ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Komedi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=157)
-   -   Efsane Ögrenci Hikayeleri (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=3756)

Thyen 10-12-2006 03:41 PM

Efsane Ögrenci Hikayeleri
 
Bir üniversite'de işletme hocasının,
yazılıda "risk nedir?" diye tek soru
soruyo. dahi bi öğrenci sınavın ilk 10 saniyesinde teslim ediyo kağıdını. Kağıdın üst kısmında sadece isim-soyadı yazıyo, gerisi ise bomboş beyaz yaprak. Yani “İşte risk budur” diyor öğrencimiz. Ve sonuçta da sınıftaki en yüksek notu kapıyor doğal olarak!

***************

Felsefe öğrencilerini en çok zorlayan hocalardan biri yıllık olan dersinin final sınavını yapacakmış. Bu hoca cins sorularıyla meşhurmuş. Sınav günü gelmiş. Öğrenciler, “Büyük sınıflardan hep dinlerdik. Bakalım bu adam bize nasıl bi’şey soracak?” diye düşünerek girmişler sınava. Hoca sınıfa gelmiş ve sınav sorusu olarak tahtaya, “Why?” (Neden?) yazmış. Öğrenciler bi afallamış taabi. Sonra herkes kağıtlarına yumulmuş.

Yalnız bi öğrenci, sınavın ilk dakikasında kağıdını teslim etmiş. Öğrencinin cevabı da soru gibi kısaymış: “Why not?” (Neden olmasın ki?) Bu öğrenci sınavdan -o zamana kadar kimsenin başaramadığı bi sonuçmuş bu- “100” almış. Üstelik Hoca, okul biter bitmez öğrenciyi asistanı yapmış.

***************

cilgin felsefe hocasi 100 puanlik tek
soruyu yanindaki sandalyeyi gostererek sorar:
"bana bu sandalyenin varolmadigini kanitlayin!"
100 puan alan tek kişinin cevabi ise sadece şudur:
"hangi sandalye "

******************

ilkokul 3. sınıf..soru: ormanların faydalarını sayınız.
cevap: ormanların faydaları saymakla bitmez.
sonuç: tam not

******************

Din hocası hz. muhammed ile hz.ali
arasındaki bir diyalogu yazin demis.
hani kitapta geçen özlü sözler tarzında,
yanıtlardan biri söyleymiş
hz.muhammed: günaydın ali
hz.ali : sana da günaydın ya muhammed nasılsın

*******************

seviye:üniversite
ders:eğitim felsefesi
sınav:bütünleme
sınav şu sorudan ibarettir:''bildiğiniz
iki soruyu yazıp cevaplayınız.''
yalnız bir sorun vardır derse hiç devam
etmemiş öğrenci dersin içeriğini hiç
bilmemektedir.dolayısıyla kendine
sorabileceği iki adet soru da bulamamaktadır. beyninin
derinliklerinden,dönemin ilk dersine girdiğini
hatırlar.bu derste duyduğu cümleyide.
yeterli doneyi almış.
soru 1:ilk milli eğitim bakanımız kimdir
cevap:hasan ali yücel
soru 2:hasan ali yücel kimdir
cevap:ilk milli eğitim bakanımızdır.
işlem tamamlanmıştır...
sınav sonucu:100
(yaşanmıştır...)

*********************

soru; ahmet hasim'in en unlu eserlerinin
toplandigi eserin adi nedir
cevap; best of ahmet hasim

************

deprem sırasında ortaya çıkan enerjiye ne denir."
doğru cevap depremin magnitüdü'dür,
fakat zeki bir arkadaşımız:
"helal olsun" yanıtıyla okulda efsane
olmayı başarmıştır.

******************

aşagıdaki konulara kısa ve etkili bir
şekilde değinen bir yazı yazın.
1. din
2. cinsellik
3. gizem

cevap:
"allahım! hamileyim. acaba kimden "

*KeDi KeSeN* 10-13-2006 07:21 PM

Ya Ok Thyen Guzel De Jnm Bunu Ben Yollamiştim Bee Walla Bak

Thyen 10-13-2006 08:13 PM

hadi ya
farketmemeişim

sawman 10-13-2006 11:22 PM

neyse guncellenmıs işte

*KeDi KeSeN* 10-14-2006 09:29 AM

bos ver ya ben bita guldum :D

*KeDi KeSeN* 10-19-2006 12:03 PM

İstanbul Üniversitesi’nde bi fizik profesörü, final sınavında öğrencileri tek tek odasına alıyomuş ve 100 puan değerinde bi soru soruyomuş: “Otobüstesiniz, içerisi inanılmaz sıcak. N’aparsınız?” Odaya giren öğrencilerin hepsi, “Pencereyi açarım hocam” diyomuş. Kıl hoca bunun üzerine, “Peki o zaman; pencereden giren havanın hızı nedir?” diye soruyomuş. Soruyu duyan öğrenciler de apışıp kalıyomuş. Gak, guk… Şudur, budur, ama yok. Haliyle hepsi odadan bi karış suratla çıkıyomuş.

Sıra dersi üstten alan bi öğrenciye gelmiş. Bu çocuk da, artık o sene okulu bitirmeyi kafasına koymuşmuş. Hoca yine aynı soruyu sormuş: “Otobüstesin ve içerisi feci sıcak. N’aparsın?” Bizimki başlamış saymaya. “Kazağımı çıkarırım, gömleğimi çıkarırım, fanilamı çıkarırım.” Hoca bıyık altından gülerek sürekli, “Başka, başka?” diyomuş. “Gazeteyle kendimi yellerim, başıma su dökerim…” Hoca hala, “Başka başka” deyince çocukcağız artık dayanamamış, “Hocam, okulu bitirmem lazım, afedersiniz, anamı s….niz o pencereyi açmam!” demiş.

*KeDi KeSeN* 10-19-2006 12:05 PM

Bir kız yurdunda kalan kızlar, artık temizlik görevlisine olan kıllıklarından mıdır yoksa nerden çıktığı belli olmayan bir yurt geleneğinden midir, her sabah dudaklarına ruj sürdükten sonra aynaya öperek iz bırakıyorlarmış.

Yurt müdürü ne yaptı ettiyse bu alışkanlığı ortadan kaldıramamış. Diğer yandan temizlik görevlileri de iyiden baş kaldırmaya başlamışlar. Sonunda müdürün aklına parlak bir fikir gelmiş. Hemmen bir duyuru yapıp, kızları toplantıya çağırmış. Neyse toplanmış bunlar. Müdür “Buyrun tuvalate” demiş. Düşmüş yola, şaşkın kızlar da peşlerinde, temizlik görevlisinin beklediği umumi tuvalete girmişler. Aynalarda sabahki ruj izleri hala duruyormuş.

Müdür “Arkadaşlar” demiş, “Bazılarınız dudaklarına ruj sürdükten sonra aynaları öperek çıkması güç izler bırakıyor. Temizlik görevlilerimiz bunları temizlerken zorlanıyor. Sizleri görevlimizin bu temizliği yaparken ne kadar zorlandığını bizzat görmeniz için topladım. Bakım ve görün”. Sonra görevliye bir işaret çakmış. Bizimki gayet sakin bir şekilde tuvalet fırçasını almış, klozetteki suya daldırmış ve aynayı temizlemiş. O gün bu gündür o yurtta tuvaletlerde dudak izine bir daha rastlanmamış.

*KeDi KeSeN* 10-19-2006 12:06 PM

Malumunuz Afrika'nın fakir ülkelerinde insanlar yokluk içinde yaşıyor. Öyleki oralarda bir dal kürdan bile çok değerliymiş. Kürdan ancak çok zenginlerin kullandığı lüks bir malmış.

Bundan 10 yıl kadar önce üniversitelerimize öğrenci değişimi, Birleşmiş Milletler bursuyla filan Afrika'nın çeşitli ülkelerinden bir çok öğrenci gelmiş. Yemekhanelerde her masada kürdan olduğunu gören bu öğrenciler, kendi ülkelerinde çok değerli olan kürdanları kullandıktan sonra tekrar kürdanlığa korlarmış. Bu söylenti o kadar yayılmış ki; o dönem yemekhanelerde kimse kürdan kullanmaz olmuş.

*KeDi KeSeN* 10-19-2006 12:11 PM

Türk matematik dünyasının değerli hocalarından biri olan Sabuncuoğlu'nu, özellikle üniversiteyi Ankara'da okuyanlar iyi bilir. Sabuncuoğlu, ilkelerinden taviz vermeyen sert bir hocadır. Öğrencilerinden biri Hoca'nın sınavından 59 almış. O okulda geçme notu 60 olduğundan, sadece 1 puana ihtiyacı varmış. Hocadan, o 1 puanı istemeye karar vermiş. Sabuncuoğlu'nun kapısını büyük bir saygıyla tıklatmış. İçeriden boğuk bir "Gir" sesi gelmiş. Kafasını odaya uzatmış. Hoca odada, saçı başı dağılmış, konsantre bir biçimde çalışıyormuş. Bizimki epey çekinerek, "Hocam, durumum böyleyken böyle, okulu bitirmem size bağlı" falan diye kekelemiş.

Hoca bizimkine şöyle bir bakmış. Matematikçi ya, odasında karatahta da eksik değil tabii. "Al şu tebeşiri. Bir sayı doğrusu çiz" demiş. Öğrenci şaşkın şaşkın çizmiş. "Şimdi bana 59 ve 60'ın yerini göster" demiş. Oğlan göstermiş. Hoca bu kez, "59 ile 60 arasında kaç sayı var oğlum?" diye sormuş. Bizimki, Sabuncuoğlu'nun, istediği o 1 puan için sözlü yaptığını sanıp heyecanlanmış. Düşünmüş taşınmış ve "Sonsuz, hocam" cevabını vermiş. Hoca gülümsemiş, "Afferin evladım, bildin" demiş. Bizimki de sevinmiş tabii. Ama Sabuncuoğlu, masasının başına dönerken "Gördüğün gibi; sen benden sonsuzu istiyorsun. Bunu sana kimse veremez" demiş.

*KeDi KeSeN* 10-19-2006 12:12 PM

ODTÜ Matematik Bölümü'nün önünde kitaplarını eline almış, uzun boylu, soluk yüzlü bir kız heykeli vardır. ODTÜ'de anlatılana göre; bu kız gerçekten yaşamış. Normal şartlarda bitirmenin büyük başarı sayıldığı Matematik Bölümü'nü 3 senede kafayı sıyırmadan birincilikle bitirmiş. Ancak mezuniyet törenine gelirken trafik kazası geçirip ölmüş. Bunun üzerine Matematik Bölümü, kızın heykelini "örnek öğrenci" niyetine diktirmiş.

*KeDi KeSeN* 10-19-2006 12:13 PM

ODTÜ kampüsünün altı dev tüneller ağıyla çevriliymiş. Neden ve nasıl yapıldığı bilinmeyen bu tüneller, ODTÜ'ye ait olan Eymir Gölü'ne kadar uzanıyormuş (ki bu yaklaşık 20 kilometre oluyor). Öğrenciler tünelleri, 70-80'li yıllarda polis ve jandarmadan saklanmak için kullanıyormuş. Son yıllarda ise ODTÜ'nün çimleriyle yetinmeyen çiftler, bu tünellerde bir takım ihtiyaçlarını (!) karşılıyormuş.

*KeDi KeSeN* 10-19-2006 12:14 PM

ODTÜ yurtlarında yeni gelen öğrencilere şaka yapmak adettenmiş. En sık yapılan şaka ise şöyleymiş: Yurdun eskileri, yeni gelen öğrenciye uyku hapı içiriyormuş. Deliksiz uyuyan kurban, sabah kendisini pijamalarıyla rektörlüğün önünde buluyormuş

*KeDi KeSeN* 10-19-2006 12:16 PM

İzmir'in ünlü hocalarından Fizikçi Dehşet Neşet, sınavlarda sorduğu garip sorularla efsaneleşmiştir. Neşet Bey bi keresinde sınavda, karmaşık bir makara sistemi sormuş ve öğrencilerden sistemin dengede durup durmadığını belirlemelerini istemiş. Öğrenciler kağıtlarını formüllerle, rakamlarla doldurmuş. Ancak hepsi sıfır almış. Dehşet, "Doğru cevap 'makara yere düşer' olacaktı" demiş. Meğer çizimdeki makara tavana bağlı değilmiş.

*KeDi KeSeN* 10-19-2006 12:17 PM

Dehşet Neşet müthiş bi Fenerbahçe fanatiğiymiş. Bi sınavda da, Galatasaray-Fenerbahçe maçıyla ilgili bi soru sormuş ve Fenerbahçe ceza sahası civarından atılan bir şutla ilgili; vuruş açısı, topa vuruş hızı, kalecinin yeri ve yapabileceği haraketler gibi bilgileri vermiş. Soru, bu topun gol olup olmayacağıymış. Öğrenciler yine uğraşmışlar soruyu çözmek için. Ama yine hepsi sıfır almış. Sorunun yanıtı şöyleymiş: "Rüştü ordan gol yemez!"

*KeDi KeSeN* 10-19-2006 12:19 PM

Dehşet'in bir de, kendinden 1 saniye sonra gelenlerden dahi geç kağıdı istemek gibi katı bi prensibi varmış. O lisesinin müdür yardımcısı da sertliğiyle efsaneleşmiş bi hocaymış. Geç kağıdı almak için gidenler genelde sopa yiyip çıkarmış. Bir gün bi öğrenci Dehşet Neşet'in dersine geç kalmış. Sınıfın bulunduğu koridora girince Dehşet'in sınıfa doğru geldiğini görmüş. Hemen koşmaya başlamış. Bi bakmış Neşet Hoca da depar atıyor. Yarışı Dehşet kazanmış ve "Git geç kağıdı al!" demiş.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.