Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (M Harfi)-Osmanlıca Sözlük (M Harfi)İle İlgili Kelimeler...
RE: Osmanlıca Sözlük (M Harfi) MA'RİFETULLAH Masnuat-ı İlâhiyeyi ve Kur'âni hakikatleri tefekkür ve tahsil ile veya lütf-i İlâhi ile kalbi inkişâf ve basirete sâhib olmak Esmâ-i İlâhiyyeyi tanımak İlâhi hakikatlara vukufiyet Her işte Allah rızâsına en uygun hareket tarzını bilip amel etmek (Ma'rifetin zıddı; inkârdır İlmin zıddı ise; cehildir ) (Bak: Vicdan-İrfân)(Muhyiddin-i Arabi, Fahreddin-i Râzi'ye mektubunda demiş: "Allah'ı bilmek, varlığını bilmenin gayrıdır " Bu ne demektir? Maksad nedir soruyor?Usul-üd-din imamları ve ulema-i ilm-i Kelâmın akaide dair ve vücud-u Vâcib-ül-Vücud ve Tevhid-i İlâhiye dair beyanatları, Muhyiddin-i Arabi'nin nazarında kâfi gelmediği için, İlm-i Kelâm'ın imamlarından Fahreddin-i Râzi'ye öyle demiş Evet, İlm-i Kelâm vasıtasiyle kazanılan Mârifet-i İlâhiye, mârifet-i kâmile ve huzur-u tam vermiyor Kur'an-ı Mu'ciz-il Beyan'ın tarzında olduğu vakit, hem mârifet-i tâmmeyi verir; hem huzur-u etemmi kazandırır ki, inşâallah, Risale-i Nur'un bütün eczaları, o Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın cadde-i nurânisinde birer elektrik lâmbası hizmetini görüyorlar Hem, Muhyiddin-i Arabi'nin nazarına, Fahreddin-i Râzi'nin İlm-i Kelâm vâsıtasiyle aldığı mârifetullah ne kadar noksan görülüyor; öyle de; tasavvuf mesleğiyle alınan mârifet dahi, Kur'an-ı Hakim'den doğrudan doğruya veraset-i Nübüvvet sırriyle alınan mârifete nisbeten o kadar noksandır Çünki: Muhyiddin-i Arabi mesleği, huzur-u dâimiyi kazanmak için $ deyip, kâinatın vücudunu inkâr edecek bir tarza kadar gelmiş Ve sâirleri ise, yine huzur-u dâimiyi kazanmak için $ deyip, kâinatı nisyan-ı mutlak altına almak gibi, acib bir tarza girmişler Kur'an-ı Hakim'den alınan mârifet ise, huzur-u dâimiyi vermekle beraber, ne kâinatı mahkum-u adem eder, ne de nisyan-ı mutlakta hapseder Belki, başıbozukluktan çıkarıp, Cenâb-ı Hak nâmına istihdam eder Herşey mir'at-ı mârifet olur Sa'di-i Şirazi'nin dediği gibi: $ Herşeyde Cenâb-ı Hakk'ın mârifetine bir pencere açar Bâzı Sözlerde ulema-i İlm-i Kelâm'ın mesleğiyle, Kur'andan alınan minhâc-ı hakikinin farkları hakkında şöyle bir temsil söylemişiz ki; meselâ: Bir su getirmek için, bâzıları küngân (su borusu) ile uzak yerden, dağlar altında kazar, su getirir Bir kısım da, her yerde kuyu kazar, su çıkarır Birinci kısım çok zahmetlidir; tıkanır, kesilir Fakat her yerde kuyuları kazıp su çıkarmağa ehil olanlar, zahmetsiz herbir yerde suyu buldukları gibi, aynen öyle de: Ulema-i İlm-i Kelâm, esbabı, nihayet-i âlemde teselsül ve devrin muhâliyeti ile kesip, sonra Vâcib-ül Vücud'un vücudunu onunla isbat ediyorlar Uzun bir yolda gidiliyor Amma Kur'an-ı Hakim'in minhâc-ı hakikisi ise, her yerde suyu buluyor, çıkarıyor Her bir âyeti, birer Asâ-yı Musâ gibi nereye vursa âb-ı hayat fışkırtıyor $ düsturunu, herşeye okutturuyor Hem imân yalnız ilim ile değil, imânda çok letâifin hisseleri var Nasılki: Bir yemek mideye girse, o yemek muhtelif âsâba, muhtelif bir surette inkısam edip tevzi olunuyor İlim ile gelen mesâil-i imâniye dahi, akıl midesine girdikten sonra derecata göre ruh, kalb, sır, nefis ve hâkezâ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) letâif, kendine göre birer hisse alır, masseder Eğer onların hissesi olmazsa, noksandır İşte Muhyiddin-i Arabi, Fahreddin-i Râziye bu noktayı ihtar ediyor M )
MARİN Burun ucunda olan yumuşak kemiksiz yer![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MARİSTAN f Hastahâne![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MARİZ (Maraz dan) Hasta İlletli Dertli![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MARİZANE f Hasta olarak![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MÂRR Geçen, geçmiş, yürüyen![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MÂRR-ÜL BEYAN Beyânı yukarıda geçmiş olan![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MÂRR-ÜZ ZİKR Yukarıda zikri geçmiş olan, yukarda bahsedilmiş olan![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MÂRRE Fık: Herkesin gittiği umumi yoldan yürüyen![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MÂRRÎN (Mâr dan) Geçenler![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MÂRRİN Ü ÂBİRÎN Gelip geçenler Gelen giden![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MARSUS (Bak: Mersus)
MARTULOS (Martoloz) Osmanlı Devletinin teşekkülü sıralarında ve yeniçeri teşkilâtından önce, Hristiyanlardan, ordunun geri hizmetlerinde çalışmış olan teşekküllerden biridir Silâhlanmış kişi mânasında Rumca bir kelimedir * Eskiden Tuna gemicileri, korsanı mânasında da kullanılmıştır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MA'RUF Bilinen, tanınmış Belli, meşhur * Şeriatın makbul kıldığı veya emrettiği * Adl, ihsan, cud, tatlı dil, iyi muamele (Bak: Emr-i bi-l ma'ruf)
MA'RUF-İ CİHÂN Dünyaca tanınan ve meşhur Cihânın bildiği![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MA'RUFAT Bilinen şeyler Şeriatın emrettiği hususlar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MA'RUFİYET Ma'rufluk Ünlülük, meşhurluk, tanınmışlık![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MA'RUR Uyuz![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MA'RUŞ Üstü çardak şeklinde yapılı bina![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MA'RUZ Bir şeyin etkisine uğramak veya uğratmak * Arzolunmuş, arzolunan * Serilmiş, yayılmış * Verilmiş, sunulmuş * Anlatılmış * Bir şeye karşı siper alan![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MA'RUZÂT (Ma'ruz C ) Arz olunanlar Arzedilenler, takdim edilenler Küçükten büyüğe bildirilenler![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MARZAT Rızâ Memnuniyet, hoşnudluk![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MARZÎ Razı olmağa dâir * Kabul edeceği, razı olacağı![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MARZÎ-İ İLÂHÎ Cenab-ı Hakk'ın rızasına uygun işler![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MARZİYAT Razı olunacak şeyler Allah'ın rızasına dair olanlar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MARZİYE Razı olma, hoşnud olma, memnuniyet![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MA'S Tıb: Adalelerin tutulması, kasların büzülmesi Kramp![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MAS Yeyni, hafif kimse![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MAS' Davarın kuyruğunu salması * Vurmak * Parlamak![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MA'S Ovmak * Dürtmek![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASA' Kılıçla vuruşmak![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASABAK (Bak: Masebak)
MAS'AD (C : Masâid) Yukarı çıkılacak yer Suud yeri![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASAD (C: Musdân-Emside) Dağın yüksek ve yüce yeri![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASADAK Bir sözü veya hükmü tasdik eden husus "Söylendiği gibi, denildiği şekilde, doğru, sâdık, olduğu gibi, muvâfıktır, mutâbıktır, tıpkısı" gibi mânâlara gelir Mânânın fertlerine de mâsadak denilebilir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASADIR (Masdar C ) Masdarlar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASAFF Savaş, muhârebe, harp, cidâl yeri![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASAHA Sıhhat mevzii * Kamer, ay![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASAİB (Bak: Mesaib)
MASAİD (Mas'ad C ) Yukarı çıkacak yerler![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASAİF (Masif C ) Sayfiyeler, yazlıklar Yaz mevsiminde oturulacak yerler![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASAK Darlık![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASAL Az miktar olan şey![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASALE Sızıntı![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASAM Duracak yer![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASAME Duracak yer![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASAN Eşya saklanacak yer![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASANİ' (Masna C ) Sarnıçlar Su mahzenleri![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MA'SARA (Üzüm ve susam gibi şeylerin) sıkıldığı yer![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASARİ' (Mısrâ' C ) Mısrâlar * (Masra' C ) Güreş meydanları![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASARİF (Masraf C ) Sarfiyatlar, masraflar (Masârifât da denir )
MASARİF-İ UMUMİYE Umumi masraflar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASARİF (Masruf C ) Harcananlar, sarfolunanlar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASARİFAT (Masârif C ) Masraflar, giderler Harcanan paralar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASARÎN Bağırsaklar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASBAH Doğacak zaman ve yer![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASBU' Kibirli, gururlu, mağrur Kendini beğenmiş![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASBUG (C : Mesâbig) Boyalı, boyanmış Mülevven![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASD Cima etmek * Emmek![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASDA' Taşlık yerlerden geçen düz yol![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASDAR Bir şeyin sudur ettiği (çıktığı) menba * Gr: Fiilin şahsa ve zamana bağlı olmayan şekli, fiil kökü Okumak, yazmak, kitabet, kıraat, ahz, almak![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) gibi Masdar kelimesi ; ism-i mekândır, sudur etmek mânasına gelir Fiilin mâna ve lâfız ciheti ile mebde' ve me'hazidir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASDAR-I CA'LÎ (Mec'ul) yapma olan masdar Arapçada, bazı isim ve sıfatların sonlarına (-iyyet) ilâve edilerek yapılır Meselâ: İnsan: İnsaniyyet, Şâir: Şâiriyyet Câhil: Câhiliyyet Merbut: Merbutiyyet gibi Arapça veya Farsça kelimenin sonuna (-îden) eki getirilerek yapılır Meselâ: Cenk den, Cengîden: Cenk etmek Fehm den, Fehmîden: Anlamak Taleb den, Talebîden: istemek![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASDAR-I MERRE Fiilin bir defa yapıldığını belli eden masdar Merre, kerre, lem'a, darbe gibi, "fa'le" vezninden gelen masdarlardır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASDAR-I MİMÎ Başında mim harfi bulunan masdar (Ketb: Yazmak) masdarının mimisi (mekteb) olduğu gibi![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASDU' Baş ağrısına tutulmuş olan Başı ağrıyan![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASDUK Doğruluğu kabul edilmiş, tasdik edilmiş![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASDUKA (C : Masdukat) Doğru söz Hakikat ve gerçek olan kelâm![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASDUM Çarpılmış Kendisine vurulmuş![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASDUR Gönderilmiş, yollanmış olan * Göğsü incinmiş veya ağrımış olan![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASEBAK Geçen, geçmiş olan, geçmişteki![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASELEF Evvelki, geçmiş![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MA'SERE (Ma'seret) Zorluk, güçlük![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASFUF (Masfufe) Saf bağlamış, dizilmiş Sıra ile dizilmiş![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASH Tutmak * Çekmek![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASH (MUSUH) Sâbit olma * Mahvolup belirsiz olmak * Kısa olmak![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASHARA Maskara, soytarı * Tuhaflıklar yapan kimse * Komik, gülünç * Zevklenme, eğlenme * Kepaze, utanmaz, rezil![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASHARA-İ ÂLEM Âlemin maskarası Kepaze, rezil![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASHARA (C: Mesâhır) Büyük taşlı yer![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASHUB (C : Mesâhib) Beraber alınıp götürülmüş Kucaklanmış![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASHUBEN Beraberce, birlikte olduğu halde Yanında bulunarak![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASI' Sağlam vücutlu kimse![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASIR Mâni, engel![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASÎ f Pervasız, korkusuz![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASİF (C : Mesâif) (Sayf dan) Yazlık Yazın oturulacak yer Sayfiye yeri![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASİK Yapışkan * Zapteden, istilâ eden, tutan![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASİLE Üzerinde mum veya fitil yakılan çıra ve şamdan![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASÎR (C : Masâyi) (Sayruret den) Sürüp giden * Karargâh * Suyun aktığı yer * Rücu etmek, dönüp gitmek * Dönüp varılacak yer![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASİT Acı su * Bir ot cinsi![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
MASİVA Ondan gayrısı (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tâbirdir) Dünya ile alâkalı şeyler (Bak: Taabbüd)(![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) Ey insan! Kur'anın desâtirindendir ki; Cenab-ı Hakkın mâsivasından hiçbir şeyi ona taabbüd edecek bir derecede kendinden büyük zannetme Hem sen kendini hiçbir şeyden tekebbür edecek derecede büyük tutma Çünkü mahlukat ma'budiyetten uzaklık noktasında müsavi oldukları gibi mahlukiyet nisbetinde de birdirler M N )
MA'SİYYET İtaatsizlik, günah, isyan (Mâsiyetin mâhiyetinde, bilhassa devam ederse, küfür tohumu vardır Çünki, o mâsiyete devam eden ülfet peyda eder Sonra ona âşık ve mübtelâ olur Terkine imkân bulamıyacak dereceye gelir Sonra o mâsiyetinin ikaba mucib olmadığını temenniye başlar Bu hal böylece devam ettikçe küfür tohumu yeşillenmeye başlar En nihâyet, gerek ikabı ve gerek dâr-ül-ikabı inkâra sebeb olur Ve keza, mâsiyete terettüp eden hacâletten dolayı, o mâsiyetin mâsiyet olmadığını iddia etmekle o mâsiyete muttali olan melekleri bile inkâr eder Hattâ şiddet-i hacâletten yevm-i hesabın gelmiyeceğini temenni eder Şayet yevm-i hesabı nefyeden ednâ bir vehmi bulursa, o vehmi kocaman bir bürhan addeder En nihayet nedâmet edip terketmiyenlerin kalbi küsufa tutulur, mahvolur gider El-iyazü Billâh! M N )
|