Yalnız Mesajı Göster

Hobiler - El Becerileri Hakkında

Eski 10-29-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hobiler - El Becerileri Hakkında



Kadehlerimizi boyayalim

Arkadaslar kadehlerimizide yemek takimlrimiza uygun boyayabiliriz bakin modellere harika,hos degilmi?Yapmasida cok kolay cam boya almak ve renk paleti











DENIZ KABUKLU VAZO





Romantık Denız Kabukları nı yaptığımızdan beri aklımızın bir ucunda olan, deniz kabuklarıyla saksı yapma projesini gerçekleştirdik
Özellikle yazlık evlerde çok şık duracağından eminiz Hem öyle başına geçemediğimiz kadar da zor değilmiş yapması Detaylı anlatmaya çalıştığımız yapılış aşamalarını incelediğinizde bize hak vereceksiniz
Bizim sıkıntımız deniz kabuklarını yüzeye yapıştırmak yerine gömmek istiyorduk, önce polimer kil düşündük ama böyle bir yöntem çok pahalı olacaktı Derz dolguyu öğrenip, koçtaştan aldığımız küçük (2 kglık) ambalajla işi çözdük Derz dolgu bir inşaat malzemesi olduğu için küçük ambalajlarda bulmak zor oluyor
Yapılışına gelince;
Kapadokya bölgesinde çokça bulabildiğimiz toprak vazonun ilk hali;




Deniz kabuklarımız , çok farklı boyutlarda deniz kabukları kullandık, özellikle boşluklar için minikler çok işe yaradı




Derz dolguyu önce üzerinde yazan talimata göre sulandırdık, tarifte paketin tamamı için su miktarı yazıyordu biz göz kararı yumuşak hamur kıvamına gelecek kadar su ekledik ve 5 dk dinlendirdik Yine paketin üzerinde yazdığına göre çalışma süresi 2 saat donma süresi 30 dk, yani bu şu demek elimizi çabuk tutmamız gerekiyor deniz kabuklarını yerleştirirken




Deniz kabuklarını yerleştirdikten sonra kurumaya bıraktık, yarım saat diyor ama siz elle kontrol edip kuruduğundan emin olun




Kuruduktan sonra nemli bir süngerle derz artıklarını temizledik




Son aşamada da biraz parlaklık için sprey vernik kullandık
Vazomuzu bu şekilde tamamladık, bir tek çiçeğimiz eksik kaldı





DENIZ KABUKLU AYNA





Yazın toplanan denizkabuklarını değerlendirmek için yaptığımız bir proje daha Daha önce yaptığımız “Denız kabuklu vazo" ile yapılış aşamaları hemen hemen aynı
Fazladan kullandığımız ahşap objeyi boyadık ve ayna ile birleştirdik
Yapılış aşamaları ise şöyle;
Ahşap objeyi zımparalayıp 2 kat akrilik boya ile boyadık Deniz kabuklarını çerçeve üzerine yapıştırmak için kullanacağımız derz dolguyu, biraz su ile karıştırıp 5 dakika dinlendirdik(Derzin çok sulu olmaması gerekiyor, yoksa deniz kabuklarının üzerinden dökülmesi söz konusu, kötü bir şekilde tecrübe edilmiştir) Derzi çerçeve üzerine kısım kısım sürüp, deniz kabuklarınıda aynı şekilde yerleştirdik Kurumaya bırakmadan kenarlara taşan derzleri temizledik Kuruduktan sonra objenin üzerini nemli bir bezle silip deniz kabuklarının üzerinide temizledik




Daha önce uygun çapta kestirdiğimiz aynayı, yerleştirdik Aldığımız ahşap objede camı tutması için çivi benzeri bir şey olmadığından, arkasını kendinden yapışkanlı kağıtla kapattık




Kırılmamasına dikkat ederek kullanmaya başladık Çok az miktarda olan batıl inançlarımdandır bu ayna kırılması, nedenini de pek bilmem Bu çalışma sayesinde bu konuyu da araştırdım Ayna kırılmasının uğursuzluk getireceği inanışının kaynağı aşağıdaki gibiymiş efendim
Ayna kırılmasının uğursuzluk getireceğine olan inanış, en eski batıl inançlardan biridir Kökeni ilk aynanın yapılışından yüzyıllar öncesine, hatta ilk çağ insanına kadar gider Göllerde veya su birikintilerinde, kendi aksini gören ilkel insan şaşırmış, bunun kendisinin ruhu olduğunu sanmış, suyu bulandırıp görüntüsünün kaybolmasına neden olanları da düşman bilmiştir
İlk aynaların kullanılışı eski Mısır devirlerine rastlar Bunlar pirinç, bronz, gümüş hatta altın gibi metallerden yapılmış ve çok iyi parlatılmış yüzeylerdi ve de tabii ki kırılmaları mümkün değildi Bu devirde de bu parlak yüzeylerden yansıyan görüntünün o insanın ruhunun bir yansıması olduğuna inanılıyordu Sonraları buna vampirlerin ruhları olmadığından bu parlak yüzeylerde görüntülerinin de yansımadığı inancı ilave edildi
Cam kapların yapılmaya başlanılmasından sonra da, içindeki sudan yansıyan görüntünün ruhun bir yansıması olduğu inancı devam etti ama camlar kırılabiliyordu ve o zaman da içinde bulunan ruhun bir parçası vücudu terk ediyordu
Birinci yüzyılda Romalılar bu uğursuzluğun süresini 7 yıla çıkardılar Romalılar hayatın her yedi senede bir kendini yenilediğine İnanıyorlardı Camın kırılması sonucu ruh ve dolayısıyla insanın sağlığı tahrip olduğundan, vücudun kendini yenileyerek, sağlığına kavuşması için yedi yıl geçmesi gerekiyordu


Alıntı Yaparak Cevapla