Yalnız Mesajı Göster

Hatay Turistik Yerler

Eski 10-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hatay Turistik Yerler




Kaya Mezarı ve Beşikli Mağara:

Titus tünelininin yakınındadır Yolu tünelin girişinden ayrılır Geniş alana yayılan mezarlık kayalık yamaçlara oyularak yapılmıştır Mezarlarda Romalılara ait 12 adet Kral mezarı bulunmuştur Kral ailesine ait mezarların yanı sıra halka ait olanlarda vardır Nekrepolun hemen yukarısında o dönemde resmi daire olarak kullanılan çalışma odalarının kalıntıları mevcuttur

Aççana (Alalah) Hitit Saray Harebesi :Antakya - Reyhanlı Karayolunun 22 Km’sinde yolun sağında yer almaktadır MÖ 19 ve 15 yüzyıllara ait iki saray kalıntısı mevcuttur Aççana Höyüğü Antik (Alalah) şehrinin kalıntısıdır İlk iskan MÖ 3400 yılında başlamıştır Mısırlılar Mitaniler Mezopatomya devletleri ve Etiler gibi kavimlerinin de yerleşim alanı olarak kullandığı 17 yerleşme tabakası mevcuttur 4 7 tabakalarında büyük saraylar vardır En eski saray 7 Tabakalarda Babil Kralı Hammurabi ile çağdaş Yamhat ve Hitit Prensi Yarım-Lim tarafından inşaa edilmiş olanıdır Bu saray MÖ 18 Yüzyıla aittir

MÖ 15 yüzyıla ait 4 tabaka sarayı bu sarayın hemen bitişiğindedir Kral Nigme- Pa’ya Aittir Saraylar taş temeller üzerine kerpiçle inşaa edilmiş olup daireler bir iç avlunun etrafında sıralanan mekanlar dizini halindedir

İssos Harabeleri :

Erzin ilçesi sınırları içinde Adana yolu ile deniz arasında Seleukos döneminden Epiphania kentine ait olan ve “İssos Harabeleri” olarak bilinen su kemerlerinin kalıntılarıdır

Danaahmetli Köprüsü : Kırıkhan Ovasında Karasu Nehri üzerinde 6 gözlü bir taş köprüdür Köprünün 16 yüzyıla ait olduğu sanılmaktadır

Demirköprü: Antakya-Reyhanlı yolunun 20 Kilometresinde aynı adla anılan köyde Asi Nehri üzerinde bulunan bu taş köprü yıkılan Antakya köprüsünün bir benzeridir Ortaçağda bu köprü bölgenin en önemli geçitlerinden ve Antakya’nın savunmasında büyük rol oynayan yerlerden biriydi

Köprünün iki ucunda da kuleler ve kapılar vardı Osmanlı döneminde burada derbent teşkilatı vardı ve geçiş ücretliydi Kuleler 1837 yılında depremde yıkılmıştır Köprü halen sağlamdır

Kızlar Sarayı (Kasr El Banet) : Reyhanlı-Halep asfaltı üzerinde (tampon bölgede) bulunmaktadır Bu sarayın bölgeyi kontrol altında tutan bir merkez olduğu ve Bizans devrine ait olduğu sanılmaktadır Saray girişine iki taraflı kesme iri blok taşlardan oluşan bir geçitten girilmektedir Giriş kısmı yıkılmıştır Orta kısmında yüksek kare planlı bir kule bulunmaktadır Kule yıkılmaya yüz tutmuştur Kulenin kuzey tarafında çeşitli oda kalıntılarına rastlanılmıştır Bu odalarının sarayı koruyan askerler tarafından kullanıldığı düşünülmektedir Kulenin doğu tarafında nişler içerisine yerleştirilmiş 8 adet sonradan tahrip edilmiş mezar kısımları ile su deposu alanı mevcuttur Bu kısmın örtü sisteminin düz dam olduğu taşlar üzerindeki ahşap atıl deliklerinden anlaşılmaktadır Kulenin güney tarafında kilise kalıntısına rastlanmıştır

Antakya Kalesi ve Surları: MÖ 300 yıllarında İskender’in generallerinden Seleucos I Nikator tarafından kurulan Antakya Kalesi dünyanın önemli yapıları arasında yer alır Sırasıyla Seleucoslar Romalılar Bizanslılar Haçlılar Selçuklular ve Osmanlılar tarafından kullanılarak zamanımıza kadar gelebilmiştir Sayısız depremler ve savaşlar sonucunda çok harap olmuştur

Bugün ayakta kalan duvarların büyük bir kısmı MS 6 yy’da Bizans İmparatoru Justinianus tarafından yapılmıştır Kale duvarları ; Asi Nehri’nin kenarından başlayarak Silpius Dağları arasında dolanıp Küçükdalyan’da tekrar nehre kavuşmaktaydı Şimdi ancak Silpius Dağı üzerindeki kısımlar bulunmaktadır

StPierre Kilisesi:

Antakya-Reyhanlı yolu üzerinde kente 2 Km uzaklıkta Habib Neccar Dağ’ı yakınındadır Doğal bir mağara olup eklemelerle Kiliseye dönüştürülmüştür İsa’nın 12 havarisinden biri olan StPierre (Aziz Petros) Antakya’ya MS 29-40 tarihleri arasında gelmiş ve Hıristiyanlığı yaymaya çalışmış İlk dini toplantının yapıldığı bu kilisede cemaat ilk kez Hıristiyan adını almış Hıristiyanlığın ilk kilisesi olarak bilinir

Bu mağara MS XII-XIII yy’larda Haçlılar tarafından ön cephesine yapılan ilave inşaat ile gotik tarzda bir kilise şekline çevrilmiş mağaranın tabanında tahrip olmuş bir şekilde MS 4 ve 5 Yüzyıllara ait mozaik kalıntısı vardır

Ayrıca bir altar niş içinde mermer küçük StPierre’nin heykeli kutsal sayılan su saldırı esnasında cemaatin gizlice kaçmasına yarayan tünel bulunmaktadır

Kilise 1963 yılında Papa VI Paul tarafından Hıristiyanlar için Hac yeri ilan edilmiştir Her yıl 29 Haziran’da Katolik Kilisesince burada bir ayin düzenlenmektedir

Haron (Charonion) Kabartması ;

St Pierre Kilisesinin 200 m kuzeyinde bulunan kabartmalar kayalara oyulmuş dev bir büstle dikkat çeker Büst başında örtü bulunan tamamlanmayan bir kadın portresini andırmaktadır Kabartmalar I Yüzyılda Antiochus zamanında bir veba salgını sırasında yapılmıştır

Demirkapı :

St Pierre Kilisesi yakınından geçen Hacıkürüş Deresinden akan şiddetli selleri kontrol altına alabilmek için Habib Neccar Dağı ile Haçdağı’nı birbirinden ayıran derin ve dar vadi üzerinde yüksek ve sağlam bir duvar yapılmıştır Şehir kapılarından biri de (Demirkapı) aynı zamanda sur görevi yapan bu duvar üzerindedir St Pierre Kilisesi yanından Demirkapı’ya gidilebilmektedir

Ortodoks Kilisesi (Aziz Piyer ve Aziz Paul Kilisesi) :

Antakya’da Hürriyet Caddesi’nde bulunan Kilisenin yapımına 1860’lı yıllarda başlanmış ancak 1872 depreminde büyük hasar görmüş tekrar başlayan yapım çalışmaları 1900 yılında tamamlanmıştır

SU KANALLARI :

Seleukos ve Roma dönemlerinde Harbiye çağlayanlarından Antakya’ya su getirmek için yapılan 10 km uzunluğundaki kanalların ve köprülerin kalıntılarını bugün de görmek mümkündür

Bunların en belirgin bölümleri Harbiye-Antakya arasındaki kalıntılar ile Antakya’da Devlet Hastanesi yakınlarında bulunan “Memekli Köprü”dür


Alıntı Yaparak Cevapla