Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi

Eski 11-04-2012   #42
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük Lügat T Harfi



T Harfi

TİL´ABE Oynaşmak
TİLAD Köle, hayvan, mülk, mal gibi şeyler * Kendi yanında eskiden beri mevcud olan ve yeni olmuş olan şey
TİLAL (Tell C) Kümeler, yığınlar Tepeler
TİLAMİZ(E) (Bak: Telâmiz)
TİLAVET Okumak Takib etmek, arkasına düşmek
TİLAVET-İ KUR´ÂN Kur´an-ı Kerim´i usulüne göre okumak, mânâsını tefekkür etmek
TİLHAH Devamlı olarak bir yerde durmak
TİLKA´ Taraf, yön, cihet * Hiza * Mülâkat Görüşmek ve buluşmak
TİLKA-İ NEFİS Nefis tarafından Nefis cihetinden
TİLLE Basamak * Sıradağ
TİLLE f İşlenmemiş altın
TİLMİZ Çırak Talebe Kalfa
TİLMİZÂNE f Talebe gibi Tilmize yakışır surette
TİLMİZİYET Talebelik, tilmizlik, öğrencilik
TİLTAL Hareket ettirmek
TİLTİLE Sabırsız olmak * İşi güç olmak * Hurma çöpünden yapılan bardak
TİLV Tâbi
TİMAR f Bir şeyin devam ve inkişafı için yapılan hizmet * Sipâhiye verilen öşrü alınacak arazi (Bak: Zeâmet)
TİMAR-HÂNE f Akıl hastahanesi, tımarhâne
TİMLAK Mülayemet etmek, yumuşaklık göstermek * Tereddüt etmek, karar verememek
TİMRAD (C: Temârid) Güvercin yuvası
TİMSAL Resim, suret, sembol, nümune Tasvir Bir şeyi başka bir şeye benzetmek Heykel(Cam, su, hava, âlem-i misal, ruh, akıl, hayal, zaman vesâire gibi, tecelli-i timsal akislere mahal ve mazhar olan çok şeyler vardır Maddiyat-ı kesifenin timsalleri hem münfasıl, hem ölü hükmündedirler Çünkü asıllarına gayr oldukları gibi, asıllarının hâsiyetlerinden de mahrumdurlar Nurânilerin timsalleri ise, asıllarıyla muttasıl ve asıllarının hâsiyetlerine mâlik ve asıllarına gayr değillerdir Binaenaleyh Cenab-ı Hak, şemsin hararetini hayat, ziyasını şuur, ziyadaki renkleri duygu gibi yapmış olsa idi, senin elindeki âyinede temessül eden şemsin timsali seninle konuşacaktı Çünkü o timsalinde oldukça harareti, ziyası, renkleri olurdu Hararetiyle hayat bulurdu, ziyasiyle şuurlu olurdu Renkleri ile de duygulu olurdu Böyle olduktan sonra, seninle konuşabilirdi Bu sırra binaendir ki, Resul-i Ekrem (ASM) kendisine okunan bütün salâvat-ı şerifeye bir anda vâkıf olur MN)
TİMŞEK İç mest üstüne vurulan parça, yapılan yama
TİMTAM Dilini "te" harfine alıştırmış olan kimse
TÎN İncir
TÎN SURESİ Kur´an-ı Kerim´in 95 suresinin ismidir Mekkîdir Vettîni Suresi de denir
TÎN (C: Etyân) Balçık * Mektup gibi şeyleri mühürlemek
TİNAE Mukimlik, ikamet etmeklik Ayakta durmak
TİNAVE Müzakereyi terketmek Görüşmeyi bırakmak
TİNBAL Kısa, bodur kimse
TÎNE (Tıynet) Balçık * Hilkat, yaratılış
TİNNÎN Büyük yılan, ejder, ejderha * Koz: Gökte yedi burc boyunca uzanan hafif beyazlık * Ejderha burcu Semânın şimal yarım küresinde Küçük Ayı burcunu etrafından saran, kıvrılıp bir yıldız dörtgeni ile nihayet bulan bir burç
TİNNÎN-İ FELEK Saman yolu, hacılar yolu Gökteki husuf ve küsuf mevkileri olan iki düğüm
TİNNÎNEYN İki yılan Mc: İki yılana benzetilen güneş ve ayın medârının farazî kavisleri(Derecât-ı şemsiye medarı olan "mıntıkat-ül büruc" tabir ettikleri daire-yi azime, menazil-i Kameriyenin medarı bulunan mâil-i Kamer dairesi, birbiri üstüne geçmekle o iki daire, her birisi iki kavis şeklini vermiş O iki kavise Felekiyyun uleması lâtif bir teşbih ile büyük iki yılan nâmı olan tinnîneyn namını vermişler L)
TİNNÜ Beraberlik, eşitlik
TİP t Benzerlerinin ana vasıfları kendinde görülen ideal örnek, misal
TİPİK t Nümune, örnek olarak Benzer
TİR f Ok
TİR´ABE Deve hörgücünün bir miktarı
TİR´ABE Deve hörgücü
TİRAMOLA İtl Halat çekme
TİRASE (Türs C) Ask: Kalkanlar
TİRAŞ f Tıraş * Üst taraftan yontarak düzelten * Üst taraftan düz olarak yontma
TİRAŞİDE f Tıraş olmuş, tıraş edilmiş * Yontulmuş, düzleştirilmiş
TİRB (C: Tirâb-Etrâb) Anasından saçlı ve dişli doğan oğlan * Yaşta diğerine eşit olan nesne * Lezzet
TİRBAN (Türâb C) Topraklar
TİRDAN f Ok mahfazası, sadak
TİRE f Karanlık Bulanık
TİREDİL f Fena kalbli, kalbi kara
TİREGÎ f Karalık Bulanıklık
TİREGUN f Bulanık renkli, kara renkli Rengi bulanık
TİRENDAZ f Ok atan, okçu
TİREŞEB f Karanlık gece
TİRERE´Y (Tire-re´y) f Tedbirsiz
TİRHAL Yola çıkma, göç etme
TİRKEŞ f Okluk, ok kabı, sadak
TİRMİZÎ (Bak: Kütüb-ü Sitte)
TİRYAK Panzehir Zehirlenme veya hastalıklardan hemen şifâ bulmağa vesile olan ilâç
TİRYAKİ Afyon kullanmağa alışmış, afyonkeş * Keyif verici şeyler kullanmağa alışık olan * Mc: Huysuz, aksi, titiz
TİS´A Dokuz 9
TİS´A MİE Dokuz yüz 900
TİSHAN (C: Tesâhin) Çizme
TİS´ÛN (Tis´în) Doksan, 90
TÎŞ şiddet * Hafiflik
TÎŞE f Muharebede kullanılan başı sivri ve keskin balta, keser
TİŞRAB Şarap içmek
TİYAKA Cimaa pek ziyade düşkün olmak * Şehvetin galip olması
TİYATRO yun Dram, komedi ve sair piyeslerin temsil edildiği yer * Sahneye konulan oyun ve bu gibi temsilleri oynama san´atı(İşte dans ve tiyatro gibi o zamanın lehviyatları ve kebairleri ve bid´aları birer câzibedarlık ile pervane gibi nefisperestleri etrafında toplar, sersem eder Ş) (Bak: Roman)
TİYESE (Teys C) Erkek keçiler, tekeler
TİYFAK Helâk olmak, mahvolmak
TİYNET (Bak: Tıynet)
TİZ f Keskin * Çabuk, tez * Sık
TİZ-ÂB f Kezzap
TİZ-ÇEŞM f Gözü keskin
TİZ-DEST f Çabuk iş gören, eline çabuk
TİZÎ f Çabukluk, tezlik * Keskinlik * Sıklık
TİZNA f Kılıç, bıçak gibi şeylerin keskin olan ağız tarafı
TİZ-PÂ(Y) f Tez, süratli, ayağına çabuk
TİZ-PER f Hızlı ve çabuk uçan
TİZ-REFTÂR (Tiz-rev) f Çabuk yürüyüşlü, acele ile giden
TİZ-REV (Bak: Tiz-reftar)
TOKAT Kale içi, siper, ahır, ağıl El içi gibi yer * Dere arası olan hayvan mer´ası * El içiyle vurulan sille
TOLGA Başlık, miğfer nevilerinden birinin adıdır
TONAJ Bir vasıtanın iç hacmine göre taşıma kapasitesi
TOPUZ t Ucu top şeklinde sopadan ibâret eski silâh * Top şeklinde toplanmış saç * Kısa ve tıknaz kimse
TÖHEM (Töhmet C) Suçlar, töhmetler, kabahatler
TÖHMET Birisine isnad edilen, fakat kat´iyyetle işleyip işlemediği belirsiz olan suç, kabahat * İtham altında olma
TÖHMETLENDİRMEK Suç isnad etmek
TÖVBE (Bak: Tevbe)
TRAJ Fr Basılan gazete veya mecmuanın baskı sayısı
TRAJEDİ yun Fâcia Mevzuunu efsanelerden veya tarihî hâdiselerden alan, seyirciler üzerinde merhamet veya dehşet hissi uyandıran sahne eseri

Alıntı Yaparak Cevapla