Yalnız Mesajı Göster

Madencilik Terimleri Sözlüğü Madencilik Terimleri Sözlükleri Madencilik Terimleri

Eski 09-09-2012   #18
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Madencilik Terimleri Sözlüğü Madencilik Terimleri Sözlükleri Madencilik Terimleri



KARBORANDUM , Aşındırıcı madde olarak kullanılan silisyum karbürün (SiC) ticari adı Bileşiminde silisli kum, kok kömürü ve testere talaşı bulunan karışımın elektrik fırınlarında ısıtılarak Si O2+3C —>C Si2+2CO reaksiyonuna tabi tutularak silikon karpit yani karborandum elde edilir Moos sertliği 9,6 olup, elmas ve borkarbürden sonra, bilinen aşındırıcı maddeler içinde en sert olanıdır Yapay zımpara taşı üretiminde, en sert madenlerin işlenmesinde, özellikle tungsten karbürlü aletlerin bilenmesinde kullanılır Yapay bir kristal olan karborandum, 1881 yılında Amerikalı Acheson tarafından ilk defa üretilmiştir
KARBONLA ABSORBLAMA YÖNTEMİ, —> Siyanür liçi ile altın üretimi
KARA TUMBA, 1) Bir panoda, panonun kılavuzlar ve başyukarılar sürülerek topuklara ayrılması ve topukların alınması şeklinde uygulanan işletme metodu 2) Bir tür ilkel oda ve topuk yöntemi —> Tumba metodu
KARBİT, Karbonun bir metal veya yarı metal ile yaptığı ikili bileşikler Hafif metallerin karbitleri su etkisi ile metal hidroksit ve karbonlu hidrojen verir —> Karpit Teknikte demir karbit (Fe2C) bir demir cinsidir Wolfram karbit tabii sertliği yüksek bir metaldir
KARBONİZASYON, 1) Kömürün oksijensiz bir ortamda ısıtılarak, gaz, sıvı ve katı ürünlerine ayrılması işlemi Karbonizasyon işlemi ile kimyasal hammaddeler de üretilebilir Karbonizasyon işleminin şartları üretim amacına yönelik olarak belirlenir Madencilikte bu işlem kok üretimi ve briketleme için yapılır Karbonizasyon işleminde çıkılan son sıcaklık ürün yapısını etkiler Sıvı ve katran çıkışı 300 °C civarında başlar ve 550-600 °C ‘de sona erer Buna karşın gaz çıkışı 900-1000 °C’ ye kadar devam eder Karbonizasyon sıcaklığı 600 °C’ye kadar olan işlemlere “düşük sıcaklık karbonizasyonu”; 900 °C’ ye kadar olan işlemlere “orta sıcaklık karbonizasyonu”; 900 °C’ den yüksek olan işlemlere ise “yüksek sıcaklık karbonizasyonu” denir 2) Odunun sathi yakılması suretiyle dayanıklı hâle getirilmesi Bu işlemle odunu meydana getiren hücrelerdeki çabuk bozulan yumurta akı maddeleri yokedilir Böylece odunun (ahşabın) toprakta ve suda çürümesine engel olunur 3) İçeceklerin karbondioksitle muamelesi yani karbondioksit-lenmesi işlemi4) Bitki artıklarını ayıklamak, yani yapağı yünü didilmişhâle getirmek için onu sülfürik asitle muamele etmek, ardından yünü ölçülü yüksek sıcaklıkta kurutmak Bu şekilde bitkisel kısımların selülözu kömürleştirilir ve tıklatmak ve vurmak suretiyle bu kısımlar ayrıştırılır Bitkisel kısımlar, boya maddeleriyle boyanmadığı için karbonizasyon işlemi lûzumlu olmaktadır —> Piroliz —> Kok fabrikası —> Koklaşma
KARBOKSİMETİLSELÜLÖZ, —> CMC
KARBONADO, —> Karaelmas
KARBON ÇEVRİMİ, Atmosfer ve hidrosferde dioksit şeklinde bulunan karbonun çökelme ve özümleme olayları sonucu biyosfer ve litosferde depolanması ve bu karbondioksitin doğalgaz, metamorfizma, endüstri, çürüme ve solunum yolu ile tekrar atmosfere dönüşü
KARBONLU SEDİMANLAR, İçerisinde bulunan karbon miktarına göre değişen ve çeşitli isimler alan sedimanter tabakalar
KARBORANDUM, Aşındırıcı madde olarak kullanılan silisyum karbürün ticari adı Silisli kum, kok kömürü ve testere talaşı elektrik fırınlarında ısıtılarak SiO2+3C —> CSi2+2CO reaksiyonuna tabi tutulur ve böylece silikon karpit yani karborandum elde edilir Moos sertliği 9,6 olup, aşındırıcı olarak yaygın biçimde kullanılır Elmas ve borkarbürden sonra, bilinen aşındırıcı maddeler arasında en sert olanıdır Ateşe dayanıklıdır ve yüksek sıcaklıkta diğer seramiklerden daha kusursuz bir elektrik iletkenidir Yapay zımpara taşı üretiminde, en sert madenlerin işlenmesinde, özellikle tungsten karbürlü aletlerin bilenmesinde kullanılır Karborandum 1891 yılında Amerikalı Acheson tarafından ilk defa üretilmiştir
KARBÜRATÖR, Patlamalı motorlarda akaryakıtın buhar durumuna gelip hava ile karıştığı cihaz
KARDOKS YÖNTEMİ, Sıvı karbon dioksit doldurulmuşve bir ısıtma elemanı içeren çelik bir kovan içinde oluşturulan yüksek basınçlı karbondioksit gazının aniden boşaltılmasıyla sağlanan patlatma yöntemiCO2 gazının genleşmesi sonucu ortaya çıkan güçlü itme özelliği, kayacın bünyesindeki çatlaklara nüfuz ederek parçalanmalarını sağlar ve onları adeta serbest yüzeye doğru iter Çelik kovandan ani olarak deşarj olan CO2 gazı da bu sırada çevresini soğutur Kardoks bir patlayıcı olarak kabul edilmediği için patlayıcı maddelerin tabi olduğu resmi işlem dışındadır Parçalanmak istenen kütle, kardoks tüplerinin girebileceği çapta ve derinlikte delinir ve içine kardoks tüpleri yerleştirilir ve seri olarak bağlandıktan sonra manyeto ile ateşleme yapılır Kardoks sistemi, yapacağı işin özelliklerine göre; özel alaşımlı diskin kalınlığına, tüpün tipine, boşalma basıncının, hacminin varyasyonuna göre adapte edilebilir İşin özelliklerine göre çeşitli boy ve çapta kardoks tüpleri vardır,

KARGİR TAHKİMAT, İnşaat taşları ile yapılan tahkimat türü
KARIŞIK BAĞLAMA, —> Elektrikli kapsül
KARIŞIK GAZ, —> Kuvvet gazı, Jeneratör gazı
KARIŞIK SARIMLI HALAT, Kordonları teşkil eden tellerin bir kordonda sağ sarımlı müteakip kordonda sol sarımlı olması durumundaki halat —> Çelik halat, Halat dolamı
KARIŞTIRMA LİÇİ, —> Bakır liçi
KARIŞTIRICI, 1) Flotasyon işleminde hava habbeciklerinin oluşmasını kolaylaştırmak ve mineral çamurunda (şlam) sürekli ve muntazam bir karışım sağlamak için kullanılan *****ik düzen 2) Sondaj çamurunu belirli kıvamda tutmak için çamur tulumbasının basma borusundan alınan çamuru çamur tankı veya havuzuna püskürten (tabanca) boru 3) Genel anlamda bileşim, tane iriliği, nem gibi özellikleri bakımından heterojen olan taneli malın hacimsel olarak homojen hale getirilmesini sağlayan düzen
KÂRLILIK, 1) Kârın kullanılan kapitale oranının % olarak ifadesi Burada, kullanılan kapital olarak ana kapital ile yabancı kapitalin toplamı veya yalnız ana kapital dikkate alınır 2) Bir kuruluşun bir hesap dönemindeki varlık artışının göstergesi
KARMA DİSKORDANS, —> Aykırı tabakalaşma
KARNALİN, Ekseriya saydam, kırmızı veya kırmızımsı kahverengi tonlu bir —> Kalsedon
KARO, Ocakların çalışmalarında sürekliliği sağlamak için gerekli hizmetlerin görülmesine yarayan yer üstündeki kuyu binası, vinç binası, lavvar (eleme ve zenginleştirme) tesisleri, kuyu kulesi (şövalmanı), kompresör, vantilatör, direk harmanı, artık harmanı (hurdalık), lavvar suları arıtma tesisleri, enerji santralı ve buhar tesisleri, kömür ocaklarında kok fabrikası ile kömür siloları, yan ürün tesisleri, gaz deposu gibi yerüstü tesislerinin bulunduğu alan
KARO ŞEFİ, Bölge, bölüm veya ocak karosunda amirleri tarafından gösterilen işi teknik, idari ve emniyet bakımından emir ve nizamlara uygun bir şekilde yürüten ve her üç vardiyadan mes’ul olan kimse
KAROT, Yeraltında bulunan formasyonlar hakkında bilgi edinmek üzere geliştirilen özel delici uçlar (kronlar) yardımıyla sondaj yapılırken; doğal formasyondan kesilerek alınan silindirik numune
KAROTİYER, Sondajda karot numune alıp yeryüzüne çıkarmaya yarayan, genellikle standardize edilmişveya özel dizaynlı çok çeşitli çap ve tipteki numune alıcıları Tek tüplü, çift tüplü, vayrlayn, üç tüplü (denison), rijit veya hareketli iç tüplü vb tipleri vardır —> Şekil
KAROTİYER BAŞLIĞI, Sondajda karotiyerin tijlere bağlanmasını sağlayan ara parça
KAROT SANDIĞI, Sondajda karot numunelerinin bir sistem dahilinde içine yerleştirildiği ve saklandığı sandık
KAROT TUTUCUSU, 1) Sondajda karotun karotiyerden düşmesini önleyen parça 2) Keçir 3) Sekman
KAROT VERİMİ, Sondajda bir manevrada elde edilen karot boyunun o manevrada takımın ilerlediği mesafeye oranının yüzde olarak ifadesi
KARPİT, 1) Kalsiyum karbür (CaC2) bileşiğine ticarette verilen ad Karpitin su ile temasında oluşan kimyasal reaksiyonda asetilen gazı açığa çıkar Bu özelliği nedeni ile karpit madencilikte veya diğer yerlerde aydınlatma amacı ile karpit lambalarında, sanayide de oksijen kaynağı işlerinde kullanılır 2) Karpittaşı
KARPİT LÂMBASI, İçerisinde bulunan karpit (CaC2) ve suyun kimyasal reaksiyonu sonucunda çıkan asetilen gazının yakılması ve böylece ışık vermesi esasına dayanan aydınlatma aracı Karpit lâmbası alevi açıkta olduğundan, patlama tehlikesi olan yerlerde kullanılmaz
Karpit lambasının vardiyada karpit tüketimi 250 gr civarındadır Lambanın üst kısmına su, alt kısmına da karpit doldurulur Üst kısımdaki su bir kelebek vida ile ayarlanmak suretiyle alt kısımdaki karpit üzerine damlatılır Alevin ışığından daha fazla yararlanmak için lambaya bir de iç bükey metal reflektör de takılabilir Asetilenin çıktığı meme tıkanırsa lamba söner; daha sonra tıkalı meme fırça ila açılır —> Şekil
KARST VE KARSTLAŞMA, Poröz, çözünebilir ve kalınlığı fazla kayaçlar (bilhassa kireç taşları) içinde, bunlar boyunca veya derine doğru hareket eden meteorik sularla daha az olarak çökel havzalardan türeyen ılık ve sıcak suların; derin yerleşimli mağmatik bir kaynakla ilişkili sıcak sıvıların oluşturdukları, çözünme, aşınma ve çökme ile oluşan erime yapıları Genel olarak “Karstlaşma” bir olayı, “Karst” ise bu olay sonucunda ortaya çıkan yapıları anlatır Karst sözcüğü Yugoslav dilinde kras ve İtalyan dilinde Carso sözcüklerinin Almanca’sıdır
KARŞI AĞIRLIK, —> Kontrupua
KARŞI GALERİ, Galeri açmada iki yönden ilerleme yapıldığı zaman, birine göre diğerinin aldığı isim
KARTİYE, Bir veya birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak kısmı —> Kat
KARTİYE RANDIMANI, Kartiyede yapılan üretimin; kartiyede üretim için yapılan işçi yevmiyesi sayısına bölümü ile elde edilen kg/yev veya t/yev değer
KARTUŞ, 1) Silindir şeklinde hazırlanmışkağıt ambalajlı patlayıcı madde Dinamit kartuşlarına dinamit lokumu da denir 2) —> Lokum (Dinamit lokumu)
KASNAK, Makinelerde birbirine paralel millerden dönme hareketinin birinden diğerine geçmesini sağlayan kayışların takıldığı çember Hareket alan kasnakla hareket veren kasnak aynı yönde dönecekse, kayışdüz takılır, aksi yönde döndürülecekse çapraz takılır Hareket alan ve hareket veren kasnaklar arasında, çap ve devir sayıları bakımından;
D1 m2
------- = ------- bağlantısı vardır
D2 m1
KASÜR, Yeraltı ve yerüstünde görülen arazi çatlakları
KAŞIK, Elle delinen lağım deliklerinde delik içinde meydana gelen tozu çıkarmak için kullanılan kepçe biçiminde bakırdan yapılmış(barutçu çubuğu) yardımcı alet (lağım kaşığı)
KAT , 1) Maden ocaklarında üretim yapmaya esas teşkil edecek şekilde belirlenen ana üretim seviyeleri 2) Üretilen madenin ana ihraç sistemine taşınması ve havalandırma için maden yatağını yatay olarak bölümlere ayırmak üzere sürülen galerilerin tümünü içine alan, yatay düzlem 3) Kömür madenciliğinde bir maden ocağının birkaç kartiyesinden oluşan kısmı
KAT AĞZI, Galerilerin kuyu ile birleştiği yani insan, malzeme, cevher veya kömür naklinde yatay nakliyat sistemi ile dikey nakliyat sisteminin kesiştiği yer
KATAR, 1) Lokomotif ile vagonların oluşturdukları (demiryolu katarı) dizi 2) Taşıt dizisi 3) Yük treni
KATILAMA, Metal malzemelerin yenime (korozyon) karşı dayanıklılığını ve başka fiziksel özelliklerini geliştirmek amacıyla uygulanan yüzey işlemi Malzemenin katılanacak bölgesi, katılama maddesini içeren bir katı, sıvı ya da gaz ortamda, yüksek sıcaklıklara kadar ısıtılır Yüzeyinden içeri doğru katılanan malzemenin bu bölümünde yeni bir alaşım oluşur Sanayide uygulanan başlıca katılama yöntemleri, çeliğin karbürlenmesi (karbon emdirme); demirli ve demir dışı metallerin kalorizasyonu (alüminyum emdirme); nikel, kobalt ya da vanadyum temelli alaşımların korunmasına ya da tuğlamsı metallerin çok yüksek sıcaklıklarda yükseltgenmesini önlemeye yönelik seramik kaplamadır —> Sementasyon
KATİNGS, —> Kırıntı (cuttings)
KAT’İ PROJE, —> Proje
KAT LAĞIMI, Bir maden ocağında ana üretim katını teşkil etmek ve maden yatakları veya kömür damarlarını kesmek için sürülen ve ana nakliyat kuyusuna bağlı olan ana lağım (galeri) Ara katlarda tali kuyularla pano arasında irtibatı sağlamak için sürülen lağımlara (galerilere) ise ara kat lağımı denir —> Ocak (2)
KATLANMA, 1) Teşekkül eden bir antiklinalın bir tarafa devrilmesi ile meydana gelen kıvrılma 2) Nap
KATMAN, —> Tabaka
KATOT BAKIRI, Normal olarak takriben 3ft x 3ft, bazan da daha genişolabilen; kalınlığı 0,5- 7/8 inç ve ağırlığı 350 libreyi bulan düz bakır levha Katot bakırı elektrolitik bakır elde etme işleminin ürünü olup, olduğu gibi veya eritildikten sonra filmaşin, külçe veya sürekli döküm işleminden sonra piyasaya tel olarak sürülür
KATRAK TEZGAHI, 4 ucu mafsal tertibatı sebebiyle ileri geri hareket edebilen ve yukarıdan aşağıya doğru ve dişli miller vasıtası ile muayyen bir süratle otomatik olarak inebilen, lamaları dikine ve iki ucundan sıkıca gerdirilmişbir çerçeve şaseden ve lamalara daimi olarak su ve kum verebilecek tertibat ve depodan, şaseye muayyen sayıda ileri geri hareketi verdiren bir motor ile biçilmesi arzu edilen bloklar sıkıca üzerine yerleştirilmiş, ray üzerinde hareket edebilecek şekilde imal edilmiştekerlekli bir vagonet şasesinden oluşan makine
KATRAN, Organik maddelerin kuru damıtılması ile elde edilen ürün Sıvı yağ kıvamında, koyu kahverengiden siyaha kadar değişen renkte, ağır is kokulu, suda erimeyen bir akıcı madde olup, bitkilerden elde edilenine bitki katranı, maden kömürlerinden elde edilenlerine de maden kömürü katranı adı verilir
KAVKILI BREŞ, Deniz hayvanlarının kabukları ile birlikte teşekkül etmişgreli breş
KAVLAK, Maden ocaklarında atımdan sonra meydana gelen çatlaklar veya diğer yerlerde herhangi bir nedenle oluşan kılcal çatlakların zamanla büyümesi suretiyle ana kayaçtan ayrılıp askıda kalan ve tehlike yaratan, tıklatıldığında kof ses çıkaran taşveya cevher parçaları veya blokları
KAVLAKÇI, Süngü yardımıyla kavlakları söküp düşüren kişi
KAVLAK DÜŞÜRME, Ateşlemeden sonra veya vardiya başında tavanda, alında ve yanlarda bulunan gevşek kısımların (kavlaklar) düşürülerek, işyerinin emniyete alınması işlemi
KAVRAMA, 1) Vagonları birbirine otomatik bağlama düzeni —> Kanca 2) Boruları birbirine bağlayan düzen 3) Bir motorun milinin hareketini başka bir mile aktarma veya aynı eksende dönen iki mili birbirine bağlama düzenleri 4) Taşıt araçlarındaki debriyaj 5) Kaplin
KAVŞAK, İki galerinin kesişme yeri İki galerinin kesişme durumuna göre tahkimat şekli özel olarak imal edilerek ilerleme sırasında yerine yerleştirilir
KAVURMA, Bir metali veya bileşiklerini oksijen, su buharı, C ve S veya Cl ile birlikte erime meydana getirmeden veya erime başlangıcında bir suhunete kadar ısıtılarak bünyesinde bir değişiklik meydana getirmek ve bu surette metal veya bileşiklerinin bir kısmını uçucu bir madde halinde uzaklaştırma işlemi
KAYA KRİSTALİ, —> Kuars (SiO2), Neceftaşı
KAYATUZU, Jeolojik devirlerde lagünlerin, özel durumlarda, buharlaşması sonunda oluşan, saf halde renksiz fakat yataklardan birçoğu gri, sarı, kırmızı ve hatta mavi yeşil renklerinde olabilen bir hammadde Tabaka halinde yığılmışveya marnlar arasına katılmışolarak bulunur Türkiye de önemli kayatuzu yatakları Çankırı Sekili, Tepesidelik, Gülşehir (İç Anadolu) ve Tuzluca, Kağızman (Doğu Anadolu)’da bulunur
KAYAÇ, 1) Yerkabuğunu teşkil eden, herhangi bir şekilde birbirleriyle bağlantılı, büyük kütlesel ve oldukça muntazam, sağlam iç yapısı bulunan, bir veya birkaç mineralin bünyesinde sistemli bir şekilde dağılımı sağlanmışve herzaman isbatı mümkün olamayan bir bütünlük arzeden oluşum
2) Genel olarak cevher veya kömürden başka yerkabuğunu oluşturan madde topluluğu 3) Taş Kayaçlar genelikle oluşumlarında etkili olan sürelere bağlı olarak başlıca üç sınıfa ayrılır Bunlar a) Magma olarak adlandırılan erimişmaddenin katılaşması ile oluşan korkayaçlar b) Daha önceden var olan kayaçlardan ayrılan parçalardan ya da eriyiklerden çökelen maddelerden oluşan tortul kayaçlar c) Korkayaçların ve tortul kayaçların mineral bileşimlerinin, dokularının ve iç yapılarının çeşitli koşullar yüzünden değişmesi ile oluşan başkalaşım kayaçları
Bu üç sınıfa giren kayaçlar ayrıca, en başta kimyasal, mineralojik ve yapısal özellikleri olmak üzere değişik etkenlere bağlı olarak çok sayıda alt gruba ve tipe ayrılır
KAYAÇBİLİM, —> Petrografi Taşbilim
KAYAÇ KRİSTALİ, —> Neceftaşı
KAYA *****İĞİ, Çeşitli etkiler altında bulunan kayaçların madde ve kütle olarak davranışlarını teorik ve uygulamalı olarak inceleyen bilim dalı Kaya *****iği, genel *****iğin bir dalı olup, kayaların fiziksel ortamdaki kuvvet alanlarına tepkisini inceler
KAYAÇ ŞAPI, —> Şap
KAYDIRMA, Uzun ayak sistemine göre üretim yapan bir üretim yerinde ayak ilerledikçe taşıma ve üretim donatımının komple olarak alına itilmesi —> Kazı rendesi
KAYIŞ, 1) Dar ve uzun kösele dilimi 2) Kasnaklar vasıtası ile iki paralel milin birinden diğerine hareketi nakletmekte kullanılan lastik, kösele vb maddelerden yapılan eleman
KAYIT, 1) Maden kuyularında kafesin öngörülen doğrultusunu muhafaza etmesine ve kuyu içinde yalpalanmadan hareket etmesine yarayan ağaç, ray, profil, çelit halat vb malzemeden yapılan kılavuz Kafes halatının kopması halinde, paraşüt tabir edilen emniyet *****izması kafesin kayıtlara tutunarak durmasını sağlar 2) Gayt 3) Gidaj 4) Kuyu kılavuzu
KAYMA AÇISI, Yığılmışmalzemenin kendini taşıyamayarak kaymaya başladığı eğik düzlemin yatayla yaptığı açı değeri Kayma açısı, denge açısından biraz daha büyüktür
KAYMA ŞEKLİNDE HEYELÂN, Bir yerden başlayarak, bir yüzeye yayılma şeklinde devam eden ve âni olmayan heyelân türü —> Heyelân, Devrilme şeklinde kayma
KAYMAKTAŞI, Rengi kar gibi beyaz olan, yarı saydam sıkı yapılı bir jips türü Minerolojide albatr adını alır Buna sumermeri de denir
KAYNAÇTAŞI, —> Geyzerit
KAYNAK, Maden yataklarının belirlenmesi bakımından uzun vadeli bir kavram Kaynak yerkabuğunda doğal halde bulunan ve ekonomik işletilebilirliği, günün koşullarında veya ileride mümkün görülen; katı, sıvı veya gaz konsantrasyonları Ancak kaynağın rezerv terimi ile ifade edilen bölümünün dışında kalan kısmı da potansiyel ve varlığı henüz tesbit edilememişkaynaklar olmak üzere iki ayrı bölümde ele alınır Böylece; Kaynak = Rezerv + Potansiyel + Tesbit edilmemişkısım şeklinde gösterilir Az da olsa belirli bir derinliğe kadar varlığı kabul edilen maden kütlesinin sadece jeolojik hipotezlere dayanarak daha derinlere doğru ekstrapolasyonu sonucu varlığı ümit edilen maden miktarını ifade için “Perspektif” deyimi de kullanılır —> Şekil
KAYTAN VİDA, —> Yuvarlak dişprofilli vida
KAZA, 1) Kasıt sözkonusu olmaksızın, beklenmedik ve sonucu, arzu edilmeyen bir olayın ortaya çıkardığı zararla ifade edilebilen her durum Belirli bir zarar ve yaralanmaya sebep olan her olay, genel anlamda bir kaza olmakla beraber, her zaman işkazası olarak nitelendirilemez 2) Beklenmedik bir çabuklukla bir zararı doğuran bütün sebepler kompleksi Diğer bir ifadeyle kısa bir süre içinde çalışanı arızaya uğratan bir olay
KAZA BİLDİRİ KAĞIDI, Kazaya uğrayan işçinin kaza sonucu durumunu bildiren resmi kayıt
KAZI, Cevherin veya kömürün, oluştuğu ortamdan, el veya yardımcı bir araç ile kazılarak çıkarılması —> Hafriyat
KAZI KESİTİ, 1) Bir plana bağlı olarak yapılan atım sonucunda hasıl olan ve tahkimat yerleştirilmeden önce beliren galeri kesiti 2) Brüt kesit
KAZI MALİYETİ, Cevherin, kömürün veya kayacın kazısı sırasında m3 veya ton başına düşen harcama
KAZI RANDIMANI, Kazılan maden miktarının kazı için yapılan işçi yevmiyesi adedine bölümü ile bulunan (kg/yev veya t/yev) üretim miktarı
KAZI RENDESİ, 1) Uzun ayakta kömür üretiminde kullanılan bir tür rendeye benzeyen gereç Bu gereç kömür damarına 5-8 cm kadar girerek yonga gibi kömür söker ve yandaki taşıma aracı üzerine düşürür 2) Kömür sabanı 3) Hobel 4) Pulluk 5) Saban —> İtme pistonu
KAZI SINIFI, Kömür işletmesinde kazı işlerinde çalışan kazmacı, bacacı, kazmacı yedeği vb işçileri kapsayan grup
KAZI YÖNÜ, Hangi işletme metodu olursa olsun; madenin kazısı sırasında uygulanan kazı sisteminin ayak içindeki ilerleme yönü —> İşletme yönü Kapalı işletme
KAZI YÜKSEKLİĞİ, Açık işletmelerde kazı yapan işmakinesinin ulaşabileceği azami yükseklik Kazı yüksekliği, basamak yüksekliğinden biraz küçük olup, ulaşılamayan kısmın kendi ağırlığıyla ve tehlike oluşturmayacak şekilde düşeceği dikkate alınır —> Basamak yüksekliği
KAZMA, 1) Madenin örtü tabakasını veya yantaşını kazıp kaldırmak, düzeltmek gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir veya çelikten imal edilen araç Bunlar kullandırılacakları işe göre çeşitli şekillerde imal edilir Kömür-, taş-, demiryolu kazması diye isimlendirilir 2) Kazı yapma işi
KAZMACI, 1) Yeraltı maden ocaklarında kazı yapılan alında kazma veya havalı tabanca ile kazı yapıp kömür, maden cevheri ve diğer katı mineralleri çıkarıp açtığı boşluğun tahkimatını yapan (kişi) usta 2) Kazmacı ustası
KAZMACI RANDIMANI, —> Randıman
KAZMACI USTASI, —> Kazmacı
KAZMACI YEDEĞİ, Kazmacı yardımcısı, kalfa
KAZMA KÜPÜSÜ, Kömür kazısında veya lağımlarda kullanılan özel tipteki kazmanın çekiç veya balyos gibi kullanılan dip kısmı
KEÇE, —> Salmastra
KEÇİR, —> Karot tutucusu
KEDİ GÖZÜ, —> Kristalin kuars
KEHRİBAR, (Kelibar) Kırılabilen, hemen hemen saydam, soluk sarı renkte, sert gibi fiziksel özellikleri havi, soyu tükenmişbir çam ağacında bulunan “ süksinit asit” içeren fosilleşmişreçine Kehribar sürtülünce hafif maddeleri çeker ve Yunanca adı “elektron” olduğu için, buradan” elektrik” kelimesi türetilmiştir Kehribar eski çağlarda yaşayan sinek ve böcekleri de bünyesinde fosilleştirmişolabilir Duman ve aromatik kokular çıkararak yanar
KEK, 1) Kuyu cidarı yakınında bulunan sondaj çamurunun basınç etkisi ile suyu kısmen kaybederek kuyu cidarında muayyen kalınlıkta çökmesinden hasıl olan ve kuyu cidarını koruyan bentonit tabakası 2) Cevher hazırlama tesislerinde filtrede yapılan süzme sonucu filtre yüzeyinde toplanan katı madde 3) Pasta
KELEBE, 1) Kattan kata yan taş, cevher veya kömür içinde aşağıdan yukarıya doğru dik olarak açılan (sürülen) başyukarı Kelebe maden, malzeme ve insan inişçıkışı için ayrı ayrı sürüldüğü gibi, tek kelebe çok amaçlı olarak da düzenlenebilir 2) Dikbaşyukarı 3) Bür
KELEBEK SOMUN, Kolayca çevrilebilmesi için kanat biçiminde iki küçük çıkıntısı bulunan somun
KELLY, Rotari tablası sistemi ile çalışan makinelerde, rotari hareketini tijlere ileten ve tije benzeyen kare, altıgen, yivli-silindirik kesitli özel takım
KEMER, 1) Lağım, tünel, geçit, köprü gözü, kapı, pencere gibi açmaların oyuğu aşağı bakan yay biçimindeki üst eşiği Bunların şekli yarım daire, sivri, sepet kulpu veya daire parçası şeklinde ve taş, tuğla, beton vb yapı malzemleri kullanılarak yapıldığı gibi sağlam arazide tavana hemen kavis şekli verilerek de galeri açılır 2) Bele bir kez dolanıp toka ile tutturulan sert kayışve keten örgüden yapılan bel bağı Tehlikeli yerlerde, kulelerde ve kuyularda çalışan işçilerin emniyetle çalışmalarını sağlamak için çalışma sırasında kancalı zincir veya halatla teçhiz edilmişkemere de emniyet kemeri denir
KEMİK, Mermer içindeki dolomit damarları
KENARLIK PLAK, Mermer işletmeciliğinde plâkların muayyen şekil ve ölçülere göre, kenarlarının kesilmişhali
KENET YUVASI, Mermer işletmeciliğinde madenî kenetlerin taşa tesbiti için açılan yuvalar —> Madeni kenet
KENEVİR HALAT, Kendir denilen bitkinin sapındaki liflerden imal edilmişhalat
KEPÇE, Draglayn, ekskavatör, yükleyici (loder) gibi kazı ve yükleme makinelerinin toprak veya cevher kazmada ve yüklemede kullanılan belli hacimdeki kesici küreği
KEPÇELİ BAGER, Kazma ve yükleme işi yapan ağır işmakinesi Kazma işi bir kepçe vasıtasıyla yapılır Kepçe dip kapağının açılması ile malzeme -genellikle kamyona- boşaltılır Kepçeli bagerler çalışılan zemin düzleminin üstünde durur; karşılarındaki malzemeyi çıkarır
KEPÇELİ TARAK DUBASI, —> Tarak Gemisi
KERESTE, 1) Tomrukların boyuna biçilmesi ile elde edilen marangozluk ve inşaat malzemesi 2) Yapı ve doğrama işlerinde kullanılan kadran ve tahtaların her çeşidi
KERNİT (Na2 B4 O7 4 H2O), Doğada renksiz, saydam uzunlamasına iğne şeklinde küme kristaller halinde bulunan bir bor minerali Atmosferik koşullarda tinkalkoni-te dönüşür Sertliği 3, özgül ağırlığı 1,95 gr/cm3 ve B2O3içeriği % 51 dir Soğuk suda çözünür Kırka’da tinkal (Na-borat) kütlesinin alt kısımlarında rastlanmıştır Dünyada ise Arjantin ve ABD’de bulunur 2) Razorit
KERTİ, 1) Küçük atımlı fay 2) Basamak
KESENE, —> Götürü işanlaşması
KESİT, 1) —> Profil 2) Makta 3) Bir cismin veya arazi parçasının incelenebilmesi için kesilmesi halinde ortaya çıkan kesinti yüzeyi Arazinin kesitine jeolojik kesit, yolların meyil durumlarını göstermek üzere yapılan kesitlere demiryolu, karayolu kesiti vb, arazinin topoğrafik durumunu göstermek üzere yapılan kesite topoğrafik kesit denir Kesit, yatay-, meyilli-, veya faydalı olacak her istikamette yapılabilir
KESKER, Çakmak taşı diye isimlendirilen amorf kuars
KESKİ, 1) Bir tarafı keskin olarak yapılan büyük çekiç 2) Bir tarafı büyük tornavida ağzı biçiminde ve bir tarafından darbe yapılabilecek şekilde düzlenmişyuvarlak veya çokgen kesitli çubuk 3)Mermer işletmeciliğinde kullanılan, ucu yassı fakat keskin olmayan kalem
KESKİN VARYOZ, —> Varyos
KESME, 1) Kömür tabakaları içinde, kömürün teşekkülü sırasında çökelmiş, bant halinde bulunan sert veya yumuşak şist tabakaları 2) Arakesme 3) Lavvarda kömürden ayrılan şist
KESME HIZI, Sondaj işlemlerinde; bir dakika içerisinde sağlanan ilerlemenin metre ile ifade edilen (m/dk) ve sondaj kronlarının birbirleriyle karşılaştırılmasını sağlayan hız kavramı Kesme hızı, formasyon şartlarına olduğu kadar seçilen matkap cinsi, çap, baskı ve devir sayısına (d/dk) göre değişir
KESME KÖMÜR, —> Mikst
KESME ŞİST, —> Killi şist Kömürlü şist
KESME TAŞ, Mermer işletmeciliğinde, bütün yüzleri ön, arka, alt ve üst yanları ince yonu olarak işlenmiştaşlar
KESON, Su altında sürdürülen yapı çalışmalarında veya yumuşak zeminlerde temel atmakta kullanılan kasa Kesonlar genel olarak metal veya betonarme olarak prizma yada silindir şeklinde, uzunlukları ise kullanılacakları yerin şartlarına göre hazırlanır
Suya indirilmek üzere üst bölümü açık kasa biçiminde imal edilecek kesonlar genellikle yerde hazırlanır ve daha sonra suya indirilerek kullanılacakları yere kadar yüzdürülür, burada kesonun kapalı tarafı daha önce hazırlanmışbir temel üzerine oturtulur Kesonun açık üst bölümü ise su yüzeyinin üstünde kalır
Üst ve alt bölümlerinin her iki tarafı da açık olan kesonlar; kullanılacakları yerde hazırlanır —> Keson kuyu
Kazı sırasında kesonun içinde toplanan kazılmışmalzeme kapma kepçe, kova, şlam tulumbası vb araçlarla dışarı alınır Keson dibe oturdukça üst bölümüne yenileri eklenir
Basınçlı (pnömatik) kesonlar da açık kesonlara benzer ama bunların kazılan alt bölümlerinin üstünde hava geçirmez bir ek bölme yapılır Bu hava sızdırmaz bölme ile kazılacak yer arasında basınçlı hava verilen bir çalışma odası bulunur Böylece kazı yerine toprak ve su akışı denetim altına alınır Bu şekilde hazırlanmışolan kazı odasında çalışan işçiler özel giysilere gerek kalmadan çalışabilir
Yeraltı su seviyesinin altında açılan tuneller ve galerilerde gerekli basınçlı hava tazyiği; hidrostatik derinliğe göre her bir metre derinlik için tatlı su olan yerde 0,1 kg/cm3, deniz suyu olan yerde de 0,102 kg/cm3 olarak; uygulanır Böyle bir basınçlı hava altında tunel ve galeri açma yöntemi 1930 yılında ABD’de Mişigan eyaleti Detroitte-Wintson, Ontario tunelinin açılması ve 1948 yılında Zonguldakta kurulan Çatalağzı santralına denizden soğutma suyu almak için deniz altına sürülen galerinin açılmasında uygulanmıştır
KESON KUYU, 1) Kuyu kazılmasında gevşek (çürük, akıcı ve sulu) formasyonlarda uygulanan özel bir kuyu kazı metodu Çürük arazide kuyu kazılacak yerde çember şeklinde bir mahmuz hazırlanarak, mahmuzun üstüne, tuğla, beton veya betonarme kuyu tahkimatı yapılır Bu yapma kuyunun tabanında kuyu kazısına başlanır Kuyu derinleştikçe yapma kuyu kendi ağırlığı ile arazinin içine kayar ve üstüne tahkimat ilave edilerek kazıya devam edilir
Arazi içine kaymayı kolaylaştırmak için, özel durumlarda hidrolik baskı uygulanır
Genellikle 30 m olan derinliklere kadar inilir Bu kuyu kazı metodu ile 180 m’ye kadar inilebildiği olmuştur 2) Batırmalı kuyu
KEŞİF SONDAJI, Mevcut olduğu tahmin edilen maden yatağının rezervi ve tektonik yapısı ile tenör veya kalitesinin öğrenilmesi, rezervinin saptanması, çeşitli kotlarda tenör veya kalite değişikliklerinin bilinmesi, maden yatağı sınırının tesbit edilmesi, yan kayacın niteliklerinin bulunması ve yeraltı sularının durumu hakkında bilgi edinilmesi amacıyla yapılan sondaj
KEYSİNG ŞU (Casing shoe), —> Çarık
KILAVUZ, Yüksekliği galeri yüksekliği kadar olan damarın doğrultusu boyunca, damar içinde sürülen uzunca ve yan tarafta topuklarla veya cevherle sınırlandırılmışolan bir arama, üretim veya hazırlık galerisi (yolu) Genellikle ince damarlarda kılavuzların tavan ve tabanını, damar meyli az ise, cevher veya kömür yatağının tavan ve tabanı; damar meyli dik ise, cevher veya kömür teşkil eder Kalın maden yataklarında kılavuzlar maden yatağının istikametinde cevher veya kömür içinde veya maden yatağının tavanını veya tabanını takip ederek sürülür Tavan veya taban takip edilerek sürülen kılavuzlar tavan veya taban kılavuzu diye isimlendirilir —> Taban (tavan) galerileri
KILAVUZ DELİKLERİ, Galeri ilerlemelerinde, formasyon içerisinde su veya gaz birikimi olması muhtemel yerlerde emniyeti tahkik etmek veya ilerlemeyi kolaylaştırmak amaçlarıyla açılan ve boyları beşmetre civarında olan sondaj delikleri
KILAVUZ FOSİL, Tortul tabakalar fosilli olduğu zaman bunların teşekkül ettiği devri ve zamanı tesbit etmeye yarayan ve o devri karakterize eden taşlaşmışbitki veya hayvan kalıntısı —> Karakteristik fosil
KILIÇ DAMAR, —> Damar (yatımı) meyli
KILIFLI PATLAYICI MADDE, Sulu yer-lerde açılan deliklerde kullanılmak üzere özel bir kap (manto) içinde pazarlanan patlayıcı madde
KILSAY, Mermer bloklar içindeki ince ve muhtelif istikametlerdeki silis veya aragonit damarları
KIRICI, —> Konkasör
KIRILMA, Minerallerin kırılma yüzeyinin ifadesi İyi dilinim göstermeyen minerallerin darbe tesiri ile parçalanması Mineralin kırılan yüzü kırılma görünümüne göre konkoidal kırılma (Obsidiyen), düz olmayan kırılma (arsenopirit), topraksı kırılma (kil), vb çeşitli ifadelerle belirlenir Yeni meydana gelmişkırıklar mineralin gerçek rengini gösterir —> Refraksiyon
KIRILMA MUKAVEMETİ, Bir kayacın üzerine dik olarak yapılan basınca karşı bu kayacın kırılma anında gösterdiği mukavemet Bu mukavemet 1 cm3 ve 1 inç3’lük numuneler üzerinde test yapılarak bulunur Test parçasını teşkil eden prizmanın boyu kısa olursa mukavemet yüksek, uzun olursa mukavemet düşük olur
KIRINTI, 1) Sondajda matkapların formasyondan kopardıkları ve devridaim sıvısı ile yeryüzüne atılan küçük parçacıklar 2) —> Katings 3) Sediman
KIRMA, 1) Mineral veya kayacın boyutlarını küçültmek ve böylece 10 mm’ye kadar düşürmek amacıyla yapılan işlem Bu da kaba kırma ve ince kırma diye iki ayrı safhada yapılabilir Kaba kırma işleminde boyutlar 15 cm’ye kadar düşürülür 2) İri boyuttaki ufalama
KIRMATAŞ, —> Balast
KIRMIZI ALTIN, 24 karatlık saf altına gümüşyerine bakırın katılmasıyla elde edilen ve kızıl renginden dolayı halk arasında yapılan altın cinsi tanımlaması —> Altın ayarı
KIRMIZI BAKIR, Saf bakıra verilen ad
KIRMIZI KURŞUN, —> Sülüğen
KIRMIZI ZIRNIK, Bir arsenik minerali olan turuncu rengindeki realgara (As2 S2) halk arasında verilen isim —> Arsenik
KIRŞEHİR TAŞI —> Hacıbektaştaşı
KISA GECİKMELİ KAPSÜL, —> Milisani-yeli kapsül
KISMİ RAMBLE, Yeraltında açılan boşluklara muntazam aralıklarla yapılan dolgu türü Zamandan ve harcamadan tasarruf amacı ile de yapılan bu ramble (dolgu) türü, damar istikametinde tarak şeklinde bir görünümde olduğundan bu dolguya “taraklı ramble” de denir
KIT’A SAHANLIĞI, Kara ülkesinin denizin dibindeki uzantısına verilen ad Doğal uzantı 200 mile kadar gitmiyorsa belirlenmesi gereken uzantı Bir ülke kendi kıta sahanlığında balıklar, deniz dibindeki petrol dahil her türlü madenleri işletme hakkını kazanır ve ekonomik imkanları denetler Bu bölge üzerinde seyreden gemilerin geçişhakkına karışamaz
KIVAM TANKI, —> Kondisyoner
KIVILCIM, 1) Demir, çelik ve taşgibi maddelerin birbirleri ile güçlü bir şekilde çarpışmasında sıçrayan ateşdurumundaki zerre 2) Yanmakta olan bir maddeden herhangi bir etki sonucu kopup sıçrayan küçük ateşparçası
KIVRIM, Kayaç tabakalarında yan basınç etkisi ile dalgalı bir şekilde meydana gelen bükülmeler Kıvrımların semer şekilli çıkıntılarına —> Antiklinal, tekne, şekilli girintilerine de —> Senklinal denir Her kıvrımın iki tarafında bulunan eğimli tabakalara o kıvrımın yanları, iki yanın vücuda getirdiği açıyı ortalayan düzleme de eksen düzlemi, bu düzlemin tabakayı kesmek suretiyle yüzeyde hasıl ettiği çizgiye kıvrım ekseni denir Yanlardaki eğimli tabakaların doğrultusu —> (İstikameti) kıvrımların eksenine paralel,—> Eğimleri (Yatımları) ise doğrultulara diktir Kıvrımların bükük olan kısmına şarniyer denir Kıvrım ekseni de şarniyerin doğrultusunu gösterir
Kıvrımların basit bir şekli monoklinal kıvrım veya fleksürdür —> Şekil Ekseriya yatay tabakalarda daha belirgin olan bu çeşit kıvrım tek yanlı olup tabakaların bir kısmının çökmesi ile hasıl olur Çökme olayı şiddetli olursa kıvrılan kısım fazla gerilir, inceleşir ve nihayet kırılarak kıvrım bir —> Fay şeklini alır
Kıvrımlar; Normal, İzoklinal, Yelpaze şekilli kıvrımlar olarak üç şekilde meydana gelir Bunlar doğru, eğik ve devrik olabilir

Alıntı Yaparak Cevapla