ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Cinsellik (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=637)
-   -   Vajinal Kanama Türleri (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=1042163)

Prof. Dr. Sinsi 11-04-2012 11:18 AM

Vajinal Kanama Türleri
 
Kadınlarda üreme kapasitesini ve üreme fonksiyonunu dışa vuran en önemli belirti aybaşı kanamasıdır. Ay halidir. Tıpta biz buna 'menses' diyoruz.
Yeni bir kanama başlayınca o siklus sona ermiş demektir. İlk kanama günü de yenibir siklusun ilk günü olarak kabul edilir.
Normalde ilk ay başı kanaması (menarş) 11-14 yaşları arasında başlar. Ülkemizde ilk adet görme yaşı 12, 8 yaş civarındadır. Yine ülkemizde kadınların adetten kesilmesi yani menapoza girmesi 45-55 yaşları arasında olur. Ortalaması 50, 8 yaştır. İlk adet yaşına çocuğun sosyo-ekonomik durumu ve iklim şartları etki eder. Sıcak iklimde yaşayanlar daha erken adet görürler. Normal bir siklus 28 gün olarak kabul edilir. 3 gün önce veya 3 gün sonra olması normal sayılır.

Kanama süresi

Kanama süresi genelde 2-4 gündür. En çok 7 gün sürer, 8 günden daha uzun süren kanamalar normal kabul edilmez ve bu tür kanamaların altında yatan başka bir neden aranmalıdır. İlk adet kanamasını izleyen 5-7 sene ile adet kesilmesinden önceki 6-8 kanamalar, ortalamaların üzerinde daha uzun ve yahut da daha kısa olabilir ve de bu sikluslar genellikle yumurtlama olmadan gerçekleşir. Yani bu dönemlerde gebelik oluşmaz. Çocuk doğurmuş kadınlarda kanama miktar olarak doğurmamışlara göre daha fazladır. Ayrıca 40 yaşından sonrada kanama miktarca azalmaya başlar. Adet kanamalarının bir diğer özelliği de içinde kan pıhtısının olmamasıdır. Eğer adet kanında pıhtı var ise bir neden aranmalıdır. Adet dışı kanamalar, ortaya çıkış süreleri, devamları ve miktarları açısından ayrı özelliklere sahiptirler.
Adet gününe uyan günde başlayan, normal sürede devam eden fakat normalden fazla miktarda kanama olması.
Normal adete uyan günde başlayan adet kanamasının miktarının normalden az olması.
İki adet arasındaki sürenin uzun olması. Bu gruba giren kadınlar, ancak yılda 3-4 defa adet görürler.
İki adet arasındaki sürenin kısalması da söz konusu olabilir. Böyle kanaması olan kadınlar, 15-20 günde bir adet görürler.
Adet kanaması süresinin uzaması ile birlikte fazla miktarda kanama olabilir.
İki adet arasında imtizamsız kanamalar olabilir.
Vaginadaki yabancı cisimlere, çeşitli nedenlerle olan yaralanmalara ve bu organın kanserlerine bağlı kanamalar.

Polip kanamalar

Rahim ağzındaki yara ve kanserden olan kanamalardır. Rahim içindeki yabancı cisimlere bağlı kanmalar ve rahim içi zarının iltihabına bağlı kanmalar. Rahim içindeki “Polip” dediğimiz oluşumların yaptığı düzensiz kanamalar. Rahmin iyi huylu ve kötü huylu tümörlerin yaptığı kanamalar.
Tüp kanserinin, yumurtalık kistlerinin ve yumurtalığın kötü huylu tümörlerinin yaptığı kanamalar olabilir. Bozulmakta olan veya bozulmuş bir gebeliğin neden olduğu kanamalar olarak sıralanabilir.
Rahim ağzı kanserleri: Sosyo-ekonomik durumu düşük toplumlarda, temizlik şartlarına iyi uymayanlarda 3'ten fazla erkekle evlenen veya ilişki kuran, küçük yaşta evlenip gebe kalanlarda ve çok doğuranlarda fazla genital iltihap geçirenlerde diğer kadınlara göre daha sık görülür.
Burada genital iltihaptan kasıt seksüel ilişkilerle geçen iltihaplardır, biz bunlara “Venerien” hastalıkları diyoruz. Bir de erkekleri sünnetli olan kadınlarda rahim ağzı kanseri erkekleri sünnetli olmayanlara göre daha az görülmektedir. Dikkatimizi çeken bu faktörlerin ortak yanı “Cinsel İlişkidir”. Durum bu şekle gelince son zamanlarda rahim ağzı kanseri ile cinsel ilişki arasındaki bağ daha bir geniş çerçeve içinde araştırılmaya başlanmıştır.
Rahim ağzı kanserine yakalananlarda daha çok iki adet arası veya birleşme sonrasında açık renkli et suyu tarzında, pis kokulu kanamalar olur. Hastalar genellikle bu şikayetlerle hekime gelirler. Her kanserde olduğu gibi bunlarda da en önemli olan şey erken teşhistir. Erken teşhis sonucu yapılan tedaviden de hem hasta hem de hekim yönünden yüz güldürücü neticeler alınır. Ancak buranın kanserinin ameliyatı güçtür ve özel eğitim ister, yetişmiş iyi bir ekip gerektirir.
Bu tür istenmeyen ve kötü olaylardan korunmanın yolu da 30 yaşın üzerindeki hanımların her 6 ayda veya en geç senede bir defa muayene olması ve rahim ağzından pamukla akıntı alınıp mikroskopla incelemesidir.
İyi huylu urlar sık görülür
Rahmin iyi huylu urları (myom) kadınlarda oldukça sık görülür. En fazla görülme yaşı yüzde 80 oranla 30-50 arasıdır. Tüm kadınların aşağı yukarı yüzde 20'sinde myom vardı. Ancak bu myomların sadece yüzde 10'u tedavi gerektirir, yüzde 90 kadarı bir şikayete sebebiyet vermez. Araz veren myomlarda; ağrı, anormal adet kanamaları, düşük hatta bazen kısırlık ve bir de büyüklüklerine göre etrafa baskı arazları olur, teşhisleri kolaydır, muayene ile ayrıca ultrasonografi ile tanı konur. Böyle durumlarda hekimin hastaya tavsiyesi büyük oranda hastanın ameliyat edilmesi olacaktır.
Rahim kanseri, meme ve bağırsak kanserlerinden sonra kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Hiç doğurmamışlarda, şişmanlarda, yüksek tansiyonlularda ve şeker hastalarında rahim kanserine yakalanma oranı daha fazladır. Bir de 40 yaşlarında ara kanamaları olanların, düzensiz adet görenlerin ve ilaç kullanıldığı halde tedavisi iyi netice vermeyenlerin de riskli grup içinde incelenmesi gerekir. Özellikle adet kesildikten sonra olan kanamalar kanser yönünden ciddi belirtilerdendir. Rahim kanserlerinde görülen kanamalar genelde et suyu renginde ve kıvamındaki kanamalardır. Bu gibi hallerde doktorun tedavisine göre teşhis için kürtaj yapılıp rahim içinden parça alınarak mikroskopla bakılmalı ve kesin teşhis histopatolojik inceleme ile konulmalı ve zaman geçirmeden tedavisi için gereken yapılmalıdır.
Kanama nedenleri arasında yumurtalıkların iyi huylu kistlerinin de oldukça önemli yeri vardır. Çoğunlukla genç yaşlarda görülür ve adet bozukluklarına, ağrıya neden olur, yumurtalıklar batın içinde olduğu için yumurtalıktaki bir büyümeyi basit kist mi, yoksa kötü huylu bir tümör mü doğrusu teşhis edilebilmek oldukça zordur. Teşhis için çeşitli yöntemler vardır, ama kati ayrım ölçüleri halen pek yoktur.
Çoğu zaman şikayete neden olmadıkları için teşhis edildiklerinde de tedavi için zaman oldukça geçmiştir ve yapılan tedavide maalesef hastanın ömrünü pek fazla uzatmaz. Teşhisleri de çoğunlukla jinekolojik muayene sırasında tesadüfen olur, onun için özellikle 35 yaşını geçmiş hanımların hiç değilse senede bir defa kontrol olmalarında büyük fayda vardır. 50 yaşın üzerindeki kadınlarda görülen yumurtalık büyümelerinin yüzde 50'si kötü huyludur. Yumurtalık kanseri de zaten en çok 40-60 yaşları arasında görülür.
Kısaca belirtmeye çalıştığım birçok hastalığın yanında daha birçok değişik hastalıklarda adet kanamasına yol açabilir. Bu nedenlerden dolayı da hekimin muayenesi ve bunların ayrımının yapılması ve ona göre hareket edilmesi şarttır. Geleceğin teminatı sağlıklı nesiller ancak sağlıklı insanların eseri olabilir.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.