Yalnız Mesajı Göster

10.000 Teorisi Ve Big-Bang'in Çöküşü Makale

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

10.000 Teorisi Ve Big-Bang'in Çöküşü Makale




Gün kelimesinin çabukluk ifade ettiğine dair bir örnek verelim:

“külle yevmin hüve fî şe’n” = “O her gün yeni bir iştedir”(Rahman 29)

Âyetteki “gün” kelimesi aslında “an” anlamındadır Çünkü Allah gerçekten de yaratmayı her-an yapar Burada kullanılan “gün” kelimesi en küçük zaman birimi “an” anlamına gelir Ama nedense üstadlarımız bu “yevm” kelimesini uzun zamanlar için kullanmayı tercih ediyorlar Kusura bakmasınlar ama biz bu tercihi bilimin etkisiyle yaptıklarını düşünüyoruz İşte(!) Allah burada “yevm” kelimesini “an” anlamında kullanmıştır Şimdi biz bu kelimeyi mesela Kâf Sûresi 38 âyete uygulayalım: "Andolsun ki Biz gökler ile yeri ve ikisi arasında olan şeyleri al*tı “an” da yaratmışız ve Bize hiç bir yorgunluk da gelmemiş*tir" Yâni demek istiyor ki, “biz alemi ânında yarattık”Bu şekilde çevirmek Kur’an’a bir halel getirmez Zorlamanın lüzumu yok

Kâinatın bu mükemmel düzeni, kâinatın adaletidir Nasıl ki toplumda meydana gelen en ufak bir adaletsizlik (rüşvet, vergi kaçırma vs) düzenin bozulmasına yol açıyorsa, kâinat materyallerinin düzeninde meydana gelecek olan en ufak bir düzensizlik yâni adaletsizlik de “kaos”un doğmasına yol açacaktır

Allah, Kur’an’ın bir çok âyetlerinde (Yunus 3, Furkan 59, Secde 4, Kâf 38, Hadid 4, A’raf 54, Hud 7, ) “altı gün”de yaratılıştan bahsediyor Kâinatı altı günde yarattığını defalarca ifade ediyor Bu âyeti olduğu gibi almayıpta farklı şekilde açıklamayı seçenler neye göre farklı bir tefsir yoluna gidiyorlar? Halbuki Allah; “onun katında bir gün, sizin katınızda bin yıl gibidir” diyerek, bu zamanın araştırılmasına ve hesaplanmasına yöneltmek istiyor gibi ifade kullanıyor Tefsircilerin bu “altı gün”e farklı bir mana vermek istemelerinin nedeni, kesinlik içermeyen bilimden başka ne olabilir? Bilimle zıtlaşmaktan mı korkuluyor? Şurası kesin ki; mutlak gerçeği sadece Kur’an bildirir, bilim değil Bilimin yaptığının bir-çoğu sadece “varsayım”lardır

Kur’an, “mübin” yâni açık ve anlaşılır olduğu için, içinde geçen rakamlar üzerinde zorlama yorumlar yapmak yanlış olur Çünkü bu rakamlar da gâyet açıktır/mübindir “altı gün” diyorsa, başka değil, “altı gün”dür Kur’an’da verilen “süre”ler, insanların bildiği, dünyaya göre olan sürelerdir “altı gün” de dünyaya göre bir süredir

“Gün”-“yevm” kelimesi belirli geliyorsa, yâni rakamla birlikte verilmişse o rakamı doğru kabûl etmek gerekir Fakat rakam ile birlikte gelmemiş olan “hesap günü” ifadesi gibi belirsiz geliyorsa, o zaman o günün 24 saatlik bir gün değil, daha fazla bir süreyi kapsadığından bahsedebilirz

“Gündüzün bir saatinden başka hiç ömür sürmemişler gibi onları bir arada toplayacağı gün, onlar birbirlerini tanımış olacaklar” (Yunus 45)

“Kıyamet-saatinin kopacağı gün, suçlu-günahkarlar, tek bir saatin dışında (dünya hayatı) yaşamadıklarına and içer*ler” (Rum 55)

Mehmed Alagaş bu âyetleri yorumlarken şöyle diyor:

Bu konudaki âyet-i kerimelere dikkat edilirse, dünya yaşantısının süresiyle ilgili olarak verilen bütün cevaplarda, kişilere göre değişebilen bir görecelik değil, genel bir or*taklık vardır

“Bir saat veya bir saatten daha az

Dünyada sadece bir saat veya bir saatten daha az ya*şadıklarını yemin ederek söyleyen bu insanlar, zaman konusundaki mutlak gerçeği kavrayan ve bu mutlak gerçeğe göre cevap veren insanlardır

Gerçekten, senin Rabbinin katında bir gün, sizin saymakta olduğunuz bin yıl gibidir(Hac 47)

Bu âyete göre; Allah’ın katında geçen “bize göre bir gün” yâni “24 saat”, (Kur’an bize göre konuştuğu için, bir günü 24 saat olarak aldım) bizim katımızda geçen “bin yıl”a, yâni 24x365x1000= 8760000 (sekiz milyon yedi yüz altmış bin) saate eşit olur Şimdi bu değerleri, yâni 8760000 saati 24 saate indirgersek, yapacağımız bir dizi işlemden sonra ulaşacağımız rakam “24 salise” olacaktır 24 saliseyi de 6 günde yarattığı için 6 ile çarparsak elde edeceğimiz rakam; “24x6=144 salise” = ”144 saniye” olacaktır Bu ise (Allahualem) Allah’ın kâinatı yaratma süresidir 144 saniye, Allah’ın “kün” emri için yada “izin verme”si için yeterli ve ideal bir süredir Zaten “kudreti sonsuz” bir yaratıcı için bundan daha fazla bir süre düşünülemez Allah, ortalama 144 saniyelik bir süre içinde “OL” demiş ve her şey bir-anda kendini “olmuş” buluvermiştir En doğrusunu Allah bilir

Einstein’ın izâfiyet teorisi ile zamanın izafi olduğu ortaya konduktan sonra 15 milyar yıl ile birkaç saniye arasındaki farkın önemi de kalmamıştır

Bu bahsettiklerimizin nihâyetinde gerçek anlamını vermek istediğimiz; “lehü kün fe yekün” cümlesi “ol” der ve olacak olanların tamamı bir-anda olur” anlamına gelecektir

Doğrusu o azap onlara ansızın gelecek de kendilerini dondurakalacaktır; artık ne geri çevrilmesine güçleri yetecek, ne de kendilerine mühlet verilecektir(Enbiya 40)

Yer ayaklarının altından kayıp param-parça olduğu gün her şey son-sürattir İşte bu akıl-sır ermez bir toplanıştır(Kâf 44)

Âyette de belirtildiği gibi “son saat” ansızın gerçekleşecek bir olaydır Başlaması ve bitmesi anlık bir olaydır Kur’an-ı Kerim bunu (Yusuf 107, Hac 55, Şuara 202, Ankebut 53, Yasin 49, Zümer 55, Zuhruf 66, Muhammet 18, Enam 31, 44, Araf 187) âyetlerinde farklı vurgularla anlatır Geliş ve gidiş arasında fark yoktur, sadece aynı şeyin ters olarak tekrarlanmasıdır Başlangıç ve bitiş arasında da “olma” yönünden fark yoktur, bir-anda başlar ve bir-anda biter Mesela bir-anda koşmaya başlarsın ve bir-anda durursun Bir şeyin bitişinin nasıl olduğu, o şeyin başlangıcının nasıl olduğunu da anlatır İşte bunun gibi; “bitiş ansızın olacağı gibi, başlangıç da ansızın olmuştur” Allah zımnen; “işte başlayış da böyle ansızın olmuştu” demek istemiştir Bu “ansızın olma”nın bir işareti ve bir kanıtı da olamaz Buna kanıt aramak abesle iştigaldir Mustafa İslamoğlu’nun deyimiyle; “ansızın gelenin işareti olmaz”

Evrendeki yııldızların entropi yasasından dolayı enerjileri sürekli azalmakta olduğundan, evrendeki soğuma artmaktadır, (“ısı ölümü”) Bu soğuma mutlak soğumaya (-273,15 derece) ulaştığında hareket duracak ve her şey bir-anda kendi içine ve sıfıra doğru çökecektir Çünkü uzaydaki yıldızların oluşumunu sağlayan gaz stoklarının yıldızların yeniden oluşumunu mümkün kılamayacak şekilde bir gün bitecektir

Dindar kesim, kâinatın bir başlangıcı ve bir sonu olduğunu açıkladığı için Big-Bang teorisini hemen kabûl ettiler Hâlbuki evrenin bir başlangıcının ve bir sonunun olduğunu ispat etmek için ille de Big-Bang teorisine gerek yoktur Termodinamiğin ikinci kanunu olan entropi yasası bunu zaten daha evvelden yapıyordu

Allah’ın kâinatı ilk başta nasıl yarattığını mı soruyoruz? Eğer öyleyse ağaçların, çiçeklerin, hayvanların, yıldızların ve tabi ki insanın her gün nasıl yaratıldığına bakmakla bu sorunun cevabını bulabiliriz

Aslında yaratıklar arasında yaratılması yüce Allah'a zor gelen herhangi bir varlık yoktur Ancak karşılaştırma insanların ölçülerine göre yapılıyor Çünkü insanların değer ölçülerine göre yeniden yapmak, ilk kez yapmaktan daha kolaydır Yoksa yüce Allah'ın gücüne oranla ilk kez yapmak yeniden yapmak gibidir, yeniden yapmak da ilk kez yapmak gibidir Bu işlem için sadece yüce Allah'ın iradesinin yönelmesi ve “ol” sözü yeterlidir “O da oluverdi” Kâinat, her an “ol” sözüne muhataptır, “her an” yeniden yaratılır Zaten “kün feyekün” sözündeki “fa” bağlacı çabukluk ifade eder Yâni “ol der, çabucak oluverir” anlamına gelir

“Fa” bağlacı çabukluk ifade eder ve iki şey arasında kopmaz bir bağdan bahseder Bu bağ kesintisiz bir bağdır “Kün fe yekün” derken de, burada kullanılan “fa” bağlacı çabukluk ifade eder ve “kün” ve “yekün” arasında “fa” bağlacı çabukluk oluşturacağından dolayı iki kelime arasında bir ayrılığın olmadığını anlarız “kün” ve “yekün” arasında kopmaz bir bağ vardır ve bu bağ “kopmaz” olduğu için ikisi arasında küçük de olsa bir ayrılıktan bahsedilemez Bir ayrılıktan bahsedilemeyeceği için herhangi bir zamandan da bahsedilemez İşte bu yüzden; “ol der ve olmaya başlar” gibi bir tercüme yapılamaz Ancak “ol der ve o şey ânında olur” diye bir tercüme yapılabilir


Alıntı Yaparak Cevapla