŞENNÜF Küpe takınma * Süslenme
TEŞENNÜN Adamın ihtiyarlıktan dolayı derisinin buruşup kuruması * Eskimek
TEŞERRU´ şeriata uygun davranma
TEŞERRUK Güneşte oturmak
TEŞERRÜB Suyu kendine çekme, içme * Meşreb sahibi olma
TEŞERRÜF şereflenme şeref bulma Ulviyete erişme
TEŞERRÜFÂT (Teşerrüf C) Şeref duymalar, şereflenmeler Saygı göstermeler, hürmet etmeler
TEŞETTİ (Şitâ dan) Kışlama Kış mevsimi boyunca bir yerde oturma Kışı geçirme
TEŞETTÜT Dağınık olma Dallara ayrılma Çatallaşma Dağılma Perişan olma
TEŞE´UB Budaklanmak * Perâkende olmak, dağılmak, saçılmak
TEŞE´ÜM Kötüye yorma Uğursuz sayma Bu anlayış dinimizde men edilmiştir * Sola dönme * Sola yatma
TEŞEVVUK şevklenme, istek gösterme, arzu etme, sevinme
TEŞEVVÜH Çirkinlik
TEŞEVVÜŞ Karma karışık olma * Bulanıklık, karışıklık
TEŞEYTUN Yaramazlık etmek
TEŞEYYU´ Şiilik taslamak Şii olma (Bak: Şia) * Vedalaşmak * Ardınca ve peşinden gitmek
TEŞEYYUH Şeyh olduğunu iddia etmek Şeyhlik taslama * İhtiyarlama, yaşlanma
TEŞEYYÜB (C: Teşeyyübât) İhmalcilik, kayıtsızlık
TEŞEYYÜD Yükseltme Sağlamlaştırma
TEŞEYYÜH (Şeyh den) İhtiyarlama * Şeyhlik iddiasında bulunma
TEŞEZZİ Pâre pâre olmak Pârelenmek
TEŞEZZÜB Dağılma, dağınık olma
TEŞEZZÜN Yoğun ve katı olmak
TEŞEZZÜR Ayrılmak * Korkmak * Hazırlanmak * Davara binmek
TEŞFİ´ Şefaat etmek, affı için sebep olmak
TEŞFİYE (Şifâ dan) İyileştirme, şifalandırma
TEŞHİR Göz önüne serme, gösterme Sergi serip âleme ilân etme * Meşhur ve nâmdâr kılmak * Kılıç sıyırma
TEŞHİR-İ SİLÂH Silâh çekme
TEŞHİRGÂH f Sergi yeri, herkese gösterme yeri
TEŞHİRGÂH-I ENÂM f Mahlukatın herkese gösterildiği yer, dünyâ
TEŞHİS Şahıslandırma Şekil ve suret verme Seçme, ayırma, ne olduğunu anlama Tanıma * Hastalığın ne olduğunu anlayıp bilmek * Edb: Canlılandırmak, suretlendirmek * Eşyaya şahsiyet vermek
TEŞHİT Kana bulaştırmak
TEŞHİYE "Gönlün ne isterse sana vereyim" demek
TEŞHİZ (C: Teşhizât) (Şahz dan) Sivriltme, keskinleştirme * Bileme * Gücünü, kuvvetini artırma *Uyandırma
TEŞ´İB (C: Teş´ibât) Şubelere ayırma, dallandırma
TE´ŞİB Kandırmak
TEŞ´İL (Şu´l den) Parlatma Tutuşturma, alevlendirme
TE´ŞİR Gedik etmek
TEŞKİH Hurma koruğu renklenmeye başlamak
TEŞKİK (Şakk dan) Parça parça yarma İkiye ayırma Yarmak
TEŞKİK Şüphede bırakmak Şüpheye atmak
TEŞKİKÂT Şek ve şüpheler Şüphede bırakmalar
TEŞKİL Vücud vermek Suretlendirmek Şekil vermek Meydana getirmek * Atın iki önayağı ve art ayağının birisinin beyaz olması
TEŞKİLÂT Tertipli ve düzenli çalışan birlik
TEŞKİLÂT-I ESASİYE Anayasa Kanun-u esasî Devletin temel kuruluş şeklini tayin eden ve teşrinin yani meclisin, hükümetin ve mahkemelerin salâhiyetleri nasıl kullanılacağını; vatandaşların umumi hak ve hürriyetlerini gösteren temel kanunlardır
TEŞMİ´ (Şem´ den) Mumlama, bal mumuna batırma
TEŞMİL Şâmil kılmak İhata eylemek Kaplamak İhrama bürünmek ve sür´atle yürümek
TEŞMİM (Şemm den) Koklatma Koklatılma
TEŞMİR (Şemr den) Sıvama veya sıvanma
TEŞMİR-İ SÂİD Kolları sıvama * Mc: Bir işe iyice adamakıllı girişme
TEŞMİS (Şems den) Güneşe tutma, güneşe serme * Güneşe tutup hasta etme
TEŞMİT Aksıran kimseye: "Yerhamükâllah: Allah sana merhamet etsin" deme
TEŞMİYET Aksırana karşı hayır ve bereketle duâ etmek(Yerhamükümullâh: Allah size merhamet ve rahmet ihsan etsin) meâlinde dua etmek
TEŞNE f Susamış * Mc: İstekli, çok arzulayan, heveskâr
TEŞNEDİL (C: Teşnedilân) Candan ve yürekten isteyen
TEŞNEGÂN (Teşne C) f İstekliler * Susamışlar
TEŞNEGÎ f Susama
TEŞNELEB f Dudağı kurumuş, çok susamış Yanık, susuz
TEŞNİ´ Başa kakmak * Davara binmek * Silâh takınmak * Kötülük yapmak Kötü göstermek Ayıplamak * Birisinin çok şeni´ olduğunu söylemek
TEŞNİÂT (Teşni´ C) Ayıplamalar, çirkin bulmalar
TEŞNİF Küpe takma Küpe takınma * Süslenme Küpe ile süsleme
TEŞNİR Ayıp vermek
TEŞRİ´ Yolu açık ve vâzıh kılma * Şeriata isnad ve nisbet eylemek * Kanun vaz´ ve tenfiz eylemek * Peygamberimizin (ASM) şeriata dair emretmesi * Havuza su getirmek
TEŞRİ´-İ EVAMİR Emirleri, işleri şeriata göre yürütme, idare etme, işleri şeriata uygun kılma
TEŞRİ´ EYLEMEK Dinî emir ve yasakları bildirmek Kanun bildirmek Bir emrin kanun gibi tatbikini istemek
TEŞRİC Cem´etmek, birbiri üstüne yığmak * Kerpiçi yerinden ayırmak
TEŞRİD Ayırma, dağıtma Dilim yapıp kesmek * Nefyetme, kovalama * Belâya atma Ürkütüp kaçırma Sevketme * Birisinin ayıbını teşhir eylemek
TEŞRİF Şereflendirmek Yüksek yere çıkmak Şeref vermek * Bir yere buyurmak
TEŞRİFAT (Teşrif C) Resmî kabul ve ziyaretlerdeki kabul merasimi Protokol
TEŞRİH Bir kitap veya ibareyi anlaşılır şekilde açıklamak, tafsilât vermek İnceden inceye didikleyip araştırmak * Tıb: Bir cesedi kesip parçalara ayırarak incelemek
TEŞRİHAT Açıklamak, tafsilât vermek, inceden inceye araştırmak
TEŞRİHAT-I HİKEMİYE Hikmet ve felsefe nazarıyla yapılan araştırma, açıklama
TEŞRİÎ (Teşriiye) Şeriatla, kanun ile, kanun yapma ile alâkalı, şeriata müteallik, kanuna dair
TEŞRİÎ MASUNİYYET (Masuniyyet-i teşriiye) Milletvekillerinin Meclis´te izhar ettikleri fikir ve verdikleri reylerden, mes´uliyete tâbi olmamaları
TEŞRİK Güneşlendirme Güneşte kurutma * Eti parçalayıp güneşte kurutma * Doğu tarafına gitme
TEŞRİK Ortak etme İştirak ettirme
TEŞRİK-İ MESAÎ Birlikte çalışmak İşbirliği etmek Bir işi beraber yapmak
TEŞRİK TEKBİRLERİ Zilhiccenin dokuzuncu günü, yani Kurban Bayramının arefe günü, sabah namazından başlayarak, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar olan, her farz namazın selâmından sonraki alınan tekbirler
TEŞRİM Yarmak * Yırtmak
TEŞRİN Eskiden yılın on ve onbirinci aylarına verilen ortak isim
TEŞRİN-İ EVVEL Ekim ayı
TEŞRİN-İ SÂNİ Kasım ayı
TEŞRİR Güneşte bez serip kurutmak
TEŞT Tekne, teşin, leğen, kap
TEŞTİR Edb: Bir gazeli teşkil eden beyitlerin beher mısraı arasına ikişer mısra ilâve etmek
TEŞTİR Bir nesneye ayıp vermek, noksanlık vermek
TEŞTİT Dağıtma, dağıtılma Perişan etme
TEŞTİYE Kışın uyuyan hayvanların uykusu
TEŞVİF Tezyin etmek, süslemek* Haberli olmak, anlamak, muttali olmak * Bakmak, nazar etmek
TEŞVİH Çirkin yapmak
TEŞVİK Şevklendirme Şevke getirme Kışkırtma Kaldırma Cesaret verme
TEŞVİK Diken bitmek * Ağacın dikenli olması
TEŞVİKAT (Teşvik C) İsteklendirmeler, şevke getirmeler Kışkırtmalar
TEŞVİR İçinde bulunma İçine alma, içine alıp gizleme * Satılık olan hayvanı pazara çıkarıp gösterme
TEŞVİŞ Karıştırma Karma karışık etme Bulandırma
TEŞVİŞİYYET Karışıklık, bozukluk
TEŞVİT Tüyü ve kılı gitsin diye ateşe tutmak
TEŞVİYE Kebap yapmak Kebap vermek
TEŞYİ´ Uğurlamak Gideni selâmetlemek Yolcu etmek * Cesaretlendirmek
TEŞYİD Müşeyyed etmek Binayı yükseltip sağlamlaştırmak
TEŞYİE Dilemek, istemek
TEŞZİB Ağaç budamak
TETABBUB (Tıbb dan) Hekim olmadığı hâlde hekimlik yapma
TETABU´ Fasılasız birbiri ardından gelmek Aralıksız birbirini takib etmek
TETABU-U İZAFAT Bir çok kelimenin birbirine muzaf ve muzafün ileyh olması Zincirleme isim takımı (İhtizazat-ı esvat-ı beşeriye misalinde olduğu gibi)
TETABUK Birbirine uygun ve muvafık olmak Uymak Birşeye uygun düşmek

Alıntı Yaparak Cevapla