ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   İslami Yazılar & Hikayeler (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=320)
-   -   Çocuklara Peygamber Sevgisini Yerleştirmek (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=891798)

Prof. Dr. Sinsi 10-10-2012 09:50 PM

Çocuklara Peygamber Sevgisini Yerleştirmek
 
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve selem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:

"Çocuklarınızı Peygamber'inize, Ehl-i beyt'ine ve Kur'an okumaya muhabbet gibi üç hasletle terbiye ediniz." (Câmiü's-sağir)

Kalbine Peygamber sevgisi yerleşen çocuğun duyguları değişir, şuuru gelişir, gönülden Hakk'a yönelir.

Resulullah Aleyhisselâm, insan hayatının her safhası için ve her sınıftan insan için; imanda, ibadette, ahlâkta müstesnâ bir numunedir.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:

"Andolsun ki Resulullah sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı arzu edenler ve Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir numunedir." (Ahzâb: 21)

Bütün iş ve icraatlarda, ibadet ve taatlerde numune olarak insanlara o yeter.

Hakim-i Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri buyururlar ki:

"Resulullah Aleyhisselâm'ın en güzel numune olması; izinin takip edilmesi, Sünnet-i seniyye'sine uyulması, söz ve hareketlerde ona muhalefet etmekten kaçınılmasıdır."

Onun mürebbisi bizzat Allah-u Teâlâ'dır.

Bir Hadis-i şerif'lerinde:

"Beni Rabb'im terbiye etti, edebimi ne güzel eyledi." buyurmuşlardır. (Câmiü's-sağir)

Allah-u Teâlâ'nın hangi emrini tebliğ etmişse, yahut kendisi ne emretmişse; onun en güzelini harfiyyen önce kendisi tatbik ederdi.

İnsanlara güzel ahlâkı emretti, kendisi ise bütün güzel huylarla mücessem ve muhteşem bir şekilde fazilet nümunesi oldu. Hayatı, Kur'an-ı kerim'in canlı bir levhası, tatbikî bir tefsiriydi. Onun ahlâkı Kur'an ahlâkı idi.

Ümmül-müminin Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'e, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin ahlâkı sorulduğunda:

"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-in ahlâkı Kur'an'dı." buyurmuşlardır. (Müslim)

?

Ashâb-ı kiram -radiyallahu anhüm- Hazerâtı'nın çocukları, Peygamber sevgisinin doruk noktasına ulaşmışlardı. Herbiri Peygamber sevgisi ile büyüdüler, her fırsatta sevgili Peygamberleri'nin ihtiyaçlarını gözetlerler, o konuşmadan veya birşey söylemeden hemen yerine getirirlerdi.

Enes bin Mâlik -radiyallahu anh- der ki:

"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir bahçeye girdi. Arkasından bir çocuk bir ibrikle onu takip ediyordu. Bu çocuk bizim en küçüğümüzdü. İbriği bir nebk ağacının yanına koydu. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- abdest bozdu ve su ile temizlenerek yanımıza geldi." (Müslim: 270)

İçlerinde Peygamber düşmanları ile savaşan gençler de vardı.

Abdurrahman bin Avf -radiyallahu anh- der ki:

Bedir günü harp dizisinde idim. Medine müslümanlarından sağımda ve solumda iki delikanlı vardı. Birinin adı Afra oğlu Muâz, diğerininki Âmir bin Cemuh oğlu Muâz idi. İçimden: "Keşke bu toylar arasında değil, tecrübeli yiğitler arasında olsaydım!" diye düşündüğüm sırada, onlardan biri beni eli ile dürterek: "Amca! Ebu Cehil'i tanır mısın?" dedi. "Tanıyorum amma, niçin soruyorsun yeğenim?" dedim.

Genç: "O bizim peygamberimizle savaşmış, vallahi eğer eceli gelmişse canını almadan bırakmayacağım!" dedi.

Öteki genç de aynı şeyi söyledi. Hayret ettim. Az sonra düşmanlar içinde Ebu Cehil gözüme ilişti. Gençlere: "İşte aradığınız şudur!" diye gösterdim. İkisi birden kartal gibi Ebu Cehil'in yanına süzüldüler ve kımıldayamayacak bir hale getirinceye kadar ona kılıç vurdular.

Daha sonra Resulullah Aleyhisselâm'a gelip hadiseyi anlattılar.

"Onu hanginiz öldürdü?" buyurdu.

İkisi birden: "Ben öldürdüm!" dediler.

Resulullah Aleyhisselâm: "Kılıçlarınızı sildiniz mi?" buyurdu. "Silmedik." dediler.

Kılıçlara baktı. "Evet ikiniz de öldürmüşsünüz, fakat onun üstünden çıkanlar Cemuh oğlu Muâz'ındır." buyurdu.

Savaş kazanıldıktan sonra Resulullah Aleyhisselâm: "Ebu Cehil ne yaptı, kim bakıp gelecek?" buyurdu. Abdullah bin Mesud -radiyallahu anh- derhal yerinden kalkıp Ebu Cehil'in yanına gitti. Afra hatunun iki oğlunun vurduğu kılıç yaraları ile düşmüş can çekişiyordu. "Ebu Cehil sen misin?" diyerek sakalını tutup çekti. Ebu Cehil: "Öldürdükleriniz içinde benden daha büyük kimse var mı? Bu ölüm bana ar değildir." dedi. Abdullah bin Mes'ud -radiyallahu anh- onun göğsüne oturdu. Ebu Cehil: "En yüksek yere çıktın!" dedi. Sonra başını kesip sakalından sürükleyerek Resulullah Aleyhisselâm'ın yanına getirdi. Resulullah Aleyhisselâm Ebu Cehil'in başını görünce:

"Hamd olsun o Allah'a ki kuluna yardım etti, dinini üstün kıldı." buyurdu.

Onun hakkında ayrıca: "Bu ümmetin Firavunu idi." buyurmuştur.

Doğrudan veya dolaylı olarak Resulullah Aleyhisselâm'a dil uzatan ve eziyet veren kimselere karşı mücadele hususunda selef-i sâlihînin çocukları da aynı yolu takip etmişlerdi.

?

Bahreyn sakinlerinden bir grup çocuk, ucu eğri değnekle oynanan bir oyun oynuyorlardı. Bahreyn piskoposu da orada oturuyordu. Çocukların oyun âleti birden piskoposun kucağına düştü, o da onu eline aldı ve ne kadar istedilerse vermedi.

İçlerinden bir çocuk: "Muhammed Aleyhisselâm hakkı için istersem onu bize verirsin değil mi?" dedi. Fakat o yine vermedi ve Resulullah Aleyhisselâm'a sövmekten çekinmedi. Bunun üzerine bütün çocuklar değneklerle üzerine saldırdılar, ölünceye kadar adama vurmaya devam ettiler.

Bu hadise halife Hazret-i Ömer -radiyallahu anh-e duyuruldu.

Râvi der ki:

"Yemin ediyorum, Ömer -radiyallahu anh- çocukların bu piskoposu öldürmelerine sevindiği kadar hiçbir fetih ve elde edilen ganimete sevinmemişti."

Şöyle söyledi:

"Artık şimdi İslâm izzet buldu ve güçlendi. Peygamber'ine sövülen küçük çocuklar öfkelenmişler ve zafer elde etmişlerdir. Piskoposun kanı heder olmuştur, herhangi bir diyet bahis mevzuu değildir. Allah-u Teâlâ daha iyi bilir."

?

Ashâb-ı kiram -radiyallahu anhüm- Hazerâtı'nın çocukları Resulullah Aleyhisselâm'ın sevdiği şeyleri severlerdi.

Bir terzi, yaptığı bir yemeğe Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'i dâvet etmişti.

Enes bin Mâlik -radiyallahu anh- der ki:

"Bu yemeğe Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte ben de gittim. Yemek sahibi Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-e arpa ekmeği içinde kabak ve pastırma bulunan bir çorba takdim etti. Ben Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in kabağı tasın kenarından araştırdığını gördüm. Artık o günden sonra kabağı sevmekteyim." (Müslim: 2041)

Mahmud bin er-Rabi' -radiyallahu anh- der ki:

"Ben beş yaşındayken Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in bir kovada bulunan sudan ağzına alıp yüzüme püskürttüğünü hatırlıyorum." (Buhârî)

?

Çocuklara bereket olması için, anneleri Resulullah Aleyhisselâm'ın eser ve eşyasına çok düşkün idiler.

Enes bin Mâlik -radiyallahu anh- der ki:

"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- (annem) Ümmü Süleym -radiyallahu anhâ-nın evine girer de, o yokken yatağında uyurdu. Bir gün yine gelerek onun yatağında uyudu. Hemen Ümmü Süleym -radiyallahu anhâ-ya giderek: 'İşte Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- senin evinde, senin yatağının üzerinde uyudu.' dediler. Hemen akabinde Ümmü Süleym -radiyallahu anhâ- geldi. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- terlemiş ve teri yatağın üzerindeki bir deri parçasına toplanmıştı. Derhal çantasını açtı, teri kurulamaya ve onu kavanozuna sıkmaya başladı.

Derken Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- uyandı ve:

'Ne yapıyorsun ey Ümmü Süleym?' diye sordu.

Ümmü Süleym -radiyallahu anhâ-: 'Yâ Resulellâh! Çocuklarımız için bunun bereketini umuyoruz.' diye cevap verdi.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

'İsabet ettin!' buyurdu." (Müslim: 2331)

Resulullah Aleyhisselâm bu sözü ile, bu hareketi benimsediğini göstermektedir.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.