ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Ödev Yardım Talebi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=657)
-   -   Oguz Atay Hakkında Yardım (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=4977)

Thyen 11-24-2006 04:38 PM

Oguz Atay Hakkında Yardım
 
arkadaşlar Oguz atay hakkında bilgi lazım
kitap özetleri
yorumları
düşünceleri
nelerden etkilendikleri
hayatı
siyasi görüşleri gibi şeyler



bu arada kitapları:
Tutunamayanlar
Tehlikeli Oyunlar
Oyunlarla Yaşayanlar
Korkuyu Beklerken
Bir Bilim Adamının Romanı
Günlük
Eylembilim

mate 11-24-2006 07:29 PM

ben birkaç bişey buldum birass karışık ama umarım
yardımcı olur...

HAYATI 1_

Oguz Atay
Oguz Atay , 1934'te Inebolu'da dogdu. Ankara Maarif Kolejini , ITU Insaat Fakultesi'ni bitirdi.1960'ta IDMMA Insaat Bolumu'nde ogretim uyesi olarak calismaya basladi.Tutunamayanlar'in yayimlanmasinin (1971-1972) ardindan, onemli bir tartismanin odaginda yer aldi.TRT 1970 Roman odulu'nu kazanan Tutunamayanlar'i kisa bir sure sonra,1973 yilinda Tehlikeli Oyunlar adli ikinci romani izledi.Hikayelerini Korkuyu Beklerken basligi adi altinda topladi.1911-1967 arasinda yasamis hocasi Prof.Mustafa Inan'in hayatini romanlastirarak Bir Bilim Adaminin Romani'ni yazdi. Oyunlarla Yasayanlar adli tiyatro esri Devlet Tiyatrolari'nda sahnelendi.Atay 13 Aralik 1977'de, buyuk projesi "Turkiye'nin Ruhu"nu yazamadan hayata gozlerini yumdu.


TUTUNAMAYANLAR UZERINE

Soguk bir Ankara kisinin can sikici aksaminda ne yapacagim bilmemenin vermis oldugu sikintiyla kutuphanemdeki kitaplara bakiyordum. Kitaplara elimi suruyor kokluyor ve can sikintimi gidermeye calisirken daha once gormedigim visne curugu renginde bir kitaba rastladim. Kitabi elime alip baktiginda bir hayli kalin oldugunu ve simdi baslasam bile tatilin bitimine kadar bitiremiyecegim icin onsozunu okumakla yetindim. Kitabin adinin bolunmus olmasi hosuma gitmemisti ama onsozden sonra icerigini merak ediyordum. Bu oylesine bir merakti ki ruyamda bu kitabi okuyor ve bitirmis oluyordum.

Tatilin sonunda trenle Istanbul'a giderken en cok sevdigim seyi yapacaktim. Kitap okuyacaktim. Tutunamayanlar'la ve Oguz Atay'la tanismak aslinda bir tesaduften baska bir sey degildi. Okudukca okuyor, daha once icinde bulundugum yada tanik oldugum olaylarin kitapta olmasi beni daha cok bagliyordu Tutunmayanlar'a. Oguz Atay'in yazim sekli daha once okudugum kitaplardakine hic benzemiyordu. Tutunamayanlari bitirdigim zaman bir sure onun etkisiyle yasadim. Bazen Selim Isik gibi olaylari degerlendirirken, Turgut Ozben gibi pesine dusunuyordum. Zaman zaman kendimi asagilarken dunyaya da satasmadan edemiyordum...

Orhan Pamuk'un Yeni Hayati "bir gun bir kitap okudum ve tum hayatim degisti" diye basliyordu. O kitaptan sonra hayatim degismemisti ve kitaplarin insanlarin hayatini degistirebileceklerine inanmiyordum. Ta ki Tutunamayanlar'i bitirdigim gune kadar. Bu kitabi arkadaslarima okutmak zorunlulugu hissetmistim ve her firsatta Oguz Atay'la tanismanin zorunlugundan bahsediyordum. Bir kac kisi bu mutluluga eristi. Simdi onlar da Selim Isik ve Turgut Ozben'in temsil ettigi insanlari taniyor ve kendilerine "disconnectuserectus" diyorlar. Merak ediyorsaniz Oguz Atay'in bir sozuyle bitiyorum:

"BEN BURDAYIM SEVGILI OKUR, SEN NERDESIN ACABA ?"

"Garip Yaratiklar ansiklopedisinden;

Tutunamayan(Disconnectus Erectus):



Beceriksiz ve korkak bir hayvandir.Insan boyunda olanlari bile vardir.Yalniz penceleri ve ozellikle tirnaklari cok zayiftir. Dik arazide, yokus yukari hic tutunamaz. Yokus asagi, kayarak iner.(Bu arada sik sik duser.)Tuyleri yok denecek kadar azdir.Gozleri cok buyuk olmakla birlikte, gorme duygusu zayiftir.Bu nedenle tehlikeyi uzaktan goremez. Erkekleri, yalniz biralildigi zaman acikli sesler cikarirlar. Disilerini de ayni sesle cagirirlar. Genellikle baska hayvanlarin yuvalarinda(onlar dayabildikleri surece) barinirlar.Ya da terkedilmis yuvalarda yasarlar. Belirli bir aile duzenleri yoktur.Dogumdan sonra ana, baba ve yavrulari ayri yerlere giderler.Toplu olarak yasamayi da bilmezler ve dis tehlikelere karsi birlestikleri gorulmemistir. Belirli beslenme duzenleri de yoktur.Baska hayvanlarla birlikte yasarken onlarin getirdikleri yiyeceklerle gecinirler.Kandi baslarina kaldiklari zaman genellikle yemek yemegi unuturlar. Butun huylari taklit esasina dayandigi icin, baska hayvanlarin yemek yedigini gormezlerse, aciktiklarini anlamazlar.(Bu sirada cok zayif dustukleri icin avlanmalari tavsiye edilmez.) Icguduleri tam gelismemistir. Kendilerini korumayi bilmezler.Fakat - gene taklitcilikleri nedeniyle- baska hayvanlarin dovusmesine ozenerek kavgaya girdikleri olur.Simdiye kadar hicbir tutunamayanin bir kavgada baska bir hayvani yendigi gorulmemistir.Bunula birlikte hafizalari da zayif oldugu icin, sik sik kavga ettikleri, bazi tabiat bilginlerince gozlenmistir.(Ayni bilginler, kavgaci tutunamayanlarin sayisinin gittikce azaldigini soylemektedirler.) Din kitaplari, bu hayvanlari yemegi yasaklamissa da , gizli olarak avlanmakta ve etlerikacak olarak satilmaktadir. Tutunamayanlari avlamak cok kolaydir. Anlayisli bakislarla suzerseniz, hemen yaklasirlar size. Ondan sonra tutup oldurmek isten bile degildir.Insanlara zarali bazi mikroplar tasidiklari tespit edildiginden, Belediye Saglik Mudurlugu de tutunamayan kesimini yasak etmistir. Yemekten sonra insanlarda gorulen durgunluk, hafif sikinti, sebebi bilinmeyen vicdan azabi ve hic yoktan kendini suclama gibi duygulara sebep olduklari, hekimlerce ileri surulmektedir.Fakat ayni hekimler, tutunamayanlarin bu mikroplari, kasaplik hayvalara da bulastirdiklarini ve bu sikintidan kurtulmanin ancak et yemekten vazgecmekle saglanabilecegini soylemektedirler. Hayvan terbiyecileri de tutunamayanlarla uzun sure ugrasmis ve bunlari sirklerde calistirmak istemislerdir.Fakat bu hayvanlarin, beceriksizlikleri nedeniyle hicbir huner ogrenemediklerini gorunce vazgecmislerdir. Ayrica birkac sirkte halkin karsisina cikartilan tutunamayanlar, onlari guldurmek yerine mahzun etmislerdir.(Halk giselere saldirarak parasini geri istemistir.) Filden sonra, din duygusu en kuvvetli olan hayvan olarak bilinir.Oldukten sonra cennete gidecegi bazi yazarlarca ileri surulmektedir.Fakat toplu, ya da tek gittikleri her yerde hadise cikardiklari icin, bunun pek mumkun olmayacagi sanilmaktadir. Baslari daima one egik gezindikleri icin, cesitli engellere takilirlar ve her taraflari yara bere icinde kalir. Onlari bu durumda goren bazi yufka yurekli insanlar, tutunamayanlari ev hayvani olarak beslemeyi de denemislerdir.Fakat insanlar arasinda barinmalari -ev duzenine uymamalari nedeniyle- cok zor olmaktadir. Beklenmedik zamanlarda sahiplerine saldirmakta ve evden kovulunca da bir turlu gitmeyi bilmemektedirler. Evin kapisinda gunlerce , acikli sesleriyle bagirarak ev sahibini canindan bezdirmektedirler. (Bir keresinde, ev sahibi dayanamayip kacmissa da , tutunamayan, sahibini kovalayarak, gittigi yerde de ona rahat vermemistir.) Sehirlere yakin yerlerde yasadiklari icin, onlari sehrin icinde , citle cevrili ve yalniz tutunamayanlara mahsus bir parkta oturarak, sayilarinin azalmasini onlemeyi dusunmenin zamani artik gelmistir."

Oguz Atay-Tutunamayanlar


Tutunamayanlardan Bir Bolum

...cikarlarini dusunmeyenler unutulacaktir. her olayda bir kenara cekilenler gercekten de bir kenarda kalacaklardir. yaptiklari islerin gizli kalmasini isteyenler , bunda basariya ulasacaklardir. Kimse, onlarin varligiyla tedirgin olmayacaktir. bir gun oldukleri zaman, arkalarinda kucuk bir iz, bir ani, bir gozyasi, bir eser birakmadan yok olacaklardir. Gazetedki olum ilani bile, yedinci sayfada bir kenarda kalacak, kimsenin gozune carpmayacaktir. hayattan cikari olmayanlarin, olumden de cikari olmayacaktir. olum bile onlarin adlarini duyurmaya yetmeyecektir. Herkesin mezarinda guller ve menekseler buyurken, onlarin mezarlarini otlar buruyecektir. mezarlari bir kenarda kalmasa bile, buyuk ve muhtesem anitlarin arasina sikisip kaybolacaktir. cennetteki muhallebicide de garson onlarla ilgilenmeyecektir. agiz tadiyla bir keskul yiyemeden masadan kalkacaklardir. hayattan cikari olmayanlarin hayati , cikmaza suruklenecektir. kendini begenmisligin cezasini daha bu dunyadan cekmeye baslayacaklardir. sikintilarini kimseyle paylasmasini bilmedikleri icin, yalniz baslarina istirap cekeceklerdir. duygu alisverisinden nasipler olmayacaktir. duygusuz, hareketsiz, tatsiz bir hayat yasadiklari sanilacaktir. cektikleri acilarla, yuzlerinin burusmasina, saclarinin beyazlasmasina izin verilmeyecektir. guldukleri zaman sevincli, agladiklari zaman kederli olduklari sanilacaktir. hayattan cikarlari olmadigi da asla kabul edilmeyecektir. boyle bir yanlisliga dusulmeyecektir. aslinda, hayattan cikarlari oldugu ispat edilecektir, cikarlarini korumak icin canlari ciktigi halde, bunu beceremedikleri icin, cikarlariyokmusdabirseybeklemiyormuscasinagillerde n gorundukleri yuzlerine vurulacaktir. Onlar da bu saldirilara bir karsilik bulamayacaklardir. kendilerini yokladiklari zaman, butun ileri surulenlerin gercek oldugunu, hayatlarini bos yere harcadiklarini, ne yazik ki artik cok gec kaldiklarini onlar da acik ve secik olarak goreceklerdir. iste o anda dahi, delice bir harekette bulunmalarina, anlamsiz bir hayati anlamli bir sekilde bitirmelerine goz yumulmayacaktir. kendilerini olduremeyeceklerdir. onlara anlatilacaktir ki, boyle bir davranis butun yasamlariyla celiski icindedir, gercekle ilgisi yoktur: kendilerini oldururlerse, onlar hakkinda varilan isabetli yargilari curutmek icin gene bos bir caba gostermis olurlar. bu hicbir seyi degistirmez. onlar, bu rezillige de katlanarak surunmeye devam edeceklerdir. hayatlariyla yanlis olanlarin olumleriyle dogru olmalarina imkan var midir? hayattan cikari olmamak, hem tanrinin hem de insanlarin gozlerinde affedilmez bir suctur; gelisip yayilmamasi icin gerekli her turlu tedbir alinacaktir. butun tarih, butun iktisat, butun sosyoloji, butun psikoloji, kisaca butun lojiler, hayatin cikarciliga dayandigini gostermek icin yirtinacaklardir, yirtinmalidirlar. "Ben cikarima bakarim" diyeceksiniz, bunun icin "babami bile tanimam" diyeceksiniz. kimseyi tanimayacaksiniz; hele hayattan cikari olmayanlari hic!

Oguz Atay - Tutunamayanlar


Sarkilar - Oguz Atay

DUN, BUGUN, YARIN

When I was a little child ,
Bir yokluktu Ankara.
Apres moi dull and wild
Town ne oldu, que sera?

ITHAF ve MUKADDIME

King Soloman Speare'di adinin Incilcesi
Suleyman Kargi dosttur Turkceye tercumesi
Hamlet icin Horatio neyse oyleydi bana.
Kibris dolaylarindan gocmus anavatana.
Yikik bir sur ustune buyuk, cesur ve magrur.
Saplanmis bayrak gibi Ankara'da oturur.

Selim Isik tek ve Turk. Ve duygulu, amansiz.
Sabirsiz ve olumsuz, yasantida cansiz
Sanilirdi; gercekti, hayir gercek degildi.
Tutunamayanlarin tarihine egildi.
Kelime ve yalnizlik hayatin tadi tuzu
Kucaklamak isterdi olumu ve sonsuzu.

BIRINCI SARKI

Dokuz yuz otuz alti. Tarih dusuldu. Nicin?
Dogumu onemlidir - yani kendisi icin.
Burusuk yuzler, bezler arasinda bir canli
Baspamagini emdi (yikanmamis ve kanli)
Cahildi, ne bilsin libidonun adini
Duymustu belki belki askin kokusunu, tadini
Sonradan uzun olan yumuk parmaklarinda.

Ilk resminde beyazdi kundagi gibi yuzu.
Bir tasra konaginda yasadi ilk gunduzu.
Buyukanne, Osmanli sabriyla agir agir
Saliyor besigini. Dede bunak ve sagir.
Gelin urkek ve saskin, dede doksani askin,
Gozlerinde kalmamis hicbiri askin.
Ne zaman yemegini yedigini bilmiyor.
gordugu karisi mi gelini mi bilmiyor.

Asirlik ayaklari, evde bir hastalikti
Geceleri dolasan. Dalgin karni acikti;
Kalkti yer yatagindan, iki ayakli huzun.
Selim'in besigine ugradi, beyaz tulun
Altinda yatan teni oksadi. Titrek elin
Tuttugu son canliydi. Snaki, " Mutfaga gelin!"
Diyen bir sese dogru yonelirken, bir agri
Saplandi. Olu buldu onu sabah ruzgari

Ilk ruzgarin teriyle (bilincin esiginde)
Islanarak uyandi; kivrandi besiginde
Kundagiyla buyuk ve beyaz bir elma kurdu
Esirlik turkusunu butun eve duyurdu.
Baba genis yatakta dondu; yorgani kapti;
Anne, meme vermenin sancisiyla harapti.
Ilk ve son kocasinin, " Cocuga bak Muzeyyen!"
Miriltisiyla kalkti kadin kokan yerinden.

Corridos adasinda Permanlar arasinda
Elinde kendi gibi kuru bir barracinda
Tutarak,i on ikinci derece bir denklemi
Kaygisiz cozmesiyle, Ferrania Sandolem'i
Indirerek tahtindan kadin saltanatina
Son veren Panton Hipyos ya da once atina
Sonra kadina tapan Hun gibi Numan Isik
(oysa ilk yillarinda anneme nasil asik).
Uykulu gogusleri-kim bilir ne kadar tazeydi.
IIpek geceliginin icinde sert ve diri
(mektuplarinda Numan Bey, askini esli Turkce
-evlenmeden elbette- anlatirmis anneme)
Kayarken karanlikta, dede bir tas yigini
Gibi, genc lohusanin acitti ayagini.
Aci bir ciglik kesti Selimin nefesini
Belki o anda duydu korkunun ilk sesini.

Evin arka bahcesi otlar ve tahta perde.
Anilar basladi mi? Pasli bir kilim yerde,
koruyor dis dunyadan. Ilk bocekler elinden
Kayip geciyor. Nine dusmuyor dilinden
Belirsiz anlamlarla uuytan ninnileri
Hu diyen dervisleri urkunc ecinnileri.
Dandini ve dasdana, kov bostanci danayi
Yemesin lahanayi, yemesin lahanayi.

Bir yasinda kizamik, iki yasinda sitma,
Yakaladi Selim'i. Yavtum terleme kosma!
Terli bir uyanistan sonra tam uc yasinda
Disti yataga baygin. Aglayarak basinda
Kuran okur annesi; bir acilsa gozlerin.
Ne diyorsun Allahim duyulmuyor sozlerin.
Baba mirildaniyor; Selim Isik, guzel sey!
Agliyor gurultuyle; hey rahmetli Numan Bey!

Kasabanin tek doktoru topal Muvakkar.
Muvakkar'in tek gozu birazcik sehla bakar.
"Topal doktor kalksana, lambalari yaksana,
Selim elden gidiyor, caresine baksana."
Muvakkar'in gozuvarmis derler annemde
Babama severek varmis derler annem de.
O zaman kac senesi; tip bildiginiz gibi.
Butun umut Allahtan; hep bildiginiz gibi.

"Zaturreé. Geceyi atlatirsa umit var.
Kisin olsa giderdi." (disarida islak bahar).
Birden gozunu acti: karanlik pencereler,
Yagmur izleri. Selim, "Ataturk'u gordum,"der.
Tasrada yetisirken ogrendigi tek dildi
Turkce, cahil Selim'in. Bu kadar diyebildi.
Oysa bilseydi (canim) biraz da Fransizca
"Voila Ataturk maman" derdi muhakkak orda.

Az gelismis babanin az gelismis tek oglu ,
Simdi hatirladimda gozlerim doldu.
Donuk aydinliginda idare lambasinin,
Uzerine egilen golgenin (babasinin)
Varligindan habersiz, soluk bir ates gibi
Kucucuk yataginda. Bir aydinlik belirdi:
"Iste gunes doguyor. Kurtuldu, yasayacak!"
Yamali bir yildizdi ilerde isiyacak.

Izin ver Selim biraz, Hegel, Fichte diyelim,
Felsefeyle iliskin bir de ekmek yiyelim
Boyle byurdu Kargi, thus spake King Solomon
Yerindedir bu yargi, evet hakli Platon,
Felsefeyi seviniz, fakat koparmayiniz.
Demekle ozetliyor: bu dunyada yalniziz.
Ozur dilerim senden bu sutunda acikca,
Cocukluk gunlerimde kapilmistim cocukca.

Kelimenin anlami: sevmek demek Yunanca.
Filo. Sofyayi sevmek oluyor Filosofya.
Hatirlarsin pasajda Lefter'in meyhanesi,
Servis yapar, sarki soyler; biraz kisikti sesi,
"O Sofya mu, Sofya mu. Sensiz icmek olur mu?"
Kir sacli laternaci biraz mahsun dururdu,
'In nino veritas'. Ders sofistlerden Duzikos,
Tarih felsefesinde, 'Armoniko Muzikos...'

"Gene sapittin Selim. Seni kim durduracak?"
Soylemistim Suleyman: ben baslamazsam ancak
Durdurulabilirim. Ayrica fakir dilim
Bagli hece vezniyle, tas kesildi sag elim.
Hecenin carmihina civilenmis ellerim.
Kafiye tanrisina kurban oldum. Efendim?
"bir sarkinin sonuna kadar sabredemedin."
Bundan kaybediyorum, boyle oldugum icin.

Ne olur tutma artik beni hece vezniyle
Allahin, senin ve tum sevenlerin izniyle
Cozulsun zincirlerim, tutulan kol calissin.
Bir espri ugruna harcatmayin, alissin
Selim Isik insana. Soylesin sarkisini
Kesintisiz, acemi. Ey olu ruh! kiyam et!
Begendin mi Suleyman?"Begenmedim devam et."

IKINCI SARKI

Orta Asya'daki pembe elipsin icinden
Cikan kirmizi oklara binerek, Bozkurtlar (kanatli) Cin'den
Nasil ucmuslarsa Tanca'ya kadar,
Ben de (alti yasimda) dar
Ve yuksek camurluklu tenezzuhle (Ford T modeli) Ankara'ya ulastim
Sag salim. 'Yagmur Cayevi'nin onunde dolastim
Uyusan bacaklarimi oynatarak Ankara'nin topraginda.
Tashan,
Bana dunyanin en buyuk meydani gibi geldi.
Gozune gunes gelmesin diye elini
Siper eden Mehmetcik heykeli ne guzeldi.
Ve bustlerinden yalniz gogsune kadar tanidigim Ataturk
Kabartmali ve yuksek
Bir mermerin ustune cikmis atiyla.
(Boylece tanismis oldum heykel sanatiyla.)
Baba, oradaki kadin sirtinda ne tasiyor?
"Bomba." Neden? "Turk yurdu topyekun savasiyor."
Savas cephede bitti (yirmi yil once).
Oysa, bir turlu bitmez okul kitaplarindan ince
Sesimle okudugum
Siirlerde (Zafer Bayrami munasebetiyle)."Oglum,
Bu ne Seker ne de Kurban Bayrami,"
Derken babam hakliydi,
30 Agustos gunu elini operek ondan
Para istedigim zaman.
(Babama siir okumayi bile dusunuyordum o sirada.)

Babam siir sevmezdi. Evimize arada
Gelen Mimar Cemil Uluer yalniz siir yazardi.
(Babam bu adama nedense kizardi.)
"Bir kere, mimar degil bu herif.."
Diye basladi mi, hafif
Uzulurdu annem. "Canim Numan Bey
-bey derdi babama- bu kadar sey olma (sey derdi annem sik sik).
Adamcagiza yazik."
Mimar Cemil siir bina ederdi.
Kislik komuru bizim evden giderdi.
Mustesar Namik Beyi ziyaretlerinde de arz-i hurmetleriyle
Ve kimin okdugu belli olmayan hikmetleriyle
Dolu kitabini sunar; bir kat giyilmis elbise alir (yazlik).
Sair ve mimar olmaktan vazgectim(yazik).

Sevmedim okulu once,
'Ogretmenim' tutmadi yerini annemin (bence.)
Beni cingenelere vermek istemeseydi
Babam, bir dev anasi gibi
Gorunen ogretmenden kacardim (ne iyi olurdu).
Korkuyu
Bahcedeki huysuz ve parlak kanatli
Horoz tanitti bana.
Bir de ogretmenim Rana.
"Kulagini cekerim. konusma, terbiyesiz,
Yakarim agzinizi. cisim geldi derseniz.
Kirarim notunuzu haylazlik ederseniz.
Yarina satir satir ezberlensin dersiniz."

Yorgani attim uzerimden o gece,
Ciplak ayakla taslara bastim o gece. Kirk derece
Atesim ciksin diye bekliyordum. Sakin
Gondermesin babam beni okula yarin,
Olur mu Allahim. -Allahim diye baslamisken
Dua edeyim hemen:
Babama, bana ve nineme
Ve apartmandaki Baha Beye, karisina ve ogluna
Ve mahalledekilere ve rahmetli dedem Husrev kuluna
Ve Ankara'dakilere ve Turkiye'dekilere
Ve dunyadaki butun iyilere
Rahatlik ver.
Onlarin icinde (varsa eger)
Hirsiz, fena
Ve kotuluk etmek icin insana
Firsat bekleyenlere
VE beni azarlayan kapicimiz Kamber'e
Ve beni bahcede korkutan horoza
Ve ezberimi bilmezsem ceza
Verecek ogretmene
Rahatlik verme.
(Ceza vermezse rahatlik ver.)

Yeter
Bu kadar. Allah kizar sonra cok istersen.
Yalniz unuttum; ne olur rahatlik versen
Galatasaray oyuncularina. Yarin
Maclari var da; yenilmesinler sakin.

"Bu cocuk ne olacak boyle. Muzeyyen? Yaramaz
Olsaydi pisirik olacagina. Hic kimseyle konusmaz
Sinifta. Tek basina kosar durur bahcede. Onu
Eve kapatmak dogru mu?
Caliskan fakat korkak." Annem uzuldu
Fakat belli etmedi. 'Ogretmenim' cok guldu
Carpinca agaca 'Affedersiniz'
Dedigimi anlatirken. Annem sozu kisa kesti: "Dersiniz
Baslayacak. Vaktini aldim Rana.
Insallah buyuyunce lazim osur vatana."
Olmadi kimseye lazim. Aranmadi
Aramayinca.
Okul boyunca
Ne futbol takimina alindi, ne sinif mumessili olabildi.
Nedense bir yonuyle -belki de her yonuyle- saf kalabildi.
Yalniz bir korku kaldi kuskuyla karisik;
Sonunda kotu bir sey olur korkusuyla yasadi Selim Isik
Her olayi. Eski bir yara izi icinde sizladi, her egilisinde
Insanlara. Dunyaya bir daha gelisinde
Cocuk ve korkusuz yasamak ister surekli.
Buyumek, yalniz tutunanlara gerekli.
Ikinci gelisinde ciril ciplak dolasacak
Kelimenin butun anlamiyla ciril ciplak

Hep birlikte (son siniflar) toplandik arka bahcede.
"Ciktik acik alinla'yi soyledik bir agizdan
Muzik sinaviydi bu (toptan).
Herkes pekiyi aldi, imtihan iyi gitti
Son gunuydu okulun, mujde ilkokul bitti.

Yaz sicaginda evde
Cani sikilmasin ve
(Zararli iliskileri olmasin sokakta)
Kis gunu
Eski hastaliginin izlerini tasiyan gogsunu
Usutmesin dusuncesiyle
Eve kapandigi zaman -yani okul disindaki butun saatlerde-
Divanda otururdu
Durmadan dergi okurdu.
(Siz 'libidonun Olumu'
Filmini gordunuz mu?)
Binbir Roman, Yavruturk,
Cocuk Haftasi. "Buyuk
Adam olacak." Misafirler saygiyla bakar yuzume,
Sevgili buyuklerim: iste size bir manzume

Sabah erken kalkarim
Ne yuzumu yikarim
Ne sokaga cikarim.
Kisin soba yakarim
Yazin camdan bakarim
Hayattan yok cikarim.

Oglen olur yemek yerim
Fircalanmaz hic dislerim
Acaba ne yapsam derim
Kovboy filmine giderim
Donunce kizar pederim.

Aksam olur gunes batar
Babam hep anneme catar
Cici cocuk erkenden yatar
Hayat sikici ne kadar.

UCUNCU SARKI

Siz de benim gibi,
Gunleri
Sevgiyle isteyerek
Degil de, takvimden yaprak koparir gibi gercek
Bir sikinti ve nefretle yasadinizsa, Ankara gunesi sizin de
Uyusturmussa beyninizi. Ata'nin izinde
Gitmekten baska bir kavrami olmayan
Cumhuriyet cocugu olarak yayan,
Pis pis gezdinizse (o siralarda adi Opera Meydani olan)
Hergele Meydani'nda bu sari ve tozlu alan
Igrendirmediyse sizi,
Bir tasra cocugu sifatiyla ozlemeyi bilmiyorsaniz denizi,
Kaybettiniz (benim gibi)
Oysa,
Ayni Hergele Meydani'nda
Golgede on bes, guneste yedi bucuga tiras eden
Berberleri gormeden
Yalniz renkli yanini yasadiysaniz hayatin
Ve hergele ve beygir oldugunu duymadiysaniz atin
Sakali uzamis seyyar saticilara kese kagidi satmadinizsa,
Icinde aut ve salebin olmadigi 'donduma kaymak'tan tatmadinizsa
(Ayni Hergele Meydan'inda)
Kazandiniz. (Kimse yoktu -cirkinlikten baska- Selim'in yaninda)
En bayagi ve en mustehcen
(Fakat fiyati ehven)
Romanlari kiralamak icingecesi bes kurusa
Samanpazari'na cikan yokusa
Degilde saga sapin. Etiler'in at oynatmis oldugu Ankara'da
Hamallarin gittigi Sumer sinemasiyla ayni sirada,
Pardayan, Pitigrilli ve Fantoma
Ve Hayber Kalesi ve Tahir ile Zuhre bir arada
Yigilmis bir tezgahin uzerine. 'Geceleri Okumayiniz'
Orhan Cakiroglu'nun maceralarini.
Selim Isik, dunu bugunu yarini
Iste bu ortam icinde oldurdu.
Eksiklik duygusunun acisiyla guldurdu.
Ucuz dusuncelerindeki ucuz duzen, ucuz romanlarin ucuz yasantisi
Ucuz huysuzluklarin ucuz saplantisi
Ucuz ucuz ucuz ucuzdu.
Dalgin, sinirli, suskun huysuzdu.

Altimizda kalabalik bir aile otururdu.
Masasinin uzerinde bir kuru kafa dururdu,
Ortanca ogullari tip talebesi Saffet'in
(Siritan kabustu benim icin.)
Ne olur su kuru kafayi kaldiriniz
Beni korkutmaya yok hakkiniz
Herkes doktor olamaz ki,
Siz bana iyisi mi
Nazim'dan siirler okuyun.
Hani su 'Culus-u Humayun'
Diye sozlerini pek anlamadigim
Fakat misralarinin sesini sevdigim siir,
Bir de 'Olume Dair'
Sonra da Liszt'in Ikinci Macar Kampanasini
Ve Puccini'nin Tosca Operasini
(Canim, mandolinle caldigim arya)
Calarsiniz gramafonda.

Bir yumusama gelir yuzune
Kafatasi durur gene
(Fakat bir tulbentle ortulu)
Caruso'nun eski plakta hiriltili sesi duyulur yalniz
Sonra tip talebesiyle kursun asker oynariz.

Cranium fibula radius
Sacrum patella carpus
Nasil ezberlenir Allahim
Arapca dua eden insanin Latince kemikleri?
Saffet kulun anatomiden cakti,
Selim kulunla oynamayi birakti.
Alt katta bir kiraci daha: Ecmel Karakas
Ve gari mesru karisi (yavas
Soyle duymasinlar). Bana yuz vermiyor bahcede guzel kizi
(Oysa bahcede gecirdim butun yazi)
Dut agacina cikiyor benden kacarak,
"Sen de arkasindan ciksana ahmak!"
Daha daha: pisirik, beceriksiz, korkak.

En ust katta, karrsimizda, Airf Beyin refikasi
Laima Hanim ut calardi (Sarahaten acaba soylesem darilmaz mi?)
Ister tasrada ister Istanbul'da olsun
Ister burnunuza mangal dumani dolsun
Ister merdiven sahanliklarinizda
Kalorifer dairesinden gelen linyit kokusu,
Hepsinden daha kuvvetli ve etkilidir dokusu
Icinize isleyen 'alaturka'nin. Kucuk yasta icirilir yavasca
Derinin altina (cicek asisi gibi). Arkadasca
Sokulur oksayarak,
'Sine-i suzanimi' eder helak
Pek tesiri duyulmasada gunduz
(cunku o saatlerde ya kahvede vakit oldururuz,
Ya da paydos zilini bekleriz dairede)
Saat bes oldu mu, bin alti yuz kirk sekiz metrede
Ve bilmem kac kilosiklda basladi mi yayina Turkiye Postalari,

Yataginda zevkle inletir hastalari
Hemen fasil heyeti,
Duyulur dort bucaginda yurdun. Aksam nobeti
Tutan sinrdaki erden,
Iki kere mars oldu ustuste diye, terden
Pantolonu iskemleye yapisan pispirik Ismail'e kadar
Herkesin cigerine mikroplu havayla birlikte dolar.

Sirti hafif kamburlasmis ve dar goguslu
Tamburlardan yavasca yayilir havaya, aksamustu.
Efendiyi ve usagi birlikte mesteden
Makamdan makama ve besteden
Besteye gecerekten
"Tek tek ataraktan bade suzerekten"
'Cikmam Allah etmesin meyhaneden'
Cikmam korkusuyla alaturkasiyla beni kahreden
Icki Evinden, olmeden once.
Bence
Alyuvar, akyuvar, bir de alaturkadan murekkeptir kanimiz'
Dinlerken sikilsada canimiz,
Nasil birseydir (acaba guzel midir?)
Kim bilir.

Benim kanima giren baska bir sanat:
Darulbedayi'de tuluat.
(Tasirim bugune izlerini.)
Annem, olu dogurduktan sonra ikizlerini,
Bana gebe kaldiginin yedinci ayinda,
Tepebasi'nda, tiyaronun salas sarayinda
(Darulbedayi'de) Hazim'in 'Lukus Hayat' oyunuda,
O kadar gulmus, o kadar gulmus ki, sonuda
Korkmus, birsey olacak diye karnindaki Selim.
Oysa Selim, bildiginiz gibi, elim
Olmak isterken gulunc oldu bu sayede
Buyuk bir inhiraf oldu gayede.

DORDUNCU SARKI

Baharin son gunleri; komurlukler arasinda
Camasir ipleriyle kesilen
Uc agacli bahcemizin yanindaki papatyali arsaya bitisik
Sert kaldirimli ve yokusu dik
Yolda, ayakkabilarimin burnunu
Carpmamaya calisarak sekiyorum.(Becermek mumkun degil bunu.)
Bir satici eseginin kufeleriyle sigmadigi dar
Bogazi asiyorum
Ve servi agaclariyal kasvet
Ve daha birtakim agir duygular veren
Kucuk meydana ulasiyorum.
Burada duvari yikik
Bir mezarlik ve icinde bir turbe,
(Yillar sonra gordugum Karacaahmet Mezarlik Bankasinin -tovbe de-
Yaninda kucuk bir hesap sayilirdi.)
Turbenin parmakliklarina dugumlenmis caputlari.
Sudan cikarilmis bir olunun parmaklarina takili
Yosunlar gibi gorurdum. Ve duvarin onundeki kara cali,
Bana olumun tastanligini anlatan bir hocaydi kara sakalli.
Carpik mezar taslari arasinda,
Olulerin besledigi cimenlerin ortasinda
Turbedeki tas tabutlar kadar
Kayitsizsca uzanmis cocuklar.
(Korkulari yaslari kadar)

Oysa,
Saffet Agabeylerdeki ortanca hizmetci Guldum Abla,
Anlatirken ne bicimde gidilir cehenneme
Ve bakarken namaz kilan anneme
Bir eksiklik duyardim olumun icaplarina dair
Icimde. Sair
Ve mimar Cemil Uluer, burusuk derisi ve dissiz agziyla
Gulsum Abla daher aksam vaaziyla
Korkuturdi beni. Hayattayken sag elle burun silmenin
ve oldukten sonra kiyamette,
(Cehennemde veya cennette)
Her kilinda bir mizika bulunan Deccal'in esegini bilmenin
Gunah oldugunu ogremistim.
Zavalli Selim, zavalli Selim,:
Kendi kendimi yerdim
Ne yapmali, ne yapmali, diye
Oysa kucuk hizmetcileri Hediye.
Bos verip butun cezalara,
Hazreti Yusuf'un kuyuya cektigi ezalara,
Adem'in bugday agacindan memnu meyveyi
Yemesine -yoksa elma agaci miydi?-
Kiyamet gunu yanlislikla cevirince basini
Mizikalii esegin sesine, nasil yanilacagina, kasini
Fazla almanin da ayrica gunah olduguna,
Sag ellle temizlenen butun pisliklerin cehennemde
Bogazina dolduguna
Yuzunu cok yikayan kadinin
Bu nedenle alninin yazisini okuyan kadinin
Basina gelenlere
Aldirmazdi. Su karsiki apartmandaki Helen'lere
Kacarak dudaklarini boyardi.
Benimse cok daha ciddi niyetlerim vardi.

Turbenin hemen yaninda, gene dar bir sokakta,
Kerpic bir evde, fakir arkadasim Sabri'yle, sicakta,
Ter ve yikanmis kilim kokan odasinda konusuyoruz.
Pencereden giren gunes sefaleti keskinlestiriyor.Temmuz
Ayinin bitkinligi ve olum korkusu
Kelimeleri agirlastirirken, terimi siliyorum
Dinsel bir korkuyla. Daha. 'Euzu minsseytaniracim'i bilmiyorum
Baslamak icin duaya. Sabri bir din adaminin yavas
Hareketlerini taklit ediyor. Bende saygili bir telas,
Namaz surelerini ezberlemekle geciriyoruz
Bizi olume yaklastiran zamani. Yil bin dokuz yuz kirk dokuz.

Ankara'nin butun kucuk kubbeli camilerini
Ve kararmis kiremitli mescitlerini dolastik.'Inna ateyni
Kelkevser, Fesalli lirabbike ... huvel ebter.'
Korpe dizlerde derman biter
Yatsi namazinda, yanlis mirildanilan kelimeler sirasinda
Palabiyikli, sakalli ve yirtik corapli cemaat arasinda
Dini butun iki Turk cocugu yatar kalkar.
Surekli (kendine amansiz.) Ilahiler, dualar...
Allahim pesinde
Yirmi bin fersah. Temmuz gunesinde, agustos gunesinde,
Kirli sadirvanlarin camurlu taslarina
Uzatirlar ayaklarini yalniz baslarina.
Tozlu ayaklari camurlastiran sular,
Avuc icinden bileklere, dirseklere kayar.
Hangi elimle yikayacaktim hangi kulagimi?
Ne tarafa donecektim "Selamlasana sagini!"
Pabuclari calarlar mi dersin Sabri?
Duydun mu gazetedeki haberi
Pabuc hirsizlarina dair ?
"Haydi Selim, herkesle brlikte cevir
Sola basini." Neden Sabri bu ilahiyi ogretmedi bana?
Hio olmazsa biraz dudaklarini oynatsana!
Sol cennetin irmaklari akar Allah deyu deyu.
Ogle namazinda gunes yakar Allah deyu deyu.
Gec katildi bu kervana, Allahim yakindir sana,
Bir o yana bir bu yana, bakar Allah deyu deyu.
Burasi Allah yapisi, acilsin cennet kapisi,
Bu imtihansa hepisi cakar Allah deyu deyu.
Bu kervanda herkes yaya, rastlanmaz beye, agaya,
Insan aklini duaya, takar Allah deyu deyu.
Dualar bagli topraga, dusunce sapli bataga,
Gene camiden cikar sokaga Allah deyu deyu.

Selim Isik yaz dindari, yetti ona bu kadari
Cemaat kisin ne yapar, bilmez artik o kadari
Haci Bayram Camisi'nin cevresindeki kucuk evlerden birinde.
Yeni bir ruzgar esti (Olumsuzluk ruzgari). Yokluk Tanrisini emrinde.
Yeni bir savasa katildi butun kavgalarin yedek neferi Selim
(Ben neyim, ne degilim?)

Herkes mutlu ve sorumsuz
Herkes olumlu, ben olumsuz.
Yasitlarim artik uzun pantolon giymenin
bagimsizligini yasarken
Okulun paydos ziliyle hemen sokaga tasarken
Yikici fikirleriyle aklimin ince orgusunu karistiran
Otuz uc yasinda benimle soz yaristiran
Nihat Agabeyin yaninda isim neydi?
Gene boyle yildizli ve ilik bir geceydi
Kardesim Suleyman; "Hic, ama hicbirsey yapmadik," derken
Karsimda, bardak bardak koyu cay ve paket paket ucuz sigara icerken
Cirpiniyordum: Dumlupinar, Sakarya
Istanbul'un fethi, Kosova
Birden basini kaldirip gulumseyiverdi
Kara biyiklarinin arasindan isiyan beyaz disleri
Butun inanclarimi eritti.
Anliyorsun, bilinc, inanc, bugunun sozcukleri
O, suur ve tahripten bahsederdi.
Bunca Turk buyugunun -bir kitaba gore elli kadardi-
Kazandigi butun savaslari kaybettim orada,
(Ahsap evin beyaz perdeli odasinda)
Ne Mohac, ne Mercidabik, ne yeni, ne sabik
Zaferlerimiz dayanamadi. Yalniz kromda ve gureste birinciydik artik.
Eski kahramanlklardan baska
Ileri surecek neyimiz kalmisti dokuz yuz kirk dokuzda.
Selim Isik yenilmisti, bitmisti.
Neyse tam o sirada , Marsal Amca yetisti.

BESINCI SARKI

Ttunanmayanlarin destanidir bu sarki
Dostum Suleyman Kargi.
Eller bosta kaliyor, tutnamiyorlar topraga
Anlatamiyorlar anlatilamayani.
Anlatmak gerek: Dusman sarmis heryani
Oysa, mesela Selim Isik
Anlatmadan anlasilmaya asik.
Boyle adama
(Darilma ama)
Yaklasmaz hicbir guzellik,
Dogdugu gunden bu yana kalbinde bir delik,
Almak icin butun sizilari icine.
Her zaman utanmistir baskalri yerine.
Elim varmiyor yazmaya, inmeyelim derine.
Tas devri, Sabri devri, Nihat devri, Tunc devri
Asik oldu -soyleyemez- utanc devri.
Hep utandi hayati boyunca,
(Annesi yikamak icin soyunca)
Sinifta birinci oldugu gun, eve gec kaldim, diye uzuldu.
Cani siklidi guldu, kalbi incindi guldu.
Allahi ya da ona engel olan gizli kuvvetleri
Hicbir zaman kizdirmak istemedi.
Kucuk pazarliklar yaptigi,
Camide korkarak taptigi
Zamanlarda surdurdu bu uzlasimci varligi.
Annesinin yun fanilasina taktigi nazarligi
Cikaramadi yillar boyunca. Ilk defa domuz eti yerken
Arkadaslarini israrlariyla geneleve giderken,
Hep ONUNLA (O kimdi?) bozmamaya calisti arayi,
Iki gun oruc bile tuttu bir Ramazan ayi.
(Sapi silik ve tutuk bir tabancaydi.)
Bir gun olurse, ona vatan bir mezarlik yer verecek.
Oturdu bir destan yazdi; kendini yerecek.
Sazini ve cesaretini aldi eline (butun cesareti,
Daha kotu bir seyler olmasi korkusundadir).
Canini disine takarak,
Yazilmis eski destanlara bakarak,
Sozu uzatti durdu.
Iste soyle buyurdu:
Numanoglu Selim derler adimiz
Gurultuye geldi her feryadimiz
Nedense tamamdir itikadimiz
Dikilen her kumas bol gelir bize

Cocukken gunesin tadini bilmedik
Buyuduk kadinin tadini bilmedik
Bizi anlayacak kadin bilmedik
Sevgisiz bir hayat col gelir bize

Bize ogretilen her soze kandik
'Yasaktir' 'Memnudur' dendi, inandik
Hep 'Girilmez' levhasina aldandik
Bu tutulan, yanlis yol gelir bize

Benim cefali yarim kafamdir
Divanda dusunmek butun safamdir
Mulkiyet benimcun buyuk evhamdir
Senin olanlari nideyim gayri

Dostun vefalisi butun istegim
Kiz pesinde olan dostu nideyim
Her an yasamaliyim kendi gercegim
Kendi icimdeki indeyim gayri

Dostlar dedi: bu can bizden degildir
Dusman kirdi, oysa buzdan degildir
Care yok dunyadan gideyim gayri

Bana ilham getirdin
(Hem de yaktin bitirdin)
Ey! Elesius daglarindan esen ruzgar
Kissamiz burada biter
Bu kadar.

Thyen 11-25-2006 01:27 AM

teşekkür ederim valla eksik olma sagol
ben de buldum bikaç şey ama hala yeterli degil


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.