Konu
:
Hatay Turistik Yerler
Yalnız Mesajı Göster
Hatay Turistik Yerler
10-14-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Hatay Turistik Yerler
Hatay Turistik Yerler
Hatay /Hatay Turistik Yerler
Antakya Kalesi ve Surları: M
Ö
300 yıllarında İskender’in generallerinden Seleucos I
Nikator tarafından kurulan Antakya Kalesi dünyanın önemli yapıları arasında yer alır
Sırasıyla Seleucoslar Romalılar Bizanslılar Haçlılar Selçuklular ve Osmanlılar tarafından kullanılarak zamanımıza kadar gelebilmiştir
Sayısız depremler ve savaşlar sonucunda çok harap olmuştur
Bugün ayakta kalan duvarların büyük bir kısmı M
S
6 yy’da Bizans İmparatoru Justinianus tarafından yapılmıştır
Kale duvarları ; Asi Nehri’nin kenarından başlayarak Silpius Dağları arasında dolanıp Küçükdalyan’da tekrar nehre kavuşmaktaydı
Şimdi ancak Silpius Dağı üzerindeki kısımlar bulunmaktadır
St
Pierre Kilisesi:
Antakya-Reyhanlı yolu üzerinde kente 2 Km uzaklıkta Habib Neccar Dağ’ı yakınındadır
Doğal bir mağara olup eklemelerle Kiliseye dönüştürülmüştür
İsa’nın 12 havarisinden biri olan St
Pierre (Aziz Petros) Antakya’ya M
S
29-40 tarihleri arasında gelmiş ve Hıristiyanlığı yaymaya çalışmış
İlk dini toplantının yapıldığı bu kilisede cemaat ilk kez Hıristiyan adını almış
Hıristiyanlığın ilk kilisesi olarak bilinir
Bu mağara M
S
XII-XIII
yy
’larda Haçlılar tarafından ön cephesine yapılan ilave inşaat ile gotik tarzda bir kilise şekline çevrilmiş mağaranın tabanında tahrip olmuş bir şekilde M
S
4 ve 5
Yüzyıllara ait mozaik kalıntısı vardır
Ayrıca bir altar niş içinde mermer küçük St
Pierre’nin heykeli kutsal sayılan su saldırı esnasında cemaatin gizlice kaçmasına yarayan tünel bulunmaktadır
Kilise 1963 yılında Papa VI
Paul tarafından Hıristiyanlar için Hac yeri ilan edilmiştir
Her yıl 29 Haziran’da Katolik Kilisesince burada bir ayin düzenlenmektedir
Haron (Charonion) Kabartması ;
St
Pierre Kilisesinin 200 m
kuzeyinde bulunan kabartmalar kayalara oyulmuş dev bir büstle dikkat çeker
Büst başında örtü bulunan tamamlanmayan bir kadın portresini andırmaktadır
Kabartmalar I
Yüzyılda Antiochus zamanında bir veba salgını sırasında yapılmıştır
Demirkapı :
St Pierre Kilisesi yakınından geçen Hacıkürüş Deresinden akan şiddetli selleri kontrol altına alabilmek için Habib Neccar Dağı ile Haçdağı’nı birbirinden ayıran derin ve dar vadi üzerinde yüksek ve sağlam bir duvar yapılmıştır
Şehir kapılarından biri de (Demirkapı) aynı zamanda sur görevi yapan bu duvar üzerindedir
St
Pierre Kilisesi yanından Demirkapı’ya gidilebilmektedir
Ortodoks Kilisesi (Aziz Piyer ve Aziz Paul Kilisesi) :
Antakya’da Hürriyet Caddesi’nde bulunan Kilisenin yapımına 1860’lı yıllarda başlanmış ancak 1872 depreminde büyük hasar görmüş tekrar başlayan yapım çalışmaları 1900 yılında tamamlanmıştır
SU KANALLARI :
Seleukos ve Roma dönemlerinde Harbiye çağlayanlarından Antakya’ya su getirmek için yapılan 10 km
uzunluğundaki kanalların ve köprülerin kalıntılarını bugün de görmek mümkündür
Bunların en belirgin bölümleri Harbiye-Antakya arasındaki kalıntılar ile Antakya’da Devlet Hastanesi yakınlarında bulunan “Memekli Köprü”dür
ÇEŞMELER :
Antakya içinde yer yer bazı binaların bitişiğinde ya da duvarlarına yapışık olarak yapılmış eski taş çeşmelere rastlanır
Bunlardan bir kısmı 19
yüzyıldan kalmıştır
Büyük bir kısmı ise 20
yüzyıl başlarında yapılmıştır ve “Zugaybe Çeşmesi” adıyla anılırlar
Suyu 1
Dünya Savaşı yıllarında Dursunlu Köyü yakınlarından imece usulü ile getirilen bu çeşmeler şahıslar tarafından yaptırılmıştır hemen hepsi halen kullanılır
Bu çeşmelerin suyu yumuşak içimli soğuktur
Harbiye (Daphne)
Hatay’ın çağlayanlar bölgesi olan Harbiye 6 km
’lik bir yolla Antakya’ya bağlanır
Şelaleleri ile çok serin olduğundan yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği bir mesire yeridir
Platonun güneyinden fışkıran kaynaklar çeşitli şelaleleri meydana getirdikten sonra Asi Nehrine karışırlar
Bu şelalelerin Antik çağdaki isimleri Kastalia Pallas ve Saramanna’dır
Harbiye’de yapılan arkeolojik araştırmalardan anlaşılacağı üzere kazı neticesinde elde edilen buluntulardan M
Ö
4500-3000 tarihinden itibaren yerleşim yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir
Hellenistik ve Roma devrinde zengin halk kesimi Antik çağda da bir mesire yeri olarak kullanılabilmesi için büyük malikaneler ve villalar yaptırmışlardır
Makedonya Kralı büyük İskender’in generallerinden I
Seleucus Nikator Antakya’yı kurarken burayı da imar etmeyi ihmal etmemiştir
Asıl gelişme Helenistik devri krallarından Antiochus Epiphanos zamanında olmuştur
Bu devirde Apollon mabedi inşaa edilmiştir
Roma çağında ilk önce İmparator Pompeus imara başlamış daha sonra diğer imparatorlar tarafından hamamlar büyük villalar inşaa edilmiştir
Antik çağda bütün Yakındoğu’da Apollo adına düzenlenen yarışlar ve oyunlarla ün kazanan bu yer 1268’de Memlukluların eline geçtikten sonra bir daha eski parlak dönemine erişememiştir
Çevlik (Seleukeia Pieria) :Antakya’nın 35 km batısında Musa Dağı’nın güne-yinde kurulmuş antik şehirdir
Bu bölgede ilk iskan M
Ö
4500 yıllarına kadar iner
Bütün dünyaca bilinen tarihi Seleukoslarla başlar
Büyük İskender’in ölümünden sonra generalleri arasında paylaşılan ve burayı da içine alan topraklar generallerin-den Seleucus’a kalır
Seleukoslar merkezleri Babil olmasına rağmen buradan Akdeniz’e hükmetmek istiyorlardı
Bunun güçlü-ğünü anlayan İmparator önce burayı devletinin başkenti yapmayı düşün dü
Ancak her an denizden saldırıya uğraması mümkün ve savunması güç olan bu şehri başkent yap-maktan vazgeçerek Antakya’ya yöneldi
Roma egemenliğine geçtiğinde de önemi daha da artmıştır
Daha sonra Bizans hakimiyetine geçmiştir
Bu dönemde liman eski önemini kaybetmiştir
Seleukeia Pieria şehri aşağı ve yukarı şehir olmak üzere iki kısımdan kurulmuştur
Yukarı şehir deniz seviyesinden 300 metredir
Burada büyük malikaneler mabetler ve resmi binalar bulunmaktadır
Aşağı şehir liman ve çevresinde kurulmuştur
Aynı zamanda burada büyük bir hamam ve küçük bir tiyatro bulunmaktadır
Şehrin ÇARŞI’ı ve EL-MİNA ismini taşıyan iki kapısı bulunmaktadır
Şehrin tamamı bir surla çevrilidir
Dor Mabedi :
Tümüyle beyaz mermerden yapılan mabedin kalıtları Kapısuyu Köyü’ne giden yolun 2
km
’sinde bulunur
Bir zamanlar Seleukeia kentinin merkezinde yer almış kral mabedi olarak tüm şehri görecek şekilde inşaa edilmiştir
Tapınaktan geriye sütun parçaları başlıklar mermer altlıklar büyük temel taşları kalmıştır
Titus Vespasianus Tüneli : Seleukeia Pieria antik kentininin aşağı şehir kısmında bulanan tünel İ
Ö
I
yüzyılda yapılmıştır
Samandağ en canlı günlerinde dağlardan inerek yaşamı tehdit eden sel ve taşkınlarla baş etmek durumundaydı
Nitekim akıntıların sürüklediği toprak limanı kullanılmaz duruma getirmişti
Bunun üzerine Roma imparatoru Vespasianus şehrin etrafını dolanacak böylece akıntıların yönünü değiştirecek bir tünelin yapımını emretti
İnşaat İ
S
69 da başladı İ
S
81 yılında halefi ve oğlu Titus tarafından bitirildi
Tümüyle dağ içine oyulan tünel 1380 m
uzunluğunda 7 m
yüksekliğinde 6 m
genişliğindedir
Tünelin her iki ucunda Vespasianus’a ait kitabe bulunmaktadır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul