Yalnız Mesajı Göster

Osmanlıca Sözlük (N Harfi)-Osmanlıca Sözlük (N Harfi)İle İilgili Kelimeler...

Eski 09-10-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlıca Sözlük (N Harfi)-Osmanlıca Sözlük (N Harfi)İle İilgili Kelimeler...



RE: Osmanlıca Sözlük (N Harfi) NAZC Olgunluk, olma, pişme, kıvam bulma Yetişme * Büluğa erme Bâliğ olma
NAZC-I KABL-EL VAKT Zamanından önce büluğa erme
NAZD Her şeyi yerli yerine koymak
NAZDAR f Nazlı Naz yapan Şımarık * Meşhur bir cins lâle
NAZEKÎ Nâziklik, incelik
NAZENDE f Nazlı, naz edici, naz yapan
NAZENİN f İnce, nazlı, zayıf, lâtif, hoş eda olan, nazlı yetişmiş, şımarık Oynak Nazik endamlı
NAZH Su çekme Herhangi bir yer, çukur veya kuyudan bir şeyler çıkarma
NAZH Su serpmek, su saçmak * Suyun çok olması * Suyun, pınarından çıkıp akması * Defetmek, kovmak
NAZH Bulaşmak
NAZHA Yağmur
NAZIC Olgun, pişmiş, kıvama gelmiş, yetişmiş
NAZIH (C: Nevâzıh) Deve ile su çekilen kuyu
NAZIM Nizamlayan, nazmeden Manzume yazan, düzenleyen
NAZIMÂNE f Nazım olana yakışır surette
NAZIMÎN (Nâzım C) Tanzim edenler, düzenleyenler, nizama koyanlar
NAZIR (C: Nüzzâr) Nazar eden, bakan * Bir idarenin veya dairenin umur ve işlerine bakan en büyük memur Bir işin idaresine memur reis * Kabine azalarından herbiri Nâzır Vekil Bakan * Vâsinin yapacağı tasarruflara nezarette bulunmak üzere musi veya hâkim tarafından tayin olunan zat (Ist Fık K)(Bir noktayı tam yerinde icad etmek için, bütün kâinatı icad edecek bir kudret-i gayr-ı mütenahî lâzımdır Zira, şu kitab-ı kebir-i kâinatın herbir harfinin, bâhusus zihayat herbir harfinin, herbir cümlesine müteveccih birer yüzü, nâzır birer gözü vardır M)
NAZIR Taze, tazeleşen
NAZIRA Nazar eden, nezaret eden, bakan * Göz
NAZIRA-HÂN f Bakarak taklid eden
NAZIYY (C: Enzâ) Boğaz
NAZİ' Çekici kimse * Husumet eden, düşmanlık eden
NAZİAT Hz Azrâil'in (AS) avenesi olan bir taife melâike ki; şerli ve kötü ruhlu insanların canlarını şiddetle alırlar * Nez'edenler Çekip koparanlar
NAZİAT SURESİ Kur'an-ı Kerim'in 79 Suresidir Sâhire ve Tâmme Suresi de denir
NAZİC Pişmiş, yetişmiş, olgunlaşmış, kıvamına ermiş
NAZİD (Nazide) Tertibli, nizamlı, yerli yerinde * Minder yastık vs gibi ev eşyası
NAZİF(E) Temiz, pâk, nazik
NÂZİK f Nezaketli Terbiyeli Zarif İnce, dayanıksız * Ehemmiyet verilmesi icab eden * Tehlikeli husus
NÂZİKÂNE f Nazik kimseye yakışır şekilde, kibarlıkla, terbiyelice
NÂZİK-BEDEN f Vücudu, bedeni nâzik olan
NÂZİK-EDÂ f Nâzik tavırlı, kibar
NÂZİK-ENDÂM f Lâtif ve güzel vücutlu Nâzik endamlı
NÂZİK-GÜZİN f Çok nâzik Seçkin, nâzik
NÂZİK-HULK Yaradılışı ve tabiatı nâzik olan
NÂZİKÎ f Nâziklik Nezaket
NÂZİK-TEN f Nâzik vücudlu
NÂZİK-TER f Çok nâzik
NÂZİK-TERİN f En nâzik, daha nâzik
NÂZİL (Nüzul dan) Nüzul eden, inen, yukardan aşağıya inen, bir yere konan Bir yerde konaklayan
NÂZİLE Belâ, sıkıntı * İnme, nüzul * Nezle hastalığı
NAZİM Sıra sıra, dizi dizi olan şey
NAZİR Tâze * Altın
NAZİR(E) Bir şeye benzemek üzere yapılan şey Denk, eş, örnek Benzeyen * Edb: Bir şairin manzumesine, başka bir şair tarafından aynı vezin ve kafiyede olmak üzere yapılan benzer
NAZİRE Mühlet vermek, tehir etmek
NAZİREGÛ f Nazire söyliyen
NAZİYE Kenarı az olan çanak
NAZİZ (C: Nizâz-Nezâyız) Az miktar su * Az yağmur * Az az akmak
NAZL Ok atmak
NAZM Sıra, tertib * Kafiyeli, vezinli, söz, şiir * Dizili olan şey * Kur'an âyetleri
NAZM-I CELİL Pek büyük kıymetli nazm edilmiş güzel söz * Kur'an-ı Kerim'in bir vasfı * Celil olan Cenab-ı Hakk'ın nazmı
NAZM-I LAFZ Kelâmın, lâfız esas alınarak düzenlenmesi
NAZMEN Nazım olarak, manzume halinde Sıralı ve tertibli olarak
NAZMİYYAT (Nazm C) Manzum yazılar
NAZNAZA Yılanın dilini çıkarıp hareket ettirmesi
NAZ-PERDAR f Birinin nazını çeken
NAZ-PERDARÎ f Naz çekme
NAZPERVER f Naz eden, naz yapan
NAZ-PERVERD (Nâzperverde) f Naz içinde büyümüş, nazlı
NAZR (Nazir) : (C: Enzur) Altın
NAZRA (Bir tek) bakış
NAZRAGÂH f Gözle bakılan yer, bakış yeri Göz önü
NAZRAKÜNÂN f Seyrederek, bakarak
NAZRE Cin gözü * Nazarı değen adam
NAZRET Tazelik, tarâvet
NAZUME Bir cins renkli kumaş
NAZUR (C: Nevâzır) Gece bekçisi
NAZÜKÎ f Nâziklik, incelik
NAZZ (Nâzz) : Dirhemler ve dinarlar
NAZZAM En çok nazmedici, en güzel nazmedici, en güzel tanzim eden
NAZZARE Bir şeye bakan kavim
NE f "Değil, yok," mânasına nefy edâtıdır
NEAB Karga yavrusu * Horoz veya karga gibi ötme
NEAİM (Neâme C) Deve kuşları
NE'AL Nalbant
NEAM "Evet, olur" mânâsında cevap edâtıdır * Pek iyi, âferin mânâlarında tasdik ve tahsin kelimesidir * At, deve, sığır, koyun gibi dört ayaklı hayvana da denir
NEAMA' Nimetler İhsan, atiyye * Rahatlık Refah-ı hâle sebep olan şey
NEAMAT (Neâme C) Deve kuşları
NEAME (C: Neâm-Neamât) Deve kuşu * Cemaat * Gölgelik, gölgelenecek yer
NEAM-LA Evet, hayır " Doğru fakat, mes'elenin içinde senin hatırına gelmeyen şu da var" mânâsınadır
NE'AR Baş kaldıran, âsi, kafa tutan, serkeş
NEAYİM Menazil-i kamerden dört nurlu yıldızın adı
NE'B (C: Niyeb) Sâfi nesne * Yaşlı dişi deve
NEB' Gizli ses
NEB' Suyun çıkıp akması * Bir ağaç cinsidir ve yay yaparlar, budaklarından da ok yapılır
NEBA' Kaynak olmak, pınardan su çıkarmak, su akması * Akçaağaç
NEB'A Yay yapacak yer
NEBAA Oturacak yer, kıç, mak'at
NEBAC Sesi yüksek olan
NEBAGAT Meydana çıkma
NEBAH (Nibâh-Nübâh) Köpek havlaması * Yılan seslenişi * Keçi ve geyik inleyişi
NEBAHE(T) (Nebahat) şeref, şan, onur, itibar * şan, şeref ve itibar sâhibi
NEBAİL (Nebile C) Yüceler, ulular, yüksekler
NEBAİR (Nebire C) Torunlar
NEBALE(T) Zekâ, fazilet ve neciblik sâhibi olmak * Büyüklük, azamet * İyi olmak * Cömertlik, elaçıklık * Okçu, ok yapıp satan Okçuluk
NEBAT Acem fellahlarından bir kabile
NEBAT (C: Nebatât) Topraktan yetişen, biten her çeşit şey Bitki * Yemen diyarında bir kabile adı
NEBATÂT (Nebât C) Nebâtlar, bitkiler
NEBATÎ Nebat cinsinden, nebata mensup ve nebata ait, yerden biten cinsinden olan
NEBATİYYUN Botanik bilginleri, botanik âlimleri
NEBBAC Sesi sert olan
NEBBAH Havlayıcı
NEBBAL Ok yapıp satan kimse Okçu
NEBBAR Fasih dilli, güzel konuşan adam
NEBBAŞ Mezar soyucu, kefen soyucu
NE'BE (C: Nâibat) Musibet, belâ
NEBE' Haber (Peygam)

Alıntı Yaparak Cevapla